Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/100 E. 2020/412 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/100 Esas
KARAR NO : 2020/412 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 02/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu … Ltd.Şti. ve diğer davalı/borçlu … ile davacı müvekkili banka arasında 03.12.2015 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi imzaladıklarını,davalı/borçlu …, müvekkili banka ile davalı … Malz. San. ve Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan 03.12.2015 tarihli Kredi Genel Sözleşmesini hen davalı şirketin yetkilisi/ortağı hem de Sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Ayrıca davalı/borçlu …, sözleşme hükümlerinin uygulanmasını kabul ettiğine dair 03.12.2015 tarihli “Kefil Kabul Beyanı” ile “Müşteri Kabul Beyanı” da imzaladığını,davalılar/Borçlular 03.12.2015 tarihli Kredi Genel Sözleşmesiyle, müvekkili bankadan … nolu kredi kartını da teslim aldıkların ve … nolu krediyi de kullandıklarını, kredilerin ödenmemesi üzerine, davacı müvekkili banka tarafından … 51. Noterliği … tarih … yevmiye no’lu ihtamamesi keşide edildiğini, Davalı/borçlular, davacı müvekkil banka arasında imzalanan 03.12.2015 tarihli Kredi Genel Sözleşmesi’ne istinaden kullandıkları … nolu kredi ve … nolu kredi kartından kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edilmiş ve tebliğ olunmasına rağmen borç ödenmediklerini,.davalı/borçluların, takibe konu borca, asıl alacağa, takip öncesi ve sonrası faize ve faiz oranına itirazları sadece borcu sürüncemede bırakmak maksadıyla yapıldığını, açıklanan nedenlerle; Davalı/borçluların … 7.İcraMüdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptaline, (fazlaya ilişkin talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla) takip talebinde belirtilen faiziyle birlikte takibin devamına,haksız ve mesnetsiz kötü niyetle takibe itiraz ederek takibi durduran borçluların % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkarZkötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine,yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini,” talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalıların davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davacı banka ile davalı asıl borçlu … LTD. ŞTİ arasında, 03.12.2015 tarihinde akdedilen 300.000.00 TL lık genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 7. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı-takip alacaklısı tarafından davalılar-takip borçluları hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak 20.610,80-TL asıl alacak ile 2.374,88-TL işlemiş faiz, 118,73-TL temerrüd faizi %5 gider vergisi ile 144,92-TL masraf olmak üzere toplam 23.249,33-TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takibe geçildiği, ödeme emrinin borçlulara tebliği üzerine davalıların/takip borçlularının süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce deliller toplanıp dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, 10/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı bankanın ile davalı asıl borçlu … Şti. arasında 03.12.2015 tarihinde 300.000,00-TL Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak, davalı asıl borçluya kredi kullandırıldığı, sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket ortağı olan davalının sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığından, doğan tüm borçlardan 300.000,00-TL kefalet limitini aşmamak kaydı ile sorumlu olduğu, dolayısı ile davalıların 20.610,80-TL asıl alacak, 2.374,88-TL işlemiş akdi faiz, 15.11.2016 ile 08.12.2016 arası işlemiş akdi ve temerrüt faiz toplamı (384,46-TL’nin) % 5 BSMVsi 19,22-TL ile 144,92-TL masraf olmak üzere toplam 23.149,82-TL bakımından davalılardan istenebileceğinin tespit edildiği bildirmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, “Delil” başlıklı 15.maddesi,”Banka, müşteri ve/veya ek kart hamili ve kefiller bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, tarafların defter ve kayıtları ve mikro filmlerden, mikro fişlerden alınan kopyalar, elektronik ya da manyetik ortamlardan çıkarılan bilgileri içeren belgeler ile CD Rom, kamera kayıtları, telefon ses kayıtları, teyit edilmiş olmaları kaydıyla faks veya buna benzer iletişim araçları ile gönderilen dokümanlar, bilgisayar ve benzeri kayıtlar ile ATM kayıtlarının müstenitli olsun ya da olmasın, geçerli, bağlayıcı ve kesin delil olacağı hususunda mutabık kalmışlardır.Müşteri, ek kart hamili ve kefil, işbu sözleşme kapsamında faks talimatı ile yapılan işlemlerin sorumluluğunun kendisine ait olacağını kabul eder…” hükmü uyarınca, davacı banka vekili tarafından ibraz edilen kayıtları esas alınmıştır.
Yine, işbu sözleşmenin” Kefalet Hükmü ” başlıklı 29.uncu sayfada ” Bu sözleşmeyi imzalayan kefil aşağıdaki koşullarla kefalet vermeyi beyan ve kabul eder. Sözleşme’nin sonunda imzası bulunan kefil “müteselsil kefil” sıfatı ile kefalet vermeyi kabul eder. Kefil, kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere müteselsil kefaletin, anapara ve akdi faizini, bilcümle işlemiş işleyecek temerrüt faizlerini, fonları, komisyonları, her türlü masrafları, vergi ve resimleri, dış işlemlerde kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak ilave miktarları, kanuni takip giderlerini ve avukatlık ücretlerini ve bunlarla sınırlı olmaksızın Borçlar Kanununun 589’uncu maddesinde belirtilen diğer borçlardan ve 1 yıl süre ile sınırlı olmaksızın Banka alacağı için işlemiş ve işleyecek faizlerin tamamından sorumlu olduğunu kabul ve taahhüt eder. Banka ile müteselsil kefil; Türk Borçlar Kanunu (TBK) 582’nci maddesi gereği müteselsil kefaletin Sözleşme sebebiyle doğmuş borçları kapsadığı gibi ileride doğması muhtemel borçları da kapsayacağı, TBK’nın ilgili maddesi gereği eşin rızasının alınması gereken hallerde; eşin rızasının en geç kefalet sözleşmesinin kurulması anına kadar kefil tarafından temin edilerek Banka’ya ibraz edilmesi gerektiği, TBK 598’inci maddesi gereği işbu kefaletin süresiz olarak verildiği, bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan kefaletin, işbu kefalet sözleşmesinin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı, kefalet süresi, en erken kefaletin sona ermesinden bir yıl önce yapılmak kaydıyla, kefilin kefalet sözleşmesinin şekline uygun yazılı açıklamasıyla, azamî on yıllık yeni bir dönem için uzatılabileceği,hususlarında mutabık kalmışlardır.” hükmünde olduğu, sözleşmenin 01.07.2012 tarihinden sonra imzalanması nedeniyle yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya bağlı olarak imzalanmış olduğu görülmektedir.
TBK madde 583 gereği, Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe  geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya bir üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyarak kefilin sorumluluğunu borcun belirli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler, kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz. Yasaya uygun olarak Kefilin sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen ibarenin sözleşmede yazılı olduğu görülmektedir.
TBK madde 584 III. Eşin rızası
Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. 
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
Davalı kefil …’ın sözleşmenin akdedildiği tarihlerde şirket ortağı olduğu dosyada mübrez İTO kayıtlarından görüldüğü, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 584 üncü maddesine eklenen “Ek fıkra : 28.3.2013-6455 S.K. / m.77)Ticaret siciline kayıtlı ticari isletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından isletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmü yer almakla eş rızası da aranmayacaktır.
Kat tarihi itibarı ile davacı banka alacağı hususunda; davacı banka tarafından davalı asıl borçluya kullandırılan kredilerin ödemesinde aksamalar olması nedeniyle, davacı banka taraflar arasında imzalanan sözleşmenin,” hesapların kesilmesi, temerrüt ve borçlara muacceliyet verilmesi, sözleşmenin feshi” başlıklı 11. maddesine dayanarak “Bu sözleşme müddetsiz olmakla beraber, Taraflar önceden noter aracılığı ile veya telgrafla veyahut taahhütlü mektupla ihbarda bulunmak suretiyle sözleşmeyi feshedebilirler. Fesih halinde, Müşterinin borç bakiyesinin tamamı ödeninceye kadar sözleşmede belirtilen temerrüt faizi, KKDF, BSMV, komisyon, masraf ve diğer kesintilerden dolayı sorumluluğu aynen devam eder.” hesapları 15.11.2016 tarihinde kat ettiği, Davacı bankanın kat tarihi itibarı ile, sözleşmenin “Temerrüt Faizi Ve Oranı”başlıklı 12. maddesi “Müşterinin temerrüdü halinde Banka, vadesinde ödenmeyen ana para (nakde dönüşen gayri nakdi krediler dahil) ile hesaba tahakkuk ettirilmiş olan fakat zamanında ödenmeyen faiz, komisyon, ücret, masraf, fon kesintisi, vergi ve diğer eklentileri ister tahakkuk ettirildikleri hesapta, isterse ayrı bir hesapta takip edilsin, bunlardan oluşan meblağa, Bankaca kredilere uygulanan en yüksek faiz oranına bu oranın % 50’sinin (yüzde ellisinin) ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden faiz uygulama yetkisine sahiptir.” hükmünde olduğu, ancak: davanın konusunu kredili mevduat hesabı ve kredi kartı hesapları oluşturduğundan, Kredili Mevduat Hesabından kaynaklanan borçlar için 25/07/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranlan ve Katılma Hesaplan Kar ve Zarar Katılma Oranlan İle Kredi İşlemlerinde faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ ‘in Kredi faiz oranları ve sağlanacak diğer menfaatler başlıklı 4. maddesinin“ Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir. Ancak, kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami akdi ve gecikme faiz oranları, 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı işlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1) ’in 3 üncü maddesinde belirlenen akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemez.”düzenlemesinin getirildiği, Kurumsal kredi kartları faiz oranı hakkında ise, 3 Ağustos 2013 tarihli TCMB 2013-57 basın duyurusunda; 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu gereği Bankamızca bireysel kredi kartlarına ilişkin azami akdi ve gecikme faiz oranları tespit edilmekte ve üç ayda bir açıklanmaktadır. 2 Ağustos 2013 tarih ve 6495 Sayılı Kanun ile 5464 sayılı Kanun’da yapılan değişiklik ile Bankamıza verilen görevin kapsamı kurumsal kredi kartlarını da içerecek şekilde genişletilmiştir. Bu çerçevede, Bankamızca bireysel kredi kartlarına ilave olarak, kurumsal kredi kartı azami akdi ve gecikme faiz oranları da belirlenerek ilan edilecektir. Bu itibarla, kurumsal kredi kartı işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, bireysel kredi kartlarında olduğu gibi, Türk Lirası için yüzde 2,12 ABD doları için yüzde 1,70 ve Euro için yüzde 1,64; aylık azami gecikme faizi oranı ise Türk Lirası için yüzde 2,62, ABD doları için yüzde 2,20 ve Euro için ise yüzde 2,14 olarak belirlenmiştir. Kredi kartları akdi ve gecikme faiz oranlarının belirlenme yetkisi, 5464 sayılı Yasanın 26.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, Merkez Bankası azami akdi ve gecikme faiz oranlarını tespit etmeye yetkilidir ve belirlediği bu oranları 3 ayda bir açıklamaktadır. Dolayısıyla bu yasanın yürürlüğe girdiği 01.03.2006 tarihinden itibaren kredi kartı akdi ve temerrüt faiz oranları TCMB belirlenmektedir. TCMB tebliğine göre 01.10.2006 tarihinden geçerli olmak üzere gecikme faizinin yıllık % 30.24 belirlenmiştir.
Temerrüt Tarihinin Tespiti hususunda ise; davacı banka tarafından davalı borçlulara … 51. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek” Fazlaya dair haklarımız ile kanun, sözleşme ve sair mevzuattan doğacak talep ve haklarımız saklı kalmak üzere yukarıda hesap özetinde belirtilmiş/ olan toplam 22.652.56-TL tutarındaki borcun, ……..ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 1 (Bir) gün içinde ödenmesini, aksi takdirde muhataplar hakkında kanuni takibe geçileceğini ayrıca dava, takip masrafları ve yasal vekalet ücretini de ödemek mecburiyetinde kalacağınızı ihtar ederiz.,,” ihtarında bulunduğu, davalılara gönderilen ihtarnamenin 17.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği tebliğ şerhinden anlaşıldığı, Davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilmesi karşısında ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda temerrüdlerinin 19.11.2016 tarihi itibarı ile gerçekleştiği, İİK.’nun 68/b-2 maddesi: “ Borçlu cari hesap şeklinde işleyen kısa, orta ve uzun vadeli kredilerde, krediyi kullandıran tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, faiz tahakkuk dönemlerini takip eden 15 gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Süresi içinde gönderilen hesap özetinin muhtevasına alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığının borcu ödedikten sonra dava edebilir“; denildiği, Davalı/borçlunun, 26.11.2018 tarihli Hesabın Kesilmesi ve Kat’ı ihtarnamesine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde itiraz ettiğine dair dosya içeriğinde herhangi bir belge ve bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle gönderilen hesap kat ihtarı ile talep edilen alacak/borç kesinleşmiştir.(İİK 68/b-2 m.)
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30.04.2015 tarih ve 2015/7057 E. 2015/12085 K. sayılı ilamında; “……..dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınmasına…..” karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 30.04.2015 tarih ve 2014/12099 E. 2015/6427 K. sayılı ilamının; “…hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı…” şeklinde karar verildiği görülmektedir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 22.03.2017 tarih ve 2016/5391 E. 2017/2354 K. Sayılı ilamı”…..Hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan döneme ilişkin akdi faiz hesaplanarak bu miktarın asıl alacağa kapitalize edilmesi gerekirken asıl alacağa dahil edilmemesi doğru görülmemiştir…..” şeklindedir.
Yine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 11.12.2018 tarih ve 2017/4368 E, 2018/6534 K. sayılı ilamında, “kat tarihinden temerrüt tarihine kadar belirlenen akdi faizin hesaplanarak, kat tarihindeki asıl alacağa kapitalize edilmek suretiyle asıl alacağın hesaplanması, temerrüt tarihinden itibaren ise takip tarihine kadar varsa temerrüt faizinin hesaplanması gerekir. İstenebilecek temerrüt faizinin asıl alacağa dahil edilerek talep edilmesi mümkün değildir. Ayrıca kefiller sözleşme nedeniyle kefalet limitinden ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumludurlar.” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtay’ın istikrar kazanmış yukarıda belirtilen kararları gereği, hesabın kat edildiği tarih itibarıyla alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faizin kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibarıyla asıl alacağı oluşturduğundan 15.11.2016 kat tarihi itibarı ile yukarıda tespiti yapılan 22.652,56-TL tutara hesap kat tarihinden 19.11.2016 temerrüt tarihine kadar konu kredilere uygulanan akdi faiz oranı üzerinden hesaplama yapilmasi gerekmekte ise de, davacı banka kat tarihi itibarı ile belirlemiş olduğu 22.652.56-TL tutarın içindeki anapara tutarlarını (ihtarnamede yazılı) takip talebinde asıl alacak olarak kabul ettiği, davalıların da yararına olan bu talep doğrultusunda yukarıda 5.sayfada kat tarihi itibarı ile tespiti yapılan 22.652,56-TL tutarın içindeki anapara tutarlarına 15.11.2016 hesap kat tarihinden 19.11.2016 temerrüt tarihine kadar konu kredilere uygulanan akdi faiz, temerrüt tarihinden 08.12.2016 takip tarihine kadar temerrüt faizi oranından yapılan hesaplamaya göre davacı bankanın davalı borçlulardan takip tarihi itibarı ile, toplam 23.201,16-TL olarak hesaplanmakla birlikte davacı banka tarafından talep edilebilecek tutar hususunda, davacı bankanın, davalılar aleyhine … 7. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından 08.12.2016 tarihinde başlatmış olduğu ilamsız icra takibine konu edilen, 20.610,80 TL asıl alacak, 2.374.88 TL işlemiş faiz, 118,73 -TL BSMV, 144.92-TL masraf olmak üzere toplam 23.249,33-TL alacağın tamamının, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden tamamen tahsiline kadar yukarıda belirtilen kredi/krediler için, belirtilen temerrüt faizi oranlardan işleyecek temerrüt faizleri ile birlikte tahsili talebinde bulunulmasına karşın, dava dilekçesinin ek 4’ünde yer alan ihtarnamede 2.374,88-TL işlemiş faiz tutarı içinde BSMV nin de yer aldığı görülmekle, davacı vekilinin takibe konu alacağa yönelik itirazın iptali isteminde bulunduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ile alınan bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olup, bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler mahkememizce yerinde bulunduğundan, davacının davasının KISMEN KABULÜNE, Davalıların … 7. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazlarının 20.610,80-TL asıl alacak, 2.374,88-TL işlemiş akdi faiz, 15.11.2016 ile 08.12.2016 arası işlemiş akdi ve temerrüt faiz toplamı (384,46-TL’nin) % 5 BSMVsi 19,22-TL ile 144,92-TL masraf olmak üzere toplam 23.149,82-TL bakımından iptali ile takibin bu miktarlar yönünden devamına, asıl alacak 20.610,80-TL ‘ye takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında gider vergisi uygulanmasına, hükmedilen alacağın 23.149,82-TL’lik kısmının %20’si oranındaki 4.629,96-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin (118,73-19,22) toplam 99,51-TL BSMV isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-) Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
2-) Davalıların … 7. İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazlarının 20.610,80-TL asıl alacak, 2.374,88-TL işlemiş akdi faiz, 15.11.2016 ile 08.12.2016 arası işlemiş akdi ve temerrüt faiz toplamı (384,46-TL’nin) % 5 BSMVsi 19,22-TL ile 144,92-TL masraf olmak üzere toplam 23.149,82-TL bakımından iptali ile takibin bu miktarlar yönünden devamına,
3-)Asıl Alacak 20.610,80-TL ‘ye takip tarihinden itibaren fiili ödeme gününe kadar yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 oranında gider vergisi uygulanmasına,
4-)Hükmedilen alacağın 23.149,82-TL’lik kısmının %20’si oranındaki 4.629,96-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Fazlaya ilişkin (118,73-19,22) toplam 99,51-TL BSMV isteminin reddine,
6-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.581,36-TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 280,80-TL harcın mahsubu ile noksan kalan 1.300,56-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın üzerinden hesaplanan 3.472,47-TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.574,20-TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.567,46-TL yargılama gideri, 280,80-TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı 1.884,26 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 280,80 TL
Karar Harcı : 1.581,36 TL
Noksan Harç : 1.300,56 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.656,80 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 900,00 TL
Posta Giderleri : 674,20 TL