Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/353 E. 2019/569 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/353
KARAR NO : 2019/569

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/04/2018

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/381 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 30/04/2018
KARAR TARİHİ: 13/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin gayrimenkul satış işlemlerine aracılık eden bir şirket olduğunu, davalının ise reklam ajansı faaliyetinde bulunduğunu, müvekkilinin satış ve pazarlama işini yürüttüğü …A.Ş.’nin (…) projesinin ulusal ve tematik kanallarda reklamlarının gerçekleşmesi için davalı şirket ile 2017 yılı Kasım ayında reklam sözleşmesi imzaladığını, davalının bu sözleşmeye göre ulusal kanal planlamasına göre 800 GRP kullanım sağlamayı, 800 GRP kullanımının Off-Prime time, %80’nini de … şeklinde vermeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin de bu hizmet karşılığı KDV dahil 3.363.000,00 TL ödemeyi ve bu bedeli ortalama 135 günlük çekle yerine getirmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkili tarafından davalı şirketi çeklerin teslim edildiğini ve davalı şirket tarafından tahsilinin sağlandığını, ancak kampanya sonunda davalı şirketin sözleşme öncesi, müvekkili şirketi yanıltarak piyasa koşullarının 4-5 katı bir bedel ile bu hizmeti verdiklerini tespit ettikleri gibi davalının %20 … %80 … taahhüdüne uymadıklarını ve müvekkilini zarara uğratarak sebepsiz zenginleştiklerini, yapılan görüşmelerde davalının teslim aldıkları çekleri iade etmek yerine tahsil ettikleri gibi ödenmeyen KDV tutarını elde etmek amacıyla müvekkiline karşı İstanbul … İcra Dairesinin … E sayılı dosyasıyla takibe geçtiklerini, davalı tarafın öncelikle davacı şirket yetkilisinin tecrübesizliğinden faydalandığını ve aşırı yararlanma sağladığını ve bu nedenle gabin koşullarının oluştuğunu, ayrıca davalının sözleşmeye aykırı davranarak… fiyatından… reklam verdiğini, bu hususun sonradan yapılan araştırmayla tespit edildiğini belirterek hem gabin nedenine dayalı olarak hem sözleşmeye aykırılık nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tespiti ile ileride artırım yapılmak üzere şimdilik 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında reklam danışmanlığı sözleşmesinin akdedildiğini ve sözleşme bedelinin davacı vekili tarafından beyan edildiği şekilde KDV dahil 3.363.000,00 TL değil, KDV hariç olarak 3.363.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını ve sözleşmede 800 GRP kullanım için %20 … %80 … olarak anlaşma sağlanmışsa da, davacının talebi üzerine bu oranlarda değişiklik yapıldığını, ancak hizmetin 800 GRP’nin altına düşmediğini, ayırca davacı şirketin tecrübesizliğinden yararlanılması gibi bir durumun olmadığını, esasında davacının Demir İnşaat Şirketinin iştiraki olduğunu, dolayısıyla tecrübesiz olduğundan söz edilemeyeceğini, gabin koşullarının bulunmadığını, sözleşme bedelinin rayiçlere uygun olduğunu belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, TV kanalları, gazete yayınları, billboardlar ve radyo yayınlarını kapsayan bir reklam aracılık sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme bedelinin toplam 3.661.644,21 TL olup, 3.103.088,31 TL’lik kısmının davalı tarafça ödendiğini, tarafların 558.555,90 TL’lik KDV alacağının müvekkili şirket tarafından faturanın kesilmesinin ardından ödenmesi hususunda anlaştıklarını, müvekkili şirketin 26.12.2017 tarihinde faturayı usulüne uygun olarak kestiğini ve faturanın davalı tarafça kabul edildiğini, buna rağmen KDV alacağının davalı tarafça ödenmediğini, yapılan görüşmeler neticesinde davalı tarafın reklamların müşteri bazında yeterli dönüşü olmadığını, bu sebeple de indirim yapılmasını talep ettiğini, müvekkili tarafından bu talebin kabul edilmediğini ve alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini iddia ederek, davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; esas davadaki dava dilekçesinde yazılan tüm hususlar tekrar edilerek, davacının sözleşmeye aykırı davranışı ve müvekkilin iradesinin gabin nedeniyle fesada uğratılması nedeniyle zarara uğranıldığını belirterek haksız davanın reddiyle dava konusu alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Taraflar arasındaki reklam sözleşmesi, bu sözleşme kapsamında kesilen faturalar, davacı tarafından davalıya verilen çekler, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, taraf defterleri ve dosya üzerinde uzman bilirkişilerce inceleme yapılarak rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava dilekçesinde davacı tarafından hem gabin nedeniyle sözleşmenin geçersiz olduğu hem de sözleşmeye aykırılık nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasına dayanıldığından ve ileri sürülen iki ayrı neden dikkate alındığında talep sonucunun tam olarak tespit edilememesi nedeniyle davacı vekiline mahkememizce 25/06/2018 tarihli celse de talep sonucunu ve dayandığı delili açıklığa kavuşturması nedeniyle süre verilmiş ve sunulan 25/06/2018 tarihli dilekçeyle, davalı şirketin, müvekkili şirketin tecrübesizliğinden yararlanarak öncelikle piyasa koşullarından 4-5 kat fazla ücret belirlediğini ve bununla kalmayarak özellik … ile …’ye ilişkin birim fiyatlarını aynı oranda fatura ettiğinin reklamlardan sonra ajanslardan alınan verilerle belirlendiğini, bu durumda davalının sözleşmeye aykırı davranarak eksik ifa nedeniyle müvekkili şirketi zarara uğrattığını, dava konusunun bu kapsamda olduğunu, sözleşmeye aykırı birim fiyatların üzerinde faturalandırma yaparak haksız kazanç sağladığını, davanın konusunun eksik ifa nedeniyle haksız kazancın istirdatı olarak beyan edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bulunan ve uzman bilirkişilerce düzenlenen 02/05/2019 tarihli raporda özetle; “taraf defterlerine göre davalı birleşen davada davacı şirketin davacı-birleşen davada davalı şirketten 551.644,21 TL alacaklı olduğu, taraf defterlerinin fatura ve ödemeler konusunda birbirini teyit ettiği ve aynı kayıtların bulunduğu, sözleşmede kararlaştırılan yayın akışında davacının değişiklik talebine uygun şekilde davalı tarafından reklam hizmetinin verildiği ve sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 800 GPR yerine 908 GPR’lik hizmet verildiği, eksik ifa olmadığı, aksine fazla ifanın olduğu, davalı tarafından verilen bu hizmetlerin davacıya rapor edildiği ve davacı tarafından da onaylandığı, gabin iddiasını destekler delillerin dosyada mevcut olmadığı, esas davada davalı, birleşen davada davacı …. … Şti’nin davacı birleşen davada … A.Ş.’den 551.644,23 TL alacaklı olduğu” açıklanmıştır.
Mahkememizce konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan bilirkişi raporuna itibar edilmiştir.
Esas dava, eksik ifa yapılmasına rağmen fazla bedelin tahsil edildiği iddiasıyla, uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Birleşen dava ise, sözleşme kapsamında düzenlenen faturadaki KDV bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Esas davada davacı taraf, davacı şirketin tecrübesizliğinden yararlanılmak suretiyle sözleşme bedelinin rayiçlerin değerlerin çok üzerinde belirlendiğini ileri sürerek gabin iddiasına da dayanmıştır. 25/06/2018 tarihli dilekçesiyle de; gabine dayalı olarak sözleşmenin geçersiz olduğunun tespitinin talep edilmediği, talebin, eksik ifa olmasına rağmen fazla tahsilat yapıldığı nitekim sözleşmeye aykırı davranılmak suretiyle PT (Prime Time) fiyatından OPT (Of Prime Time) olarak reklam verildiğini, bu şekilde ortaya çıkan zararın tazmin edilmesine ilişkin olduğu ifade edilmiştir.
Taraflar arasında reklam sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmede davacı … A.Ş’nin “reklam veren”, davalı … …. Şti’nin de “ajans” olarak tanımlandığı ve EK-1, EK-2, EK-3, EK-4, EK-5’te belirtilen mecralarda yapılacak reklam satın almanın gerçekleştirileceği, ajansın bu hizmetleri yerine getirip EK-1’de belirtilen ulusal kanal planlamasında 800 GRP (Genel İzlenme Oranı) kullanım yapılacağı ve bu kullanımın %20’sinin OPT (Of Prime Time) %80’inin PT (Prime Time) şeklinde olacağı ve 800 GRP’ye ulaşılması halinde yayının sonlandırılacağı, verilecek bu hizmetin karşılığında, reklam verenin 2.850.000,00 TL’yi KDV’siyle birlikte 3.363.000,00 TL bedel ödeyeceği ve bu bedelin sözleşmenin akdedildiği tarihten 135 gün ortalama vadeli çeklerle yerine getirileceği kararlaştırılmıştır.
Sözleşme çerçevesinde davalının ajans olarak reklam hizmetini yerine getirdiği, bu çerçevede düzenlediği tüm faturaların davacı … veren şirkete gönderildiği ve taraf defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen raporda belirtildiği şekilde tüm faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde yer aldığı ve bedelin ödendiği, sadece birleşen dava konusu 26.12.2017 tarihli faturanın KDV’sinin ödenmediği anlaşılmıştır. Taraflar arasında sözleşmenin varlığı ve içeriği ile yapılan ödemeler konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın, sözleşme bedelinin piyasa rayiçlerine göre fahiş olup olmadığı, ayrıca eksik ifanın bulunup bulunmadığı ve PT fiyatından OPT reklamının verilip verilmediği konularından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, gabin iddiasına dayalı olarak zararının tazminini istemektedir.
Gabin, 6098 sayılı TBK’nun 28.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddede, bir sözleşmede ivazlar arasında açık bir oransızlık varsa ve zarara uğrayanın müzayaka halinde bulunmasından yahut tecrübesizliğinde veya düşüncesizliğinden faydalanılmak suretiyle gerçekleştirilmişse zarar görenin sözleşmeyle bağlı olmadığını bildirerek akdi feshedip verdiği şeyi geri isteyebileceği ya da sözleşmeye bağlı olarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini talep etmesinin mümkün bulunduğu belirtilmiştir ve gabine dayalı davaların belirli bir süre içinde açılması gerektiği ve bu sürenin, düşüncesizlik yahut deneyimsizliğin öğrenildiği, müzayakada ise bu durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayarak bir yıl olduğu ve her halde sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 5 yılı geçemeyeceği açıklanmıştır.
Sözleşme ilişkisi bakımından gabinin gerçekleştiğinin kabul edilebilmesi için objektif ve diğeri de sübjektif olarak adlandırılan iki unsurun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Objektif unsur, karşılıklı edimler arasındaki fahiş farkı ifade etmektedir. Sübjektif unsur ise, zarar görenin şahsıyla ilgili olup, müzayakasından veya tecrübesizliğinden yahut düşüncesizliğinden yararlanılması halidir. Somut olayda, davacı taraf sözleşme bedelinin rayiç değerlerin çok üzerinde olduğu gibi tecrübesizliğinden yararlanıldığını ileri sürmektedir.
Dosyada mevcut bulunan ve mahkememizce itibar edilen raporda sözleşme bedelinin piyasadaki emsallerinden yüksek olmadığı gibi davacı tarafından bu iddianın ispatı zımmında ibraz edilen fiyatların emsal bedel olarak değerlendirilemeyeceği, zira bu belgelerde medya satın alma ajansının televizyonlarla yaptığı sözleşmenin hangi televizyonla hangi ayda, ne kadar süreyle ve ne fiyatla satın aldığına ilişkin bilgilerin bulunmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkide belirlenen bedel bakımından emsal olarak kabul edilemeyeceği, nitekim emsal olarak alınabilecek reklam yayın hizmetlerinin yayınlandığı yıl ve ay, mecra ve reklam kuşağı ve süresinin aynen ve birebir olması gerektiği, davacının ibraz ettiği belgelerin bu unsurları taşımadığı gibi verilen hizmetin niteliği dikkate alındığında bedelin fahiş olmadığı açıklanmış olmakla, gabinin objektif unsurunun gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Objektif unsurun gerçekleşmediğinden sübjektif unsur yönünden araştırma yapılmasına gerek olmadığı zira her iki unsurun aynı anda gerçekleşmesinin zorunlu olduğu, buna rağmen bir an için subjektif unsurunda ele alınması gerektiği kabul edildiğinde dahi davacı şirketin gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olarak satışını yaptığı gayrimenkullerin pazarlama faaliyeti çerçevesinde reklamlarının yapılmasına daima ihtiyaç duyacağı, esasında reklamın pazarlama faaliyetinin bir parçası olduğu ve davacı şirketin satış ve pazarlama işini yapan bir şirket olduğu dikkate alındığında tecrübesizliğinden veya deneyimsizliğinin yararlanma halinin gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği kanaatine varılmış ve davacının bu iddiaları yerinde görülmemiştir.
Bunun dışında, davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranılmak suretiyle PT fiyatından OPT reklamı verildiği, böylece zararın ortaya çıktığı, ayrıca eksik ifa olduğu iddia edilmektedir. Sözleşme kapsamında reklam veren davacının, ajans olan davalı tarafın düzenlediği tüm faturaları, ticari defter ve kayıtlarına aldığı ve sözleşme bedelinin büyük bir kısmını ödediği anlaşılmıştır. Verilen hizmet karşılığında düzenlenen faturaların ticari defterlere kaydedilerek benimsenmesi karşısında artık aksi yöndeki iddialara itibar edilmesi mümkün görülmemiştir. Uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtildiği şekilde, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, ulusal kanallar kategorisinde OPT’nin sabah 06:00 ile akşam 18:44 saatleri arasını, PT’nin de akşam 18:44 ile gece 01:00 saatleri arasını ifade ettiği, ulusal kanalların …, …, …, …, …, … ve … olarak yer aldığı, tematik kanallar kategorisinde de OPT’nin sabah 06:00 ile akşam 17:49 saatleri arasını, PT saatlerinin de akşam 17:50 ile gece 01:00 saatleri arasını ifade ettiği ve tematik kanalları, …, …, …, …,…, …, …, … ve … olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Ulusal kanallara ait PT ve OPT saatlerindeki reklamlar ayrıntılarıyla bilirkişilerce belirlenmiş ve GRP (Genel İzlenme Oranı) verilerinde 908 GRP’lik reklam yayınlandığı, sözleşmede bu miktarın 800 GRP olarak belirlendiği, davalı …’nin 108 GRP daha fazla izlenme oranında yayın yapmış olması nedeniyle eksik ifanın bulunmadığı, taraflar arasındaki maillere göre reklam veren davacının talebi doğrultusunda OPT ve PT oranlarında değişiklik yapıldığı, ancak sözleşmede belirlenen 800 GRP’nin altına düşülmediği tespit edilmiştir. Davacı tarafından davalı şirkete gönderilen 15.11.2017 tarihli mailde açıkça OPT yayınları itibariyle gerekli değişikliğin yapılmasının talep edildiği, yine davacı şirket tarafından gönderilen 08.01.2018 tarihli mail içeriğine göre davacı şirketin yayın akışından haberdar olduğunun anlaşıldığı, bu durumda sözleşmede belirlenen PT ve OPT oranlarında değişiklik yapılma talebinin davacıdan geldiği ve davalının bu doğrultuda edimini ifa ettiği, sözleşmeye aykırı davrandığı yahut eksik ifada bulunduğu yönündeki iddianın dinlenebilir olmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca davacı tarafın PT fiyatından OPT olarak reklam verildiği yönündeki iddiasınında, ajans olan davalı … …. Şti. tarafından sözleşme kapsamında kesilen tüm faturaların davacı tarafından ticari defterlerine kaydedilerek benimsenmesi karşısında bu iddiaya da itibar edilmesi mümkün görülmemiş ve esas davanın yerinde bulunmadığı sonucuna varılarak reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Birleşen davada, ajans olan … Şti’nin 26.12.2017 tarihli faturadaki KDV bedelinin tahsili amacıyla yaptığı icra takibine itirazın iptali istenmektedir. İcra takibinde borçlu olan davalının itirazı süresinde olduğu gibi davanın da İİK. 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. 26.12.2017 tarihli fatura birleşen davada davalı … ltd. Şti’nin ticari defterlerinde kayıtlı olup kendi defterlerine göre ödenmemiş olan KDV nedeniyle birleşen davacı … … Şti’ye 551.644,21 TL borçlu görüldüğü, taraf defterlerinin birbirini doğruladığı, aralarında bir farkın bulunmadığı, davalının kendi defterine göre dahi borçlu olması karşısında, takibe itirazının haksız olduğu anlaşılmakla icra dosyasındaki itirazının bu miktar için iptali gerektiği, alacağın faturadan kaynaklanıp likit olması nedeniyle kabul edilen kısmın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının da takip borçlusu davalı …. Şti’den alınarak davacıya… Şti’ye verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle esas davanın reddine, birleşen davanın da kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ESAS DAVADA;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 1.707,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.663,35 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/381 ESAS SAYILI DOSYASI
Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasındaki itirazının 551.644,21 TL için İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Takip tarihinden itibaren bu alacağa yıllık %9 oranını geçmeyecek şekilde değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
Kabul edilen kısmın %20’si oranında hesaplanan 110.328,84 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Fazla istemin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 37.682,82 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 9.538,74 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 28.144,08 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 36.015,77 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.118,50 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 1.104,65 TL yargılama gideri ile 9.538,74 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı toplamı 10.679,29 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı-birleşen davanın davalısı vekili Av. … ile esas davada davalı birleşen davada davacı vekili Av. Bülent Ernas’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

ESAS DAVADA;
Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 1.707,75 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç: 1.663,35 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 1.525,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 1.000,00 TL
Posta Giderleri: 60,50 TL

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN 2018/381 ESAS SAYILI DOSYASI
Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 9.538,74 TL
Karar Harcı : 37.682,82 TL
Noksan Harç: 28.144,08 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 1.525,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL
Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 1.000,00 TL
Posta Giderleri: 118,50 TL