Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/868 E. 2020/343 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/868
KARAR NO : 2020/343

DAVA : Konkordato Tasdiki
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato Tasdiki davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adresinde kurulu her nevi konfeksiyon ürünlerinin ve kumaşlarının toptan ve perakende alım satım, pazarlama, ithalat ve ihracat faaliyetini yürüten, 1.000.000,00 TL sermayeli, 2 ortaklı küçük ölçekli bir şirket olduğunu belirttikten sonra şirketin mali durumu hakkında açıklamalar yapılarak konkordatoya başvuru nedenlerinin de izah edildiği ve dilekçesi ekinde İİK. 286. maddesinde açıklanan belgeleri de sunduğu, konkordatonun 16 ay vade konkordatosu niteliğinde bulunduğunu belirtiği ve neticeten, konkordato talebinin kabulüne, geçici mühlet kararı verilmesine ve geçici konkordato komiseri atanmasına, şirketin malvarlığının korunabilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İİK. 286 ve devamı hükümlerinden kaynaklanan konkordatonun tasdiki talebine ilişkindir.
Adi Konkordato 2004 sayılı İİK. m. 285-309/ı arasında düzenlenmiştir.
Konkordato, borçlunun, kanunda öngörülen çoğunluktaki alacaklılar ile yapacağı ve ancak mahkemenin tasdiki ile borçlu ve alacaklılar bakımından (konkordatoya tabi ve ancak borçlu ile anlaşmaya varmayan alacaklılar dahil) bağlayıcı hale gelen bir cebri icra anlaşmadır. Konkordato kurumu, elinde olmayan sebeplerle işleri iyi gitmeyen ve ekonomik durumu bozulan veya bozulma ihtimali olan dürüst borçluları, iflastan korumak (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara: Adalet Yayınları, 2013 s.1443-1444) ve ödeme güçlüğü çeken borçlulara borçlarını yeniden yapılandırarak, işletmelerini iyileştirmelerine olanak sağlamak için ihdas edilmiştir. Konkordato kurumu ile borçluya, alacaklıların çoğunluğu ile anlaşarak borçlarını ödeme ve böylelikle iflastan kurtulma imkanı sağlanmak istenmiştir. Borçlu yapılacak olan anlaşma doğrultusunda borçlarını ödediğinde tüm borçlarından kurtulmuş olur. İsviçre doktrininde, konkordato sürecinde verilen konkordato kesin mühleti borçlunun mali durumunu iyileştirmesinin bir aracı olarak görülmektedir. İsviçre’deki kanun değişikliklerinin bir çoğunda açıkça iyileştirme kavramına yer verilmiştir. Konkordatoda alacaklıların menfaati olmakla birlikte esasen borçlunun menfaati daha ön plandadır. Adi konkordatoda, malvarlığının terki suretiyle konkordatoda olduğu gibi malvarlığının tasfiyesi değil borçlunun mali durumunun iyileşmesi ve işletmenin faaliyetine devam etmesi amaçlanır.(Hakan Pekcanıtez/Güray Erdönmez, 7101 Sayılı Yasa Çerçevesinde KONKORDATO, İstanbul: Vedat Kitapçılık 2018, s.3 ve6)
Konkordatonun tasdiki yargılaması bir dava olmayıp, HMK. m. 382/2-7’de öngörülen çekişmesiz bir yargı işlemidir. (Hakan Pekcanıtez/ Oğuz Atalay/Meral Sungurtekin Özkan/ Muhammed Özekes, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 6. Bası, İstanbul: Onikilevha, 2019 s.498; Kuru, İcra ve İflas El Kitabı, s.1487) Ancak alacaklılar itiraz etmişler ise yargılama sonunda verilen karar çekişmeli yargı kararına dönüşür.(Pekcanıtez/Ataley/Sungurtekin Özkan/Özekes, s.506) Çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanır ve re’sen araştırma ilkesi geçerlidir.( Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılımış İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3. Baskı, Ankara: Yetkin Yayınları, 2019, s. 509) Ancak tasdik şartlarının oluşmama riski borçlu üzerinde olduğundan borçlu da şartların oluştuğunu ispat edebilir.(Pekcanıtez/Ataley/ Sungurtekin Özkan/Özekes, s.498)
Adi konkordato, geçici mühlet, kesin mühlet, konkordatoya tabi (nisaba esas) alacaklı ve alacaklıların tespiti, alacaklılar toplantısının yapılması ve tasdik raporunun mahkemeye ibrazı ile başlayan tasdik aşamalarından oluşmaktadır.
Geçici mühlet aşamasında; geçici mühlet kararı verilebilmesi için davacının İİK. m. 286 gereği, dava dilekçesi ekinde, konkordato ön projesini, borçlunun malvarlığının durumunu gösteren belgeleri, alacaklıları, alacak miktarlarını ve alacaklıların imtiyaz durumunu gösteren listeyi, konkordato ön projesinde yer alan teklife göre alacaklıların eline geçmesi öngörülen miktar ile borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktarı karşılaştırmalı olarak gösteren tabloyu, konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporunu mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Mahkemece, bizzat veya bilirkişi marifetiyle yapacağı inceleme neticesinde bu belgelerin tam olduğunun tespit edilmesi halinde İİK. m. 287/1 gereği borçluya derhal üç ay geçici mühlet verilmesi gerekir. Şartları mevcut olduğunda İİK. m. 287/4 gereği 3 aylık geçici sürenin 2 ay uzatılmasına karar verebilir.
Dosyada İİK. 286. maddesinde yer alan belgelerin eksiksiz sunulduğu anlaşılmakla mahkememizce 02/10/2018 tarihi itibariyle davacı lehine üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş ve geçici komiser heyeti görevlendirilmiştir. Devamında geçici mühlet süresi dolmadan 20.12.2018 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildiği, akabinde 07.02.2019 tarihi itibari ile ise yasal şartların oluştuğu takdiri ile bir yıllık kesin mühlet kararı verildiği, kesin mühlet süresi içinde konkordato komiser heyetince Mahkememize sunulan 04.02.2020 havale tarihli dilekçe ile; konkordato projesinde imtiyazlı ve ipotekli olmayan alacaklılar bakımından ödeme planı uyarınca öngörülen meblağın iflas yoluyla tasfiye haline göre daha yüksek olduğunu, borçlu şirketin ödeme aktif kaynakları ile uyumlu olduğunu, konkordatonun tasdik edilme ihtimali olduğu kanaat ve sonucuna varıldığını, borçlu şirketin geçen tüm konkordato süreci içinde dönen varlıklar ile kısa ve uzun süreli borçların aynı oranda arttığını, likidite sorununun halen çözülemediğini, aktifleri borçları karşılamakta olduğunu, elindeki stokları nakde çevirmesiyle konkordato sürecinden başarı ile çıkabileceğini, mali tabloların değerlendirilmesi sonucu mahkemeye tevdi edilen projede hedeflenen ciro ve karlılık rakamlarına ulaşmanın çok zor olduğunun görüldüğünü, işletme giderleri, personel ücretleri, vergi, sgk ödemeleri ve tüm güncel ödemelerin zamanında yapıldığını, imalatın devam etmekte olduğunu, alacaklılar toplantısına yönelik hazırlıklar yapılırken mahkemeye yapılacak itirazlar neticesinde ve mahkeme kararları doğrultusunda listeye ekleme ve çıkarmalar yapılabileceğini, ekonomik gelişmelerin şirketin mali tablolara yansıması ve değerlendirilmesi için izlenmeye devam edileceğini, firmanın en son mali tablosuna istinaden borca batık olmadığını, bankalar ile yapılan finansal yeniden yapılandırma süreci içerisinde en büyük imtiyazlı/ teminatlı alacaklı … Bankası A.Ş ile anlaşma sağlandığını, diğer iki teminatlı/ imtiyazlı alacaklı …bank … Şirketi ile … Bankası Anonim Şirketi arasına görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, buna rağmen şirketin alacaklılar toplantısını sonuçlandırmak ve son mali tabloların ikmal edilmesi için kesin mühlet süresinin 6 ay daha uzatılmasının talep edildiği anlaşıldığından, davacı davacı … LİMİTED ŞİRKETİ yararına 07/02/2019 tarihinde verilen 1 yıllık kesin mühletin, 07/02/2020 tarihinden itibaren 6 ay uzatılmasına karar verildiği ve komiserlerin görevlerine devam ettiği, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendinde yer alan ”9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla,bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır.Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.” şeklindeki düzenleme kapsamında kesin mühlet sürecinde, 30.04.2020 tarihli 31114 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.04.2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatıldığı, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi ve yukarıda zikredilen Cumhurbaşkanı kararı gereğince 22.03.2020 tarihi ile davacı borçlu yararına verilen 1 yıl kesin mühletin 6 ay uzatım süresinin 07.08.2020 tarihinde dolacağı ancak 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi gereğince bu sürenin 22.03.2020 (dahil) tarihinden 15.06.2020 (dahil) tarihine kadar durdurulduğu, buna göre, durma tarihi olan 22.03.2020 ile durma süresinin son günü olan 15.06.2020 tarihleri (bu tarihler dahil) arasında geçen 86 günlük sürenin mühletin sona ereceği 07.08.2020 tarihinden itibaren eklenmesi gerektiğinden 07.08.2020 tarihinden itibaren 86 günlük sürenin eklenmesi neticesinde 01.11.2020 tarihinde kesin mühletin sona ereceği anlaşılmıştır.
Komiser heyetince İİK. 302. maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının yapıldığı, toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresinin geçmesinden sonra yine yasa gereği en geç 7 günlük süre içinde nihai raporun dosyaya ibraz edildiği, Komiser heyetinin iltihak süresi sonunda sunduğu 07.09.2020 tarihli nihai gerekçeli raporda özetle; borçlu firmanın 31.07.2020 tarihli bilançosuna göre rayiç değer tespitinin yapıldığı ve davacı şirketin borca batık olduğu, davacı şirketin konkordato projesinin tasdiki halinde Kasım 2021 ayından başlamak üzere 8.223.523,77 TL borcunu ödeyeceği *taahhüdünde bulunduğu, konkordato tabi olduğu tespiti edilen 41 adi alacaklıdan şirket lehine kabul beyanında bulunan 2 alacaklı ve bu alacaklıların toplam alacak meblağının 907.675,23 TL olduğu, projeyi kabul eden alacaklı sayısının 2 olduğu ve %4,88 alacak oranına karşılık geldiği, alacak tutarı bakımından %11,04 olduğu, bu nedenle de İİK. 302/3-a bendi ve 305/1-c bendi çerçevesinde borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, borçlu şirketin iflas etmesi halinde ve iyimser şartlarda hesaplanan varlıklarının değerinin 4.199.227,67 TL olduğu, bu bağlamda iflas halinde alacaklıların eline geçebilecek bu tutarın borçlu şirketin ödeme teklifinin (faizsiz) 8.223.523,77 TL’nin altında olduğu, İİK. 305/1-a bendi çerçevesinde adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olma şartının sağlandığı, İİK. 305/1-b bendi çerçevesinde borçlu şirketin ödeme teklifi ile borçlu şirketin kaynaklarının orantılı olduğu, ödenmemiş işçi alacakları ile borçlu şirketin doğrudan komiser onayıyla mühlet içinde doğmuş devam eden bir para borcunun bulunmadığı ve 18.667,40 TL tasdik harcı yatırması gerektiğini, mevcut haliyle davacı şirketin tasdik şartlarını taşımadığının belirtildiği görülmüştür.
İcra ve İflas Kanunu’nun m.292/f.1 hükmü iflasa tâbi borçlu hakkında verilen geçici veya kesin mühletin hangi şartlarda kaldırılarak iflasının açılacağını dört bent halinde düzenlemektedir. Buna göre:
“a) Borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa.
b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.
c) Borçlu, 297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa.
d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse” borçlunun iflasına re’sen karar verilebilecektir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 292’nci maddesinin birinci fıkrası, madde gerekçesinde de belirtildiği gibi borçlunun mali durumunun düzeltilmesinin mümkün olup olmadığı veya tasdikin sağlanıp sağlanamayacağı noktaları dikkate alınarak yorumlanmalıdır. Öğretide de benimsendiği gibi işletmenin devamına izin verilmesi önemli ve hissedilir ölçüde aktifleri azaltıyor ve/veya pasifleri arttırıyorsa ve bu durum konkordato süreci içinde geri dönüşü mümkün olmayan bir varlık-borç dengesizliğine yol açma ihtimalini gösteriyorsa iflas açılmalıdır. (Budak/Tunç Yücel, Öztek-Yeni Konkordato Hukuku,2018,Ankara,m.292, no.8)
Konkordato komiser heyetinin ayrıntılı raporlarında belirttikleri üzere davacı şirketin dayanmış oldukları ön projenin gerçekleşemeyeceği, tasdik şartlarının sağlanamadığı, konkordatonun başarıya ulaşamayacağının anlaşıldığı ve davacı şirketin borca batık durumda olduğu anlaşılmaktadır.
Bu haliyle davacı şirket yönünden konkordatonun başarı şansının bulunmadığı, borçlunun mal varlığının korunması açısından iflasın açılmasında bu yönüyle yarar bulunduğu konkordato komiser heyeti ve bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalar karşısında, davacı … ŞİRKETİ (ticaret sicil no:…) tarafından ileri sürülen konkordato talebinin reddine ve mahkememizce 02.10.2018 günü saat 14:00’dan geçerli olmak üzere verilen geçici mühletin, 20.12.2018 tarihi saat 13:35’ten itibaren verilmiş olan ek geçici mühletin ve 07.02.2019 tarihinden itibaren verilen kesin mühletin, 07.02.2020 tarihinde verilen 6 ay uzatma kararının ve tüm tedbirlerin 17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle tümden kaldırılmasına, 17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine, konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine, davacı … LİMİTED ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) İFLASINA, 17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle, … LİMİTED ŞİRKETİ’nin iflasın açılmasına, kararın derhal … Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine, iflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına, davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının İstanbul İflas Müdürlüğüne gönderilmesine, davacının konkordato talebinin red olunduğunun, geçici ve kesin mühletlerin tümünün kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-a) Davacının konkordatonun tasdiki talebinin reddine,
Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ (ticaret sicil no:…) hakkında mahkememizce 02.10.2018 günü saat 14:00’dan geçerli olmak üzere verilen geçici mühletin, 20.12.2018 tarihi saat 13:35’ten itibaren verilmiş olan ek geçici mühletin ve 07.02.2019 tarihinden itibaren verilen kesin mühletin, 07.02.2020 tarihinde verilen 6 ay uzatma kararının ve tüm tedbirlerin 17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle tümden kaldırılmasına,
17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine; hak edilen ücretin komiserlere görev süresi ile orantılı olarak ödenmesine,
Konkordato komiserlerinin görevine son verildiğinin İstanbul Bilirkişilik Bölge Kurulu Başkanlığına bildirilmesine,
b)Davacı … ŞİRKETİ’nin (ticaret sicil no:…) İFLASINA,
17/09/2020 günü saat 13:43 itibariyle, … LİMİTED ŞİRKETİ’nin iflasın açılmasına,
Kararın derhal İstanbul Nöbetçi İflas Müdürlüğüne ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine,
İflas kararının, iflas müdürlüğü tarafından İİK m.166 hükmü çerçevesinde ilan olunmasına,
Davacı şirket tarafından depo edilen iflas avansının İstanbul İflas Müdürlüğüne gönderilmesine,
c)Davacının konkordato talebinin red olunduğunun, geçici ve kesin mühletlerin tümünün kaldırıldığının, konkordato komiserlerinin görevlerine son verildiğinin daha önce ilan yapılan ticaret sicil gazetesi ile Basın İlan Kurumu resmi ilan portalında ilan olunmasına ve daha önce bildirimde bulunulan ilgili yerlere derhal bildirimde bulunulmasına,
2-Bu dava nedeniyle alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’den mahsubu ile kalan 18,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansının iadesine,
Dair, davacı vekili ve hazır bulunan bir kısım alacaklı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 17/09/2020

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP