Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/313 E. 2018/496 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/313 Esas
KARAR NO : 2018/496

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2018
KARAR TARİHİ : 14/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarındaki Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme süresince elektrik tüketimine ilişkin olarak davalı tarafından düzenlenen tüm faturaların müvekkilince ödendiğini, 2011 yılı mart ayından 2013 yılı haziran döneminde fiili elektrik tüketimi ve yasa gereği tahsili mümkün olan kalemler dışında” Kayıp Kaçak Bedeli” adı altında bir tutarın daha faturalara yansıtıldığını ve haksız bir şekilde tahsil edildiğini belirterek anılan döneme ilişkin kayıp kaçak bedeli olarak tahsil edilen 26.138,40 TL ana para ve her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren hesaplanan 5.808,70 TL faiz olmak üzere toplam 31.947,10 TL nin tahsili amacıyla … 28.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında davalıya karşı ilamsız icra takibi yapıldığını davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek icra dosyasında davalının haksız itirazının iptaline takibin devamına ve alacağın % 20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına ugradığını 6098 sayılı TBK 82.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşmeden doğan davaların bir yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağının belirtildiğini ayrıca müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini davanın EPDK’ya karşı idare mahkemelerinde açılması gerektiğini belirterek öncelikle davanın zamanaşımı, husumet ve yargı yolu bakımından usulden reddini istemiş, esas yönünden de davacı şirkete tahakkük ettirilen ve bedeli tahsil edilen faturalardaki kayıp kaçak miktarının, dağıtım sistemine giren enerji ile tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı ifade ettiğini, EPDK’nın 07/12/2011 tarihli duyurusunda kayıp kaçak bedelinin faturalarda yer alma nedeninin açıklandığını, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4/2.maddesinde ve kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten EPDK’nın sorumlu olduğunun ifade edildiğini perakende ve dağıtım lisansı sahibi elektrik dağıtım şirktlerinin tarifelerine ilişkin hususların, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanun doğrultusunda çıkarılan muhtelif yönetmelik ve tebliğ ve genelgelerde düzenlendiğini müvekkili tarafından bu mevzuat çerçevesinde kayıp kaçak bedeli tahakkuk ettirildiğini,tahsil edilen bu bedellerde hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek haksız davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi, davaya esas teşkil eden 2011 Mart ila 2013 yılı haziran dönemine ilişkin faturalar, icra dosyası ve dayanılan diğer deliller celbedilip incelenmiş, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak tüm deliller toplanmıştır.
… 28.İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası incelendiğinde, davacı şirketin, 26.138,40 TL asıl, 5.808,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.947,10 TL alacağını tahsil amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu, davacı tarafından İİK 67.maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde takibin devamını sağlamak amacıyla bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava, taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi kapsamında davalı tarafından düzenlenen ve bedelinin tahsil edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmayan 2011 yılı Mart -2013 Haziran dönemindeki faturalarda kayıp kaçak bedeli adı altında yapılan tahsilatın haksız olduğu iddiasıyla bu bedelin iadesini teminen yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline istemine ilişkindir.
Davalı taraf zamanaşımı definde bulunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilafa neden olan faturalar Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi kapsamında düzenlenmiş olup satın sözleşmesine uygulanacak zamanaşımı süresinin esas alınması gerektiği, 6098 sayılı TBK’nun 146.maddesinde on yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, davanın açılış tarihi itibarıyla henüz bu on yıllık sürenin dolmadığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve reddine karar verilmiştir.
Davalı husumet ve yargı yolu itirazını ileri sürmüştür.
Davalı tarafından haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen kayıp kaçak bedelinin tahakkukuna esas faturaların dayanağının, taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi olduğu dolayısıyla davanın da tahsilatı yapan sözleşmenin tarafı şirkete yöneltilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı açık olduğundan davalı tarafın pasif husumet ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiş ve davanın EPDK’ya yöneltilmesi gerektiği yönündeki itiraz yerinde görülmemiştir.Özel hukuk sözleşmesinden kaynaklanan bu ihtilafta adli yargının görevli olduğu açık olup davalının bu yöndeki savunmasına da itibar edilememiştir.
Dosyada mevcut bulunan uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 28/07/2015 tarihli raporda özetle, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu icra takibine konu olan döneme ilişkin olarak davalı tarafından düzenlenen fatura bedellerinde 26.138,40 TL miktarında kayıp kaçak bedeli adı altında tahsilatın yapıldığı, kayıp kaçak bedellerinin tahsilinin haksız olup davacıya iadesi gerektiği açıklanmış, mahkememizce uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen gerekçeli ve denetime olanaklı bulunan bilirkişi raporuna itibar edilerek 02/11/2015 tarih 2014/1271 Esas ve 2015/624 Karar sayılı karar ile “Davanın KISMEN KABULÜNE,Davalının İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün 2014/23308 E sayılı dosyasındaki itirazının 26.138,40 TL için İPTALİNE,Takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA,Bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faizin uygulanmasına,Kabul edilen kısmın %20 si olan 5.227,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Fazla istemin REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından süresinde Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26/12/2016 Tarih 2016/10748 Esas ve 2016/16331 Karar sayılı kararının “Karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” şeklindeki gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Dosya iade edilmekle mahkememizin 2017/227 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen 24/04/2017 Tarih 2017/227 Esas ve 2017/400 Karar sayılı karar ile “6446 sayılı yasayı değişitiren 6719 sayılı kanun hükümleri gereğince davanın REDDİNE, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 31,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 385,90 TL haçtan mahsubu ile bakiye 354,50 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine, Kanun gereği davanın reddine karar verilmiş olduğundan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, Kanun gereği davanın reddine karar verilmiş olduğundan, davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatırana iadesine,” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizin 24/04/2017 Tarih 2017/227 Esas ve 2017/400 Karar sayılı kararının süresinde davacı vekili tarafından Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12/12/2017 Tarih 2017/16811 Esas ve 2017/17466 Karar sayılı kararı “Bu durumda; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemiş olması da doğru görülmemiştir.” şeklindeki gerekçe ile bozulmakla iade edilen dosyanın yargılaması bu kere 2018/313 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmüştür.
Mahkememizin 14/05/2018 tarihli ara kararıyla usul ve esas bakımından yasaya uygun olan Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 12/12/2017 Tarih 2017/16811 Esas ve 2017/17466 Karar sayılı kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda yürütülen yargılama ve yapılan değerlendirme çerçevesinde ilamda atıfta bulunan 6446 yasayı değiştiren 6719 sayılı kanunun 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/1.maddesinde, “Bu kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere kurula sunulur. Kurul mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi halinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifelere uymakla hükümlüdür. ”
17/3.maddesinde, ” Onaylanan tarifeler içinde söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleriyle ilgili doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer almaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.
17/6.maddesinde, kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır, denilmiş ve maddede; bağlantı, iletim, toptan satış, dağıtım, perakende satış, piyasa işletim, son kaynak tedarik tarifeleri tek tek sıralı bentlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.
Anılan düzenleme incelendiğinde, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim bedellerinin maliyet bedeli içerisinde bulunduğu ifade edilmiştir. 17/ç bendinde; dağıtım sistemi harcaması, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme bağlama hizmet maliyet, sayaç okuma maliyet, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyeti yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerin dağıtım tarifesini oluşturacağının açıklandığı görülmektedir.
6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20.maddede, ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinde, elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına yansıtacakları bedellerin, tarifelerin ne şekilde hazırlanacağı ve bu tarifelerin içerdiği unsurların ne olacağı açıkça hüküm altına alınmış ve dava konusu yapılan tüm bedellerin maliyet bedeli olduğu ve tarifeler içinde yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun ile dava konusu bedellerin yasal düzenleme içine alındığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, daha önceden EPDK kararlarına ve tebliğe dayalı olarak yapılan tahsilatların kanuni düzenlemeye konu edildiği ve dayanağının yasal hale getirildiği görülmektedir. Kanunun geçici 20.maddesinde de, geçmişe etkili bir düzenleme yapılarak kurul kararlarına uygun bir şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleriyle ilgili açılmış olan davalar hakkında da 17.maddenin uygulanması gerektiğine işaret edilmiş ve daha önce yapılan tahsilatlar da kanun kapsamına alınarak dayanağının yasa olduğu belirtilmiştir.
6446 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler göz önüne alındığında huzurdaki davaya yargılama sırasında konu edilen ve haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin artık yasal hale geldiği ve davanın dayanağının kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Kanunun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/10.maddesinde; ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır.” denilmektedir. Buna göre, mahkemelerce sadece elektrik enerjisi dağıtım şirketleri tarafından yapılan tahsilatların EPDK tarafından çıkarılan tarifelere uygun olup olmadığı araştırmasının yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6446 sayılı kanunun 17. maddesinin 6719 sayılı kanunun 21. maddesiyle değiştirilerek, dava konusu olan tüm bedellerin maliyet bedeli olarak yasal düzenlemeye konu edildiği, aynı kanunun geçici 20. maddesi ile daha evvelden açılmış olan davalarda da 17. madde hükümlerinin uygulanmasının gerektiği işaret edildiği, kanunun 17/06/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmakla bu yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın 17.maddesi uyarınca konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 385,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 350,00 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.863,55 TL yargılama gideri ile 35,90 TL karar harcı, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 1.924,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı karar verildi. 14/05/2018

Katip
✍e-imzalıdır

Hakim
✍e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 385,90 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 350,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 2.090,00 TL

Davalı Delil Avansı
Yatırılan Avans: 250,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.500,00 TL
Posta Giderleri(Davacı): 363,55 TL
Posta Giderleri(Davalı): 37,55 TL