Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/267 E. 2020/362 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/267
KARAR NO : 2020/362

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete sigortalı … ‘un malik ve işleteni olduğu … plakalı araç 24/03/2016 tarihinde … adresinde …’a ait … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalı sigortalı araç sürücüsü kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın 10.03.2016/2017 vade tarihli … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile davalıya sigorta olduğunu, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen değer kaybının taraflarına ödenmesi için 02/03/2018 tarihinde başvuru yapıldığını ancak işbu davanın açıldığı güne kadar taraflarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının 12/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğünü, …’un davalı sigorta şirketinden alacağını BK m.183 vd. maddeleri gereği hukuka uygun olarak ve şekil şartlarını da sağlamak suretiyle alacağın temliki yoluyla müvekkili …’a devrettiğini, tüm bu nedenlerden dolayı taraflar arasındaki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra 6100 Sayılı HMK 107 md. uyarınca iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmadan alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100,00-TL değer kaybı hasar bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 12/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, her türlü başvuru yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru sahibinin başvuru aşamasında tutar bakımından maddi zararı ve değer kaybı miktarını bilebilecek durumda kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple davanın hukuksal yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, 24.03.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirketin kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi gerektiğini, söz konusu kaza neticesinde davacının aracında oluştuğunu iddia ettiği değer kaybı bedelinin ilgili yasal mevzuatlarda cari olan ilkeler ışığında belirlenmiş olması gerektiğini, dosyanın bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde bir değer kaybı raporu alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirket aleyhine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı resen göz önünde bulundurulacak nedenlerden dolayı başvurucunun talebinin reddini, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin başvurucuya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TALEP ARTIRIM/
Davacı vekili 17/06/2019 tarihli dilekçesiyle 100,00 TL değer kaybı tazminat talebini 929,19 TL’ye artırdığını beyan etmiş ve buna ilişkin harcı da 17/06/2019 tarihinde ikmal ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Davanın, maddi hasarlı trafik kazası sonucu hasar gören aracın 2918 sayılı KTK kapsamında değer kaybından kaynaklanan maddi zararın tazminine ilişkin belirsiz alacak davası olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Trafik kaza tespit tutanağı, temlik sözleşmesi, ruhsat sureti, davalı sigorta şirketinden hasar dosyası ve poliçe celp edilip incelenmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan müzekkere ile ”…” plakalı aracın karıştığı kazaların mahkememize bildirilmesinin istenilmesine karar verilmiş, gelen müzekkere cevabı incelenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, tüm dosya kapsamı, hasar dosyası üzerinde inceleme yapmak suretiyle meydana gelen kazadaki kusur durumunun ve değer kaybı miktarının belirlenebilmesi amacı ile bilirkişi incelemesi yapılmış, düzenlenen rapor incelenmiştir.
Makine Mühendisi … tarafından düzenlenen 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu olayın Karayolları Trafik Kanunu Kapsamında maddi hasarlı trafik kazası olduğu, meydana gelen olayda kaçınılmazlık faktörünün etkisinin olmadığı, önlenebilir bir kaza niteliğinde olduğu, söz konusu araçta yaklaşık KDV ve işçilik dahil 1.079,92 TL’lik hasar oluştuğu ve dosya muhteviyatına sunulan hasar miktarının kadri marufunda bulunduğu, söz konusu kaza ile hasar durumunun uyumlu olduğu, söz konusu kazalı aracın onarımının yetkili servis ve tamir atölyelerinin iş yükü ile doğru orantılı olmakla birlikte yaklaşık 2 (iki) iş günü süreceği (Malzeme temin süresi dahil edilmiştir.), dava konusu aracın kazadan önceki 2. el piyasa rayiç değerinin 43.000,00 TL civarında olduğu (En az dört firmadan alman fiyat ortalamasıdır.), söz konusu aracın Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu kaza haricinde 8 (sekiz) adet geçmiş hasarının bulunduğu, söz konusu hasarların aynı parçaların hasar görmemesi nedeni ile değer kaybı hesaplamasına olumsuz etkisinin olmadığı, mevcut Kanun ve Yönetmelik/Tebliğler kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmede söz konusu araçta 922,19 TL değer kaybı oluştuğu, davaya konu trafik kazası kapsamında; … plaka sayılı araç sürücüsü …’un %100 kusur oranı ile asli kusurlu olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’un kusursuz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Hasar dosyası ve davalı beyanı incelendiğinde davacı vekili …’ e değer kaybı tutarı olarak 22.03.2018 tarihinde 388,14TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Gerekçeli ve denetime elverişli olduğu görülen 20.05.2019 tarihli bilirkişi raporuna ve yapılan hesaplamalara mahkememizce itibar edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın sigortacısı olduğu, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ un %100 oranında asli ve tek kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü ve maliki (devir eden) dava dışı …’ un ise kusurunun olmadığı dosyadaki tüm deliller çerçevesinde yapılan bilirkişi incelemesi ile de sabit bulunmuştur.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak görülemeyeceğini savunmuş ise de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesinin 2017/60 esas, 2017/69 karar sayılı 01.03.2017 tarihli kararında da belirtildiği üzere, talep edilen zarar kalemi miktarı yapılacak yargılama sonunda net olarak ortaya çıkacağından davanın belirsiz alacak davası olarak kabulü gerektiği kanaati ile davalı tarafın bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.(Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/17-1099 esas, 2019/460 karar sayılı16.04.2019 tarihli kararı)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Yasa’nın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, 85/ son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları da , “sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Bu haliyle sigorta poliçesi uyarınca aracın işletilmesi sırasında 3. kişilere verilen zararlardan sorumluluğunun bulunduğu, araçta meydana gelen değer kaybının da poliçe kapsamında giderilmesi gereken zararlardan olduğu davacı tarafın talep edebileceği değer kaybı miktarının 922,19TL olduğu bilirkişi raporuyla sabit görülmüştür.Ancak davalı sigorta şirketinin davacı vekiline 22.03.2018 tarihinde (ve ödeme dekontuna göre saat.15.57.21′ de) 388,14TL ödeme yaptığı ve de davanın da 22.03.2018 tarihinde saat: 16:00′ da açıldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; 541,05 TL tazminatın 15/03/2018 temerrüt tarihinden (davalı sigorta şirketine 02.03.2018 tarihinde başvuru yapıldığı ve 8 iş günü sonrasında temerrüt oluştuğu anlaşılmakla) itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacı tarafın değer kaybı tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; 541,05 TL tazminatın 15/03/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının35,90 TL peşin harç ile 15,00 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 3,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 541,05 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 388,14 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 730,80 yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 425,530 TL yargılama gideri ile 35,90 TL peşin harç, 15,00 TL ıslah harcı ve 35,90 TL başvuru harcı toplamı 512,33 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı verilen 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesi uyarınca KESİN nitelikteki karar açıkça okunup anlatıldı. 22/09/2020

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)