Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/139 E. 2020/409 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/139 Esas
KARAR NO : 2020/409

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile Davalı Şirketlerden … Ltd. Şti. arasında .. Derneği’ne ait … inşaatının belirli yapım işlerine ilişkin olarak taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, bu kapsamda davalılardan …’ın yine Davalılardan …’ne olan eseri yapma borcu alt yüklenici sıfatıyla müvekkile bırakıldığını, sözleşme doğrultusunda müvekkilin yükümlülüklerini tamamıyla, eksiksiz şekilde belirlenen zaman diliminde yerine getirmiş ve davalılar tarafından iş teslim alınmış olmasına rağmen hak etmiş olduğu bedel kendisine ödenmeyerek mağdur edildiğini ve ticari hayatında telafisi imkansız zararlara sebebiyet verildiğini, müvekkili işbu ödenmeyen alacağının tahsili amacıyla … 17. Noterliği’nden … yevmiye numaralı, …. tarihli İhtarnameyi davalılara keşide etmiş, ancak ihtar 30.05.2018 tarihinde her iki davalı tarafından da tebliğ alınmasına rağmen müvekkile herhangi bir ödemede bulunulmadığını, tüm bu sebeplerle taraflar arasında akdedilmiş olan Taşeronluk Sözleşmesi hasebiyle şimdilik 225.547,00-TL bedelin eserin teslim tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle beraber davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, bu kapsamda asıl iş sahibi tarafından yükleniciye yapılmamış ödeme ve hakedişleri üzerine müvekkili lehine ihtiyati haciz ve/veya ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına,
yine davalı şirketin durumu ve bu zamana kadar kötü niyetli yaklaşımları nazara menkul ve gayrımenkul malları üzerine ihtiyati haciz ve/veya ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı ve dava dışı …, … işlerine ilişkin taşeron sözleşmesi ile üstlendikleri işi eksik ve hatalı yapmışlar ve eksik-hatalı yapılan işlerin … Derneği’nin yapmış olduğu 21/06/2017 tarihli geçici kabul tutanağı ile tespit edildiği,
söz konusu geçici kabul tutanağında eksik ve hatalı yapılan işler kalem kalem yer aldığı, davacı ve dava dışı …’nun söz konusu eksik ve hatalı işleri tamamlamadıklarını, gecikmeden dolayı müvekkilinin de kendi ödemelerini geç aldığını, bunun üzerine müvekkilin eksik ve hatalı yapılan işleri dava dışı … firmasına yaptırmak zorunda kaldığını, anılan nedenlerle, sayın mahkemeniz huzurunda açılan davada davacı talepleri haksız olup, davadan önce müvekkil davacının kötü niyetle çekmiş olduğu ihtarnameye karşı da, cevabi ihtarname göndererek, davacının kendisinden bir alacağının olmadığını ve kendisine çekilen ihtarnamenin haksız olduğunu belirtiklerini, ayrıca davacı müvekkilin tüm taleplerine rağmen yapmış olduğu işlere ilişkin de fatura kesmemiş, KDV ve vergi ödememiş ve bu konuda da müvekkili ve devleti mağdur ettiğini, ayrıca, müvekkilin eksik ve hatalı yapılan işler dışında kalan işlerin ödemesini yapmış olup, yapılan işlere ilişkin yapmış olduğu ödemelere ilişkin banka dekontları ve elden verilen dekontlara ilişkin ödemelerin mahkemeye sunulacağı, sonuç olarak davacının açmış olduğu davasındaki taleplerinin haksız olduğunu, anılan nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili … , … Derneği ile … Şirketi arasında yapılan sözleşmede camii inşaatı konusunda anlaşma yapılmış ve sözleşme içeriğinde … İnşaatı içerisinde radye general temel ikmali, 4 adet bodrum, mahvel katı tonoz kubbe ve minareler dahil cami kaba inşaatı ve yardımcı bina kaba inşaatı, su yalıtım yalıtım koruma duvarı ve elek üstü çakıl malzeme ile drenaj yapılması konusunda birden fazla işlemi içeren ve genel anlamda caminin kaba inşaat olarak nitelendirilen bölümlerinin inşası için -10.375.000,00- TL bedelle (KDV hariç) toplam bedel üzerinden 02.04.2015 tarihinde sözleşme imzalandığını, … tarafından gerekli edimler ifa edilmiş aynı zamanda müvekkili dernekçe söz konusu bedelin ödemesi de tamamen yapıldığımı, Yukarıda sözü edilen inşaat sözleşmesi de incelendiğince sözleşmenin 15. maddesinde ”15.1. İhale konusu işte idarenin (… ) onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir.15.2 İşin tamamı alt yükleniciye yaptırılamaz. Alt yüklenicilerin yaptıkları işlerle ilgili sorumluluğu yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırılmaz.” şeklinde düzenlemeye yer verildiğini, söz konusu sözleşme detaylı bir şekilde incelendiğinde de müvekkil derneğin davacı … ile herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmadığı gibi yönetim kurulu üyeleri tarafından da bu şahısın tanımadıklarını, bilindiği üzere borç ilişkileri (sözleşmeler) nitelikleri itibariyle nisbi hukuki ilişkiler olup; yalnız alacaklı ile borçlu arasında hukuki sonuçlar doğurduğundan bu bakımdan alacaklının alacak hakkı, nispi bir haktır ve herkese karşı ileri sürülebilen mutlak hakların aksine sadece sözleşme borçlusuna karşı ileri sürülebileceği, Bu ilişkiden doğan hak ve borçlar üçüncü kişileri etkilemeyeceği, müvekkili derneğin yüklenici firma olan … Ltd. Şti ye herhangi bir borcu bulunmadığını, aynı zamanda davacı … ile hiçbir hukuki ilişki içerisinde bulunmadıklarını, ayrıca müvekkili derneğin … ilinde faaliyet gösteren bir dernek olup, derneğin yaptırmış olduğu taşınmaz niteliğindeki camii inşaatı da … ili … ilçesi sınırlarında olduğundan mahkemenin yetkisiz olduğunu, söz konusu iş bu davanın müvekkili açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalı … ile Davacı …(ve dava dışı …) arasında imzalanan “kalfalık hizmetine ait sözleşme” adlı belge gereği eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının davalılardan tahsiline ilişkindir.
Dosyada mübrez belgelere göre; Davalı … Tic. Ltd. Şti. İle diğer Davalı … arasında Cami Yapım Sözleşmesinin akdedildiği, davacının ise esnaf ya da vergi kaydı bulunmaksızın Davalı … sigortalı olarak kaydının bulunduğu ve davalı … ile bu cami yapımının bir kısım işlerinde çalışmak üzere kalfalık hizmetine ait sözleşme imzaladığı, Diğer Davalı …nin tacir sıfatını olmadığı, davacı vekilinin 1 nolu celsede davacı müvekkilimin herhangi bir ticaret odasında, esnaf odasında kaydı bulunmadığını beyan ettiği, davacı asilin de beyanına göre bağlı bulunduğu vergi dairesi ve vergi numarası kaydının da bulunmadığının anlaşıldığı. Davanın taraflarından yalnız davalılardan … Tic. Ltd. Şti. nin tacir olduğu sabittir.
Taraflardan birinin tacir olması davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli bulunmamaktadır. TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir. Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa göre uygulanması gereken hükümler, TTK’da düzenlenmediğinden, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olduğundan bu dava mutlak ticari dava olarak da kabul edilemez.
Taraflarca sunulan dilekçeler ve tüm deliller (sözleşme, ihtarname, ifade tutanağı) incelendiğinde, Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline dayalı olarak açıldığından, Davacının iddiası, dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; Mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı, işbu davanın mahkememizin görev alanında bulunmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu kanaatine varılarak, davanın görev yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davacı tarafın davasının; davaya bakma görevinin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDE olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği ile; 6100 sayılı kanunun 114/1c ve 115/2f maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-)Görevsizlik kararının kesinleşmesine müteakiben 2 hafta içerisinde başvurulması halinde DOSYANIN GÖREVLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-)HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-)Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda ek karar yazılmasına,
5-)Süresi içinde dosyanın gönderilmesi için mahkememize başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harçları ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır