Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/177 E. 2019/834 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/177
KARAR NO : 2019/834

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari mal alışverişi neticesinde doğan 7.386,13 TL alacağın tahsili amacıyla … 13. İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, karşı tarafın yetkiye ve borca itirazı sebebiyle takibin durduğunu ve yetki itirazının taraflarınca kabul edilerek dosyanın yetkili daireye gönderilmesini talep ettiklerini ve bu sebeple dosyanın … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasına kaydedildiğini, davalının müvekkiline olan borcundan dolayı başlatılmış olan işbu ilamsız icra takibine haksız ve soyut iddialarla itiraz ederek icra takibinin durmasına sebep olduğunu, ancak işbu takibin konusunun müvekkili ve davalı arasındaki cari hesaba müstenit olduğunu ve karşı tarafın takip tarihi itibariyle müvekkiline 7.386,13 TL borcu bulunduğunu, bu hususun tarafların ticari defter kayıtları ve sevk irsaliyelerinde sabit olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı karşı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile müvekkili tarafından İstanbul … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin devamını, dava ve takip konusu alacağın likit olmasından bahisle kötü niyetli karşı taraf aleyhinde dava ve takip değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı mahkememize hitaben cevap dilekçesi ibraz etmemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Deliller toplanmış; … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden istenerek getirtilmiş, faturalar ve imzalı sevk irsaliyeleri incelenmiş, davacının ticari defterleri sunulmuş, davalıya ticari defterlerini sunması için HMK 219 ve 220 maddeleri gereğince kesin süre verilerek tebligat gönderilmiş, takip tarihi itibari ile gerçek alacak miktarı konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
… 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası incelendiğinde davacı tarafından 7.386,13TL cari hesap ekstresi gereği ödenmeyen borç yekünü açıklamalı 7.386,13TL alacak için takibe geçildiği, davalının borca ve yetki itirazı üzerine dosyanın … 3. İcra Müdürlüğü’ ne tevzi edilerek yeniden ödeme emri çıkarılması üzerine davalının borca itirazı üzerine takibin durdurulduğu, davacı tarafça davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptalinin istendiği, davalı tarafça yapılan itirazında alacaklı görünen firma ile aralarında ticari ilişki bulunmadığından bahisle borca ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğu ve de takibe yapılan itirazın süresinde yapıldığı ve açılan itirazın iptali davasının da İİK 67.madde de öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava itirazın iptali davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki (satım sözleşmesi) olup olmadığı, ilişki tarzı, fatura içerikleri, takibe konu faturadaki malların satılarak teslim edilip edilmediği, bu çerçevede davacının bakiye alacak miktarının ne olduğu noktasındadır.
Bilirkişinin davacı yanın ticari defterlerini incelemek sureti ile tanzim ettiği 21.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı defterlerinin yasa ve usulüne uygun tutuldukları, delil niteliği vasfında oldukları, yanlar arasındaki ticari ilişkinin 25.02.2017 tarihinde başladığı ve 27.05.2017 tarihine kadar devam ettiği, 25.07.2017 tarihi itibari ile hesap bakiyesinin 7.386,13TL olduğu, borç bakiyesinin kaynağı olan faturalara ait sevk irsaliyeleri incelendiğinde sevk irsaliyelerinin münderecatı olan malların teslimlerinin yapıldığı, üzerlerindeki imzalar ile tevsik edilmiş olduğu, dava konusu faturalar ve sevk irsaliyelerine davalı yanca her hangi bir itiraz olmadığı veya almış olduğu ürün veya hizmetlere ilişkin her hangi bir iadesinin bulunmadığı belirtilmiştir.
Satım sözleşmesinde, satıcının, sözleşmeyi, sözleşmeye konu malı teslim ettiğini, satış bedelini, alıcının da bedeli ödediğini kanıtlaması gerekmektedir.
Davalı yan ödeme emrine itirazında davacı yan ile aralarında her hangi bir ticari ilişki bulunmadığını beyan etmiştir.Ancak faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinde teslim alan kısımlarında isim ve imza bulunduğu ve davalı tarafça itiraz edilmediği ve yine davalı yanca fatura ve içeriklerine de her hangi bir itiraz olmadığı ve iade faturası da düzenlenmediği ve ayrıca yine davacı defter kayıtlarına göre davalı tarafça çek girişi ile kısmi ödeme yapıldığının da belirlenmiş olması karşısında taraflar arasında faturalara konu mallara ilişkin satış sözleşmesinin gerçekleştiği ve malların davalıya teslim edildiği, bedelin de fatura da belirtilen miktar olduğu değerlendirilmiştir.
Bilindiği üzere bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. 6102 sayılı TTK. m.21 uyarınca fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir.Faturanın davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edildiğini kanıtlama yükümlülüğü davacı tarafta olup, davacının bu hususu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK.m.21 uyarınca sekiz günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, davalı tarafa aittir. TTK’nın 21. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade etmeyerek, ticari defterlerine borç kaydeden tacir, fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın m.222 madde hükümleri uyarınca ispatlamış olur.Bu şartlarda takibe konu olan faturaların davalıya ulaştığının ve faturalara konu mal tesliminin yapıldığı hususunun davalı tarafça kabul edildiği sonucuna varılmalıdır. Bu suretle faturaların davalıya tebliğ edildiği, itiraza uğramadığı, sekiz günlük itiraz süresinin de geçmiş olduğu, faturaların içeriğinin de taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiği, fatura içeriğinin davalı yönünden kesinleştiği hukuki kabulü karşısında faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığı ve kesinleşmediği hususunun kanıt yükü davalıya geçtiği halde davalı tarafından bu hususun ispatlanamadığı, aynı zamanda faturaların iade edildiğinin dahi savunulmadığı gibi kanıtlanamadığı, bu durumun ise mutlak anlamda davalı aleyhine sonuç doğurduğu sonucuna varılmıştır.
Ayrıca fatura bedelleri KDV hariç 5.000 TL ve üzeri olmadığı için ve ayrıca yargılamaya yenilik getirmeyeceği değerlendirilmekle ba-bs formları için vergi dairesine müzekkere yazılmasına lüzum görülmemiştir.
Zira Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.03.2012 tarih ve 2011/11-862 Esas, 2012/51 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 219. maddesine göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, diğer anlatımla, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği, dolayısıyla da, uyuşmazlığa 6100 sayılı HMK’nın 222/5. maddesindeki özel hükmün uygulanamayacağı durumlarda; karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar, HMK’nın 220. maddesindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir. HMK’nın 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir.Önemle vurgulanmalıdır ki; bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Diğer anlatımla, belirtilen bu durumda ticari defterler de, HMK’nın 220. maddesi anlamında “vesika” niteliğindedir. Öte yandan, ticari defterlerin ispat kuvvetini düzenleyen 6762 sayılı TTK’nın 82. maddesindeki (HMK’nın m. 222.) hüküm, “I -Kati delil” şeklindeki kenar başlığı ile birlikte değerlendirildiğinde ve aynı Kanun’un 1474. maddesi uyarınca kenar başlıklarının metne dahil bulunduğu da gözetildiğinde; ticari işlerden dolayı tacirler arasında çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterlerin (maddede gösterilen koşulların mevcut olması kaydıyla), kesin delil niteliğinde bulunduğunu öngörmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 64. (6762 sayılı TTK’nın 69. vd.) maddesi uyarınca da defterlerini yöntemince tasdik ettirmeyen tacirin bu gibi defterleri lehine delil olamaz. Ancak kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı, sahibi ve halefleri aleyhinde delil sayılır (HMK m. 222/4).(Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesi 2018/17 esas, 2018/16 karar sayılı 15/11/2018 tarihli kararı)
Davacı taraf delillerinde ticari defterlere de dayanmış olup, mahkememizce HMK 219 ve 220 maddesi ihtaratlı ve kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunması konusunda gönderilen davetiye tebliğine rağmen davalı taraf ticari defterleri sunulmadığından bu durumda HMK 220 maddesi gereğince davacının usulüne uygun tutulmuş olan ticari defterlerindeki kayıtların doğru olduğunun kabul edilmesi gerektiği ( benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/13366 esas, 2018/4806 karar sayılı ve 26.06.2018 tarihli kararı), davacı ticari defterlerine göre de davacının alacağının bulunduğunun anlaşılması ve mahkememizce denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun görülen bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulü ile davalının … 3. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile 7.386,13 TL asıl alacak için ve takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile takibin devamına ve hüküm altına alınan miktar likit ve belirli olmakla %20′ si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının … 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.386,13 TL asıl alacak için İPTALİNE,
Takibin bu miktar üzerinden devamına, ve bu alacağı takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
Hüküm altına alınan 7.386,13 TL ‘nın %20’si oranında hesaplanan 1.477,22 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 504,55 TL karar harcının peşin yatırılan 126,14 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 378,41 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 693,00 TL yargılama gideri ile 126,14 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı toplamı 855,04 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/10/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 126,14 TL
Karar Harcı : 504,55 TL
Noksan Harç : 378,41 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.125,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri : 93,00 TL