Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/231 E. 2018/500 K. 14.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/231 Esas
KARAR NO : 2018/500

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/03/2018
KARAR TARİHİ : 14/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait işyerinin ihtiyacı için davalı şirketten elektrik satınalındığı ve Ocak 2014-Eylül 2014 döneminde müvekkilinden 25.200,00 TL tutarında kayıp kaçak bedelinin tahakkuk ettirilip tahsil edildiğini, bu tahsilatın haksız olduğunu belirterek 25.200,00 TL nin her bir faturanın ödeme tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kısmi olarak açılamayacağını ayrıca kayıp kaçak bedelini belirleme ve karar verme yetkisinin EPDK’ya ait olup idari yargıda anılan kuruma karşı dava açılması gerektiği, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddini istemiş, esas yönünden de, tacir olan davacının sözleşmede ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği ve ödemesini yaptığı bedelin iadesini istemesinin mümkün bulunmadığını, tahsil edilen kayıp kaçak bedelinin müvekkili şirketin kasasına girmeyip dağıtım şirketine aktarıldığını, sözleşmenin 12/2 maddesinde bu hususun açıkça ifade edildiğini, 25.maddede de sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde de ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağının kararlaştırıldığının ve bu mevzuatın da sözleşmede tanımlanıp 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanuna bağlı olarak çıkarılan Yönetmelik Tebliğ Ve Kurul Kararları olduğunun ifade edildiğini,kayıp kaçak bedelinin tahakkuku ve tahsilatının yasa ve yönetmeliğe uygun bulunduğunu, kurul kararı çerçevesinde yapıldığını belirterek haksız davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait işyerinin ihtiyacı için davalı şirketten elektrik satınalındığı ve Ocak 2014-Eylül 2014 döneminde müvekkilinden 25.200,00 TL tutarında kayıp kaçak bedelinin tahakkuk ettirilip tahsil edildiğini, bu tahsilatın haksız olduğunu belirterek 25.200,00 TL nin her bir faturanın ödeme tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkin olup mahkememizce taraflar arasındaki Elektrik Enerjisi Satınalma Sözleşmesi, davaya esas teşkil eden Ocak 2014- Eylül 2014 dönemine ilişkin faturalar ve dayanılan diğer deliller celbedilip incelenmiş, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak tüm deliller toplandıktan sonra dosyada mevcut bulunan uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 04/09/2015 tarihli rapora itibar edilmek suretiyle davacıdan Ocak 2014 – Eylül 2014 dokuz adet faturada kayıp kaçak bedeli adı altında tahsil edilen toplam 21.866,35TL miktarın tahsilinin yasal bir düzenlemeye dayanmadığı, bu miktarın perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer almasının kanun ve yönetmeliğe aykırı olduğu ayrıca alçak gerilim hatlarının uzun olması ya da iyi işletilmemesinden dolayı meydana gelen teknik kayıpların istenilen düzeye indirilememesi ve kaçak olarak kullanılan elektrik enerjisinin fiili kullanıcısı ya da abonesinden tahsili yerine elektrik kullanım bedelini ödeyen ve yükümlülüklerini yerine getiren diğer abone ya da kullanıcılardan temin edilerek mevcut eksikliğin giderilmesini amaçlayan bu yöntemin hukuka uygunluğunun bulunmadığı, dolayısıyla kayıp kaçak bedeli adı altında yapılan tahsilatın haksız bulunduğu kanaatine varılarak bilirkişi raporunda saptanan 21.866,35 TLlik kayıp kaçak bedelinin davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılarak, mahkememizin 02/11/2015 tarih 2014/1541 Esas – 2015/623 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilerek 21.886,35 TL ‘nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Ancak kararın süresi içinde taraf vekillerince Temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17/01/2018 Tarih 2016/8640 Esas-2018/283 Karar sayılı kararı ile “Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. Sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedeli uygulamasının EPDK Kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Ne var ki, uyuşmazlığın temyiz yolu ile Dairemize geldiği aşamada 17.06.2016 Tarih 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren geçmişe de etkili 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilerek Tüketici Hakem Heyetlerinin ve Mahkemelerin bu konularda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece bu dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmış, bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK.nun Kanundaki yetkileri genişletilerek yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Karar tarihinden sonra yürürlüğe girmiş bulunan bu yasa değişikliklerinin, yürürlük tarihi öncesi dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak alınmış olan ve dava konusu yapılan kayıp-kaçak sayaç okuma, dağıtım, perakende hizmet ve iletim bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden davalarda da geçmişe etkili olacak şekilde (bu yasa değişikliği öncesinde açılan ve halen görülmekte olan davalar da) uygulanması gereken hükümler içerdiğinden, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17., geçici 19. ile 20. maddelerinin, somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığının yerel mahkemece tartışılıp değerlendirildikten sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekmektedir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararı bozulup dava dosyası geri gönderilmekle dava dosyası mahkememizin 2018/231 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt görmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
14/05/2018 Tarihli duruşmanın ara kararı ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 17/01/2018 Tarih 2016/8640 Esas-2018/283 Karar sayılı kararı usul ve esas bakımından yasaya uygun bulunmakla bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamı doğrultusunda yürütülen yargılama ve yapılan değerlendirme çerçevesinde ilamda atıfta bulunan 6446 yasayı değiştiren 6719 sayılı kanunun 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/1.maddesinde, “Bu kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere kurula sunulur. Kurul mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi halinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifelere uymakla hükümlüdür. ”
17/3.maddesinde, ” Onaylanan tarifeler içinde söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleriyle ilgili doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer almaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.
17/6.maddesinde, kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır, denilmiş ve maddede; bağlantı, iletim, toptan satış, dağıtım, perakende satış, piyasa işletim, son kaynak tedarik tarifeleri tek tek sıralı bentlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.
Anılan düzenleme incelendiğinde, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim bedellerinin maliyet bedeli içerisinde bulunduğu ifade edilmiştir. 17/ç bendinde; dağıtım sistemi harcaması, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme bağlama hizmet maliyet, sayaç okuma maliyet, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyeti yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerin dağıtım tarifesini oluşturacağının açıklandığı görülmektedir.
6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20.maddede, ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinde, elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına yansıtacakları bedellerin, tarifelerin ne şekilde hazırlanacağı ve bu tarifelerin içerdiği unsurların ne olacağı açıkça hüküm altına alınmış ve dava konusu yapılan tüm bedellerin maliyet bedeli olduğu ve tarifeler içinde yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun ile dava konusu bedellerin yasal düzenleme içine alındığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, daha önceden EPDK kararlarına ve tebliğe dayalı olarak yapılan tahsilatların kanuni düzenlemeye konu edildiği ve dayanağının yasal hale getirildiği görülmektedir. Kanunun geçici 20.maddesinde de, geçmişe etkili bir düzenleme yapılarak kurul kararlarına uygun bir şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleriyle ilgili açılmış olan davalar hakkında da 17.maddenin uygulanması gerektiğine işaret edilmiş ve daha önce yapılan tahsilatlar da kanun kapsamına alınarak dayanağının yasa olduğu belirtilmiştir.
6446 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler göz önüne alındığında huzurdaki davaya yargılama sırasında konu edilen ve haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin artık yasal hale geldiği ve davanın dayanağının kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Kanunun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/10.maddesinde; ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır.” denilmektedir. Buna göre, mahkemelerce sadece elektrik enerjisi dağıtım şirketleri tarafından yapılan tahsilatların EPDK tarafından çıkarılan tarifelere uygun olup olmadığı araştırmasının yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6446 sayılı kanunun 17. maddesinin 6719 sayılı kanunun 21. maddesiyle değiştirilerek, dava konusu olan tüm bedellerin maliyet bedeli olarak yasal düzenlemeye konu edildiği, aynı kanunun geçici 20. maddesi ile daha evvelden açılmış olan davalarda da 17. madde hükümlerinin uygulanmasının gerektiği işaret edildiği, kanunun 17/06/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmakla bu yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 17/01/2018 Tarih 2016/8640 E. – 2018/283 K.sayılı kararıyla, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin davanın konusunun kalmadığı neticesini doğuracağı ifade edilmektedir, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklı durumunda bulunan davacı tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi nedeniyle yargılama giderinden sorumlu tutulması mümkün değildir, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin sonucu olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline ancak, davacı yararına maktu vekalet ücretinin (Emsal nitelikteki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 E. – 2017/3956 K. sayılı 28/03/2017 tarihli kararı) takdirine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
6719 sayılı yasayla değişik 6446 sayılı yasanın 17.maddesi uyarınca konusu kalmayan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 430,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 394,50 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 594,75 TL yargılama gideri ile 35,90 TL karar harcı, 25,20 TL başvuru harcı toplamı 655,85 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 14/05/2018

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 430,40 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 394,50 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 700,00 TL

Davalı Delil Avansı
Yatırılan Avans: 130,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti: 500,00 TL
Posta Giderleri(Davacı): 94,75 TL
Posta Giderleri(Davalı): 100,00 TL