Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/514 E. 2019/138 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/268 Esas
KARAR NO : 2019/167 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 27/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile 20.000,00 TL limitli GKS ve 5.000,00 TL limitli kredi kartı sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından sözleşme süresince aleyhlerine akdi faiz tahakkuk ettirilip tahsil edildiğini, ancak Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararı ile davalınında içinde bulunduğu on iki bankanın 4054 sayılı yasaya aykırı olarak aralarında oluşturdukları Kartel sözleşmesi ile kendi lehlerine sonuç oluşturacak rekabet kurallarının 4054 sayılı yasaya aykırı olarak ihlal edildiğinin idari işlem niteliğindeki kararla tespit edildiğini ve bu ihlal neticesinde Rekabet Kurulu tarafından ihlali gerçekleştiren bankalar aleyhine idari para cezası verildiğini, Rekabet Kurulunun idari işlemi ile tespit edilen Kartel sözleşmesi kapsamında kalan uygulama çerçevesinde kendileri ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi ve kredi kartı kullanım sözleşmesinden dolayı fazla faiz tahakkuk ettirilerek zarara uğratıldıklarını, bu nedenle kendilerinden uygulanan yüksek faiz oranları nedeniyle 4.000,00 TL fazla tahsilat yapıldığını, bu nedenle zarar miktarının tespiti ile tespit edilecek zararın 4 katı olacak şekilde şimdilik 1.000,00 TL’nin zararın oluştuğu 24/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettikleri görülmektedir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu hakkın 24/12/2008 tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın m.60 öngörülen bir yıllık zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın öncelikle zaman aşımı def’i ile reddi gerektiğini, davalı tarafa sözleşme kapsamında kullandırılan krediye bankalarca kullandırılan aynı nitelikteki kredilere uygulanan ortalama faizin altında faiz uygulandığını bu nedenle davalının herhangi bir zararının söz konusu olmadığının, ayrıca davalı ile aralarında kredi kartı kullanımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, kendilerinin 4054 sayılı yasaya aykırı olacak şekilde hukuka aykırı bir eylemleri olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun m.57 kapsamında kalan tazminatın tespiti ve tahsili davasıdır.
Davacı, davalı banka ile 20.000,00 TL limitli GKS ve 5.000,00 TL limitli kredi kartı sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında davalı tarafından sözleşme süresince aleyhlerine akdi faiz tahakkuk ettirilip tahsil edildiğini, ancak Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih 13-13/198-100 sayılı kararı ile davalınında içinde bulunduğu on iki bankanın 4054 sayılı yasaya aykırı olarak aralarında oluşturdukları Kartel sözleşmesi ile kendi lehlerine sonuç oluşturacak rekabet kurallarının 4054 sayılı yasaya aykırı olarak ihlal edildiğinin idari işlem niteliğindeki kararla tespit edildiğini ve bu ihlal neticesinde Rekabet Kurulu tarafından ihlali gerçekleştiren bankalar aleyhine idari para cezası verildiğini, Rekabet Kurulunun idari işlemi ile tespit edilen Kartel sözleşmesi kapsamında kalan uygulama çerçevesinde kendileri ile davalı banka arasında akdedilen kredi sözleşmesi ve kredi kartı kullanım sözleşmesinden dolayı fazla faiz tahakkuk ettirilerek zarara uğratıldıklarını, bu nedenle kendilerinden uygulanan yüksek faiz oranları nedeniyle 4.000,00 TL fazla tahsilat yapıldığını, bu nedenle zarar miktarının tespiti ile tespit edilecek zararın 4 katı olacak şekilde şimdilik 1.000,00 TL’nin zararın oluştuğu 24/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ettikleri görülmektedir.
Davalı taraf, davaya konu hakkın 24/12/2008 tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın m.60 öngörülen bir yıllık zaman aşımına uğradığını, bu nedenle davanın öncelikle zaman aşımı def’i ile reddi gerektiğini, davalı tarafa sözleşme kapsamında kullandırılan krediye bankalarca kullandırılan aynı nitelikteki kredilere uygulanan ortalama faizin altında faiz uygulandığını bu nedenle davalının herhangi bir zararının söz konusu olmadığının, ayrıca davalı ile aralarında kredi kartı kullanımına ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, kendilerinin 4054 sayılı yasaya aykırı olacak şekilde hukuka aykırı bir eylemleri olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafından 818 sayılı yasanın m.60’da sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacaklar için öngörülmüş zamanaşımı def’ine dayanılarak davaya konu tazminat hakkının zamanaşımına uğramış olduğu iddia edilmiş ise de davaya konu tazminat hakkı davalı tarafın sözleşmeyi ihlal niteliğinde sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan alacaklara yönelik olarak 818 sayılı yasanın m.125’de düzenlenen 10 yıllık zamanaşımına tabii olduğundan ve sözleşme 22/09/2008 tarihinde akdedilmiş olması ve işbu davanın ise 07/04/2017 tarihinde yani 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açılmış olduğundan zamanaşımı def’inin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya üzerinden emekli banka müdürü, mali uzman-S.Muhasebeci-Ekonomist-Finans Uzmanı … ile FSMVÜ Hukuk Fak. Öğrt. Üyesi Dr. …’tan 30/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasında akdedilen GKS’nin sözleşme serbestliği ilkesi çerçevesinde imzalanan ticari kredi sözleşmesi olduğu, davaya dayanak kılınan Rekabet Kurulu kararında davalının Rekabet Kurallarını ihlal ettiği tespit edilmekle birlikte Kartel oluşturan bankalar arasında ticari krediler yönünden davalı bankanın olmadığı dolayısıyla rekabetin korunması hakkındaki kanunun m.57 kapsamında davalı bankanın tazminat sorumluluğunun olmayacağı, raporun II/3-5 nolu maddeleri altında yapılan değerlendirmeler çerçevesinde tarafların tacir olan kredi sözleşmesi ile uygulanması mümkün faiz oranlarının serbestçe belirlenebileceği, bu serbestlik kapsamında belirlenen ve uygulanan faiz oranlarının TCMB tarafından belirlenen ticari avans ve reeskont faizlerinin altında kaldığını, bu kapsamda davalı bankanın uyguladığı faiz oranının taraflarca birlikte belirlenen faiz oranı olması nedeniyle bankacılık hukuku ve uygulamalarına aykırı bir uygulamadan söz edilemeyeceğinin tespit edildiği görülmektedir.
Dosya içerisinde örneği bulunan 22/09/2008 tarihli Genel Kredi sözleşmesi örneğinin incelenmesinde; davacı … ile davalı banka arasında 25.000,00 TL limitli kredi sözleşmesinin akdedildiği görülmektedir.
Davalı bankaya yazılan yazı neticesinde bankaca verilen 02/10/2018 tarih 15429 sayılı cevabi yazıda; davalı banka ile davacı arasında sadece ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini ve bu sözleşme kapsamında 22/09/2008 tarihinde 20.000,00 TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı ve bu kredi geri ödemesinin 24 eşit taksitle ödenmesinin kararlaştırıldığı, 24 eşit taksitten her birinin 1.050,55 TL olduğu, faiz oranın %1,85 olduğu, mübrez tabloya göre bu taksitlerden ilk 13’ünün ödendiği sonrakilerin ise iptal edildiği görülmektedir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve sözleşme kapsamında kullandırılan kredinin ticari nitelikte olduğu ve bu yönüyle sözleşmeden kaynaklı krediye uygulanacak faiz miktarının belirlenmesinin 6098 sayılı TBK’nın m.120 ve devamın maddelerinde düzenlenen faiz kısıtlamalarına bağlı olmaksızın 6102 sayılı TTK’nın m.8 kapsamında serbestçe belirlenebileceği, bu şekilde taraflar arasında serbestçe belirlenen faiz oranının davacı borçlu tarafından ancak genel işlem şartlarına aykırılık veya iradenin fesada uğraması veya müzayaka hallerinde öngörülen hak düşürücü süreler içerisinde iptalinin sağlanabileceği ancak dosya kapsamıyla davacı tarafın bu yönde bir iddiasının ve ispatının olmaması nedeniyle davacının akdedilen sözleşme ve sözleşme ile öngörülen faiz oranıyla bağlı olduğu görülmektedir.
Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporu ile de davalı bankanın ticari krediler bakımından Rekabet Kurulunca bir kısım bankanın katılmış olduğu Kartel sözleşmesine dahil olmadığının tespit edilmiş olması ve fiilen uygulanan faiz oranının TCMB tarafından aynı nitelikteki kredilere uygulanan azami faiz oranlarının altında olduğu saptanmış olmakla 4721 sayılı TMK’nın m.2 anlamında banka bakımından hakkın kötüye kullanılmasından da söz edilemeyeceğinden subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 13,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç : 13,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.615,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.400,00 TL
Posta Giderleri : 188,10 TL