Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/698 E. 2019/384 K. 03.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/698 Esas
KARAR NO : 2019/384 Karar

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 07/11/2016
KARAR TARİHİ : 03/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, davalı bankanın … Şubesi’nden 02/09/2013 tarihinde 13.300,00 TL ticari kredi kullandığını, kullandırılan bu krediden dolayı 29/08/2013 ve 27/12/2013 tarihlerinde tahsis ücreti, değerlendirme ücreti ve açılış komisyonu olmak üzere farklı isim ve miktarlarda kesintiler yapıldığını, davalı bankanın kendilerine imzalatmış olduğu sözleşmenin soyut ve tek yanlı olarak ve gelecekte kurulacak belirsiz sayıdaki kredi ilişkisinde kullanılmak amacıyla hazırlanmış sözleşme olduğunu, kendilerinin bu sözleşmeyi mecburen imzaladığını, bu nedenle haksız ve geçersiz sözleşme hükümlerine göre 02/09/2013 tarihinde çekilen 13.300,00 TL krediden dolayı davalı tarafça yapılan kesintilerden dolayı şimdilik 100,00 TL’nin kesinti tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, Rekabet Kurulu’nun 08/03/2013 tarih, 13-13/198/100 sayılı kararının iptali için idari yargıya başvurulduğunu, bu nedenle bu kararın neticesinin beklenmesi gerektiğini, dava dilekçesinin HMK m.194’de öngörülen koşulları taşımadığını, salt Rekabet Kurulu kararının varlığının haksız fiil tazminat için yeterli kabul edilemeyeceğini, ticari kredi sözleşmesinden dolayı yapılan kesintilerin iadesine yönelik davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, 2013 yılında kullandırılan krediden dolayı yapılan kesintilerin iadesine yönelik talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, kredi sözleşmesi nedeniyle davalı bankaca yapılan kesintilerin iadesi davasıdır.
Dosya içerisinde örneği bulunan 29/08/2013 tarihli Genel Kredi Ve Teminat Sözleşmesi ile taraflar arasında GKS akdedildiği ve bu sözleşmeye dayalı olarak davalı bankanın davacıya 13.300,00 TL kredi sağladığı ve sözleşmenin 6. maddesinin “(1) Bankanın bu sözleşmeye dayanarak açtığı veya açacağı her türlü nakdi ve gayri nakdi krediler ile hesaplara ve aldığı teminatlara tarafların mutabakatı ile belirlenmiş olan ve kredi kullanım teminatında ve işbu sözleşmenin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda taraflarca komisyon uygulanacağını, komisyonların azami kredi kullanım talimatında belirlenen komisyonun %100 fazlası olabileceğini, komisyonların bu azami orana kadar banka tarafından fon maliyetlerindeki değişimler dikkate alınarak arttırılabileceğini, arttırım halinde müşteriye banka tarafından yeni komisyonların bildirilmesinin yeterli olacağını, azami komisyonun ise ancak tarafların mutabakatı ile artırılabileceğini, taraflar kabul ve beyan ederler. Müşteri bu maddeyi göre kendisine bildirilen yeni komisyon oranını kabul etmemesi halinde bankaca kendisine herhangi bir bildirim yapılmasına gerek olmaksızın, bankaca kendisine yapılan komisyon değişikliğine ilişkin bildirimi izleyen 3 iş günü içinde tüm kredi borcunu tüm ferileri ile birlikte bankaya nakden ve defaten ödeyerek kredisini kapatacaktır, aksi halde başkaca bir ihtara gerek kalmaksızın temerrüte düşmüş sayılacaktır. (2) Taraflar ipotek, rehin tesis ve fek ücretlerinin, ekspertiz ücretlerinin, hesap özeti ücretlerinin, sigorta ücret ve primlerinin ve bunlarla sınırlı olmamak üzere krediden kaynaklanan tüm masraf ve ücretleri ve sair giderleri işbu sözleşmenin ekinde liste halinde yer aldığını ve taraflarca kabul edildiğini beyan ederler, taraflar ek listede yer alan masraf ve ücretlerin azamı %100 fazlası olabileceğini, bu azami orana kadar banka tarafından fon maliyetlerindeki değişmeler dikkate alınarak bu tutarların artırılabileceğini, arttırım halinde müşteriye banka tarafından yeni tutarların bildirilmesinin yeterli olacağını, azami tutarların ise ancak tarafların mutabakatı ile arttırılabileceğini taraflar kabul ve beyan ederler. ” şeklindeki hükmü ile düzenlendiği görülmektedir.
Bankacı bilirkişi …’dan alınan 22/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6. maddesinde öngörülen komisyon, ücret, vergi, fon ve masrafların öngörüldüğü, davalı banka tarafından TCMB’ye yapılan bildirimde tabloda yer alan masraf ve komisyon oranının %2 olarak bildirildiği, 29/08/2013 tarihinde TCMB’ye bildirilen %2’lik oran üzerinden 266,00 TL tahsil edilmesi gerekirken %7.75 oranı üzerinden 1.030,00 TL tahsil edildiği, diğer bankaların uyguladığı ortalamaların %3.49 olduğu, bu oran uygulandığında tahsil edilmesi gereken miktarın 464,17 TL olduğu, diğer bankaların uyguladığı oran esas alındığında dahi davalı bankanın fazladan 565,83 TL fazla tahsilat yaptığı tespit edilmiştir.
Davacının 29/01/2019 tarihli dilekçesi ile talep miktarını 565,83 TL olarak arttırdığı görülmektedir.
Yargıtay 11. HD’nin 18/04/2017 tarih, 2015/14651 Esas – 2017/2234 Karar sayılı “Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre davacının kullandığı krediyi vadesi gelmeden erken ödeme ile kapattığı, bankanın erken kapama komisyonu alabileceği ancak bankanın esas aldığı %5 oranının piyasa ortalamasının üstünde oldğu, bankalardan gelen yazı cevaplarına göre erken kapama komisyonu olarak davalının %2 oranında komisyon alabileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 4.195,71 TL’nin 09/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.” şeklindeki yerel mahkeme kararını onayarak içtihatta bulunduğu görülmektedir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davalı bankanın TCMB’ye bildirdiği orandan öte aynı tarihte bankalarca uygulanan ortalamanın üstünde olarak davacıdan fazla olarak 464,17 TL tahsilat yaptığı anlaşıldığından davanın kabulü ile 100,00 TL’nin 07/11/2016, 465,83 TL’nin 29/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
100,00 TL’nin 07/11/2016, 465,83 TL’nin 29/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40 TL maktu karar harcının, 29,20 TL peşin harç ve 44,40 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 29,20 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep hailnde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 565,83 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 866,50 TL yargılama gideri ile 29,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 44,40 TL ıslah harcı toplamı 969,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda verilen KESİN nitelikteki karar açıkça okunup anlatıldı. 03/07/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 29,20 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Islah Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 29,20 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 959,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri : 266,50 TL