Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/933 E. 2023/627 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/933
KARAR NO : 2023/627

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
(I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
(1) Davacı Tarafın İddialarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; hırsızlığın meydana geldiği ve içinde inşaat iç yapı malzemelerini sigortalı … Tic. A.Ş.’nin idaresi altında bulunan … Adına … numaralı poliçe ile İnşaat…Sigortası güvencesi altına alındığını, işletmesi …Tic. Lmt. Şti.’ ne verildiğini, … adresi inşaat all risk sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, aynı adreste 25.06.2016 tarihinde hırsızlık olayı vuku bulunmuştur. 24 saat güvenlik görevlisi ve güvenlik kamerası bulunmasına rağmen kimliği belirsiz şahıslar işyerine araçla girip 3 adet deponun demir kapılarının kilitlerini kırarak çeşitli ebatlarda inşaat malzemelerin çaldıklarının anlaşıldığını, işbu hususlar doğrultusunda sigortalı şirketin 32.677,57 TL tutarında zarara uğradığı …Şti.’nin düzenlediği hasar ekspertiz raporunda teyit edildiğini, rapor ile tespit edilen 32.622,57 TL maddi hasar Sigorta hususu ve sigortacılık prensipleri gereğince müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalı inşaat sahibine ödendiğini, …Tic. A.ş. İle … Lmt. Şti. arasında 12.01.2015 tarihinde danışmanlık hizmet sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan dolayı davalı/borçlu aleyhine 29. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatığıldını, davalı/borçlu tarafından taraflarınca başlatılan takibe 20.01.2017 tarihinde itiraz edildiğini, davalı/borçlu tarafı işbu itirazı üzerine 25.01.2017 tarihinde … 29. İcra Dairesince İcra İflas Kanununun 66. maddesi uyarınca icra takibinin durmasına karar verildiğini, … 29. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı/borçlu yanca haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının hüküm olunacak meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
(2) Davalı Tarafın Savunmalarının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ekli sigorta poliçesinde Sigortalı rizikonun adresi;… olduğunu, rizikonun gerçekleştiği adres – olay yeri inceleme tutanağında … üzeri … otoparkı olduğunu, dava konusu haksız eylem Riziko adresinde gerçekleşmediğini, … ile bağlantısı olmadığını, zaten yetkilide olmadığını, güvenlik işi yapmakta olduklarını, danışmanlık hizmeti vermediklerini, dava dışı …Şirketi ile davalı müvekkili … Şirketi arasında akdedilen danışmanlık sözleşmesindeki danışmanlık hizmeti verilen adres ise … olduğunu, müvekkiline davalı danışmanlık şirketi…’in riziko adresiyle ile ilgili bir sözleşmesi ve yükümlülüğü olmadığını, dava dosyasında dava dışı …Şirketi ile Sigorta Şirketi olan … şirketi arasında akdedilen poliçenin 24. maddesinde Şantiye tesisinin 24 saat güvenlik ekibi tarafından korunmasının yazdığını, arz ve izah edilen nedenlerle aleyhlerine açılan davanın reddine, davacı tarfın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini savunmuştur.
(II) ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER:
1-… Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası,
2-… 29. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosya aslı,
3-… Sigorta Anonim Şirketinden gelen hasar dosyası,
4-Bilirkişi kök ve ek raporları,
5-Tüm dosya kapsamı.
(III) DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER:
Davacı sigorta şirketinin davası sigortaladığı iş yerinde meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle sigortalı dava dışı şirkete yaptığı ödemenin iş yerinin güvenlik hizmetini üstlenen davalı şirketten tahsiline ilişkin başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında, davacı tarafından sigortalanan dava dışı sigortalıya ait bir kısım emtianın çalındığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı sigortalıya ait emtianın çalınması sonucu meydana gelen zarardan davalının kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı,meydana gelen rizikonun poliçe kapsamında olup olmadığı, davacının davalıdan rücuen talep edebileceği alacak miktarının ne kadar olduğu hususundadır.
Davaya konu takip dosyası ile davacı sigorta şirketi tarafından tanzim edilen hasar dosyası celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Dosyaya belgelerin incelenmesinde, … numaralı, 01.09.2014 başlangıç, 31.08.2016 bitiş tarihli İnşaat All Risk Sigorta Poliçesine göre, davacı tarafından … Tic.Ltd.Şti ve tali müteahhit ve taşeronlarının … ilçesi 676 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan inşaat alanının sigortalandığı, … İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından tanzim edilen 20.05.2016 tarihli olay yeri inceleme raporuna göre, … isimli İş Merkezinin … içinde bulunan şantiyesinde hırsızlık olayının meydana geldiği, 3 adet demir deponun demir kapılarının kilitlerinin kırılarak içinde bulunan bir kısım malzemenin çalındığının tespit edildiği, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 12.01.2015 tarihli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi’nin incelenmesinde, davalının dava dışı …A.Ş.’ye karşı …Bölgesinde bulunan … İnşaat projesinin bulunduğu inşaat alanında güvenlik, danışmanlık ve gözetim hizmeti edimini yüklendiği anlaşılmıştır.
Hırsızlık olayının meydana geldiği iş yerinde keşif yapılmış, keşfe katılan bilirkişi heyeti 09.12.2019 tarihli raporunda özetle, hırsızlık olayının meydana gelmesinde dava dışı sigortalının % 70, davalı şirketin ise % 30 oranında kusurlu olduğunu, davacı sigorta şirketinin tarafların kusuru oranında dava dışı şirkete ödenen bedeli davalıdan talep edebileceğini bildirmiş, taraf vekillerinin itirazı üzerine aynı heyet tarafından dosyaya sunulan 10.06.2020 tarihli ek raporda özetle, davacı sigorta şirketi tarafından ödenen bedelin poliçe kapsamında olduğu bildirerek kök rapordaki görüşünü tekrar etmiştir.
Mahkememizce bir güvenlik uzmanı ve bir hukukçu bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 10.12.2021 tarihli bilirkişi raporunda, dava dışı sigortalı iş yerinden çalınan bir kısım malın sigorta kapsamında olmadığını, davalı şirket tarafından yönetmeliğe uygun bir güvenlik hizmeti verilmediğini, esasen davalı şirketin 511 sayılı yasa kapsamında bir güvenlik hizmeti vermediğini, sigorta şirketi tarafından tanzim edilen eksper raporunda hesaplama cetvelindeki 24 kalemden 10 adedinin teminat dışı olduğunu, dava dışı sigortalı ve davalı şirketin ayrı ayrı % 50 oranında kusurlarının olduğunu bildirmiştir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderir mahiyette güvenlik uzmanı 3 kişilik bilirkişi heyetinden uyuşmazlığa ilişkin rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 14.06.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle, davalının 5188 sayılı yasa ve bağlı yönetmelik uyarınca koruma ve güvenlik hizmeti vermeye yetkili olmadığı, aynı yasa kapsamında davalı tarafından çalıştırılan personelin de özel güvenlik kartına sahip kişiler olup olmadıklarına dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, dava dışı sigortalının inşaat alanı ile ilgili risk analizi yapmadığı ve gereken fiziki güvenlik tedbirlerini almadığı, davalı ile dava dışı sigortalı arasında imzalanan sözleşmeden doğan edimin davalı tarafından tam olarak yerine getirilmediği, davalı şirketin zararın meydana gelmesinde % 30, dava dışı sigortalının ise % 70 oranında kusurlu oldukları bildirilmiş, somut olaya ve dosya içeriğine uygun, gerekçeli, taraf ve Mahkeme denetimine elverişli bilirkişi raporuna Mahkememizce itibar edilmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince ödenen zararın poliçe kapsamında olmadığı savunulmuş ise de,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2020/753 Esas 2022/700 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10/11/2020 tarihli 2018/17-156 E. 2020/868 K. sayılı ilamı; “…19. Öğretide sigortacının halefiyeti; “zarar gören sıfatı ile sigorta ettiren rizikonun gerçekleşmesi sebebiyle meydana gelen zararlar için üçüncü şahsa karşı herhangi bir hukuki sebebe binaen tazminat alacağına sahip ise, bu hakkın ödenen sigorta tazminatı miktarınca kanun icabı sigortacıya geçmesi hali” olarak tanımlanmaktadır (Omağ, M. K.: Türk Hukukunda Sigortacının Kanuni Halefiyeti, İstanbul, 2011, s. 53; Ulaş, I.: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara, 2012, s. 224; Kender, R.: Türkiye’de Hususi Sigorta Hukuku, İstanbul, 2017, s.371).
6762 sayılı TTK’da halefiyetin tanımına yer verilmemekle, 1301. maddesinde; “Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.
Sigorta ettiren kimse, 1 inci fıkra gereğince sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal ve harekette bulunursa sigortacıya karşı mesul olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmiş ise sigorta ettiren kimse kalan kısmından dolayı üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu müracaat hakkını muhafaza eder.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Sigortacının 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesinde düzenlenen yasal halefiyet ilkesine bağlı olarak üçüncü kişiden istemde bulunulabilmesi için yalnızca sigorta bedelinin ödenmesi yeterli değildir. Halefiyete dayalı olarak rücu davasının açılabilmesi için sigortacı ile sigortalayan arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin varlığı, sigortacının geçerli olan sigorta ilişkisi nedeniyle sigortalayana ödeme yapması, sigortalısının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerekmektedir. Eş söyleyişle; 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesi gereğince sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi çerçevesinde ödemekle yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra zarar sorumlularına rücu edebilir. Bunun dışında kalan hâllerde yapılan ödemelerden dolayı sigorta şirketinin poliçe ilişkisine dayanılarak rücu davası açması mümkün değildir.
Sigortacı tarafından sigortalısına, poliçe hükümlerine uygun olmayan bir ödeme yapılması durumu ise öğreti ve uygulamada “…” yani “hatır ödemesi” olarak adlandırılmaktadır.
Poliçe hükümlerine aykırı bir ödeme yapıldığında sigortacı, TTK 1301. maddesinde düzenlenen halefiyet hakkını kazanamaz. Sigortacının açtığı rücu davasında halefiyet şartları gerçekleşmemiş olup da sigortacı ödeme yaptığı sigortalısından zarar sorumlusuna karşı olan dava hakkını alacağın temliki yoluyla devralmışsa, bu takdirde davacı davacılık sıfatını 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesinden değil, 818 sayılı BK’nın 162 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan alacağın devri hükümlerinden almış olacak ve sigortaca rücu davası şeklinde açılan dava ret olunmayarak, genel hükümler çerçevesinde çözüme kavuşturulacaktır (Ulaş, s. 264).
Davacı vekili, dosyaya sunduğu 10.01.2022 tarihli beyan dilekçesinin ekinde, dava dışı sigortalı ile tarafından tanzim edilmiş 11.10.2016 tarihli temlikname suretini dosyaya sunmuştur.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı sigortalıya ait şantiyede meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak meydana gelen zararda dava dışı sigortalının % 70, davalının % 30 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sigortalının talep ve dava hakkını davacı sigorta şirketine temlik ettiği, bu nedenle davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenen tazminattan davalının kusur oranın sorumlu olduğu Mahkememizde kabul edilerek, davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının … 29. İcra Dairesinin …Esas sayılı takip dosyasında vaki itirazının 9.786,60 TL asıl alacak, 248,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.034,95 TL yönünden iptaline,
2-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
3-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 685,48 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 572,15 TL harcın mahsubu ile 113,33‬ noksan kalan TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.034,95 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 13.716,50 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 4.108,44 TL yargılama gideri ile 572,15 TL peşin harç ve 35,90 TL başvuru harcı toplamı 4.716,49‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/10/2023

KATİP
¸e-imzalıdır

HAKİM
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 572,15 TL
Karar Harcı : 685,48 TL
Noksan Harç : 113,33‬ TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 13.950,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 13.250,00 TL
Posta Giderleri : 466,5‬0 TL