Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/244 E. 2018/480 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/244
KARAR NO : 2018/480

DAVA : Ticari Şirkete Kayyım Atanması
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirkete Kayyım Atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …’in diğer davalı … A.Ş’de %50’şer pay ile ortak olduklarını, şirketin tescilinin ve kuruluşunun 10.06.2015 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiğini, müvekkili ile davalı …’in 3 yıl süreyle şirketin yönetim kurulu üyeliğine atandığını ve her ikisinin müşterek imzasıyla temsil ve ilzam yetkilerinin bulunduğu, davalı … A.Ş ile dava dışı … arasında imzalanan 3 yıllık sözleşmenin şirketin ortağı aynı zamanda müşterek imza ile şirketi temsile yetkili olan davalı …’in eşi olan …’in bu sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve şirketin zarara uğramasına neden olduğunu, zira … A.Ş ile … arasında imzalanan sözleşmenin halan deva m ettiğini ve şirketin …’ye karşı sözleşme kapsamında üstlendiği yükümlülüklerin devam ettiğini bu nedenle risk altında kaldığını, …’in davalı …’in eşi olması nedeniyle şirket adına …’e karşı muarazanını meni ve haksız fesih nedeniyle zarar tazmini davası açılabilmesi için yönetim kurulu başkanı …’in yetkilerinin kaldırılarak şirkete kayyum atanması ve kayyuma muarazanın meni ve haksız fesih nedeniyle dava açabilmesi için yetki verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, davacı tarafından aynı konuda … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. saylı dosyasında daha önceden açılan bir davanın bulunduğunu ve anılan mahkeme tarafından davanın reddedildiğini ancak henüz kesinleşmediğini, müvekkili ile dava dışı …’in eş olmaları nedeniyle menfaat çatışması yaşandığı ve şirkete ait karar alınamadığı gerekçesiyle bu davanın açıldığını, oysa 3 yıldır davacı ile müvekkilinin … A.Ş’ye çift imza ile ilzam ve temsile yetkili olup şirket faaliyet faaliyetlerinde herhangi bir sorun yaşanmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek haksız davanın esastan reddini savunmuştur.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapılmış ancak herhangi bir savunmada bulunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. saylı dosyasının bir örneği, dav alı şirketin sicil dosyası celp edilmiş ve tüm dosya kapsamı ile dilekçeye ekli belgeler, deliller incelenmiştir.
Dava, çift imza ile şirketi temsile yetkili olanlar arasındaki menfaat çatışması nedeniyle şirket ile dava dışı kişi arasında akdedilen sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini davası açılabilmesi için şirkete kayyum tayini ve bu davanın açılması bakımından yetki verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketin sicil kaydına göre, davacı ile davalı …’in … A.Ş’nin %50’şer ortağı olup, 3 yıl süreyle müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları anlaşılmıştır.
Davacı taraf, şirket ortağı olan …’in eşi … ile şirket arasındaki sözleşmenin … tarafından haksız olarak feshedildiğini ve bu nedenle şirketin zarara uğradığını, uğranılan zararın tazmini amacıyla şirket tarafından dava açılacağını ancak şirketin davacı ile birlikte müşterek imza ile temsil yetkisine haiz olan …’in …’un eşi olması nedeniyle şirket adına hali hazırda dava açılamadığını, zira temsil yetkisine haiz olan … ile … arasında menfaat çatışması yaşanacağını, bu nedenle bu konuda dava açılabilmesi için şirkete kayyum tayin edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı taraf derdestlik itirazında bulunmuştur.
Derdestlik dava şartı olduğundan, HMK. 115. maddesi uyarınca mahkemece resen nazara alınması gerekmektedir.
Derdestlik itirazına konu … 5. ATM’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; tarafların aynı olduğu, ancak dava konusunun, davacı ile davalı …’in %50’şer ortağı oldukları … A.Ş’nin yönetim kurulunun toplanamadığı, ortaklar arasında anlaşmazlık bulunduğu, bu nedenle şirkete kayyum tayini istemine ilişkin bulunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda 05.04.2018 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Huzurdaki bu davada ise yine aynı şirkete kayyum tayini talep edilmiş ise de, kayyum tayininin belli bir konu yönünden istendiği, şirket adına dava dışı kişiye karşı dava açılması bakımından kayyum tayini talebinde bulunulduğu görülmektedir.
HMK. 114/ı. maddesi uyarınca derdestliğin dava şartları arasında sayıldığı görülmektedir ve anılan maddede, derdestlik ”Aynı davanın daha önceden açılmış ve görülmekte olmaması” şeklinde tanımlandığı anlaşılmaktadır. Aynı iki davadan bahsedilebilmesi için dayanılan nedenlerin ve talep sonucunun aynı olması zorunludur. … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dayanılan nedenler ile talep sonucu mahkememizde görülmekte olan bu davadaki dayanılan nedenler ve talep sonucunun aynı olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın derdestlik itirazı yerinde görülmemiştir.
Türk Medeni Kanununun 426. maddesinde menfaat çatışması ya da yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine engel bir hal bulunması durumunda ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyumunun atanacağı belirtilmiştir.
Davacı ile davalı …’in birlikte atacağı imza ile şirketi temsil edebilecekleri dosya içeriğiyle sabittir. Şirket ile dava dışı kişi arasında akdedilen sözleşme feshedilmiş, sözleşmenin diğer tarafının ise şirket ortağı ve şirketi müşterek imza ile temsile yetkili …’in eşi olduğu anlaşılmıştır. Şirket tarafından sözleşmenin tarafı olan …’in eşine karşı dava açılabilmesi için şirkete kayyum tayininin istendiği bu davada, Türk Medeni Kanununun 426. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açılmış bir davada değerlendirilmesi gerekmektedir. Henüz muarazanın meni ve haksız fesih nedeniyle tazminat talebini içeren açılmış bir dava bulunmamaktadır. Davacı taraf dava açmak üzere şirkete kayyum tayini istemektedir. Açılması muhtemel olan veya henüz açılmamış bir davadaki temsil sorununun varlığı iddiasıyla temsil kayyumu tayini için bir dava açılması mümkün değildir. Az önce ifade edildiği şekilde mevcut bulunan bir davada temsil sorununun olup olmadığının o davanın açıldığı mahkemece değerlendirilerek bu sorununun halli gerekmektedir. Dolayısıyla henüz açılmayan bir dava yönünden temsil sorunu olduğu ileri sürülerek dava açılabilmesi bakımından şirkete temsil kayyumu atanması istemine ilişkin bu davanın yerinde olmadığı kabul edilmiş ve bu nedenle reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılması muhtemel olan bir dava yönünden temsil sorunu olduğundan bahsedilemeyeceğinden davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcı peşin alınmış olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilleri Av. … ve Av. … ile davalı … vekili Av. …’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/05/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 265,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 70,00 TL