Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/861 E. 2022/341 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/861
KARAR NO : 2022/341

DAVA : İntifa Hakkı Tesisine İlişkin Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 25/09/2018
KARAR TARİHİ : 07/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İntifa Hakkı Tesisine İlişkin Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun davalı … unvanlı ve Hollanda merkezli şirket ile imzaladığı 17.04.2011 tarihli Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesinin kanunda emredilen geçerlilik şartlarını taşımadığını, müvekkilinin davalı ile imzaladığı 17.04.2011 tarihli sözleşme ile … A.Ş. unvanlı şirket nezdinde müvekkilinin sahibi olduğu hisseler üzerinde davalı yararına intifa hakkı tesis edildiğini, 17.04.2011 tarihli sözleşmenin adi şekilde yapıldığını, noter huzurunda yapılan bir sözleşme olmadığı gibi intifa hakkının kurulması bakımından ortaklar kurulunun onayı ve yönetim kurulunun yazılı izni bulunmadığından kanunun emrettiği şekle riayet edilmediğini, bahse konu sözleşmenin kanunun emrettiği şekil şartlarını haiz olmamasından mutlak butlanla batıl olmasının yanı sıra tanınan intifa hakkı kullanılırken özen ve sadakat yükümlülüğüne uzak kalındığını, bu davranışların tekerrür arz ettiğinden feshedilmiş olmakla her halükarda iptal edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle sözleşmenin geçersiz olduğu belirtilerek 17.04.2011 tarihli anonim şirket payı üzerinde intifa hakkı kurulmasına ilişkin sözleşmenin yok hükmünde olduğunun tespitini, müvekkilinin hissedarı olduğu … A.Ş.’nin 27.09.2018 tarihinde ve ileri tarihlerde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantılarında pay sahibinin kişisel hakları başlığı ile TTK’nın 425. maddesi ve devamı maddelerinde sayılan tüm hakların pay sahibi müvekkili tarafından kullanılabilmesi yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; intifa sözleşmesinin şekil şartlarına uygun olarak hazırlandığını ve imzalandığını, davacının kötü niyetli olarak batıl olduğunu iddia ettiğini, taraflar arasında akdedilen intifa sözleşmesinin pay üzerine kurulan intifa hakkına dair olduğunu, bu sözleşmenin yazılı şekilde yapılmış olmasının geçerli olması için yeterli olduğunu, pay üzerine kurulan intifa hakkına ilişkin sözleşmeye esas sermaye payının devrine ilişkin hükümlerin uygulanmayacağını, davacının hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı davrandığını, huzurdaki davanın dürüstlük ilkesinin ihlali olduğunu, davacı tarafın müvekkili şirketin intifa sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ifa etmesine rağmen haksız bir şekilde sözleşmeyi geçersiz kılmaya ve iptal ettirmeye çalışmakta olduğunu, davacının … grubu hastanelerine vermiş olduğu zararların tazmininden kaçınmak amacı ile pek çok dava açtığını, huzurdaki davanın amacının da bu olduğunu, davacının haklarını kullanırken dürüstlük ilkesine uygun davranmadığını, salt alacaklıların alacaklarına kavuşmasını geciktirmek amacı ile dava hakkını kullandığını, davaya konu intifa sözleşmesinin konusunu oluşturan ve davacının malik olduğu … A.Ş. hisselerinin … 5. İcra Müdürlüğünün … E. Numaralı dosyasında 30.11.2017 tarihinde saat 11:00’da icra edilen ihale ile satıldığını, davacının bu ihalenin feshedilmesi talebi ile … 13. İcra Hukuk Mahkemesinde … E. Sayılı davayı açtığını, davacının huzurdaki davayı kullanmak sureti ile ihalenin feshi davasında yargılama sürecini uzatmak amacını güttüğünü, ihaleden önce, ihale tarihinde ve hatta ihalenin feshi davası açıldığı tarihte mevcut olmayan huzurdaki davayı ileri sürdüğünü, bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacının bu beyanlarının yargılama sürecini uzatmaya yönelik olduğunun açık olduğundan yerel mahkemece dikkate alınmadığını ve davanın reddine karar verildiğini, davacının huzurdaki davayı 2017/1427 E. sayılı davada kullanmak ve yargılama sürecini uzatmak amacı ile açtığını, intifa hakkından doğan yetkilerin özen ve sadakat yükümlülüğüne uygun olarak kullanıldığını, müvekkili şirket adına davacıya gönderilen davacının oy ve görüşünün sorulmasına ilişkin ihtarnamelerin davacının bu yöndeki iddialarının somut gerçeğe aykırı olduğunu savunmuştur.
Dava dışı … A.Ş.’ye ait sicil kayıtları dosya içine alınmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, Anonim Şirketteki payı üzerinde intifa hakkı tesisine dair imzalanan sözleşmenin, şekil şartlarını taşımadığından bahisle yok hükmünde olduğunun bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeye aykırı davranış sebebi ile sözleşmenin mühfesih olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen anonim şirket payı üzerinde intifa hakkı tesisine ilişkin 17.04.2011 tarihli sözleşmenin şekil şartlarına uygun şekilde yapılıp yapılmadığı, intifa hakkı tesisine ilişkin sözleşmenin yok hükmünde olup olmadığı ayrıca yoklukla malul olduğu kabul edilmediği takdirde intifa hakkının münfesih olduğunun tespitine karar verilip verilemeyeceği konusundan ibarettir.
Taraflar arasında 17/04/2011 tarihli “Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesi”nin akdedildiği, sözleşme kapsamında dava dışı … A.Ş.’de davacıya ait her biri 100 TL nominal değerli iki adet (2 ve 3 seri nolu) B grubu nama yazılı hisse üzerinde intifa hakkı tesis edildiği ve bu nama yazılı hisselerin geçici ilmuhabere bağlanarak davalıya “İntifa içindir” kaydıyla ciro edilerek teslim edildiği, bu hususun dava dışı … A.Ş.’nin pay defterine işlendiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı müflis …A.Ş kayıtları özellikle pay defteri incelenerek davalının intifa hakkı sahibi olarak pay defterine işlenip işlenmediği, yönetim kurulunun intifa hakkı tesisine ilişkin kararı bulunup bulunmadığı konularında ve ayrıca intifa hakkının feshini gerektiren durumun bulunup bulunmadığı, davacı talebinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığı hususlarında rapor tanzim edilmesi için dosyanın şirketler hukuku konusunda uzman … ve yeminli mali müşavir …’e tevdi edilmiş bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 18/05/2021 tarihli kök raporda özetle, 17.04.2011 tarihli Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesinin kanuni şekil şartlarına uymadığından bahisle yok hükmünde sayılamayacağını, davaya konu 2 ve 3 seri numaralı B grubu nama yazılı paylar üzerinde intifa hakkının geçerli bir şekilde kurulduğunu, dava dışı … A.Ş.’nin yönetim kurulu karar defterinde, … tarih ve … Karar nolu karar ile “Şirketimiz pay sahiplerinden …’nun yine Şirketimiz pay sahiplerinden … ile akdetmiş olduğu … tarihli İntifa Hakkı Sözleşmesi’nin onaylanmasına ve …’nun payları üzerinde …’nin sahip olduğu intifa hakkının Şirket’in pay defterine işlenmesine” oybirliği ile karar verildiği görüldüğünden 17.04.2011 tarihli Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesinin yönetim kurulu onayı bulunmadığı gerekçesiyle de yok veya batıl sayılamayacağını, davacının söz konusu ihtarnameleri keşide ettiği tarihte davalı şirketin yazılı talimat alma yükümlüğüne aykırı herhangi bir davranışının bulunmadığını, davalı şirketin özen ve sadakat borcuna aykırı bir başka davranışının da davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle 17.04.2011 tarihli Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesinin dava tarihi itibariyle münfesih olmadığını, ancak huzurdaki dava açıldıktan sonra gerçekleştirilen 27.09.2018 tarihli genel kurulda davalı şirketin yazılı talimat alma yükümlüğüne aykırı hareket ettiği göz önünde bulundurulduğunda Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesinin huzurdaki dava açıldıktan sonra feshini gerektiren bir durumun oluştuğu yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizin 14/10/2021 tarihli duruşması 1 nolu ara kararı gereğince dosyanın önceki bilirkişi heyetine tevdi ile davacının 21.05.2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 8 nolu gündem maddesine ilişkin itirazları da değerlendirilmek suretiyle ek rapor tanzim edilmesinin istenilmiş bilirkişiler … ve … tarafından sunulan 13/12/2021 tarihli ek raporda özetle, davalının dava tarihinden sonra yapılan olağan genel kurul toplantısında taraflar arasındaki sözleşmenin 6/d maddesindeki düzenlemeye aykırı olarak oy kullanmış olmasının sözleşmenin feshi sebebi olduğunu, bir başka deyişle davacının sözleşmeyi fesih hakkının doğduğunu, davalının söz konusu toplantıda oy kullanmış olması TMK m. 803/2’deki özen yükümünün de ihlaline yol açtığından davacının sözleşmeyi kanuna istinaden de fesih hakkının doğduğunu, davacının, davalının davacı tarafından yetkilendirilen vekillerin söz konusu toplantıya katılmalarını engellediği yönündeki iddiasının bahse konu vekillerin vekaletnamelerine dosyada rastlanmadığından ispata muhtaç olduğunu, ancak yukarıda varılan sonuçlar dikkate alındığında bu hususun heyetçe varılan sonuca etki etmeyeceği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür.
Taraflar arasında akdedilen 17/04/2011 tarihli sözleşmenin 5. maddesi : “İntifa Hakkının Kapsamı; Bu İntifa Hakkı Sözleşmesi ile kurulan İntifa Hakkı, Pay Sahibi’nin Şirket’te sahip olduğu paylar üzerinde Dutch Holdco lehine kurulmuş bir İntifa Hakkı niteliğinde olup, TMK 794. maddesinde belirtilen şekilde bu paydan kaynaklanan tüm haklardan yararlanma hakkı sağlayacaktır. Bu hak İntifa Hakkı Sahibi’ne aşağıda belirtilen istisnalar dışında TMK 794 ve TTK 360/4. maddesinde belirtildiği şekilde bu payların Pay Sahibi’ne sağladığı oy hakkı dahil tüm hakları da kullanıma imkanı verecektir. Taraflar, TTK 360/4. maddesinin emredici bir kural olmadığından hareketle ve aslında intifa hakkının, Pay Sahibi’nin Hissedarlar Sözleşmesi tahtında sahip olduğu hak ve yüktmlülükleri sınırlamak veya ortadan kaldırmak amacı gütmediğini de kabul etmişlerdir. Bu nedenle, intifa hakkının bu mutlak yapısına bazı istisnalar getirilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır. Aşağıda madde 6’da düzenlen istisnaların incelenmesinden açıkça anlaşılacağı üzere bu istisnaların kaynağını Hissedarlar Sözleşmesi ve Şirket’in ana sözleşmesi oluşturmaktadır.”
6. maddesi : “İstisna Niteliğinde Pay Sahibine Tanınan Haklar; Şirket’in ana sözleşmesinde ve yapılan Hissedarlar Sözleşmesi’nde …’na ve onun doğrudan veya dolaylı şekilde hissedarı olduğu …’ye bazı haklar tanınmıştır. Taraflar, bu hakların kayba uğramasını önlemek ve TTK’nun 350/4. maddesinin son cümlesinde yer alan “İntifa Hakkı Sahibi, menfaatlerini hakkaniyete uygun şekilde göz önünde tutarak hareket etmemiş olmasından dolayı malike karşı sorumludur.” ifadesinin yanlış yorumlanmasına mani olmak için, Pay Sahibi ile İntifa Hakkı Sahibi arasındaki ilişkiyi yazılı talimatlarla düzenleme yoluna gitmişlerdir. Buna göre Şirket genel kurul gündeminde yer almasına bağlı olarak ve aynı zamanda Hissedarlar Sözleşmesi’nde anılan:
a) Ana Sözleşme tadilleri,
b) Şirket tarafından herhangi bir kar payı dağıtımı ya da yedek akçelerin, malvarlıklarının veya hisselerle ilişkin olarak diğer mallarının dağıtımı,
c) Hastane satış Opsiyonunun Hissedarlar Sözleşmesi’ne uygun olarak uygulanması veya Hissedarlar Sözleşmesi uyarınca halka “arz veya herhangi bir çıkış hali hariç olmak üzere, … , …ve … şirketleri ile üçüncü kişiler arasında gerçekleştirilecek her türlü birleşme, bölünme veya hisse veya malvarlığı devri yoluyla yapılacak yeniden yapılandırma işlemlerine girişilmesi veya bunların taahhüt edilmesi,
d) B Grubu hissedarlar tarafından yönetim kuruluna aday gösterilmesi ve seçilmesi hususundaki hakların kullanılması ve atanan üyelerin azli,
e) Hissedarlar Sözleşmesi’nde düzenlenen değer uyarlama hakkının kullandırılması durumu ve bu İntifa Hakkı Sözleşmesi’nin imzalanmasından sonra yapılacak ilk sermaye artırımı hariç olmak üzere, yirmi beş milyon doları (25.000.000 USD’yi) aşacak sermaye artırımı ((i) Türk Ticaret Kanunu madde 324 uyarınca Teknik İflas hali ve (ii) Hissedarlar Sözleşmesi’nde anılan hastanelerin satışına uygun olacak şekilde hastane satım seçeneğinin kullanılması durumu hariç olmak üzere),
f) Herhangi bir grup şirketi tarafından ihtiyari iflas veya ödemenin ertelenmesi veya diğer ihtiyari iflas Prosedürleri için dava açılması,
g) Makul ölçüde bir ticari gereklilikten dolayı açılan bir dava veya sunulan dilekçe “Şirket Değerleme Uzmanı” tarafından yapılan bir değerleme ile onaylanmadıkça grup şirketlerinden birinin ihtiyari feshi veya ihtiyari tasfiyesi,
h) Ana Sözleşme ve Hissedarlar Sözleşmesi uyarınca yönetim kurulu tarafından Nitelikli Çoğunluk gerektiren kararlara ilişkin konularda karar alınması,
konularında, İntifa Hakkı Sahibi, ‘Pay Sahibi’nin toplantıdan en geç bir hafta önce kendisine ulaştıracağı yazılı talimatı dışında oy kullanamayacaktır. Pay Sahibi’nin Süresi içinde yazılı bir talimat ulaştırmamış olması halinde ise İntifa Hakkı Sahibi oy kullanmayacaktır.
Yukarıda belirtilen haller dışında İntifa Hakkı Sahibi intifa konusu paylarla ilgili tüm hakları -oy kullanma, temettü v.s- dilediği gibi ve hiçbir sınırlama olmaksızın kullanabilecektir.
İntifa hakkı nedeniyle bu oylara ilişkin dava hakları İntifa Hakkı Sahibi’ne ait olmakla birlikte, …’na Şirket yönetim kurulu üyelerinin zorunluluğuna ilişkin dava açma hakkı ve bu İntifa Hakkı Sözleşmesi çerçevesinde verilen yazılı talimatlara uyulmaması sonucunda genel kurul kararların iptali davası açma hakkı saklıdır. …, Şirket’teki hissesinin kendisine bahşettiği yeni pay alma haklarını da şahsen kullanacak olup, böylece veya başka yolla iktisap edeceği yeni hisseler üzerinde de bu İntifa Hakkı Sözleşmesi hükümlerine tabi olmak kaydıyla İntifa Hakkı Sahibi lehine intifa hakkı tesis edecektir.
İntifa Hakkı Sahibi’nin, Pay Sahibi’nin Yukarıda belirtilen talimatı aksine hareket etmiş olması bu İntifa Hakkı Sözleşmesi’nin fesih sebebi sayılacak ve Pay Sahibi’ne feshi talep etme hakkı verecektir.” şeklinde kararlaştırılmıştır.
Davacı tarafından her ne kadar pay üzerinde intifa hakkı tesisi için gereken şekil şartlarının mevcut olmadığı bu sebeple sözleşmenin yok hükmünde olduğunun tespiti talep edilmiş ise de sözleşmenin akdedildiği 17/04/2011 tarihinden ihtarnamenin keşide edildiği 07/09/2017 tarihine kadar geçen süre dikkate alındığında şekil şartlarındaki eksiklikler nedeni ile geçersizliğin ileri sürülmesi dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğinden (emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/6294 E. 2021/6781 K. sayılı kararı ilamı) pay defterine kaydedilmiş ve geçici ihmuhaberi davalıya teslim edilmiş olan intifa senetleri yönünden esas sözleşme değişikliğine gidilip gidilmediği hususunda bu sebeple araştırma yapılmasına gerek görülmemiştir.
21/05/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağının 2. maddesi ” Sn. …’nun şirkette sahip olduğu 2 adet hisse üzerinde 17/04/2011 tarihinde pay sahibi Sn. … ile intifa hakkı sahibi … arasında imzalanmış olan “Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması Sözleşmesi” uyarınca, intifa hakkı tesis edilmiş olduğu ve toplantı gündeminde Sn. …’ndan talimat alınmasını gerektirecek bir madde olmadığından …’in bu 2 hisse için de dilediği gibi oy kullanabileceği anlaşılmıştır.” şeklindedir.
21/05/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantı tutanağının 8. maddesi “Murahhas aza …’un murahhas azalık, genel müdürlük ve CEO’luk görevlerinden 21/05/2014 tarihi itibariyle istifa ettiği görülmüştür. Yönetim kurulu üyeliklerine ise, toplantıya A Grubu pay sahiplerinin aday gösterdiği,
a)… Ticaret Sicili’ne … numarasıyla … adresinde kayıtlı …,
b)… Ticaret Sicili’ne … numarasıyla … adresinde kayıtlı …,
c)… adresinde mukim, T.C. vatandaşı, T.C. kimlik numarası … olan …, ve
d)… adresinde mukim, TC vatandaşı, … TC kimlik numaralı …’un 3 yıl süre ile atanmasına,
B Grubu hissedarlar tarafından ise … TC Kimlik numaralı ve … adresinde mukim …’nun aday gösterilip muvakatinin alındığı anlaşıldığından kendisinin B grubu hissedarları temsilen yönetim kurulu üyesi olarak 3 yıl süre ile atanmasına 9996 olumlu oyla (oybirliği ile) karar verilmiştir. … ve …. toplantıda mevcut olup görevi kabul ettiklerini beyan etmişlerdir. … ‘nin organ kararları incelendiğinde ise …’nin gerçek kişi temsilcisi olarak … adresinde mukim, …T.C. Vergi Kimlik numaralı … gerçek kiyi temsilcisi olarak ise … adresinde mukim, … T.C. Vergi Kimlik numaralı …’un atandığı görülmüştür ve de toplantıya katılan pay sahiplerinin 9996 olumlu oyu ile, yani çoğunluğunun oyları ile onaylanmıştır.
Yönetim Kurulu üyeleri arasında iş bölümü yapılmasına gidilerek yönetim kurulu başkanlığına … seçilmiş, kendisinin öncelikle kamusal borçların ödenmesini sağlamak amacıyla, şirketin tüm varlık, asset, hak ve imtiyazlarını dilediği bedel ile ve dilediği kişi ya da kişilere devit etmek ve satmak, ayrıca şirketimiz ve şirketimize bağlı şirket ve hastanelerin taraf olduğu kira sözleşmelerini dilediği şekilde ve dilediği zaman feshetmek konularında tek başına yetkili kılınmasına, şirketimizi bu konular ile ilgili olarak tek başına temsil ve buna ilzam etmesine toplantıya katılan pay sahiplerinin 9996 olumlu oyu ile, yani tamamının oyları ile kaldırılmıştır.
Üyelerden …’un ise şirketimiz ve şirketimize bağlı hastanelerin yönetimi ve bu husus çerçevesinde gerçekleştirilecek tüm işlemler konusunda tam olarak yetkilendirilmesine toplantıya katılan pay sahiplerinin 9996 olumlu oy ile, yani tamamının oyları ile karar verilmiştir.
Biri … adresinde mukim, T.C. vatandaşı, T.C. kimlik numarası …. olan …’in imzası olmak üzere, onun yanında herhangi bir yönetim kurulu üyesinin müşterek imzalarıyla şirketimizi, üçüncü kişilere karşı en geniş anlamda ve tam olarak temsil ve ilzama yetkili kılınmalarına, ve imza sirkülerinin yukarıda belirtilen kişilere yukarıda belirtilen yetkiler verilecek şekilde düzenlenmesine toplantıya katılan hissedarların tamamının olumlu oyları sonucu, toplam 9996 oy ile karar verilmiştir.” şeklindedir.
Davacıya ait paylar üzerinde intifa hakkı kurulmasına ilişkin sözleşmenin münfesih sayılıp sayılmayacağı hususunda yapılan inceleme kapsamında öncelikle pay üzerinde intifa hakkı tesisinin ve intifa senetlerinin intifa hakkı sahibine tanıdığı haklar üzerinde durmakta yarar vardır.
TTK madde 432 ” (1) Bir pay, birden çok kişinin ortak mülkiyetindeyse, bunlar içlerinden birini veya üçüncü bir kişiyi, genel kurulda paydan doğan haklarını kullanması için temsilci olarak atayabilirler.
(2) Bir payın üzerinde intifa hakkı bulunması hâlinde, aksi kararlaştırılmamışsa, oy hakkı, intifa hakkı sahibi tarafından kullanılır. Ancak, intifa hakkı sahibi, pay sahibinin menfaatlerini hakkaniyete uygun bir şekilde göz önünde tutarak hareket etmemiş olması dolayısıyla pay sahibine karşı sorumludur.”
TTK madde 499 “(1) Şirket, senede bağlanmamış pay ve nama yazılı pay senedi sahipleriyle, intifa hakkı sahiplerini, ad, soyad, unvan ve adresleriyle, pay defterine kaydeder.
(2) Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece, devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz.
(3) Şirket, kaydın yapıldığını pay senedine işaret eder.
(4) Şirketle ilişkilerde, sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi ve intifa
hakkı sahibi olarak kabul edilir.
(5) Merkezî Kayıt Kuruluşu tarafından kayden takibi yapılan nama yazılı paylara ilişkin
Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri ile ilgili diğer düzenlemeler saklıdır.”
TTK madde 502 “- (1) Genel kurul, esas sözleşme uyarınca veya esas sözleşmeyi değiştirerek, bedeli kanuna uygun olarak yok edilen payların sahipleri, alacaklılar veya bunlara benzer bir sebeple şirketle ilgili olanlar lehine intifa senetleri çıkarılmasına karar verebilir. Bu senetlere 348 inci madde uygulanır.
(2) Kurucular için çıkarılanlar da dâhil olmak üzere, intifa senetleri emre ve hamiline yazılı olabilir.”
TTK madde 503 “- (1) İntifa senedi sahiplerine pay sahipliği hakları verilemez; ancak, bu kişilere, net kâra, tasfiye sonucunda kalan tutara katılma veya yeni çıkarılacak payları alma hakları tanınabilir.”
Adi intifa senetleri sahibine kâra ve tasfiye bakiyesine katılma veya çıkarılacak yeni payları satın alma hakkı veren senetler olup TTK 432. maddesinin mefhumu muhalifinden intifa senedi sahibinin aksi kararlaştırılmış ise oy hakkına sahip olabileceği de anlaşılmaktadır. 17/04/2011 tarihli sözleşmenin 6. maddesinde intifa hakkının kapsamı ve davalının genel kurul toplantısında hangi şartlar da oy kullanabileceği hususların düzenlendiği buna karşılık davalının, sözleşmeye aykırı olarak 21/05/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacıya ait iki adet hisse için de oy kullandığı, dosyaya sunulan hazirun cetveli, genel kurul toplantı tutanağı ve tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Adi intifa senetleri illete bağlı kıymetli evrak niteliğinde olup asıl borç ilişkisindeki sakatlığın asıl borç ilişkisini geçersiz hale getirdiği durumlarda kıymetli evrak da geçersiz hale gelir. Bu sebeple davacının yalnız intifa hakkı tesisine ilişkin sözleşmenin münfesih olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararı bulunduğu kanaatine varılmış; 21/05/2014 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. maddesine aykırı olarak oy kullanılmış olması sebebiyle davacının haklı nedenle sözleşmenin feshini ve bu durumun tespitini talep edebileceği nazara alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-17/04/2011 tarihli “Anonim Şirket Payı Üzerinde İntifa Hakkı Kurulması” başlıklı sözleşmenin dava tarihi 25/09/2018 itibari ile münfesih olduğunun tespitine,
2-Tahsili gereken harç 547,86 TL’den peşin alınan 35,90 TL ile tamamlama harcı olarak alınan 137 TL’nin mahsubu ile bakiye 374,96 TL’nin davalıdan alınıp hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen harçlar toplamı 172,90 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 116,50 TL, bilirkişi masrafı 6.000,00 TL olmak üzere toplam 6.116,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/04/2022

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …