Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/803 E. 2021/659 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/803
KARAR NO : 2021/659

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/09/2018
KARAR TARİHİ : 07/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ….Şti “ … adresinde 220 çalışanlı Tekstil şirketi olduğu, şirketin Uluslararası …ve … markalarının Türkiye’deki Fason üretimini yapan … Tic. A.Ş’nin alt Fasonculuğunu yaptığı, …: müvekkil … ve davalı …’in babaları … tarafından 1980 yılında tekstil sektöründe fason imalat yapan şahıs şirketi olarak kurulduğu, 1996 yılında Şirket Limited şirkete dönüştürüldüğü, … Ltd Şti’nin ilk ortakları …’in annesi … ve … olduğu, 2005 yılında … Şirketin % 45’ini devralarak şirket hissedarı olduğu, müvekkili … 2013 yılma kadar şirket yönetiminde bulunmadığı, küçük kardeş olarak abisi …’e sonsuz bir güven ve iyi niyetin şüphe etmediği, asgari ücretle hayatını idame ettirmeye çalıştığı, davalı … yıl sonları yaptığı kar dağılımından hiçbir zaman …’e bilgi vermediği, müvekkile asgari ücret dışında da bir ödeme yapılmadığı, Şirket 2013 yılında … Mahallesinde bir arsa satın aldığı ve üzerine 5 katlı bir apartman yaptığı, arsa ve inşaatın tüm parası şirketten ödendiği, inşaatı biten taşınmazın tapusunu …kendi adına yaptırdığını öğrendiği, bu durumu abisi …’e sorduğunda, iskan alındıktan sonra tapuların devredileceğinin ifade edildiği, birkaç ay sonrasında … tavrını değiştirdiği ve evin kendisinin hakkı olduğunu ve müvekkile devredilmeyeceğinin söylemesi neticesinde, abisi …hakkında şüpheyle bakmaya başladığı, 2015 yılında şirket müdürlüğü görevi sona eren …’e müvekkilin imza yetkisi verilmesini istemediği, iki şirkete müdür atanamadığı, şirketin büyüdüğü ve dışarıdan profesyonel yöneticiler ile çalışılması gerektiği düşünen …’e 10 senelik imza yetkisi verilmesini istediği, kabul edilmediği, şirkette 30 yıldan beri muhasebe işlerine bakan Mali Müşavir … müvekkil ile görüşüldüğü bundan böyle kar dağıtımlarının zamanında yapılacağı ve hakkının yenilmeyeceği müvekkile söz verilmesi ve taahhüt edildiği, …’daki 2 dairenin tapusunun da kendisine verileceği taahhüt edildiği, müvekkil babasının da yönlendirmesi ile şirketin yıllarca muhasebeciliğini yapan …’ın taahhüdüne güvenerek şirket adına 5 yıllığına …’e imza yetkisi verildiği, imza yetkisinden sonra tapu devrini isteyen müvekkil sürekli oyalandığı ve sonunda tapu verilmeyeceği söylendiği, son gelişmelerden sonra şirket yönetimini sorgulamaya başlayan müvekkilin, şirket ortağı gibi davranmaya başlamasını kabullenemeyen …sürekli hatalar yapmaya başladığı, şirketin hesaplarını incelemek isteyen müvekkiline şirket hesaplarının incelenmesine, şirketten bilgi almasının sürekli engellendiği, Şirketteki haklarının engellenmesi üzerine haklarını mahkemeler aracılığı ile almak için mahkemeye başvurulduğu, müvekkilinin ifadelerini belgelemek, haklarının belirlenmesi ve hukuki işlemlere başlamadan önce şirket evrak ve bilgilerini incelemek üzer şirket merkezine … 40. Noterliği … tarih … yevmiyeli ihtarname gönderildiği, gönderilen ihtarnameye 09.05.2018 tarihli karşı ihtarname ile evrakların hazırlanması için zamana ihtiyaç olduğunu, hazır edilince gün ve saatinin bildirileceği belirtildiği, şirket 16.05.2018 tarihinde yeni bir ihtarname keşide ederek, Müvekkile yönelik mesnetsiz isnatlar ile hadlerinde olmayarak müvekkilin kanuni hakkını kısıtlayarak talebin kabul edilmediği bildirildiği, hukukilikten uzak, gerekçesiz, soyut iddialar sebebiyle müvekkili adıma 21.01.2018 tarihinde yeni bir ihtarname gönderilerek TTK 614 ve 411 maddeleri uyarınca şirket ortağının bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesine ilişkin genel kurulun toplantıya çağrılması talep edildiği, şirket vekili 01.06.2018 tarihinde gönderdiği ihtarname ile 30.06.2018 tarihinde genel toplantısı yapılmasına karar verildiği bildirildiği, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamındaki talebin değerlendirilmesi amacıyla genel kurul toplantısı yapılması çağrısına karşılık şirket müdürünün belirlediği 7. gündem maddesiyle hukuka ve kanuna aykırı olarak olağan genel kurul toplantısına davet yapıldığı, genel Kurulda müdürün ibrası, kar dağıtımının ertelenmesi, şirket ortağının rekabet yasağı gibi gündem maddelerini gören müvekkilinin tüm maddelere muhalefet şerhi koyduğu, genel kurulda bilgi ve belgelerin incelenmesine ilişkin alınan kararda temmuz ayı içinde şirket evraklarının incelenmesine oybirliği ile karar verildiği, incelemenin Ağustos ayına sarkabileceği bildirildiği , maksadın zaman kazanma olduğunun anlaşıldığı, müvekkilinin geçmişe dönük biriktirdiği evrakları uzman mütalaası için Bağımsız Denetçi Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi …’a başvurduğunu, eksik belge ve bilgilerle yapılan inceleme neticesinde ortaya çıkan bu tablo buz dağının görünen tarafı olduğu, müvekkil …, … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan dolayı …. C.Başsavcılığına …Soruşturma numarası, Hırsızlık Suçlarından dolayı … C. Başsavcılığına … Soruşturma sayılı dosyaları üzerinde suç duyurusunda bulunulduğu, şüpheli şirket müdürü hakkında açıları soruşturmalar halen devam ettiği, şirket müdürünün azli için … 18. ATM’nin … E Sayılı dava açıldığı, yargılama devam ettiği, bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamındaki talebin değerlendirilmesi amacıyla genel kurul toplantısı yapılması çağrısına karşılık şirket müdürü kendi belirlediği 7 gündem maddesi ile hukuka ve kanuna aykırı olarak genel kurula davette bulunduğu, TTK 617/1 maddesinde “ Genel Kurul Müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan Genel Kurul Toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren Üç ay içinde yapılır. Şirket Sözleşmeyi uyarınca ve gerektikçe Genel Kurul Olağanüstü toplantıya çağrılır.” Hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde ortak sayısı ve büyüklüğü ne olursa olsun limited şirketlerin her yıl olağan genel kurul yapmasının zorunlu olduğu, genel kurul toplantısı anonim şirketlerde olduğu gibi hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içinde yapılması gerektiği, ancak, genel kurul tutanağında da görüldüğü üzere 3 yılın Genel Kurulu birlikte yapılarak Kanuna muhalefet edildiği, müvekkilinin her yıl genel kurul yapılması ve kar dağıtımı yapılamasını isterken diğer hissedar şirket müdürü buna yanaşmadığı, genel kurulun geç yapılmasının müeyyidesi olmamasına karşılık yönetim şeklinin görülebilmesi için önem arz ettiği, şirket müdürünün istediği zaman istediğini yapabildiği kanunlara aykırı hareket edilerek şirketi kendinin belirlediği kurallarla yönettiği, bilgi ve defterlerin incelenmesi talebin görüşülmesi için toplanılması isteği, genel kurulda 2 nolu gündem maddesiyle 2015, 2016, 2017 yılları faaliyet raporu okunduğu, müzakere edildiği, şirket müdürünün oy çokluğu ile onaylandığı, müvekkil muhalefet şerhi koyduğu, gündemin 3 maddesi 2015, 2016, 2017 yılları bilanço, kar/zarar hesapları okundu, şirket müdürünün oyları ile oy çokluğu ile onaylandığı, müvekkil muhalefet şerhi koyduğu, gündemin 4 maddesi, yedek akçe ayrılmasından sonra gelecek yıllarda kar dağıtımı yapılmasına oy çokluğu ile karar verildiği, bu kararın kanuna aykırı olduğu, karın ne zaman dağıtılacağının belirlenmediği, önümüzdeki yıllar denerek soyut bir ifade kullanıldığı, 30.06.2018 tarihli genel kurulda alınan 5 nolu kararın açıkça hukuka aykırı olduğu, şirket müdürü …’in ibrasının, …’in oyuyla ibrasına oy çokluğu ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, şirketin iki ortaklı olduğu, … % 55, diğeri müvekkil … % 45 hisseye sahip olduğu, TTK 619 maddesine göre oy hakkından yoksunluk nedeniyle şirket yönetiminde bulunanlar hakkında yapılacak oylamalarda Müdürlerin İbralarına ilişkin kararlarda oy kullanamazlar şeklindeki yasa hükmü gereğince şirket müdürü … sadece kendi oyu ile kendisini ibra ettiği, alman bu kararın açıkça kanuna aykırı olduğu ve iptali gerektiği, genel kurulda alınan 7 nolu kararın 6102 sayılı TTK 395 ve 396 md göre şirket müdürüne yetki verilmesine müvekkilinin muhalefetine rağmen oy çokluğu ile karar verildiği, kararda şirket müdürüne yetki verilmesine şeklindeki cümlenin anlaşılamadığı, şirket müdürü sadece kendi oyları ile kendisine yetki verdiği, kanunun lafzında açıkça anlaşılacağı üzere, yetkinin genel kurulda olduğu ve devredilemeyeceği, bu nedenle alınan karar açıkça kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırı olup iptali gerektiğini belirterek …’nin 30.06.2018 tarihli 2015, 2016, 2017 yılları Olağan Genel Kurulunda muhalefet edilen 2, 3, 4, 5, ve 7 nolu maddeleri ile alınan kararların iptaline, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesi talep ve dav etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının dava konusuyla ilgisi bulunmayan gerçek dışı ve çoğu hayal mahsulü açıklamalarına ve suçlamalarına … 18. ATM’nin… E Sayılı dosyasına cevap verildiği, davacının iptalini istediği genel kurul usule uygun olarak yapıldığı, iddia edildiği gibi davacı, genel kurul gündemi genel kurulda değil önceden kendisine iadeli taahhütlü mektupla öğrendiği, usule uygun ilan ve tebligatlar yapıldığı, bilgi alma isteğinin genel kurulda kabul edilmesi ihtimaline binaen yanında avukat, mali müşavirle genel kurula gelmesi noter kanalıyla kendisine bildirildiği, genel kurula avukatıyla geldiği, Burhanettin abi olarak hitap ettikleri Mali Müşavirin bulunmadığı, müvekkilinin oyu ile inceleme yapma ve bilgi alma isteği oy birliği ile kabul edildiği, taraflara uygun bir günde şirket kayıt ve defterlerinin mali müşavirlerin ve muhasebecilerin nezareti altında incelenmesine karar verildiği, ancak tüm görüşmelere rağmen incelemeye gelmedikleri, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen Mali Müşavir … tarafından özel uzman bilirkişi mütalaası başlıklı yazının düzenlenmesi 07.07.2018 tarihi olduğu, işbu yazının bir günde yazmadığına göre Genel kuruldan önce kendisine bu görev ve bilgilerin verildiği ve 07.07.2018 tarihli rapor hazırlanabildiği, Temmuz ayı bitmeden 25.07.2018’de ortaklardan … aleyhine … 18 ATM ‘de görülmekte olan davayı açtığı, davacının bilgi alma isteğinde samimi olmadığı, tüm bilgi ve faturalar, fişler elinden geçtiği beğenmediklerini yırtıp attığı, TTK 395 ve 396 md ile ilgili kararın davacı ile bir ilgisinin olmadığı olsa olsa şirket müdürü ve % 55 hisse sahibi …’in kendi yetkilerine koyduğu bir kısıtlama olduğu, davacının bundan dahi rahatsızlık duyması içinde bulunduğu ruh halini açıklamaya yeterli olduğu, arz ve izah edilen nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi savunmuştur.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde sunduğu Bağımsız Denetçi, Yeminli Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından hazırlanan 07.07.2018 tarihli uzman raporunda ; … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … vergi kimlik numaralı mükellefi … Ltd. Şti.nin yönetilme şekli, karlılık tespiti, gider kalemlerinin incelenmesiyle ilgili olarak yapılan kısıtlı incelemede şirket müdürü …’in şirket hesaplarından kendi hesabına 682.970,82 TL aktardığı , yine şirket hesabından şirketin kasa hesabına 698.000,00 TL aktardığı ve bu tutarların ne için kullanıldığının belli olmadığı, 2017 yılı şubat ayında alınan kararla tek taraflı olarak huzur hakkı ücretini 7.500,00 TL den 15.000,00 TL ye çıkardığının tespit edildiği bu hususlar dikkate alındığında şirket müdürü …’in aldığı kararların TTK 391 maddesi gereğince batıl olduğu, şirket adına yapıları tahsilatlarda tahsilat genel tebliği hükümlerine uyulmamak suretiyle usulsüz işlemler yapıldığı, oluşturulan giderlerde tespit edilen 6.102.520,66 TL faturanın şirketin genel karlılığını düşürdüğü, şirket ortağı …’in (6.102.520,66 X 45) 2.746.134,29 TL kar kaybının olduğu yönünde görüş ve kanaat sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince sunulan 26.03.2019 tarihli kök raporda özetle, genel kurulda alınan 2, 3, ve 4 no’lu kararlar bakımından, ileri sürülen hususlarda kanuna aykırılık söz konusu olmadığı, dolayısıyla iptal koşullarının gerçekleşmediği, genel kurulda alınan şirket müdürü …’in ibrasına ilişkin 5 no’lu karar, oydan yoksun sayılması gereken, ibra edilen müdür ortak …’in kendi kullandığı oylar ile alınmış olduğundan, kanunun emredici hükümlerine, TTK 619 hükmüne aykırılık teşkil ettiği, bu itibarla 5 no’lu genel kurul kararı yönünden iptal koşulunun gerçekleştiği, genel kurulda alınan şirket müdürü …TTK m.395 ve 396 maddelerine göre yetki verilmesi yönündeki 7 no’lu kararının, kendisine izin verilen müdürün, kararın alınmasında bizzat oy kullanmış olması ve kararın TTK m.621 hükmünde belirtilen genel kurul karar nisaplarına uygun alınmamış olması nedenleriyle, kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, bu itibarla iptal koşulunun gerçekleştiği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince sunulan 18.11.2019 tarihli ek raporda özetle, davacı yanın, itiraz beyan ve taleplerinin ek açıklama ve değerlendirmeler çerçevesinde tespit imkânı bulunmadığı, davacının, davalı şirketin bir kısım faaliyetlerinin VUK, ilgili yasa ve mevzuata aykırılıklar olduğu yönündeki iddialarına ilişkin her hangi bir somut belge dosyaya ibraz edilmediği, davalı şirketin neredeyse son 6 yılına ilişkin tüm faaliyetlerine ilişkin bir araştırma ve tespit talebinde bulunduğu, Yasa ve Mevzuata aykırı işlemlerin yapıldığı yönündeki davacı iddialarına ilişkin somut belgeleri ile davalı şirketin bağlı olduğu vergi dairesine suç duyurusunda bulunması ve davalı şirket hakkında Maliye yetkililerince yapılacak denetleme sonucu ortaya çıkabileceği, davacının sektörel bazda davalı şirketin ortalama karlılığının tespiti yönündeki talebinin de sektör içindeki her bir şirketin gerek satış ve maliyet girdilerinin farklılık arz etmesi nedeniyle sağlıklı bir tespit olarak nazara alınmasının yerinde olmayacağı, kök rapordaki tespit ve değerlendirmeler ile huzurdaki davada davalı şirketin 30.06.2018 tarihli olağan genel kurulu kararının 2, 3, 4, 5 ve 7 nolu kararların iptali ile ilgili olarak genel kurulda alınan 2, 3, ve 4 nolu kararlar bakımından, iptal koşullarının gerçekleşmediği, 5 no’lu karar yönünden TTK 619 maddesine aykırılık nedeniyle İptal koşulunun gerçekleştiği, genel kurulda alınan şirket müdürü …’e TTK m. 395 ve 396 maddelerine göre yetki verilmesi yönündeki 7 nolu kararının, kendisine izin verilen müdürün, kararın alınmasında bizzat oy kullanmış olması ve kararın TTK m.621 hükmünde belirtilen genel kurul karar nisaplarına uygun alınmamış olması nedenleriyle, kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, bu itibarla iptal koşulunun gerçekleştiği yönünde görüş ve kanaat belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyetince sunulan 20.11.2020 tarihli 2. ek raporda, gerek kök, gerekse ek rapordaki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir eksiklik bulunmadığı, kök ve ek rapordaki görüş ve kanaatlerin tekrar ettiklerini belirtmişlerdir.
Davacı tarafça sunulan uzman görüşünde yer alan mali tespitler ile bilirkişi raporu arasında çelişki oluştuğundan, çelişkinin giderilmesi, TTK. 514, TTK. 515 ve 610. maddeleri kapsamında davalı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının, bilanço ve kar-zarar hesaplarının davalının yasal defter ve kayıtlarını doğru şekilde yansıtıp yansıtmadığı, Genel kurul toplantı tutanağının 4. maddesinde kar payının dağıtılmamasına ilişkin kararda süre belirtilmemesinin iptal sebebi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususlarında rapor tanzim edilmesi için dosyanın önceki bilirkişilerden farklı olmak üzere ticaret hukukunda uzman … ile YMM …’e tevdine karar verilmiş ancak davacı tarafından bilirkişi masrafı yatırılmadığından davalı şirketin 2015-2016-2017 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının, bilanço ve kar-zarar hesaplarının davalının yasal defter ve kayıtlarını doğru şekilde yansıtıp yansıtmadığı konusunda bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçtiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin merkezinin … adresinde kurulu olduğu anlaşılmakla TTK. 445. maddesi uyarınca mahkememizin iş bu davaya bakmaya kesin yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Davalı bir limited şirket olup, 6102 Sayılı TTK. 622. Maddesinde, limited şirketlerin genel kurul kararlarının butlanı veya iptali yönünden anonim şirkete ilişkin hükümlerin uygulanacağı ifade edilmiştir.
TTK. 445. maddesinde genel kurul kararının iptali, TTL 447. maddesinde de genel kurulun butlanına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
Dava, 11.09.2018 tarihinde açılmış olup, yine TTK. 445. Maddesinde ifade edildiği şekilde genel kurul karar tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde açıldığı, zira genel kurulun 30.06.2018 tarihli olduğu, davacı şirket ortağı tarafından TTK. 446. Maddesi kapsamında red oyu kullanılarak kararlara muhalefet edildiği görülmüştür. Dava konusu yapılan 30.06.2018 tarihli genel kurulun; ”2 nolu maddesinde; Şirket Müdürünün hazırladığı 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait yıllık faaliyet raporu … tarafından okundu ve müzakere edildi. Ortaklardan 9.45 hisse sahibi …’in muhalefetine rağmen % 55 hisse sahibi …’in oyu ve oy çokluğu ile onaylandı.
3 nolu maddesinde; 2015, 2016 ve 2017 yularına ait bilanço ve kar/zarar hesapları şirket müdür … tarafından okundu ve müzakere edildi. Yapılan oylama sonucunda, Ortaklardan % 45 hisse sahibi …’in muhalefetine rağmen % 55 hisse sahibi …’in oyu ve oyçokluğu ile onaylandı.
4 nolu maddesinde; Şirketin ekonomik olarak zorlukların artması ve daha da artabileceği öngörüsüyle, şirketin özvarlıklarını güçlendirmek için gerekli yasal yedek akçelerin ayrılmasından sonra önümüzdeki yıllarda kar dağıtımı yapılmasına ortaklardan % 45 hisse sahibi …’in muhalefetine rağmen % 55 hisse sahibi …’in oyu oyçokluğu karar verilmiştir.
5 nolu maddesinde; Yapıları oylama sonucunda ortaklardan % 45 hisse sahibi …’in muhalefetine rağmen şirket müdürü …’in ibrasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.
7 nolu maddesinde; 6102 Sayılı T.T.K. nun 395. ve 396. maddelerine göre şirket müdürüne yetki verilmesine oyçokluğu ile karar verildi” şeklinde kararların alındığı anlaşılmıştır. .
Öncelikle ifade etmek gerekirse, her ticaret ortaklığın nihai amacı kâr elde edip ortaklarına dağıtmaktır. Şirketin nihai amacının kâr elde edip ortaklara dağıtması esas olmakla birlikte anasözleşmeye konulacak hükümler yanında kanunda gösterilen nedenler bu genel ilkenin istisnalarını oluşturmaktadır. Bu istisnaların en önemlisi ve uygulamada da sıkça görülüp dava konusu uyuşmazlığa da konu olan TTK’nın 523/2. maddesindeki düzenlemedir. Anılan düzenleme gereğince genel kurul, aktiflerin yeniden sağlanabilmesi için gerekliyse, bütün pay sahiplerinin menfaatleri dikkate alındığında, şirketin sürekli gelişimi ve olabildiğince kararlı kâr payı dağıtımı yönünden haklı görülüyorsa, kanunda ve esas sözleşmede öngörülenlerden başka yedek akçe ayrılmasına da karar verebilir. TTK’nın 452. maddesinde belirtilen müktesep haklardan olan kâr payı hakkı ile bu hakkın istisnasını oluşturan TTK’nın 523/2. fıkrası arasındaki hassas dengenin kurulması zorunludur.
Bu ilkeler kapsamında genel kurul toplantısında alınan 4 nolu kararda ;” yedek akçelerin ayrılmasından sonra önümüzdeki yıllarda kar dağıtımı yapılmasına …” şeklinde karar alınarak kâr payının dağıtılmamasına ilişkin kararda süre sınırlamasına yer verilmemiş olduğu, 5 no’lu karar yönünden TTK 619. maddesine aykırılık nedeniyle iptal koşulunun gerçekleştiği, 7 nolu kararının, kendisine izin verilen müdürün, kararın alınmasında bizzat oy kullanmış olması ve kararın TTK m.621/1-g hükmünde belirtilen genel kurul karar nisaplarına uygun alınmamış olması nedenleriyle, kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, bu itibarla anılan maddeler yönünden iptal koşularının gerçekleştiği anlaşılmakla …nin 30.06.2018 tarihli 2015, 2016, ve 2017 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan 4, 5 ve 7 nolu kararların iptaline , 2 ve 3 nolu kararların kanuna ,ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı anlaşılmakla davacının 2 ve 3 nolu kararların iptali isteminin reddine dair hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
…nin 30.06.2018 tarihli 2015, 2016, ve 2017 yılları olağan genel kurul toplantısında alınan 4, 5 ve 7 nolu kararların İPTALİNE, davacının 2 ve 3 nolu kararların iptali isteminin REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiyğe 23,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 206,00-TL, 7.500,00 TL bilirkişi ücreti, mahsup edilen 35,90 TL harç toplamı 7.741,90 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 3.870,95 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 07/10/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …