Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/407 E. 2019/563 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/407 Esas
KARAR NO : 2019/563 Karar

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …bank … Şubesi’nden ticari krediler kullandığını, bu kredilerden yapılan kesintilerin hukuka aykırı olduğunu ve iadesi edilmesi gerekçesiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davanın müvekkili lehine sonuçlandığını ve 7.537,83 TL alacakları olduğunun tespit edildiğini, ıslah harcının süresinde yatırılmaması nedeniyle yalnızca 50,00 TL üzerinden karar verildiğini, anılan dosyanın kesinleştiğini, müvekkilinin davalıdan 7.487,83 TL daha alacaklı olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.487,83 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi kullanım tarihlerinden itibaren hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, davacının iddia ettiği üzere … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından değil yeniden araştırma yapılarak hüküm kurulmasını, davacının tacir olması ve kullanılan kredinin ticari kredi olup talep ettiği hususları basiretli tacir sıfatına haiz olması gerektiği nedeniyle talep etmesinin mümkün olmadığını, davacıdan tahsil edilen tutarın baştan rakamlarının belirlenmiş, davacıyla müzakere edilmiş ve davacının itiraz etmediği bir tutar olup sözleşmeye dayalı ve yasal olduğunu, davacının GKS’nin her bir sayfasını çekincesiz olarak imzaladığını, akdedilen sözleşmelerde haksız şart olmadığı gibi davacının söz konusu komisyon ve diğer hizmetlere ilişkin kesintilerden bilgisinin olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, Genel Kredi Sözleşmesi’nden dolayı bankaca tahsil edilen kredi tahsis ücretinin iadesi suretiyle tahsili davasıdır.
İhtilaf, davalı bankanın davacıdan kullandırılan kredi nedeniyle kredi tahsis ücreti olan tahsilat yapıp yapmadığı, tahsilatın hukuka ve sözleşmeye uygun olup olmadığı, uygun değilse iadesi gereken miktarın tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Dosyada örneği bulunan … nolu GKS’den, taraflar arasında GKS akdedildiği, sözleşme gereği davalı bankanın davacıya kredi kullandırdığı, kullandırılan krediye ilişkin komisyon ve ücretlerin sözleşmenin 2.06 maddesinde öngörülmüştür.
Dosya içerisinde örneği bulunan … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih, … E. – … Karar sayılı kararında, davacının aynı kredi sözleşmesi nedeniyle davalı banka tarafından kredi tahsis ücreti olarak tahsil edilen miktarın 50,00 TL’sinin tahsili talep ettiği, bu dosya üzerinden alınan bilirkişi raporu ile davalı bankanın davacıdan 7.537,83 TL haksız ve iadesi gereken kredi tahsis ücretinin tahsil edildiğinin tespit edildiği, kesintilerin zorunlu ve makul olduğunun bankaca ispat edilmediği, tahsil dayanağı sözleşme hükmünün 6098 sayılık TBK m.20 – 21 ve TTK m.117 kapsamında emsal uygulamalar doğrultusunda çözülmesi gerektiği (Yargıtay 11. HD. 2014/16869 E. – 2015/1502 K.), bu kapsamda diğer bankalara ait emsal uygulamalar ile binde5 oranında masraf alındığı, ancak davalı bankanın bu oranı geçmek kaydıyla tahsilat yaptığı anlaşıldığından taleple bağlılık ilkesi gereği 50,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kesin olarak tahsiline karar verildiği görülmektedir.
Dosyamız üzerinden bankacı bilirkişi …’tan alınan 24/04/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasında 3 ayrı taksitli kredi sözleşmesi akdedilerek davalı bankanın davacıya kredi kullandırdığı, davacının kullandırılan kredilerden dolayı toplamda 3.100,00 TL + %5 BSMV 155,00 TL = 3.255 TL kredi tahsis ücretini davalı bankaya ödediği, davalı banka tarafından davacıdan tahsil edilen kredi tahsis ücretinin sektör ortalamasının altında olduğu, ancak taraflar arasında sözleşme öncesi sözleşme hükümlerine ilişkin herhangi bir bildirim ve mutabakat sağlanmadığı yönünde kanaate varılması halinde genel işlem koşullarına aykırılık nedeniyle 3.255,00 TL’nin iade edilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmelerinin 2.06 maddesinin 6098 sayılı TBK.nun 20 v.d. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında yapılacak denetim ile çözülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda genel işlem koşulları, “Bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri” olarak tanımlanmış olup koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımadığı gibi, genel işlem koşulu niteliğindeki bir sözleşme hükmünün tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmamaktadır. (bkz. m. 20) Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hükmün yaptırımı yazılmamış olmadır. Dolayısı ile karşı tarafın menfaatine aykırı olan ve genel işlem koşulu niteliğindeki bir sözleşme hükmü ancak ve ancak sözleşmesinin yapılması sırasında koşulların aleyhe olduğu kişiye koşulların varlığı ve içeriği hakkında açıkça bilgi verildiği ve aleyhe olanın aleyhe olan bu hükümlerin içeriğini öğrendiği ve öğrenmesine imkan sağlandığı ve buna rağmen aleyhine olanın koşulları kabul ettiğinin ispat edilmesi halinde genel koşul niteliğindeki sözleşme hükmünün geçerli olacağı aksi halde yazılmamış olduğu (bkz. m. 21) sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini koruyacağı (bkz. m. 22) açıkça hükme bağlanmıştır.
Yargıtay 11. HD.sinin 20.01.2018 tarih 2016/13088 E. ve 2018/563 K. sayılı kararında; “…818 sayılı BK.’ da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır. …Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığını hangi tarafın ispat etmesi gerektiğine ilişkin TBK da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 6502 sayılı TK 5/3 maddesinden yola çıkılarak, önceden ve çok sayıda kullanmak amacıyla hazırlanmış belirli bölümleri boş olan ve sonradan doldurulan sözleşme hükümlerinin kural olarak müzakere edilmemiş olduğu, aksinin sözleşmeyi hazırlayan tarafça ispat edilmesi gerektiği kabul edilmeli, gerektiğinde bu konuda ticari ve eposta yazışmaları, fakslar, sözleşme taslaklı vs. ispat vasıtalarından yararlanılmalıdır. …” şeklindeki içtihadı ile de bu denetimin hem tacirler hem de tüketiciler bakımından yapılabilecek olduğu bazı yerleri boş ve sonradan doldurulacak sözleşmelerde aleyhe olan genel işlem koşulu niteliğindeki hükmün aleyha olan ile müzakere edildiğinin ve buna rağmen aleyhe olanın kabul ettiğinin ispat yününün sözlemeyi hazırlayan tarafta olduğunun içtihat edildiği görülmektedir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında taraflar arasında akdedilen GKS’lerin 2.06 maddesinin TBK m.20 anlamında genel işlem koşulu niteliğinde bir hüküm olduğu ve aleyhe olan içeriğinin davacı tarafından kabul edildiğinin de dosya kapsamıyla ispat edilememiş olması karşısında sözleşmenin 2.06 maddesinin yazılmamış olduğunu kabul etmek gerekmiştir.
Kaldı ki … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih, … E. – … Karar sayılı kesinleşen kararı işbu dava bakımından kesin hüküm niteliğinde olduğundan bilirkişi tarafından tespit olunan 3.255,00 TL’nin dava tarihinden itibaren ve 6102 sayılı TTK m.19 kapsamında alacağın sözleşmeden kaynaklanması ve sözleşmeden kaynaklanan işlerde taraflardan biri için ticari nitelikte olan işin diğeri bakımından da ticari olması nedeniyle 27/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
3.255,00 TL kredi tahsis ücretinin 27/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 222,35 TL nispi karar harcının peşin yatırılan 127,88 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 94,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 792,30 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 344,41 TL yargılama gideri ile 127,88 TL peşin harç ve 31,40 TL başvuru harcı toplamı 503,69 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi.12/06/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 127,88 TL
Karar Harcı : 222,35 TL
Noksan Harç : 94,47 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 980,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri : 192,30 TL