Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/663 E. 2019/1082 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/663 Esas
KARAR NO : 2019/1082 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/10/2016 tarihinde müvekkillerinin desteği olan …’ın yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı araç ile sürücüsü … olan … olan traktörün çarpışması neticesinde desteklerinin vefat ettiğini, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle davacıların destek tazminatı miktarlarının tespiti ile poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla şimdilik … için 2.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL, … için 1.000,00 TL ve … için 1.000,00 TL’nin davalı şirketin temerrüt tarihi olan 11/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacılara başvuru üzerine ödeme yapıldığını, davacıların taleplerini ikinci bir başvuru ile müvekkili şirkete iletmeden dava yoluna gitmesinin dava şartı eksikliği olduğunu bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, 22.03.2017 tarihinde … için 119.950,40 TL, … için 9.276 TL, … için 9.281,60 TL, … için 19.197,60 TL, … için 15.101,60 TL ve … için 11.186,40 TL ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin kaza nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, müteveffa ile sigortalı arasında hatır taşımasının olduğunu, bu nedenle hesaplanacak tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK m.53’de düzenlenen ölüm nedeniyle yoksun kalınan destek tazminatının tahsili davasıdır.
Davacılar, 03/10/2016 tarihinde destekleri …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü … olan … plakalı araç ile sürücüsü … … olan traktörün çarpışması neticesinde desteklerinin vefat ettiğini, … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun ZMSS (Trafik Sigortası) poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle davacı … (desteğin eşi), … (desteğin kızı), … (desteğin oğlu), … (desteğin oğlu), … (desteğin babası) ve …’ın (desteğin annesi) destek tazminatı miktarlarının tespiti ile poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla şimdilik … (desteğin eşi) için 2.000,00 TL, … (desteğin kızı) için 1.000,00 TL, … (desteğin oğlu) için 1.000,00 TL, … (desteğin oğlu) için 1.000,00 TL, … (desteğin babası) için 1.000,00 TL ve …’ın (desteğin annesi) için 1.000,00 TL’nin davalı şirketin temerrüt tarihi olan 11/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Destekten yoksunluk tazminatının tahsilatı davalarında hak sahibinin tazminat alacağı, desteğin somut aktif dönem kazancı herhangi bir arttırım ve indirim yapılmaksızın, soyut aktif ve pasif dönem kazancı ise Yargıtay 1994 Ocak ayından beri “her yıl arttır her yıl eksilt = progresif rant tekniği”‘ne göre hesaplanıp (HKG 01/11/1995 tarih, 1995/9-679 E. ve 1995/898 K.) hak sahipleri arasında paylaştırılarak bulunmaktadır. Ancak 2918 sayılı yasanın 90. maddesinin 14/04/2016 – 6704 sayılı kanunun 3. maddesi ile değişik düzenlemesi ile davalı sigorta şirketinin trafik sigortasından kaynaklanan sorumluluğunun 2918 sayılı kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre belirlenmesi öngörüldüğünden 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında desteğin ölümü nedeniyel yoksun kalınan destek tazminatı miktarının “devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formülüne” göre hesaplanması gerekmektedir. Ancak progresif rant tekniği ile yapılan hesaplama neticesinde ortaya çıkan sonuç ile devrebaşı ödemeli belirli süreli rant formülüne göre yapılan hesaplama ile ortaya çıkan sonuç arasında somut olaya göre farklılık göstermekle birlikte hak sahipleri aleyhine %20 oranında bir fark ortaya çıkmaktadır. Oysa hakim 6098 sayılı TBK’nın 60. maddesi gereği sebeplerin yarışması ilkesi doğrultusunda ayrıksı bir düzenleme olmadığı takdirde hak sahipleri lehine olacak şekilde uygulama yapmakla yükümlüdür. Bu kapsamda 2918 sayılı yasanın 90. maddesinin 14/04/2016 – 6704 sayılı kanunun 3. maddesi ile değişik düzenlemesi ile sigorta şirketinin sorumluluğu kısıtlanmış ise de işleten ve sürücünün sorumluluğunu kısıtlayan bir durum söz konusu değildir. Bu durum karşısında sigorta şirketinin sorumluluğunun sigorta genel şartlarına göre işleten ve sürücünün sorumluluğunun ise 2918 sayılı yasa ve bu yasada hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler doğrultusunda belirlenmesi gerekmektedir.
Dosya içerisinde örneği bulunan nüfus kayıt örneğinden destek ile davacılar arasında eş, çocuk, anne ve baba sıfatı olduğu için davacılar ile müteveffa arasında desteklik durumunun mevcut olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacıların yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Kusur bilirkişisi ATK Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden emekli kusur bilirkişisi …’dan alınan 06/02/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; vaki kazada … plakalı otomobil sürücüsü …’un arkadan diğer araca çarpması neticesinde %100 oranında kusurlu olduğu ve … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğu ve müteveffa … atfı kabil bir kusur olmadığı tespit edilmiştir.
Aktüer bilirkişi …’ten alınan 05/08/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; sigorta şirketinin sorumluluğunu üstlendiği … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusuru, hak sahiplerinin muhtemel bakiye ömürlerinin TRH-2010 tablosuna göre, desteğin ispat edilmiş başka bir kazançcıolmadığı için asgari ücret, somut aktif dönem kazancı herhangi bir arttırım veya indirim yapılmaksızın, soyut aktif ve pasif dönem kazancı ise kaza 01/06/2015’de yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları’nın yürürlüğe girmesinden sonra meydana geldiği için “devrebaşı ödemeli belirli süreli rant” formülüne göre 1.8 teknik faiz uygulanarak ve davadan önce hak sahiplenire 22/03/2017 tarihinde yapılan ödeme hesap tarihine kadar yasal faiz üzerinden nemalandırılarak mahsup edilmek suretiyle, SGK’nın rücuya tabi ödemesi olmadığından ve desteğin müterafik kusuru olmadığından bu yönleri ile indirim yapılmayarak sigorta poliçesinde öngörülen limitler dahilinde yapılan ödemelerin davacı … ve … dışında kalan davacıların zararının ödendiği ve ancak …’ın 13.283,46 TL, …’ın 21.563,51 TL bakiye destek tazminatı alacağı kaldığı ve bu miktarın sigorta poliçesi limitini aşmaması nedeniyle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda kaldığı ve davalı sigorta şirketinin 22/03/2017 tarihinde temerrüte düştüğü tespit edilmiştir.
Ayrıca aktüer bilirkişi tarafından rapor ile sigortacının sorumlu olabileceği miktar sıralı sorumluluk esası nazara alındığında belirlenen miktarın taşıyıcı sorumluluk sigortası kapsamında kalabileceği tespit edilmiş ise de 14/04/2016 – 6704 sayılı kanunun 17. maddesi ile taşıyıcı sorumluluk sigortası kaldırılarak yerine trafik sigortası kaim kılındığından bilirkişinin bu yöndeki tespitine katılmak mümkün olmamıştır.
Davacı vekili 13/11/2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davacı … için 13.283,46 TL, … için 21.563,51 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği görülmektedir.
Dosya kapsamı ile alınan kusur ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan bir kısım davacılar …, …, … ve … yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ve fakat davacı … için 13.283,46 TL’nin, davacı … için 21.563,51 TL’nin 22/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Bir kısım davacılar bakımından DAVANIN KABULÜ İLE;
1-Davacı … için 13.283,46 TL’nin 22/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacı … için 21.563,51 TL’nin 22/03/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Diğer davacılar …, …, … ve … yönünden konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.380,40 TL nispi karar harcının, 35,90 TL peşin harç ve 113,00 TL ıslah harcı toplamı 148,90 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 2.231,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacılar … ve … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.181,64 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 1261,00 TL yargılama gideri ile 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı ve 113,00 TL ıslah harcı toplamı 1.445,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/12/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 2.380,40 TL
Islah Harcı : 113,00 TL
Noksan Harç : 2.231,50 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.745,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.200,00 TL
Posta Giderleri : 61,00 TL