Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/986
KARAR NO : 2020/637
DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 7.000.000,00 TL sermayeli tek ortaklı bir şirket olduğunu ve plastik elektrik malzemeleri üretimi ve pazarlaması işleri konusunda faaliyet gösterdiğini, müşteri çevresinin büyük inşaat firmaları ve elektrik malzemesi toptancıları olduğunu, inşaat sektöründeki durgunluk ve büyük inşaat firmalarının ödemelerini durdurmaları, konkordato ilan etmeleri, bu firmalara yapılan satışların azalmasına ve tahsilatta aksamalara yol açmış ve nakit akışının olumsuz etkilediğini, 2018 yılında başlayan dövizdeki aşırı değerlenme ve finans piyasasındaki faiz artışları hem sektörde daralmaya hem de finans maliyetlerinde artışa sebep olduğunu, davacının borçlarını konkordatonun tasdiki tarihinden başlayarak tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıl içerisinde 3’er aylık eşit taksitlerle ödeyecek şekilde vade konkordatosu talebinde bulunduklarını belirterek İİK. 287. maddesi uyarınca 3 aylık geçici mühlet verilmesine, konkordato komiseri atanmasına ve yasada öngörülen tedbirlerin alınmasına, geçici mühletin sona ermesinden itibaren 1 yıl kesin mühlet verilmesine ve konkordato talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK. 286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanan konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklılar ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulmuş olur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı ile başlayan tasdik aşamalarından oluşmaktadır.
Geçici mühlet aşamasında; geçici mühlet kararı verilebilmesi için davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yapacağı inceleme neticesinde bu belgelerin tam olduğunun tespit edilmesi halinde İİK. m. 287/1 gereği borçluya derhal üç ay geçici mühlet verilmesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda İİK. m. 287/4 gereği 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılmasına karar verebilir.
Dosyada İİK. 286. maddesinde yer alan belgelerin eksiksiz sunulduğu anlaşılmakla mahkememizce 30.10.2018 tarihi itibariyle davacı lehine üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici komiser heyeti görevlendirilmiştir. Devamında yasada öngörülen nihai raporun verilen 3 aylık süre içinde hazırlanamamış olması nedeniyle İİK. 287/4. maddesi uyarınca 17/01/2019 tarihi saat 13:44’den itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildiği, geçici mühlet süresi dolmadan 07.03.2019 tarihi itibari ile ise yasal şartların oluştuğu takdiri ile bir yıllık kesin mühlet kararı verildiği, davacı vekilinin Mahkememize sunmuş olduğu 27.02.2020 havale tarihli dilekçesi ile, gerekçelerini ayrıntılı olarak açıklamak suretiyle 07.03.2019 tarihinden başlamak üzere verilen 1 yıllık kesin mühletin 6 ay süre ile uzatılmasını talep etmiş olduğu, Mahkememizin 28.02.2020 tarihli ara kararı uyarınca İİK. 289/5 maddesi gereğince konkordato komiser heyetinden uzatma talebine yönelik yazılı görüş alınmasına karar verilmiş ve komiser heyetince sunulan 05.03.2020 havale tarihli yazılı görüşte alacaklılar toplantısının öncesi işlemlerin tamamlanması ve akabinde alacaklılar toplantısının gerçekleştirilerek nihai raporun hazırlanabilmesi için kesin mühletin 6 ay uzatılması yönünde görüş ve beyanda bulunulduğu anlaşıldığından davacı yararına verilen kesin mühletin 06.03.2020 tarihinden itibaren 6 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği ve komiserler heyetinin görevlerine devam ettiği anlaşılmıştır.
7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendinde yer alan ”9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla,bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” şeklindeki düzenleme kapsamında kesin mühlet sürecinde, 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatıldığı, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve yukarıda zikredilen Cumhurbaşkanı kararı gereğince 22.03.2020 tarihi ile davacı borçlu yararına verilen 1 yıl kesin mühletin 6 ay uzatım süresinin 06.09.2020 tarihinde dolacağı ancak 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi gereğince bu sürenin 22.03.2020 (dahil) tarihinden 15.06.2020 (dahil) tarihine kadar durdurulduğu, buna göre, durma tarihi olan 22.03.2020 ile durma süresinin son günü olan 15.06.2020 tarihleri (bu tarihler dahil) arasında geçen 86 günlük sürenin mühletin sona ereceği 06.09.2020 tarihinden itibaren eklenmesi gerektiğinden 06.09.2020 tarihinden itibaren 86 günlük sürenin eklenmesi neticesinde 01.12.2020 tarihinde kesin mühletin sona ereceği anlaşılmıştır.
Konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı aşamasında; komiser heyeti tarafından konkordato kesin mühleti içinde (bir yıl veya uzatılmış altı ay içinde) konkordatoya tabi alacaklıların tespit edilerek alacaklılar toplantısının yapılması ve 7 günlük iltihak süresini takip eden 7 gün içerisinde raporun hazırlanması ve mahkemeye sunulması gerekir.
Bunun için komiser heyetince bilançoda görünen alacaklar tespit edildikten sonra, İİK m.299 kapsamında bilançoda kayıtlı olmayan alacaklıların alacaklarını bildirmeye davet edilmesi ve bu davetin İİK m.288 kapsamında ilan edilmesi, bu kapsamda bildirilen alacaklar bakımından borçlunun beyana daveti ile borçlu tarafından kabul edilmeyen çekişmeli alacaklar bakımından, alacaklının ibraz etmiş olduğu belgeler ile borçlunun defter ve belgeleri incelendikten sonra kendi görüşünü içeren raporu mahkemeye sunması ve İİK. m.302/5 kapsamında çekişmeli alacakların nisaba dahil edilip edilmeyecekleri hususunda mahkemeden karar alması gerekir.
Bu kapsamda komiser heyetince bildirilen çekişmeli alacaklar konusunda karar verilmek üzere bilirkişi incelemesi yaptırılması cihetine gidilmiş, alacağın varlığı konusunda yaptırılan yüzeysel inceleme neticesinde nisaba dahil edilmesi gereken alacak miktarı konusunda (maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek kaydıyla ) 16.06.2020 tarihli ara karar oluşturulmuştur.
Komiser heyetinin, alacaklılar toplantısının bitimini takip eden yedi günlük iltihak süresinin (m. 302/7) bitmesini takip eden yedi gün içinde, konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğini ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair kendi görüşünü içeren gerekçeli raporu (m. 302/8) ve dosyayı (m304/1) mahkemeye tevdi etmesi gerekir.
Tasdik aşamasında; komiser heyetinin tasdike ilişkin raporunu sunması ile tasdik yargılaması süreci başlamış olmaktadır. Konkordatonun tasdiki yargılamasını, geçici veya kesin mühlet kararını veren Asliye Ticaret Mahkemesi, konkordato şartlarını içerik olarak incelemek suretiyle konkordato talebinin tasdikine veya reddine karar verir. Bu aşamada mahkemenin yapacağı iş dosyanın kendisine tevdinden önce yapılması gereken işlerin kanuna uygun olarak yapılıp yapılmadığını denetlemek ve İİK. m. 305’te öngörülen konkordato tasdik şartlarının mevcut olup olmadığını tespit etmektir. (Mahmut Coşkun, Konkordato ve İflas, 2. Bası, Ankara: Seçkin, 2018, s. 195; Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s.355) Bu şartlar kapsamında; teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçecek miktardan fazla olması(m. 305/a), teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (m. 305/b), teklif edilen tutarın m. 302’deki çoğunlukla kabul edilmiş olması (m. 305/c) İİK. m. 206 birinci sıra imtiyazlı alacakların ve komiserin izni ile akdedilmiş borçların kural olarak ödenmiş olması veya teminata bağlanmış olması (m. 305/d), yargılama harç ve giderlerinin depo edilmiş olması (m. 305/e) ve kanunda açıkça yazılı olmasa da konkordato teklifinin dürüstlük kuralına uygun olması gerekir.
Kesin mühlet süreci devam ederken mahkememizin 21.10.2020 tarihli ara kararı ile davacı şirketin işletme hacmi, tasdik yargılaması sırasında incelenmesi gereken hususlar dikkate alındığında komiser heyetinde yeminli mali müşavir komiser bulunmadığı anlaşılmakla, komiser heyetinde yer alan makine mühendisi …’nun uzmanlık alanı da nazara alınarak görevine son verilerek yerine yeminli mali müşavir …’in konkordato komiseri olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyetince, İİK. 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının yapıldığı, toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresinin geçmesinden sonra yine yasa gereği en geç 7 günlük süre içinde nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, Konkordato Komiserinin iltihak süresi sonunda sunduğu 03.11.2020 tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; … Ticaret Limited Şirketi’nin 30.09.2020 Tarihi itibariyle kaydi öz kaynaklarının 10.927.658,57 TL, rayiç öz kaynaklarının ise (+) 6.040.817.59 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı, proforma gelir tablosunda 2020 yılı sonu itibariyle 2.021.055,51 TL kar öngörüldüğü, geçici mühlet kararından bu yana, şirketin ön proje kapsamında somut adımlar attığı ve özellikle geçici mühlet dönemi hedeflerine büyük ölçüde ulaştığı ve bu yönüyle revize projedeki proforma gelir tablosunun uygulanabilir olduğu, revize projedeki kaynaklar içerisinde en önemli pay ortakların şahsi mülkiyetleri olan 39.750.384,33 TL defterindeki gayrimenkullerin satışından oluştuğunu, projenin başarıya ulaşması adına gayrimenkul satışlarının gerçekleşmesi ve şirkete kaynak olarak aktarılmasının elzem olduğunu, gayrimenkul satışları ve şirketin proforma gelir tablosundaki karlılık hedeflerine ulaşması durumunda konkordatoya tabi borçların ödenmesinin mümkün olabileceğini, … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketinin projesinde yer verilen ödeme kaynakları ile şirket borçlan karşılaştırıldığında öngörülen kaynakların yaratılması durumunda projede belirtilen vadelerde tüm borçların ödenebileceği anlaşıldığını, projede öngörülen kaynakların yaratılamaması durumunda şirketin kaynak ihtiyacının doğması kaçınılmaz olduğunu, mevcut durum itibariyle, projenin alacaklıların İİK m. 302. hükmünde yer alan çoğunluk nisabı yönünden alacaklıların ve alacakların yarısını aşan çoğunluk tarafından kabul gördüğü de dikkate alınarak, borçlu şirketin konkordato nihai projesinin hayata geçirilebileceğinin kabulünün uygun olabileceği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için … Ticaret Limited Şirketi tarafından Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre (55.508.195,70 TL’nin binde 2,27’si) 126.003,60 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, İİK m. 206. Maddesinin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılar ile mühlet içerisinde açık veya örtülü onayımızla doğan yani İİK m. 305/l-d uyarınca alacağı için teminat gösterilmesi gereken cari dönem alacaklıları ile işçi maaş ve tazminat alacaklıları yönünden 755.209,75 TL tutarında teminat gösterilmesi gerekmekte olduğu veya alacaklılardan bu haklarından vazgeçtikleri yönünde feragat yazısının alınması gerektiği (şirketin ticari faaliyetine devam etmesi nedeniyle bu tutarın tasdik yargılaması müddetince değişebileceği), belirtilen harç ve teminat koşulunun sağlanması halinde konkordatonun tasdikine karar verilebileceği, rehinli alacaklılar yönünden yapılan toplantı neticesinde rehinli alacaklılarla ilgili olarak bir anlaşma yapılamadığını, şirketin aktifinde yer alan 9 adet taşınmazların rayiç değerinin 3.925.100,00 TL olduğunu, rehinli alacak miktarının da 3.084.319,61 TL + faiz olduğunu, taşınmazların şirket tarafından kiraya verilmek üzere değerlendirildiğini, taşınmazlar üzerindeki rehinin paraya çevrilmesi halinde borçlunun adi alacaklar için konkordato kaynağı yaratmasında problem oluşmayacağı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar kamu düzenine ilişkin olup bu şartların tamamının sağlanması gerekir. Mahkeme her ne kadar komiserin rapor ile bağlı değil ise de konkordatonun tasdiki veya reddi hakkında bir karar verirken komiserin beyanlarını ve kanaatini dikkate alması gerektiğinden eksiklik veya çelişki varsa mahkemenin eksiklik ve çelişkileri tasdik duruşmasından önce gidermesi gerekir. Bu nedenle mahkemenin lüzumu halinde komiserden ek rapor alması ve bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını da isteyebilir.(m. 305/son)(Kuru, İcra ve İflas Ders,s.510)
Mahkeme, duruşmada komiseri ve itiraz eden alacaklıları dinler. (Kuru, İcra ve İflas El Kitabı,s.1489; Uyar, Yeni Konkordato, s.120) Ancak alacaklı sayısı çok ve dinlenmeleri uzun sürecek ise alacaklıların yazılı itirazları ile yetinebilir.(Uyar, Yeni Konkordato, s. 120) Mahkeme, komiseri, alacaklıları ve borçluyu dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her halde kesin mühlet içinde konkordato hakkındaki kararını verir.(m.304/1-c.2) (Kuru, İcra ve İflas Ders,s. 509; Pekcanıtez/Erdönmez, Konkordato, s. 117) Mahkeme kararını kesin mühlet içinde vermek zorundadır.(Öztek/Budak/Yücel/Kale/Yeşilova, Yeni Konkordato, s. 355 ve 358)
Mahkememizin 09.11.2020 tarihli konkordato tasdik duruşması tensip zaptında verilen karar ile kesin mühletin 01/12/2020 tarihinde sona ereceği ve bilirkişi raporu tanzim edilmesi ile ilgili işlemlerin bu sürede tamamlanamayacağı anlaşılmakla tasdik yargılaması kapsamında İİK 304. maddesi kapsamında kesin mühletin 01/12/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 ay süre ile uzatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, davacı şirketin konkordato teklifinin tasdiki şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda inceleme yapılarak rapor tanzim edilmesi amacıyla bilirkişiler İcra İflas Hukukunda uzman …, YMM bilirkişi … ve Dr. Öğretim Görevlisi / Ekonomist … görevlendirilmiş ; bilirkişiler heyet halinde 19.11.2020 tarihli raporunda özetle; Komiser Heyetinin gerekçeli raporunda şirket ortaklarına ait gayrimenkullerin satışı suretiyle şirkete kaynak sağlanacağı belirtilmişse de ortakların gayrimenkullerinin paraya çevrilmesi sonrasında elde edilecek kaynağın doğrudan banka borçlarının ödenmesinde kullanılacak olması, banka borçlan dışındaki borçların ise nasıl ödeneceğinin somutlaştırılmaması nedeniyle, şirket ortaklarına ait gayrimenkullerin satılarak satıştan elde edilecek kaynağın şirkete sokulmasını, bu kaynaklarla da tüm borçların konkordato teklifinde belirtilen vadelerde ödenmesini öngören projenin başarıya ulaşmasının pek mümkün görülmediği, bu konuda nihai takdirin mahkemeye ait olduğu, ülkemizde iflas tasfiyelerinin ortalama 5 yıl sürdüğü ve somut olayda iflas halinde alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %52,62 olarak hesaplandığı nazara alındığında, konkordatoya tabi borçların tamamının 2023 yılı sonuna kadar tasfiyesini öngören konkordato teklifinin, iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğunun açıkça anlaşıldığı, konkordato talep eden şirketin konkordatoya tabi borçlarım, konkordato nihai projesinde öngördüğünden daha fazla tutarda (yani faiziyle) veya daha kısa bir vadede ödemesinin mümkün olmadığı, bu itibarla, borçlu şirketin nihai projede yer verdiği kaynaklan yaratabileceğinin kabulü halinde (sonuç bölümünün a bendindeki açıklamalar göz önünden bulundurularak), nihai projede teklif edilen tutarın, borçlunun kaynakları ile orantılı olduğunun söylenebileceği, borçlu şirketin konkordato teklifinin, kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği, diğer bir anlatımla, borçlu şirketin, ÎİK m.302’de konkordato projesinin kabulü için öngörülen alternatifli iki çoğunluktan ilkini sağladığı, nihai projenin bir yerinde alacağı 50.000,00 TL’den fazla olan alacaklılara 2021 yılında herhangi bir ödeme yapılmayacağı belirtilmişken, projenin diğer bir yerinde, 50.000,00 TL’den fazla olan alacaklılara 2021 yılında 50.000,00 TL ödeme yapılacağının belirtildiği, sunulan nihai projenin bu açıdan belirsizlik taşıdığı, bu belirsizliğin alacaklılar lehine yorumlanarak, konkordatonun tasdiki halinde, alacağı 50.000,00 TL’den fazla olan alacaklılara da 2021 yılında 50.000,00’er TL ödeme yapılması gerektiği, tasdik koşullarının oluşması durumunda, tasdik kararında bu hususun göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı, komiser Heyetince mühlet içerisinde komiserin açık veya örtülü izniyle doğan borçların listesini çıkarması, borçlu şirketin de bu borçlar bakımından teminat göstermesi gerektiği, konkordato talep eden şirketin, İİK’nın 206. maddesinin birinci sırası kapsamında teminat göstermesi gereken borcunun bulunmadığı, borçlu şirket yönünden konkordatonun tasdiki karan verilebilmesi için 126.003,60 TL tutarında harç yatırılması gerektiği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
İİK. 304/1 maddesi yollamasıyla İİK. 288. maddesi uyarınca duruşma gününün ilan edilerek konkordato komiser heyeti adına duruşma gününün bildirir davetiye tebliğ edilmiş ve 24.12.2020 tarihli duruşmada tasdik yargılamasına başlanılmıştır.
Nihai projedeki ödeme planı ve bilirkişi raporunda değinilen tasdik koşulları konusunda (özellikle komiser heyeti nihai raporu ile çelişen kısımlar yönünden) komiser heyetinden yeniden ek nihai rapor tanzim edilmesinin istenildiği ve komiser heyeti tarafından sunulan 21.12.2020 tarihli tasdik şartlarına dair nihai ek raporda özetle; … Ticaret Limited Şirketi’nin 30.09.2020 Tarihi itibariyle kaydi öz kaynaklarının 10.927.658,57 TL, rayiç öz kaynaklarının ise (+) 6.040.817,59 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin rayiç değerlere göre borca batık durumda olmadığı, revize projedeki kaynaklar içerisinde en önemli pay gayrimenkullerin satışından oluştuğunu, projenin başarıya ulaşması adına gayrimenkul satışlarının gerçekleşmesi ve şirkete kaynak olarak aktarılmasının elzem olduğunu, gayrimenkul satışları ve şirketin proforma gelir tablosundaki karlılık hedeflerine ulaşması durumunda konkordatoya tabi borçların ödenmesi mümkün olabileceğini, şirketin sağlayacağı kaynak toplamının 62.713.845,47 TL olup borçların ödenmesinden sonra 4.279.914,89 TL kaynak fazlası oluşacağını, bilirkişilerce şirketin kaynaklarının sadece gayrimenkul satışından ibaret olduğu varsayımı yapıldığını, gayrimenkul satışının kaynaklar içerisinde önemli bir paya sahip olmakla birlikte konkordatoya tabi borçların ödenmesi için gayrimenkul satışı dışında 32.179.051,97 TL kaynak sağlanacağını, kaynak tablosundaki bu hesaplamanın bilirkişilerce gözardı edildiğinin kaynak tablosundan da görüleceğini, … Ticaret Limited Şirketi’nin projesinde yer verilen ödeme kaynakları ile şirket borçları karşılaştırıldığında öngörülen kaynakların yaratılması durumunda projede belirtilen vadelerde tüm borçların ödenebileceğinin anlaşıldığını, projede öngörülen kaynakların yaratılamaması durumunda şirketin kaynak ihtiyacının doğmasının kaçınılmaz olduğunu, mevcut durum itibariyle, projenin alacaklıların İİK m. 302. hükmünde yer alan çoğunluk nisabı yönünden alacaklıların ve alacakların yarısını aşan çoğunluk tarafından kabul gördüğü de dikkate alınarak, borçlu şirketin konkordato nihai projesinin hayata geçirilebileceğinin kabulünün uygun olabileceği, bilirkişi raporu sonuç bölümü (b) maddesinde de bahsedildiği gibi; adi alacaklılar iflas durumunda alacaklarının % 52,81 ‘ini tahsil etme imkânına kavuşacak olup tamamını tahsil etme imkânına kavuşamayacaklarını, konkordato tasdikinin, iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğunu, banka borçlarındaki şahsi kefaletleri göz önünde bulundurulduğunda bir an önce şahsi konkordato taleplerinden feragat etmeleri hususu olduğunu, banka borçlarından sebep temerrüde düşmemeleri ve borcu bir an önce banka borçlarını tasfiye etmeleri açısından bu durumun kaçınılmaz olduğunu, ortakların şahsi mal varlıklarını satmaları konusunda yetkisini kullanarak daha fazla faiz ödeme yükümlülüğü altına girmeden borcun bir an önce daha az bir maddi yükle tasfiye edilmesi uygun olacağını, konkordato süresince borçlunun olağan ticari faaliyetinden doğan borçların komiser izniyle akdedilen sözleşmelerden kaynaklanmadığı için teminat gösterilmesine gerek olmadığını, borcun tamamını ödendiği, kıdem tazminatına ilişkin olarak belirlenen 650.429,84 TL’nin süregelen iş akitlerine ilişkin olduğu ve hukuken henüz doğmamış olduğu değerlendirilerek teminat gösterilmesine gerek olmadığı, davacı şirketin konkordato revize nihai projesinde 288 adet alacaklıya; 28 Ekim 2021 tarihinde alacak miktarı 50.000,00 – TL ve altında kalan alacaklılara alacak miktarının tamamını ve alacak miktarı 50.000,00 – TL üzerinde olanlara ise 50.000,00 – TL toplamda 7.179.219,94 ödeme yapılacağı, 28 Ocak 2022, 28 Nisan 2022, 28 Temmuz 2022, 28 Ekim 2022, 28 Ocak 2023, 28 Nisan 2023, 28 Temmuz 2023 ve 28 Ekim 2023 tarihlerinde alacak miktarı 50.000,00 – TL üzerinde olanlara 24 Ekim 2021 tarihinde yapılan ödemenin mahsubundan kalan borçlarını 3 er aylık 8 eşit taksitle her 3 ayda bir 6.039.881,97 TL ödeme yapılacağının belirtildiği, yapılacak söz konusu ödemenin şirketin sunmuş olduğu konkordato revize nihai projesi ile uyumlu olduğu ve bu bağlamda şirketin yaratacağı kaynak ve varlıkları ile teklif edilen taksit ödemelerinin tutarlı olduğunun tespit edildiği, yapılan toplantı neticesinde rehinli alacaklılarla ilgili olarak bir anlaşma yapılamadığını, şirketin aktifinde yer alan 9 adet taşınmazların rayiç değeri 3.925.100,00 TL olduğunu, rehinli alacak miktarının da 3.084.319,61 TL + faiz olduğunu, taşınmazlar şirket tarafından kiraya verilmek üzere değerlendirildiğini, taşınmazlar üzerindeki rehinin paraya çevrilmesi halinde borçlunun adi alacaklar için konkordato kaynağı yaratmasında problem oluşmayacağı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Davacılar vekili Av. …’ın UYAP’tan göndermiş olduğu 30/11/2020 havale tarihli dilekçesi ile, gerekçelerini ayrıntıları ile birlikte açıklamak suretiyle teminatlandırılması gereken işçi alacağı olmadığından mahkemece verilen karardan dönülerek ara karar tesis edilmesini, mahkemece teminatlandırılması gereken işçi alacağının olduğuna kanaat getirirse bu hususta yatırılması gereken teminat için ek süre verilmesini ve bu hususa ilişkin ara karar tesis edilmesini, komiser Raporunda teminatlandırılması gereken mühlet içerisinde doğan borç olmadığı ifade edilmişse de bilirkişi raporunda teminatlandırılması gereken mühlet içerisinde doğan borcun olduğu ifade edilmiş ve bu hususta komiser heyetinden rapor alınmasının izah edildiği, komiser heyetinde mühlet içerisinde komiserlerin izniyle doğan borçların ve teminatlandırılması gereken borçların tespit edilebilmesi için ek rapor alınmasını, teminatlandırılması gereken mühlet içerisinde komiserlerin izniyle doğan borcun olduğuna kanaat getirirse bu hususta yatırılması gereken teminat için ek süre verilmesini ve bu hususa ilişkin ara karar tesis edilmesini, İcra ve İflas Kanunun 305. maddesinin 1. fıkrasının d bendi uyarınca teminata bağlanma şartını ancak alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe uygulanacağı açıkça izah edilmiş olmakla birlikte, bu hususa ilişkin raporlar tanzim edildikten sonra ve Mahkemece teminat yatırılması gerektiğine kanaat getirdiği durumda ilgili işçilere ve/veya müvekkili şirketten mühlet içerisinde komiserlerin izniyle doğan alacaklılara teminattan vazgeçip vazgeçmediklerinin sorulmasını yahut bu hususa ilişkin duruşma gününe kadar dilekçe sunup sunmayacaklarının beklenmesini talep ettiği, talep konusunda komiser heyetinden yazılı görüş sunmalarının istendiği ve komiser heyeti tarafından sunulan 29.12.2020 tarihli yazılı görüşte özetle; Konkordato süresince borçlunun komiser izniyle akdedilen sözleşmelerden kaynaklanan borcu olmadığı için teminat gösterilmesine gerek olmadığı, şirkette çalışan 14 işçinin halen çalışmakta olan işçiler olduğu, kesinleşmiş bir borç olmadığı ve bu nedenle de teminat gösterilmesine gerek olmadığı, kıdem tazminatına ilişkin olarak belirlenen bir tutar olmadığı süregelen iş akitlerine ilişkin olduğu ve hukuken henüz doğmamış olduğu değerlendirilerek teminat gösterilmesine gerek olmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği, bu sebeple davacının tasdik talebinin kabulü için teminat yatırmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.
Konkordato komiser heyetinin 03.11.2020 tarihli nihai raporu ile 19.11.2020 tarihli bilirkişi raporu ve özellikle 21.12.2020 tarihli tasdik şartlarına dair nihai ek rapordan anlaşıldığı üzere iflasa nazaran alacaklıların daha lehine olan konkordato teklifinin ÎİK m. 302/3-a bendi çerçevesinde adi alacaklılar tarafından kabul edildiği, rehinli alacaklının teklifi kabul etmediği, ancak rehnin paraya çevrilmesinin davacının konkordato kaynağı oluşturmasına engel teşkil etmeyeceği ve adi alacaklılar yönünden tasdik koşullarının bulunduğu kanaatine varılmakla 21.12.2020 tarihli tasdik şartlarına dair nihai ek rapor ile 19/11/2020 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak davacının (adi) konkordatonun tasdiki talebinin kabulüne, İİK m.308/h hükmü uyarınca davacının, rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yeniden yapılandırılması talebinin reddine kararın infazında tereddüt oluşmaması amacıyla komiser heyetinin 23/12/2020 tarihli raporunun iş bu tasdik kararının eki sayılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-… Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olan … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK m.305 hükmü uyarınca TASDİKİNE,
Davacının adi konkordatoya tabi olan borçlarının toplamı İİK m.306 kapsamında tenzilat yapılmadan 55.508.195,70 TL olup,
-ALACAK MİKTARI 50.000,00 TL ve 50.000,00 TL’den az olan alacaklılara 28.10.2021 tarihinde tek seferde olmak üzere toplam 7.179.219,94 TL ödenmesine;
-Geriye kalan ve ALACAK MİKTARI 50.000,00 TL’den fazla olan alacaklılara 28.01.2022 tarihinden başlamak üzere 24 aylık süreçte 3’er aylık eşit taksitlerle ödenmesine, adi konkordatoya tabi alacaklıların faiz alacaklarından vazgeçmiş sayılmalarına,
Komiser heyetinin 23/12/2020 tarihli raporunun iş bu tasdik kararının eki sayılmasına,
İş bu kararın kesinleşmesi beklenmeksizin konkordato tasdikinin 30/12/2020 günü saat 14:18 itibariyle sonuçlarını doğurmasına,
2-İİK m.308/h hükmü uyarınca davacının, rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yeniden yapılandırılması talebinin reddine,
3-Mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının ve tüm mühlet kararlarının tasdik karar tarihi olan 30/12/2020 günü saat 14:18 itibariyle kaldırılmasına,
4-Konkordato komiserlerinin görevlerine 30/12/2020 günü saat 14:18 itibariyle son verilmesine,
5-Mevcut alacak miktarı, alacaklı sayısı ve proje içeriği karşısında İİK m.306 hükmü çerçevesinde tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini alması amacıyla aynı zamanda komiserlik tecrübesi olan yeminli mali müşavir …’in kayyım olarak tayin edilmesine,
Kayyım …’e kayyımlık görevi süresi boyunca aylık 4.000,00 TL ücret takdir edilmesine,
Kayyımlık ücretinin her ayın 21. günü itibariyle mahkememiz veznesine ödenmesine ve ücretlerin konkordato talep eden şirket tarafından mahkememiz veznesine depo olunmasına,
6-Kayyımın görevinin 30/12/2020 günü saat: 14:18’dan itibaren başlamasına,
7-Kayyımın davacı borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca davacının borçlarını ödeme kabiliyetinin muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir, ödeme planına riayet etmemesi halinde ise derhal tasdik kararını veren mahkememize gerekçeli raporunu sunmasına,
8-İİK m.307/f.1 uyarınca rehinli malların muhafaza altına alınması ve satışın ertelenmesine dair talep olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
9-Telafisi imkansız bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla ve takdiren İİK m.308/b hükmü uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair karar verilmesine yer olmadığına,
10-İİK m.308/b hükmü gereği çekişmeli alacaklara isabet eden payların bir banka hesabına yatırılmasına dair ara karar oluşturulmadığından çekişmeli alacaklılara dava açmaları için ayrıca süre verilmemesine,
11-İİK m.308/c hükmü uyarınca bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato talebinden önce doğan ve ödeme planında yer alan alacaklar ile komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğuna,
İİK. 206’ncı maddesinin birinci fırkasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki Amme Alacakları Hakkında adı geçen İİK m.308/c-f.2 hükmünün uygulanmamasına,
12-Konkordato komiserlerinin görevlerinin sona erdiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
13-Mahkememizce oluşturulan hüküm fıkrasının İİK m.288 hükmü uyarınca ticaret sicili gazetesinde ve Basın – İlan kurumunun resmi portalında ilan olunmasına ve kararın derhal Tapu Müdürlüğüne, Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Vergi Dairesine, Gümrük Ve Posta İdarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, Türkiye Katılım Bankalar Birliğine, İstanbul Ticaret Odasına, İstanbul Sanayi Odasına, Borsa İstanbul’a, Sermaye Piyasası Kurulu olmak üzere gerekli yerlere ayrı ayrı bildirilmesine,
Dair, konkordato hakkında verilen karara karşı konkordato talep eden borçlu yönünden kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar yönünden ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2020
BAŞKAN
ÜYE
ÜYE
KATİP