Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/486 E. 2019/136 K. 20.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/486 Esas
KARAR NO : 2019/136

DAVA : İcra Takibinin ve Ödeme Emrinin İptali
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İcra Takibinin ve Ödeme Emrinin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ortağı olduğu … Ltd. Şti. İle davalı arasında 01/12/2012 tarihli distribütörlük sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre … Ltd. Şti.’nin üretici davalı … Ltd. Şti. ‘nin ise Türkiye genelinde tek satıcı olduğunu, bu sözleşmeden kaynaklanan borcun teminatı olarak 01/12/2012 tanzim ve 25/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL miktarlı, 20/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL miktarlı 2 adet bononun boş olarak davalı şirkete verildiğini, bonolardaki tanzim tarihi ile tek satıcılık sözleşmesinin akdedildiği tarihin aynı olmasının senetlerin teminat senedi olarak verildiğini ortaya koyduğunu, ancak boş olarak verilen senetlerin daha sonra davalı firma tarafından sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu, teminat senedi olarak verilen senetlerdeki borcun kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olmadığını, kaldı ki distribütörlük sözleşmesinin hiçbir şekilde uygulanmadığını, ancak … Ltd. Şti. İle davalı … Ltd. Şti. Arasındaki ilişkinin distribütörlük sözleşmesinden öncesinde olduğu gibi cari hesap üzerinden devam ettiğini, bu nedenle uygulanmayan distribütörlük sözleşmesinin teminatı olarak verilen senetlerin temin etmesi gerekin bir borç olmadığından borçlu olmadıklarının tespiti ile … 21. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibin iptali ile takip yapmakta kötü niyetli olan davalının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf, davacının davasına dayanak yaptığı distribütörlük sözleşmesinde takip konusu senetlerin teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığını, dolasıyıyla davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.72/3 kapsamında icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı, ortağı olduğu … Ltd. Şti. İle davalı arasında 01/12/2012 tarihli distribütörlük sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre … Ltd. Şti.’nin üretici davalı … Ltd. Şti. ‘nin ise Türkiye genelinde tek satıcı olduğunu, bu sözleşmeden kaynaklanan borcun teminatı olarak 01/12/2012 tanzim ve 25/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL miktarlı, 20/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL miktarlı 2 adet bononun boş olarak davalı şirkete verildiğini, bonolardaki tanzim tarihi ile tek satıcılık sözleşmesinin akdedildiği tarihin aynı olmasının senetlerin teminat senedi olarak verildiğini ortaya koyduğunu, ancak boş olarak verilen senetlerin daha sonra davalı firma tarafından sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu, teminat senedi olarak verilen senetlerdeki borcun kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olmadığını, kaldı ki distribütörlük sözleşmesinin hiçbir şekilde uygulanmadığını, ancak … Ltd. Şti. İle davalı … Ltd. Şti. Arasındaki ilişkinin distribütörlük sözleşmesinden öncesinde olduğu gibi cari hesap üzerinden devam ettiğini, bu nedenle uygulanmayan distribütörlük sözleşmesinin teminatı olarak verilen senetlerin temin etmesi gerekin bir borç olmadığından borçlu olmadıklarının tespiti ile … 21. İcra Dairesinin … Esas sayılı takibin iptali ile takip yapmakta kötü niyetli olan davalının %20 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
Davalı taraf, davacının davasına dayanak yaptığı distribütörlük sözleşmesinde takip konusu senetlerin teminat senedi olduğuna dair bir kayıt bulunmadığını, dolasıyıyla davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
Dava dosyasına celbedilen … 21. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklının, borçlu … Ltd. Şti., borçlu …, davacı/borçlu … ve borçlu … aleyhine 27/03/2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla 01/12/2012 tanzim 20/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL miktarlı ve 25/02/2016 vade ve 33.000,00 TL miktarlı 2 adet bonoya dayalı olarak, 66.000,00 TL asıl alacak, 8.113,02 TL işlemiş faiz, 1,98 TL bono komisyonu ve 347,54 TL protesto gideri olmak üzere toplam 74.658,56 TL’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,75 avans faizi ile birlikte tahsilini talep edildiği ve takibin halen açık olduğu görülmektedir.
Takip dayanağı bonoların incelenmesinde bonolardan ilkinin 01/12/2012 tanzim tarihli, keşidecisinin … Ltd. Şti., …, … ve …, Lehtarın …Tic. Ltd. Şti. Olduğu, bonoya konu borcun 20/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL olduğu; ikincisinin ise 01/12/2012 tanzim tarihli, keşidecisinin … Ltd. Şti., …, … ve …, Lehtarın …Tic. Ltd. Şti. Olduğu, bonoya konu borcun 25/02/2016 vade tarihli ve 33.000,00 TL olduğu ve her iki bononunda protesto edildiği görülmektedir.
Dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde muhasebe ve finans uzmanı bilirkişi …’ndan alınan 09/11/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı … Ltd. Şti. ‘nin incelenen ticari defter ve kayıtları itibariyle davalı şirketin dava dışı … Ltd. Şti.’nden 164.101,87 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Örneği takip dosyasında bulunan senet metni incelendiğinde,
Senedin düzenleniş şekli itibariyle davacının senede aval sıfatıyla imza attığı, nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 28/02/2018 tarih 2016/14686 Esas ve 2018/1045 Karar sayılı kararında “…aval, 6102 sayılı TTK’nın 700 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan yasanın 701/3.maddesi uyarınca muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır….” şeklindeki ve aynı dairenin 20/09/2018 tarih, 2016/19125 Esas ve 2018/4359 Karar sayılı kararının “…davaya konu bonoda davacı aval veren, davalı ise alacaklı lehtar konumundadır. TTK’nın 702/2.maddesi uyarınca aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle ait noksanlıktan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir…” şeklindeki içtihatları birlikte değerlendirildiğinde davacının takibe dayanak bono bakımından aval olduğu ve takip dayanağı bononun incelenmesinde de bono da bononun bono vasfında olmasını engelleyecek şekli bir eksikliğin olmaması nedeniyle davacının bonoya konu borçtan sorumlu olduğu görülmektedir.
Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 8,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.20/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Noksan Harç : 8,50 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 795,00 TL
Davalı Delil Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 600,00 TL
Posta Giderleri: 70,00 TL