Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/613 E. 2018/1157 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/613
KARAR NO : 2018/1157

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 22/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; işveren …A.Ş, müteahhidinin …. A.Ş ile taşeron …Ltd. Şti. arasında 04.01.2011 tarihli … ve … inşaatı sözleşmesinin imzalandığını, dava dışı … A.Ş ile müteahhit …A.Ş arasındaki sözleşmesinin yüklenicilik sözleşmesi, taşeron … İnşaat…Ltd. Şti. ile müteahhit …A.Ş arasındaki sözleşmenin de alt yüklenicilik sözleşmesi olduğunu,….A.Ş’nin davalı ….A.Ş ile birleştirildiğini ve 15.11.2016 tarihinde …A.Ş’nin birleşme nedeniyle sicilden terkin edildiğini, taşeron ….Ltd. Şti’nin alt yüklenicilik sözleşmesi gereğince 214.11.2011 tarihli 1.448.000,00 TL miktarlı ve 14.11.2014 tarihli 586.000,00 TL miktarlı kesin teminat mektuplarını, müteahhit olan davalıya verdiğini, işlin tamamlanmasına rağmen davalı tarafından eksiklikler bulunduğundan bahisle uyuşmazlık çıkarıldığını, kabul işlemlerinin yapılmasından imtina edildiği gibi 1.264.043,43 TL’nin hakediş alacağının da ödenmediğini ve kesin teminat mektuplarının da geri verilmediğini, ihtarname ile bu mektupların iadesinin istenmesine rağmen gereğinin yerine getirilmediğini ve sözleşme feshedilmeden 20.12.2016 tarihinde mektupların paraya çevrildiğini, …Ltd. Şti. tarafından davalı aleyhine … 5. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasıyla teminat mektuplarının iadesi amacıyla icra takibi yapıldığını, müvekkilince icra dosyasında alacaklı olan …Ltd. Şti’nin bu alacağının … 16. Noterliğinden yapılan temlikname ile temlik alındığını, dolayısıyla müvekkilinin bu şekilde takip alacaklısı sıfatını kazandığını, sözleşmenin 10.6, 11.2, 16.3, 23., 23.3 ve 23.4. maddelerinde teminat mektuplarının hangi şartlarda nakde çevrilebileceğinin düzenlendiğini, olayda bu hallerden hiçbirinin gerçekleşmediğini belirterek davalının anılan icra dosyasındaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kurulu olduğu adresin Üsküdar olup, bu adresin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine bağlı olduğunu, müvekkili ile davacının alacağını temlik aldığını belirttiği …Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşmede temlik yasağı bulunduğunu, müvekkilinin … 16. Noterliğinin … tarihli temliknameye muvafakat etmediğinden davacının aktif husumetinin olmadığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, bunun dışında temlik eden …Ltd. Şti’nin sözleşmeye göre üzerine düşen yükümlülükleri gereği gibi yerine getirmeyip eksik ve hatalı ifada bulunduğunu, işin süresinin 12 ay olarak belirlenip başlangıcının da, yer teslim tutanağının imzalandığı tarih olarak kararlaştırıldığını, gecikmenin cezaya bağlandığını ve gecikme günü sayısının 90 günü aşması halinde müvekkilinin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisinin bulunduğunu, taraflar arasında ayrıca protokoller imzalanıp toplantı tutanaklarının da düzenlendiğini, eksik ve hatalı iş yapmasının yanı sıra sözleşmedeki teslim süresini de aştığı bu nedenle mektubun paraya çevrilmesinde sözleşmeye aykırı bir durum olmadığını belirterek haksız davanın esastan da reddi gerektiğini savunmuş ve %20 oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Tarafların dayandıkları tüm deliller incelenmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde verilen ve haksız olarak paraya çevrildiği iddia edilen kesin teminat mektubu bedelinin iadesi amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Müteahhit …A.Ş ile taşeron …Ltd. Şti. arasında 04.01.2011 tarihli Alt Yüklenicilik Sözleşmesi imzalanmıştır. …A.Ş’nin davalı şirketle birleştiği ve sicile tescil ve ilan edildiği anlaşılmıştır. Bu sözleşme kapsamında taşeron olan …Ltd. Şti. tarafından davalıya verilen teminat mektuplarının paraya çevrilmesi üzerine bu mektup bedellerinin iadesi için ….Ltd. Şti. tarafından … 5. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında davalıya karşı 22.02.2018 tarihinde ilamsız icra takibi yapılmıştır.23.02.2018 tarihinde … 16. Noterliğinde yapılan temlikname ile icra dosyasında alacaklı olan …Ltd. Şti’nin icra dosyasındaki alacağını iş bu dosyada davacı olan …’a temlik etmiştir ve aynı gün bu temliknamenin takip borçlusu davalıya ödeme emri ile birlikte tebliği talep edilmiş ve ödeme emrinin 01.03.2018 tarihinde davalı şirkete tebliği üzerine aynı tarihte borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinden icra takibinin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının dayandığı Alt Yüklenicilik Sözleşmesinin işin devri ve temlik başlıklı 24. maddesinde ”Taşeron hiçbir sebep ve bahane ile bu sözleşme kapsamında taahhüt etmiş olduğu işleri müteahhidin yazılı muvafakati olmadan kısmen veya tamamen bir başkasına devredemez, yarıda bırakamaz veya taahhüdünden vazgeçemez, aksi takdirde hiçbir ihtara ve mahkemeden karar almaya hacet kamadan müteahhit bu sözleşmesi tek taraflı olarak sözleşmenin 23. maddesine göre feshe ve teminatı irat kaydetmeye yetkilidir…… taşeron sözleşmenin uygulanmasından dolayı müteahhit nezdinde doğmuş ve doğacak olan her türlü hak, alacak ve istihkaklarının bir miktarını veya tamamını müteahhidin onayı olmadan hiçbir suretle başkasına devir ve temlik edemez, ederse bu devir veya temlik geçersiz olur ve müteahhidi asla bağlamaz. Kesin teminat üzerinde yapılacak bir temlik hiçbir şekilde kabul edilemez…….” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Sözleşmenin bu hükmüne göre temlik yasağının bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Anılan sözleşmede davalının müteahhit, temlik eden …Ltd. Şti’nin ise taşeron olduğu anlaşılmaktadır. Taşeron olan …Ltd. Şti’nin sözleşme kapsamında yapmayı taahhüt ettiği işleri başkasına devredemeyeceği gibi müteahhit olan davalı nezdinde doğmuş ve doğacak her türlü alacağını ve istihkaklarını da müteahhidin onayı olmaksızın başkasına temlik edemeyeceği, kesin teminat üzerinde yapılacak temliğin ise hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu belirtilmiştir. Davaya esas icra takibi 22.02.2018 tarihinde yapılmıştır ve henüz ödeme emri tebliğ edilmeden icra dosyasındaki alacak takip alacaklısı taşeron tarafından davacıya 23.02.2018 tarihinde temlik edilmiştir. Müteahhit olan davalının onayı olmadan yapılan bu temlikin geçerli olduğu kabul edilemeyecektir. Esasında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 183. maddesi uyarınca, alacağın temlikinde borçlunun rızasına ihtiyaç yoktur, ancak maddede, sözleşmede aksinin karalaştırılabileceği ifade edilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmede de temlik yasağı açıkça düzenlenmiş olduğundan artık sözleşmenin tarafı olan …Ltd. Şti’nin sözleşmeden kaynaklanan özellikle kesin teminattan kaynaklanan alacağını temlik edemeyeceği kabul edilmelidir. Nitekim davalının bu temlike onay verdiğine ilişkin herhangi bir belge veya delil olmadığı gibi davalı taraf savunmasında açıkça temlik yasağına değinmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından icra takibi yapıldıktan hemen sonra 23.02.2018 tarihinde yapılan temlikin ödeme emri ile birlikte takip borçlusu davalıya tebliğ edildiği ve davalının icra dosyasındaki itirazında temlike karşı çıkılmadığı, bu sebeple temlikin benimsendiğinin kabulü gerektiği ileri sürülmüş ise de, sözleşmede temlik açıkça müteahhidin onayına bağlanmıştır. Bu onayın temlikin yapıldığı sırada veya hemen sonrasında verilmesi gerekir. Ayrıca temlike rıza gösterildiğine ilişkin açık bir irade beyanı olması gerekir. İcra dosyasındaki itirazda temlikin kabul edilmediğinin ayrıca belirtilmemiş olmasının sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Borca itiraz edilmesi esasında temlikin de kabul edilmediği anlamına gelir ki, davalı taraf cevap dilekçesiyle de temlik yasağına dayanmıştır. Temlike açıkça onay verilmemesi ve cevap dilekçesiyle bunun dile getirilmesi dikkate alındığında davacının bu yöndeki iddiasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. İcra takibinin yapıldığı, itirazın sunulduğu tarih ve dava tarihi gözönüne alındığında Türk medeni Kanununun 2. maddesindeki dürüstlük kurallarına aykırılık veya hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bir durumun söz konusu olmadığı, taşeronun kesin teminat mektubundan kaynaklı veya istihkaklarından kaynaklanan hak ve alacaklarını temlik etmesi sözleşmeye göre mümkün bulunmadığından temlik alan davacının aktif husumetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Aktif husumet HMK. 114. maddesinde dava şartları arasında sayılmıştır. HMK. 115. maddesi uyarınca dava şartları yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir. Dava şartlarından olan aktif husumet yokluğundan huzurdaki bu davanın reddi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın aktif husumet-dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 27.386,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 27.350,93 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.22/11/2018

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 27.386,83 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 27.350,93 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.615,80 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 158,00 TL