Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/4 E. 2018/515 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4
KARAR NO : 2018/515

DAVA : Hakem Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 22/06/2017
KARAR TARİHİ : 17/05/2018

İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/285 E. 346 K. sayılı 29.09.2017 tarihli görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davacı vekilince süresinde verilen gönderme talepli dilekçe ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gelen ve tevzien mahkememize gönderilen dosyanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesinde, ihtilafların tahkim yoluyla çözüleceği ve tahkim yargılamasında HMK. hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırılmasına rağmen tahkim mahkemesince anılan düzenlemeye aykırı davranıldığı, bunun dışında … Tahkim kurallarının da ihlal edildiğini, nitekim … Tahkim kurallarının 33. maddesinde, görev belgesinin onaylanmasından itibaren 6 ay içinde karar verilmesi ve tahkim süresinin ancak divan tarafından uzatılabileceğinin ifade edilmesine rağmen, ö hakem heyetince bu sürenin kendi inisiyatifleriyle uzatıldığını, süre uzatımım divan tarafından yapıldığına ilişkin bir beyana rastlanmadığını, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna beyan süresinin HMK’da 2 hafta olmasına rağmen HMK’ya aykırı olarak bu sürenin 6 günle sınırlandırıldığını, usule aykırılıkların kararın esasına da etkili olduğunu, adil yargılama hakkını ihlal edildiğini ve maddi hukuk kurallarını uygulamada hataya düşülerek açıkça hukuka aykırı bir karar verildiğini ileri sürerek … Tahkim mahkemesinin 2016/IA-20 sayılı kararının 4686 Sayılı Yasanın 15/1-e, f ve g bentleri ile aynı yasanın 2/b maddesindeki sebeplere dayalı olarak iptalini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 24.05.2014 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin … Cumhuriyeti, … kentinde yaya ve üst geçit projeleri için malzeme temini ve Türkiye’de limanda teslimi suretiyle ve devamında … şehrinde yapısal çelik taşıyıcı sisteminin ve malzemelerinin montajı işlerinin yapımını üstlendiğini, müvekkilinin malzemeleri üretip Türkiye’de limanda teslim ettiğini ve sonrasında da montajını gerçekleştirdiğini ancak davacı tarafından edimlerin gereği gibi ifa edilmediğini, ödemelerin zamanında yapılmadığını belirterek bu imalattan kaynaklı bakiye alacağın tahsili amacıyla … Tahkim Mahkemesinde 152.195,24 USD alacağın tahsili amacıyla dava açtıklarını, davacının da, karşı dava açarak 586.965,00 USD’nin tahsilini istediğini, hakem heyetinin yasaya uygun karar verdiğini, 19.10.2016 tarihinde görev belgesinin tanzim edildiğini ve uygulanacak … Tahkim kurallarının aynen uygulandığını, uyuşmazlığın esasına uygulanacak hukukun da Türk Hukuku olduğu ve bu gereğin de yerine getirildiği, tahkim kurallarının 33. maddesi uyarınca divan tarafından tahkim süresinin 17.05.2017 tarihine kadar uzatıldığını, hakem heyetince kararın süresi içinde verildiğini, davacını dayandığı iptal nedenlerinin hiçbirinin somut olay bakımından gerçekleşmediğini, 4686 Sayılı Yasanın 15. maddesinde iptal nedenlerinin belirtildiğini ve kararın esası bakımından mahkemelere inceleme yapma yetkisinin verilmediğini, MTK 15. maddesindeki iptal koşulları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
… Merkezinin 2016/IA-20 sayılı 17.05.2017 tarihli kararı ve bu karara dayanak hakem heyeti dosyası celp edilip incelenmiştir.
Davacının … Cumhuriyetinde kurulu olup, 5718 Sayılı MÖHK 48. maddesi uyarınca yabancılık teminatı yatırması gerektiği, Türkiye ile … Cumhuriyeti arasında MÖHK 48. maddesi anlamında ikili anlaşmanın da bulunmadığı, ayrıca adı geçen ülkenin LAHEY sözleşmesinin de tarafı olmadığı anlaşıldığından, mahkememizce, yabancılık teminatı yatırması konusunda davacı vekiline süre verilmiş ve davacı vekilince bu gerek yerine getirilerek takdir edilen teminat mahkeme veznesine depo edilerek makbuzu dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava, … Merkezinin 2016/IA-20 sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
Taraflardan birinini yabancı olması ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlenmesi nedeniyle bu davada 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun uygulanması gerekir.
4686 Sayılı Yasanın 15. maddesinde iptal davası düzelenmiştir.
Taraflar arasında 24.05.2014 tarihli sözleşme akdedilmiş ve bu sözleşmede davalı …. Makine İnşaat Sanayi Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketi taşeron, davacı …. işveren olarak tanımlanmıştır. Sözleşmenin 2. maddesinde kapsamının ne olduğu açıklanmış ve devamında da tarafların edimleri, sözleşme bedeli ile ilgili düzenleme yapıldığı görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. 2 maddesinde, ihtilafların tahkim yoluyla çözüleceği, tahkim yerinin İstanbul olduğu….. ve Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun tahkim hükümlerinin uygulanacağı ….. kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtilafın halli için, sözleşmede taşeron olarak tanımlanan davalı …. Makine İnşaat Sanayi Taahhüt ve Ticaret Limited Şirketinin yaptığı imalattan kaynaklanan bakiye 152.195,24 USD alacağının tahsili için hakeme başvurduğu, işveren olan …’nin de ayıplı imal ettiği işlerin bedeli gönderilmeyen malzeme bedeli, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan zarar, hakedişte olması gerekenden fazla hesaplanan kalemler ve sözleşme ihlalinden kaynaklanan tazminat taleplerini ayrı ayrı belirterek toplam 586.965,00 USD’nin tahsili amacıyla karşı dava açtığı ve hakem heyetince yapılan yargılama neticesinde 17.05.2017 tarihinde esas davanın kabulü ile karşı davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulduğu ve kararın oyçokluğuyla verildiği anlaşılmıştır.
4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesine iptal davasının kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde açılabileceği belirtilmiştir.
Hakem heyeti kararının, davacı …’ye 24.05.2017 tarihinde tebliğ edildiği ve bu davanın 22.06.2017 tarihinde 30 günlük yasal süre içinde açıldığı tespit edilmiştir.
4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesine göre mahkeme tarafından resen dikkate alınması gereken iki iptal nedenin belirtildiği ve bunlardan birinin ”kararın kamu düzenine aykırı olması” diğerinin de, ”hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olmaması” na ilişkin bulunduğu görülmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olup, ihtilafın da bu sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle karara konu uyuşmazlığın Türk Hukukuna göre tahkime elverişli olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Hakem Kararın kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir yönünün bulunmadığı anlaşılmış buna göre mahkemece resen dikkate alınması gereken iptal nedenlerinin somut olay yönünden oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasındaki c, e, f ve g bentleri ile 2. fıkrasının b bendinde ifade edilen iptal nedenlerine dayanmıştır.
4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde ”Kararın tahkim süresi içinde verilmemesi”
e bendinde ”Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar vermesi veya istemin tamamı hakkında karar verilmemesi ya da yetkisini aşması”
f bendinde ”Tahkim yargılamasının usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde bu kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmemesi ve bu durumun kararın esasına etkili olması”
g bendinde ”Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmemesi” hallerinden birinin gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda hakem kararının iptali gerekecektir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 22. maddesinde tahkim yerinin Türkiye ve uygulanacak usulün HMK hükümleri olduğu kararlaştırılmıştır. Ancak hakem heyetinin yasaya uygun olarak oluşturulmasından sonra 19.10.2016 tarihli görev belgesi düzenlenmiş ve bu görev belgesinde tarafların ve hakemlerin imzasının bulunduğu tespit edilmiştir.
Anılan belge içeriğinde, uyuşmazlığın çözümünde … Tahkim kurallarının uygulanması ve yargılamanın bu hükümler doğrultusunda yürütülmesinin taraflarca kabul edildiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla artık davacının sözleşmede HMK. hükümlerinin uygulanmasının kararlaştırıldığı, buna rağmen hakem heyetinin tahkim kurallarını uyguladığı yönündeki iddiasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Bu kapsamda 15/1-f bendinde ifade edilen usul açısından tarafların anlaşmalarına aykırı hareket edilmediği, aksine tam da tarafların anlaştığı şekilde, … tahkim kurallarının uygulandığı kabul edilmiştir.
… Merkezi Tahkim kurallarının 33. maddesi ”tahkim süresi” başlığını taşımaktadır ve anılan düzenlemede, ”Görev belgesinin onaylandığının sekreterya tarafından tek hakem veya hakem kuruluna bildirilmesinden itibaren 6 ay içinde uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi ….” gerektiği belirtilmiş ve devamında divan tarafından tahkim süresinin resen uzatılabileceği gibi tarafların anlaşmasıyla ya da anlaşamamaları halinde hakemin veya hakem kurulunun talebi üzerine de yine divan tarafından bu sürenin uzatılabileceği açıklanmıştır.
Tahkim Kurallarının 33. maddesi çerçevesinde görev belgesi 19.10.2016 tarihinde düzenlenmiş ve görev belgesinde hakemlerinde imzası bulunduğundan artık bu tarihten itibaren tahkim yargılama süresinin başladığı ve 6 aylık sürenin sonunun 19.04.2017 tarihi olduğu tespit edilmiştir. Henüz 6 aylık süre sona ermeden, divandan süre uzatım isteminde bulunulmuş ve 27.03.2017 tarihli cevabi maille, sürenin sona erdiği 17.04.2017 den itibaren 1 ay süreyle uzatıldığı bildirilmiş ve sekreterya tarafından 10.04.2017 tarihli maille, taraf vekillerine ve hakem kuruluna tahkim divanının, süreyi 17.05.2017 tarihine kadar uzattığı bilgisi verilmiştir. Hakem kararı da 17.05.2017 tarihinde verilmiş olduğundan 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15/1-c bendindeki koşulun oluşmadığı, kararın tahkim süresi içinde verildiği sonucuna varılmıştır.
Tahkim mahkemesince, davacı ……. MAKİNE İNŞAAT SANAYİ TAAHHÜT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ tarafından imalattan kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline ilişkin davasının kabul edildiği, karşı dava bakımından ileri sürülen her bir talebin değerlendirilerek karşı davanın da kısmen kabulü yönünde hüküm kurulduğu, dolayısıyla tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verilmediği gibi istemin tamamı hakkında karar verildiği, zira her bir talebin ayrı ayrı ele alındığı ve sonuca ulaşıldığı, hakem heyetince bir yetki aşımında bulunulmadığı, taleplerle bağlı kalınarak bu doğrultuda karar verildiği anlaşılmakla 15/1-e bendindeki durumunda oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca usul kurallarının tam anlamıyla uygulandığı, savunma hakkının kısıtlandığından sözedilemeyeceği, tarafların eşitliği ilkesine aykırı hareket edilmediği, tahkim dosyası içeriğiyle sabit bulunduğundan, 15/1-g bendinde ifade edilen tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmemesi durumunun da mevcut bulunmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf, dava dilekçesinde, kararın esasına ilişkin açıklamalar yaparak hakem heyetince hukuka aykırı karar verildiği ve kararın bu sebeple iptali gerektiğini ileri sürmüş ise de, yabancılık unsuru taşıyan hakem heyeti kararlarında 4686 Sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesinde iptal nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığı ve ancak bu nedenlere dayalı olarak iptal kararı verilebileceği, maddi hukukun uygulanmasının denetiminin yapılmasının mümkün bulunmadığı, kararın kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, hakemlerin maddi hukuku doğru olarak uygulayıp uygulamadıklarının irdelenmesi anlamına gelmediği, karar içeriğinde kamu düzenine aykırı bir yön bulunmadığı, kararın tahkim süresi içinde verildiği, tarafların usul açısından tahkim kurallarının uygulanacağını kabul ettikleri ve bu doğrultuda yargılamanın yürütüldüğü, uyuşmazlık konusunun Türk Hukuk bakımından tahkime elverişli olduğu, hakem heyetince tarafların taleplerinin ayrı ayrı değerlendirilerek her bir taleple ilgili karar verildiği, yetki aşımının bulunmadığı kanaatine varılmakla mahkemece resen dikkate alınması gereken 15/2. maddesindeki iki ayrı nedenin ve davayı açanca ispatı gereken 15/1. maddesinin c, e, f ve g bentlerindeki nedenlerin oluşmadığı sonucuna varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.17/05/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 4,50 TL