Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/396 E. 2018/900 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/396
KARAR NO : 2018/900

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 20/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %35,79 oranında hisse ile ortak olduğunu, davalı şirketin 05.02.2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında, ”2017 yılı Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun Okunması, Müzakeresi ve Onaylanmasına” ilişkin 2 nolu kararının, ”2017 Yılı Bİlanço, Kar-Zarar Hesaplarının Müzakeresi ve Okunmasına, 2017 yılı Kar-Zarar ve Bilanço Hesaplarının Onaylanması ve bir kısım karın dağıtılmasına” ilişkin 3 nolu kararının, ”2017 yılı faaliyetlerinden dolayı yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesine” ilişkin 4 nolu kararı ile ”görev süresi sona ermiş olan yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi herhangi bir ücret veya huzur hakkı ödenmemesine” ilişkin 5 nolu kararı ve ”Yönetim kurulu üyelerine TTK. 395. maddesi ve 396. maddesi uyarınca izin verilmesine dair” 6 nolu kararının iptalini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kötüniyetli olarak açıldığını ve dava şartlarının gerçekleşmediğini zira genel kurul kararı iptali davası açılabilmesi için karara muhalefet şerhinin konulmasının zorunlu olup sadece aleyhe oy verilmesinin dava açmak için yeterli olmadığını, davacı temsilcisinin genel kurulda alınan sadece 2 ve 3 nolu kararlarla ilgili söz aldığını, açıklamalarını yazılı olarak sunduğunu ve daha sonra karar alınmasına rağmen karardan sonra herhangi bir muhalefette bulunmadığını, bunun dışında 4, 5 ve 6 nolu karara karşı muhalefet şerhinin olmadığını belirterek davanın öncelikle bu nedenle reddini olmadığı takdirde alınan tüm kararların ana sözleşme ve yasaya uygun bulunup iptal koşullarının olmaması nedeniyle esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava konusu genel kurula ilişkin toplantı tutanağı, hazirun cetveli, davalı şirketin sicil dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiştir.
Dava, TTK. 445. maddesi ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan genel kurul kararının iptali davasıdır.
Davalı şirketin sicilde kayıtlı olduğu adres itibariyle TTK. 445. maddesi uyarınca mahkememizin bu davaya bakma konusunda kesin yetkili olduğu tespit edilmiştir.
TTK. 446. maddesi uyarınca pay sahiplerinin iptal davası açma hakları bulunmakta olup, davacının davalı şirkette %35,79 payla ortak olduğu anlaşılmaktadır. İptal davası açılabilmesi için genel kurul toplantısında alınan karara karşı olumsuz oy verilmesi ve muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması zorunludur. Kararın alınmasından önce görüş bildirilmesi olumsuz oy kullanılacağının açıklanması muhalefet olarak kabul edilemeyecektir.
Dava konusu genel kurula ilişkin hazirun cetveli incelendiğinde davacının genel kurulda vekaleten temsil edildiği anlaşılmaktadır. Toplantıda alınan ve dava konusu yapılan 2 nolu kararın 2017 yılı faaliyet raporunun onaylanmasına ilişkin olduğu görülmektedir. Anılan maddede, ”2017 yılının faaliyet raporu okundu, müzakereye açıldı denildikten sonra davacı vekilinin söz aldığı ve şirketin hiçbir ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketlerin amacının kar elde etmek olup, banka faizi veya iştirak şirketlerinden temettü elde etmek amacıyla bir şirketin yönetilemeyeceği, bu nedenle yönetim kurulunun şirket varlıklarını en iyi şekilde değerlendirmek zorunda olduğu, herhangi bir ticari faaliyet göstermeksizin şirketin yönetilemeyeceği ve bu nedenle yönetim kurulunun başarılı olmadığı, raporun kabul edilmediğinin ve ret oyu kullanılacağının belirtildiği anlaşılmaktadır ve kararın devamında yapılan oylama neticesinde davacının muhalif oyuna karşılık oyçokluğuyla kabulüne karar verildiği görülmektedir.
3 nolu kararda da, bilanço ve kar-zarar hesaplarının okunduğu ve müzakeresine geçildiği ve yine davacı vekilinin söz alarak yukarıda açıklanan sebeplerle ret oyu kullanıyoruz şeklinde görüş bildirdiği ve bu kararın da davacı vekilinin muhalif oyuna karşılık oyçokluğuyla alındığı anlaşılmış, 2017 karıyla ilgili görüşme neticesinde yasal zorunluluklar ve mali yükümlülükler yerine getirildikten sonra 31.12.2018 tarihine kadar hissedarlara payları oranında defaten veya taksitler halinde dağıtılması konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine oybirliği ile karar verildiği tespit edilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı bir şekilde gösterildiği üzere dava konusu yapılan 3 nolu kararın karın dağıtılmasına ilişkin kısmının oybirliği ile alındığı, davacının herhangi bir muhalefeti ve ret oyunun bulunmadığı, bilanço ve kar-zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin kısım yönünden de müzakere sırasında görüşlerini açıkladığı, oylamaya geçildikten sonra ret oyu verdiği ancak kararın alınmasından sonra herhangi bir muhalefetinin olmadığı başka bir deyişle kararın oylamasından sonra muhalefet şerhinin yazdırılmamış olduğu tespit edilmiştir. Aynı şekilde iptali istenen 2 nolu kararın oylamasından önce müzakeresi sırasında bir kısım görüşler açıklanmış ve ret oyu kullanılmış ancak kararın alınmasından sonra muhalefetin tutanağa geçirtilmediği anlaşılmıştır.
4 nolu ibraya ilişkin kararda yine oylamadan önce görüşün açıklandığının belirtildiği ve oyla maya geçildikten sonra sadece ret oyunun kullanılıp muhalefetin olmadığı anlaşılmıştır. 5 ve 6 nolu kararlar yönünden ise görüş açıklaması dahi olmayıp sadece ret oyunun kullanıldığı tespit edilmiştir.
Genel kurul kararının iptalinin istenebilmesi için ret oyu kullanılıp oylama sona erip karar alındıktan sonra muhalefet şerhinin tutanağa geçirtilmesi veya ayrı bir yazılı belge şeklinde divan başkanlığına ibraz edilmesi gerekmektedir. Oylama öncesi yapılan görüşme sırasında sonradan alınacak karara esas olması muhtemel bir öneriye karşı olunduğunun belirtilmesi TTK. 447. maddesi anlamında karara muhalif olunduğu anlamına gelmeyeceği kabul edilmelidir. Muhalefetin görüşülen öneriye karşı veya görüşme sırasında ileri sürülmesinin sonuca bir etkisinin olmayıp kararın alınmasından sonra yazdırılması gerekmekte olup, somut olayda bu koşulun yerine gelmediği, toplantı tutanağı ve hazirun cetveli içeriğiyle sabit olduğundan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın dava şartı yokluğu-usulden REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 maktu karar harcı peşin alınmış olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 60,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/09/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 165,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 107,00 TL