Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/205 E. 2018/733 K. 05.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/205
KARAR NO : 2018/733

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/03/2018
KARAR TARİHİ : 05/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan … A.Ş. İle dava dışı …bank A.Ş’nin … Ticari şubesi arasında 25/05/2015 tarihli 143.750.000,00 TL limitli kredi açılmasına ilişkin genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, diğer davalıların ve müvekkili şirketin bu kredi sözleşmesinde müteselsil kefil sıfatlarının bulunduğunu, anılan sözleşmeye göre kullandırılan kredi hesaplarının banka tarafından katedilerek ihtarnameler gönderildiğini, bunun dışında …bank A.Ş. ile davalı …… A.Ş. arasında 25/05/2015 tarihli 30.000.000.00 TL bedelli genel kredi sözleşmesine de davalıların ve müvekkilinin kefil olduğunun bu sözleşmeden kaynaklanan hesapların da katedildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 08/08/2016 tarihinde her iki sözleşmeden doğan kredi alacaklarına istinaden müteselsil kefil sıfatıyla toplam 8.854.162,27 TL ödeme yapıldığı, … A.Ş. ile …bank A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müteselsil kefil sıfatıyla bankaya ödenmesinden sonra diğer kefillerden ve asıl borçludan tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, huzurdaki bu davanın konusunun ise davalı … müteahhitlik planlama… A.Ş. ile …bank A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun müteselsil kefil sıfatıyla bankaya ödenmesinden sonra diğer kefillerden ve asıl borçludan rücuen tahsili için … 31. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından takip yapıldığını ve istenen tutarın 1.485.554,49 TL olduğunu, davalıların icra dairesinini yetkisin ve borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, icra dairesini yetkisine ve borca itirazın haksız olduğunu belirterek … 31. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki davalıların haksız itirazının iptaline takibin devamına ve alacağın %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesine talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …Ş. dışındaki tüm davalılar vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; İcra dosyasında icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinin, daha önceden de ifade edildiği üzere müvekkillerinden …, …. A.Ş, … A.Ş., …. A.Ş., … A.Ş’nin kurulu olduğu adreslerin … olduğu dolayısıyla bu borçlular açısından yetkili icra dairesi ve mahkemelerin … icra dairesi olduğunu müvekkillerinin … planlama… .A.Ş, …’nin ise kurulu olduğu adresin … olduğunu bu müvekkili açısından yetkili icra dairesi ve mahkemenin İstanbul Anadolu icra dairesi ve mahkemeleri olduğunu müvekkili … A.Ş’nin kurulu olduğu adresin İzmir olması nedeniyle bu şirket yönünden de … icra dairesi ve mahkemelerin yetkili bulunduğunu ve taraflar arasındaki ihtilafın …’de yapılmakta olan bir inşaat işiyle ilgili olup HMK 10. Maddesi gereğince sözleşmenin ifa yerinin … olması nedeniyle tüm davalılar için ortak yetkili mahkeme … mahkemelerinde bu davanın görülmesi gerektiğini dava konusu ihtilafın dava dışı … A.Ş’nin iştiraki olan … A.Ş’nin …’da bulunan sahası içerisinde bir genel müdürlük binası yapım işinden kaynaklandığını ve bu sözleşmenin … A.Ş. ile … A.Ş. arasında imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin gelir paylaşımlı kira sözleşmesi olduğunu ve anılan sözleşmede … Mahkemelerinin yetkili kılındığını bu nedenle davanın öncelikle yetki yönünden yetki gerektiğini ileri sürmüş, esas yönünden de; davacı şirketin müvekkili şirketlerden …’ye bağlı olarak kurulan bir şirket olduğunu, …’in bu şirketteki hisselerinin tamamını … A.Ş’ye devrettiğini ve şirket devrinden sonra davacının unvanının … olarak değiştirildiğini, … A.Ş’nin yüklenicisi olduğu … A.Ş’nin de işveren sıfatının bulunduğu gelir paylaşımına dayalı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin bu sözleşmedeki edimlerini yerine getirmek için …bank A.Ş’den kredi kullandığını ve bu krediye grubun tüm şirketleri ve davacının da müteselsil kefil olduğunu bir kısım sebepler yüzünden inşaatın tamamlanamadığını ve … A.Ş tarafından sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, bu nedenle müvekkillerinin bankaya karşı yükümlülüklerini yerine getiremediğini ve zarara uğradıklarını davanın haksız olup reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas … 31. İcra Müdürlüğününü … E. sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.
Dava, davacının ve davalıların asıl borçlu ve müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun, alacaklı bankaya davacı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla ödendiği iddiasıyla ödenen bu kısmın sözleşmede asıl borçlu ve müteselsil kefil olan davalılardan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
… 31. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 1.406.565,25 TL asıl, işlemiş faiziyle birlikte 1.485.554,49 TL alacağı tahsil amacıyla davalılara karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalıların süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itirazları nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, …bank A.Ş. ile davalı … Müteahhitlik Planlama… A.Ş. arasında imzalanan 25/05/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğunu, diğer davalıların da sözleşemeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, asıl borçlu tarafından kullanılan kredinin geri ödemesinin yapılmaması nedeniyle banka tarafından hesabın katedildiğini ve müteselsil kefil olan davacının, alacaklı bankaya olan borcu ödediğini buna göre sözleşmede asıl borçlu müteselsil kefil olan davalılardan bu ödemenin payları oranında tahsili gerektiğini ileri sürmüş ve icra takibinde de bu nedene dayanmıştır, başka bir deyişle takibin nedeninin müteselsil kefil sıfatıyla ödenen kredi bedelinin davalılardan rücuen tahsili istemi olduğu anlaşılmıştır.
Davalılarca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir.
Davalılar vekilince mahkememizin yetkisine de itiraz edildiği anlaşılsa da öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın yerinde olup olmadığının neticelendirilmesi zorunludur.
İİK 50. maddesi yollamasıyla icra dairesinin yetkisinin belirlenmesinde HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
HMK 6. maddesinde, genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve davalının ikametgahı mahkemesinin genel yetkili mahkeme olduğu ifade edilmiştir.
Bunun dışında HMK 10.maddesinde sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin de yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca HMK 17. maddesinde tacirler arasında yetki sözleşmesi yapılarak yetkili mahkemenin tayin edilebileceği ve bu sözleşmede aksi kararlaştırılmadığı sürece yetki sözleşmesi veya yetki şartıyla belirlenen mahkemenin yetkisinin genel yetkili mahkemelerin yetkisini ortadan kaldıracağı açıklanmıştır.
Somut olayda taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmamaktadır. Nitekim davalı … A.Ş ile dava dışı banka arasında akdedilen bir genel kredi sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı ile diğer davalılar bu sözleşmede müteselsil kefilidirler. Akdi ilişkinin banka ile davacı ve davalı konumda olan kişiler arasında kurulduğu anlaşılmaktadır. Buna göre taraflar arasında akdi ilişkinin varlığından söz edilemez.
Davalılar … A.Ş ve … A.Ş’nin de İzmir’de kurulu şirketler olduğu anlaşılmıştır
Davalı ……. A.Ş, … A.Ş, …’nin kurulu olduğu adres ise …’dur .
Davalı …’nın ikametgahı Ankara ilinde olup, davalılar … A.Ş, … A.Ş., … A.Ş. ve …. A.Ş’nin kurulu olduğu adresin ise Ankara olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketlerin kurulu olduğu adreslere ilişkin sicil kayıtları ve davalı …’nın da adresine ilişkin kayıt dosya içine sağlanmıştır.
Genel yetkili icra dairesi İİK 50. Maddesi yollamasıyla HMK 6. maddesi uyarınca, davalıların bulunduğu icra dairesidir.
HMK 7.maddesinde, davalılardan birinin ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde dava açılabileceği belirtilmiş ise de huzurdaki bu davada hiç bir davalının ikametgahı veya kurulu olduğu adresine mahkememizin yargı çevresi içinde olmadığı dolayısıyla HMK 7.maddesinin somut olay bakımından uygulanmasının mümkün bulunmadığı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmayıp, TBK hükümleri uyarınca müteselsil kefilin ödediği bedeli, diğer müteselsil kefil ve asıl borçludan rücuen tahsili istemine ilişkin icra takibinde, yetkili icra dairesi HMK 10. Maddesinde ifade edildiği üzere, sözleşmenin ifa yerine göre belirlenmesi de mümkün görülmemiştir. (Yargıtay 19.Hukuk dairesinin 2011/293 E 2011/6497 K sayılı 11/05/2011 tarihli kararı da aynı doğrultudadır) Bu durumda bir kısım davalıların kurulu olduğu … veya … ya da Anadolu İcra Dairelerinde icra takibi yapılabilecektir. HMK 6. maddesi ve HMK 7/1. maddesindeki ilk cümle gereğince yukarıda belirtilen icra dairelerinden birinin yetkili olduğunun kabulü gerekir.
İtirazın iptali davasında öncelikle yetkili icra dairesinde yapılan ve itiraz üzerine durdurulan bir takibin varlığı ön koşul olarak kabul edilmektedir. Başka bir deyişle yetkili icra dairesine yapılan icra takibi olmadığı sürece itirazın iptali davasının görülmesi mümkün değildir. Nitekim HMK 114. maddesinde dava şartları sayılmıştır ve HMK. 114/2. maddesinde, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu ifade edilmiştir. İtirazın iptali davasında da yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibinin olması HMK 114/2 maddesinde ifadesini bulan İİK’dan kaynaklanan özel bir dava şartıdır.
HMK 115. maddesinde, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği ifade edilmiştir. Davalılarca süresi içinde usulüne uygun olarak icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup, bu itiraz HMK 6. maddesi çerçevesinde yerinde ve geçerli bir itiraz olarak kabul edilmiştir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan bir takip üzerine açılan itirazın iptali davasında, yetkili icra dairesinde yapılmış olan icra takibinin varlığına ilişkin dava şartı gerçekleşmediğinden davanın bu nedenle HMK 114/2, 115. maddeleri uyarınca usulden reddi gerektiği kabul edilmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İcra dairesinin yetkisine itirazın haklılığı nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 17.905,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.869,89 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı …Ş. dışındaki davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …Ş. dışındaki davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 05/07/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 17.905,79 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 17.869,89 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 825,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 306,00 TL