Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/155 E. 2018/662 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/155
KARAR NO : 2018/662

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/994 Esas 2018/24 Karar sayılı 11/01/2018 tarihli yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine davacı vekilince süresinde verilen gönderme talepli dilekçeyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gelen ve mahkememize tevzi edilen dava dosyasında yapılan açık yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 09/12/2014 tarihli Finansal Danışmanlık Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 1. maddesinde konunun tanımlandığını ve müvekkilinin sözleşmedeki bu edimini ifa ettiğini sürenin 6. maddede gösterildiğini ve bu doğrultuda 12 ay boyunca yürürlükte kalan sözleşmenin tarafların fesih ihbar bildirimini yapmaması nedeniyle 09/12/2015 ve 09/03/2016 tarihlerinde üçer aylık süreler dahilinde aynı şartlarla hüküm ifa etmeye devam ettiğini, sözleşmenin 09/03/2016 tarihinde başlayan ikinci 3 aylık uzatma süresi içinde davalı tarafından … 14. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesiyle feshedildiğini, bu iddianamede verilen hizmetler için teşekkürlerin sunulduğunu ve sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca, 09/06/2016 tarihinde bu sözleşmenin sonlandırılacağının belirtilerek bu tarihten sonra müvekkili şirket aracıyla EK-A’da belirtilen finansal kuruluşlardan finansman temini durumunda, sözleşmenin 9. maddesi gereğince, 09/06/2016 tarihinden itibaren 6 ay daha geçerli olacağının belirtildiğini daha sonra davalı şirket ile … arasında 20/06/2016 tarihli 10.000.000 USD tutarlı kredi sözleşmesinin imzalandığını ve bu çerçevede sözleşmenin 09/12/2016 tarihine kadar geçerli olmaya devam ettiğini, finansal danışmanlık sözleşmesi gereğince avalı tarafından elde edilen finansman tutarının net %2.5’i ve KDV’sinin ücret alacağı olacağına 10.000.000 USD’lik sözleşmenin akdedilmesiyle müvekkilinin 250.000 USD almaya hak kazandığını, davalıdan 135.000 USD’nin tahsil ediğini ancak 115.000 USD için 30/12/2016 tarihli faturanın düzenlendiğini davalı tarafa gönderilmesine rağmen kabul edilmeyerek iade edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin tellallık sözleşmesi olduğunu, Türk Borçlar Kanunun 520. Maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesinin, taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanması veya kurulmasına aracılık edilmesinin üstlenildiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde tellalın ücrete hak kazandığı sözleşme olarak tanımlandığını, taraflar arasındaki sözleşmede, finansman temini yapılmasına ilişkin sözleşmenin imzalanması halinde işlem bedelinin, finansmanın, davalı şirketin hesabına geçmesi halinde ücrete hak kazanılacağının kararlaştırıldığının, müvekkilinin davalı ile … arasında finans sözleşmenin kurulması için tüm görüşmeleri ve işlemleri yürüttüğünü bu nedenle ücrete hak kazandığını zira sözleşmenin 9. Maddesinde finansman temininin müvekkili şirket aracılığıyla sağlanmış kaynaklardan elde edilmesi halinde sözleşme kapsamında belirlenen ücretlerin geçerliliğinin korunacağının hüküm altına alındığını, davalı ile … arasındaki sözleşmenin 20/06/2016 tarihinde imzalandığını, her ne kadar davalı tarafından 09/06/2016 tarihinde hüküm ifade edecek şekilde sözleşmenin feshedildiği anlaşılsa da, 20/06/2016 tarihinde imzalanan sözleşmenin müvekkilinin yaptığı iş ve işlemler sonucu gerçekleştirildiğini ve taraflar arasındaki yazışmalara göre davalı tarafından müvekkilinin sözleşmesel edimlerinin yerine getirdiğinin açıkça kabul edildiğini sözleşme gereğince hak kazanılan ve ödenmeyen 115.000 USD’nin KDV’siyle birlikte tahsili amacıyla … 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalıya karşı takibe haksız olarak itiraz edildiğini ve bu nedenle takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki finansman danışmanlık sözleşmesinin 09/12/2014 tarihli olup, 12 ay süreli olarak imzalandığını, sözleşmede avans olarak 10.000 USD’nin başlangıçta müvekkili tarafından ödenmesi kararlaştırıldığını ve bu gereğin yerine getirilerek davacıya 10.000 USD ödendiğini, sözleşmenin, taraflarca iki kez üçer aylık sürelerle toplam 6 ay daha uzatıldığını ancak davacının bu süreç içinde her hangi bir finansman temin etmediğini, müvekkilinin … 14. Noterliğinden … tarihli ihtarnameyi göndererek sözleşmenin 6. maddesi uyarınca, 09/06/2016 tarihi itibariyle sözleşmenin uzatılmayacağının bildirildiğini, uzamış süreler dahil sözleşmenin 09/06/2016 tarihi itibarıyla sona erdiğini, müvekkilinin ihtarda belirttiği 6 aylık sürenin de 09/12/2016 tarihinde dolduğunu, bu 6 aylık süre içinde davacı şirket aracılığıyla sağlanan 5.000.000 USD tutarındaki kredinin müvekkiline 01/08/2016 tarihinde ödendiğini ve bu bedel üzerinden davacıya komisyon ödemesinin de yapıldığını, bunun dışında sözleşme sona erdikten sonra müvekkilinin kendi görüşmeleri dahilinde …’den rehin karşılığı olarak 5.000.000 USD daha kredi kullandığını, davacının bu kredinin kullanılmasında hiç bir etkisinin olmadığının bu nedenle davacı tarafından düzenlenen 30/12/2016 tarihli faturanın iade edildiğini ve icra takibine de haklı olarak itiraz edildiğini belirterek haksız davanın reddine ve alacağın %20’si oranındaki tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davaya esas … 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, taraflar arasında akdedilen 09/12/2014 tarihli Finansal Danışmanlık Sözleşmesi, fatura, ödeme belgeleri, davalı şirket ile dava dışı finans kuruluşu … arasında akdedilen 20/06/2016 tarihli sözleşme ve tercümesi, ihtarnameler, taraflar arasındaki e-mail yazışmaları ve dayanılan tüm deliller celb edilip incelenmiştir.
… 3. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşmeden kaynaklanan alacağı nedeniyle düzenlediği 29/12/2016 tarihli faturaya dayalı olarak 115.000 USD asıl, 5.844,52 USD işlemiş faiz ki toplam 120.844,52 USD alacağının tahsil amacıyla davalı şirkete karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacının takibin devamını sağlamak amacıyla İ.İ.K. 67.maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında, peşin olarak ödenen 10.000,00 USD ve ödemesi gereken komisyon miktarı yönünden de herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, ihtilafa konu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı hususunda da bir uyuşmazlığın bulunmadığı anlaşılmakla, bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş, sadece hukuki değerlendirme yapılarak sonuca varılacak bu davada bu gerek mahkememizce yerine getirilmiştir.
Dava, taraflar arasında varlığı ve içeriği konusunda uyuşmazlık bulunmayan Finansal Danışmanlık Sözleşmesi çerçevesinde düzenlenen faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı taraf, sözleşmenin 09/06/2016 tarihinde sona erdiğini ancak davalının 11/05/2016 tarihli ihtarında bildirdiği üzere 09/06/2016 tarihinden sonra yine ihtarnamede belirtilen finans kuruluşları ile sözleşmenin akdedilmiş olması durumunda sözleşmenin 09/12/2016 tarihine kadar uzatıldığını, … ile davalı şirket arasında 20/06/2016 tarihli kredi sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmenin imzalanmasına kadar tüm sürecin davacı tarafından yürütüldüğünü ve davalının …’den kredi sözleşmesi kapsamında 10.000.000 USD kredi kullandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, finansman tutarının net %2.5’nin KDV’siyle birlikte başarı primi olarak davalının şartlarının kabul edeceğini anlaşmalarının imzalanmasının takiben, işlem bedelinin davalının hesabına geçmesinden itibaren ilk 5 gün içinde davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığını ayrıca aynı maddede 10.000 USD’nin peşin komisyon olarak ödeneceğinin düzenlendiğini, davacı tarafından 10.000 USD’nin ödendiğini, bu konuda ihtilaf olmadığını, 20/06/2016 tarihli kredi sözleşmesinin 10.000.000 USD bedelli olup bu kredinin tamamının davalı tarafından kullanıldığını ve 8. madde çerçevesinde 10.000.000 USD’nin %2,5 olan 250.000 USD’nin olup KDV’si ile birlikte komisyon ücreti olarak ödenmesi gerektiğini, davalının bu miktarın 125.000 USD’sini ödediğini, peşin ödenen 10.000 USD ile birlikte toplam ödemenin 135.000 USD olduğunu, kalan 115.000 USD’nin ise ödenmediğini bu nedenle 115.000 USD’nin de davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise, taraflar arasındaki sözleşme süresi içinde … ile 20/06/2016 tarihinde 10.000.000 USD bedelli sözleşmenin akdedildiğini ve bu kapsamda …’den ilk olarak 01/08/2016 tarihinde 5.000.000 USD kredi kullanıldığını ve 8. Madde çerçevesinde 5.000.000 USD’nin %2.5’nin KDV’siyle birlikte davacıya komisyon ücreti olarak ödendiğini, kredinin ikinci dilimi olan 5.000.000 USD’nin ise sözleşme süresinin sona erdiği 09/12/2016 tarihinden sonra davalı şirketin kendi yürüttüğü sürece dayalı olarak 29/12/2016 tarihinde …’den tahsil edildiğini dolayısıyla ikinci 5.000.000 USD’nin 09/12/2016 tarihinden sonraki bir tarihte tahsil edilmiş olduğunu, davacıya gönderilen ihtarnamede 09/12/2016 tarihine kadar finansman temini yapılması halinde sözleşmenin uzatıldığının bildirildiğini buna göre sözleşme süresi sona erdikten sonra ve davacının hiç bir katkısı olmadan …’den kullanılan 5.000.000 USD’lik kredi yönünden davacının komisyon ücretine hak kazanmadığını ve davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasında 09/12/2014 tarihli Finansal Danışmanlık Sözleşmesi akdedilmiştir. Sözleşmenin 1. maddesinde konusunun ne olduğu açıklanmıştır. 6. maddesinde süre düzenlenmiş ve sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 12 ay boyunca yürürlükte kalacağı, bu süre içinde öngörülen finansman temini işlemlerinin sözleşmenin sona erdiği tarihte henüz tamamlanmamış olması ve tarafların bir diğerine 15 gün önceden sözleşmeyi yenilemek istemediğini yazılı olarak ihbar etmemiş olması durumunda üçer aylık süre ve hükümler halinde aynı şartlarda kendiliğinden yenileceğini ifade edilmiştir.
Sözleşme süresi 12 ay olup, 09/12/2015 tarihinde sona erecektir. Ancak 6. madde çerçevesinde taraflarca iki kez üçer aylık sürelerle toplam 6 ay daha uzatılmıştır. Buna göre sözleşmenin sona erdiği tarih 09/06/2016 tarihidir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı şirket tarafından 11/05/2016 tarihli … 14. Noterliğinden keşide edilen ihtarnamede; ”süreç içinde başlatıp geliştirerek bitirme noktasına geldiğiniz … ile yürütülen finansman temini çalışmalarındaki haklarınız, imzaladığımız 09/12/2014 tarihli sözleşmede tanımlı devam eden finansman temini süreçlerinin sözleşmenin sona ermesi akabinde devam etmesi hususuna ilişkin maddeler çerçevesinde saklı kalmak koşulu ile söz konusu sözleşmeyi, sözleşmenin 6. Maddesi gereğince 09/06/2016 tarihinde sonlandıracağımızı bildirmek isteriz. 09/06/2016 tarihinden sonra N+1 Daruma (Davacı Şirket) aracılığıyla ile aşağıda EK-A’da adı geçen finansal kuruluşlardan finansman temini durumunda, sözleşmenin 9. Maddesi gereğince 09/06/2016 tarihinden itibaren 6 ay daha geçerli olacaktır.” denilmiş ve ihtarname içeriğinde finans temin edilecek kuruluşların isimleri ayrıca gösterilmiştir. Dava dışı …’nin de bu finans kuruluşları arasında olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafın bu ihtarnamesi ve taraf vekillerinin beyanlarına göre 09/06/2016 tarihinde sona erecek sözleşme, belli koşullarla 6 ay daha uzatılmış ve uzatılan bu süreyle birlikte sözleşmenin süresinin sonunun 09/12/2016 olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, taraflarca sözleşmenin uzatılan sürelerde dahil olmak üzere 09/12/2016 tarihinde sona erdiği kabul edilmiş olup bu husus da ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, davalı ile dava dışı finans kuruluşu … arasında akdedilen 20/06/2016 tarihli 10.000.000 USD bedelli kredi sözleşmesine göre davalının kullandığı ikinci dilim 5.000.000 USD’lik kredi üzerinden sözleşmede kararlaştırıldığı üzere davacı tarafın, kredi miktarının %2.5’i oranında komisyon alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusundan kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasındaki finansal danışmanlık sözleşmesinin 8. Maddesinde, mali haklar ve yükümlülükleri düzenlenmiştir.
9. maddesinde de, davalının, bu sözleşme süresince ve sözleşmenin akdedildiği tarih ile sona ermesini takip eden 6 ay içinde finansman teminini davacı aracılığıyla sağlanmış kaynaklardan elde etmesi halinde 8. maddede bahsedilen ücretlerin geçerliliğini koruyacağı ifade edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının edimi ve yükümlülüğü, davalı şirketin yetkili mali danışmanı olarak hareket ederek finans temini hizmeti dahilinde gereken finansal çalışmaların koordine edilmesi ve hazırlanması, yurt içi ve yurt dışı finans kuruluşları ve yatırımcılar ile gerekli görüşmelerin ve pazarlıkların yapılması ayrıca süreci tamamlanmasına kadarki prosedürün organize edilmesidir. Davalının edimi ise, davacı aracılığıyla akdedilen kredi sözleşmelerindeki miktarın belli bir oranını davacıya komisyon ücreti ödemekten ibarettir.
Davalının, davacı şirkete gönderdiği 11/05/2016 ihtarnamesinde, finansal danışmanlık sözleşmesi süresince verilen hizmetler ve yapılan çalışmalar için davacı tarafa teşekkürlerin bildirildiği, süreç içinde başlatılarak geliştirip bitirme noktasına gelindiği … ile yürütülen finans temini çalışmalarından bahsedildiği ve dosyada mevcut bulunan e-mail yazışmalarına göre, davalının kredi kullandığı … tarafından davalı şirkete gönderilen ve bilgi mahiyetinde davacı tarafa da gönderilmiş olan 28/12/2016 tarihli e-mail’de davalı şirkete paranın gönderildiğinin ifade edildiği, davalı tarafından dava dışı …’ye gönderilen 29/12/2016 tarihli e-mail içeriğinde de, davacı şirkete ve ekibine katkıları için teşekkür edildiğinin ifade edildiği anlaşılmaktadır. Esasında davalı şirket ile dava dışı … arasındaki kredi sözleşmesi 20/06/2016 tarihinde, taraflar arasında akdedilen finansal danışmanlık sözleşme süresi sona ermeden imzalanmıştır. Dosyaya sunulan deliller, e-posta içerikleri, davalı vekilinin beyanlarına göre, davalı ile … arasında akdedilen 20/06/2016 tarihli sözleşmenin, davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında finans temini hususunda yürüttüğü çalışmalar çerçevesinde akdedilmiş bir sözleşme olduğu açıktır. Nitekim bu sözleşmeye göre, davalı tarafça dava dışı …’den ilk olarak tahsil edilen 5.000.000 USD üzerinden davacı şirkete komisyon ödemesi de yapılmıştır. Taraflar arasındaki ihtilafa konu olan ikinci 5.000.000 USD’lik kredi 28/12/2016 tarihi itibarıyla dava dışı …’den tahsil edilmiş ise de … ile davacı arasında akdedilen sözleşmenin 10.000.000 USD üzerinden imzalandığı, bu sözleşmenin davacı şirketin yürüttüğü süreç sonucunda akdedildiğinin dosya içeriğiyle sabit olduğu, davalının 11/05/2016 tarihli ihtarnamesinde davacı aracılığıyla finansal kuruluşlardan finansman temini durumunda sözleşmenin 6 ay daha geçerli olacağının bildirildiği ve bu ihtarname tarihinden yaklaşık 1 ay sonra davalı ile dava dışı … arasında 20/06/2016 tarihli kredi sözleşmesinin yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşme sona ermeden 10.000.000 USD bedelli kredi sözleşmesinin akdedildiğinin açık olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmenin 8.a maddesinde, davalının elde ettiği finansman tutarının net %2.5’nin KDV’siyle birlikte davacıya başarı primi olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve devamında davalının şartlarını kabul edeceği anlaşmanın imzalanmasını takiben davacı şirkete komisyon ödemesi gerektiğinin açıkça ifade edildiği buna göre davalı ile dava dışı … arasında 20/06/2016 tarihli 10.000.000 USD bedelli kredi sözleşmesinin imzalanmasını takiben davacının %2.5 oranındaki komisyon ücretine hak kazandığı, bu noktada önemli olanın davacı şirketin aracılığı ile davalı şirketin finans sözleşmesi imzalanması olduğunun kabulü gerektiği her ne kadar davalı taraf savunmasında, 10.000.000 USD bedelli sözleşmeye göre ikinci dilim 5.000.000 USD’lik kredinin taraflar arasındaki finansal danışmanlık sözleşmesi sona erdikten sonra 28/12/2016 tarihinde tahsil edildiğini bu nedenle davacının komisyon ücretine hak kazanamayacağını ileri sürmüş ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, finans teminine ilişkin bir sözleşmenin akdedilmesi halinde davacının ücrete hak kazanılacağının açıkça ifade edildiği bu nedenle 10.000.000 USD bedelli kredi sözleşmesi çerçevesinde ikinci dilim olarak kullanılan 5.000.000 USD bedelli kredinin davalı tarafından 28/12/2016 tarihinde tahsil edilmiş olmasının neticeye bir etkisinin olamayacağı, kaldı ki davacı tarafından dosyaya ibraz edilen ve davalı tarafından da itiraz edilmeyen e-posta içeriklerinde yukarıda izah edildiği üzere ikinci 5.000.000 USD’lik kredinin de davacının aracılığıyla imzalanan sözleşme çerçevesinde tahsil edildiği anlaşılmakla, davalının aksi yöndeki savunmasına itibar edilmesi mümkün görülmemiştir.
Sözleşmenin 8. Maddesinde, kredi temini için anlaşmanın imzalanmasını takiben davacının ücrete hak kazanacağının belirtildiği, davalı tarafından gönderilen 11/05/2016 tarihli ihtarnamede sözleşmenin 09/062016 tarihinde sona erdirileceğinin bildirildiği ancak bu tarihten itibaren 6 aylık süre içerisinde finans temini durumunda 6 ay daha uzatılacağının başka bir deyişle 09/12/2016 tarihinde sona erdirileceği yönündeki iradesinin ortaya konulduğu buna göre sözleşmenin sona ereceği 09/12/2016 tarihinden evvel 20/06/2016 tarihinde anlaşmanın imzalandığı, bu doğrultuda sözleşmenin 8. maddesi çerçevesinde davacının ücrete hak kazandığı, sözleşmenin 9. maddesinde, sözleşmenin sona ermesini takip eden 6 ay içersinde finansman teminini davacının aracılığıyla sağlanan kaynaklardan elde edilmesi halinde 8. maddede belirtilen ücretlerin geçerliliğini koruyacağının açıklandığı, sözleşmenin sona ermesinin takip eden 6 ay içerisinde davalıyla dava dışı … arasında 20/06/2016 tarihli anlaşmanın yapılmasıyla davacının kredi anlaşma tutarı olan 10.000.000 USD üzerinden ücrete hak kazandığı, 8. maddede hangi tarihte ücrete de hak kazanılacağının açıkça belirtildiği ve kredi anlaşmasının imzalanmasıyla davacının komisyon ücreti alacağının doğduğu kredinin ikinci dilim olan 5.000.000 USD’nin sözleşmenin sona ermesinden sonra 28/12/2016 tarihinde davalı tarafından tahsil edilmesinin davacının ücret alacağına engel teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Sözleşmenin 8. maddesi çerçevesinde davacının ücret alacağını tespiti gerektiği, davalının … ile imzaladığı kredi sözleşmesindeki miktarın 10.000.000 USD olup bu miktarın %2.5’inin 250.000 USD’ye tekabül ettiği, 125.000 USD’sinin ödendiği ayrıca 10.000 USD peşinat ödemesinin yapıldığı buna göre toplam ödemenin 135.000 USD olduğu, 250.000 USD’den ödenen 135.000 USD’nin tenzili ile davacının bakiye alacağının 115.000 USD olarak tespit edilmiştir. İcra takibinde işlemiş faiz isteminde bulunulmuş ise de davacı vekilince takipteki işlemiş faiz alacağından feragat edildiğinden davanın kısmen kabulü gerekmiş ve davalının icra dosyasındaki itirazının 115.000 USD için haksız olup iptaline karar verilmesi gerekmiştir. İtirazın haksız, alacağın miktarının da belli başka bir deyişle likit olması nedeniyle kabul edilen 115.000 USD’nin icra takip tarihindeki TL karşılığının %20’si tekabül eden icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ve faiz alacağına ilişkin kısımdan feragat edildiğinden bu talebin reddine buna göre davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının … 3. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasındaki itirazının 115.000,00 USD için İPTALİNE,
Bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesindeki döviz faizinin uygulanmasıyla oluşacak miktarın fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının tahsilini teminen takibin DEVAMINA,
Fazla istemin REDDİNE,
Kabul edilen miktar olan 115.000,00 USD’nin icra takip tarihindeki TL karşılığı olan 404.857,50 TL’nin %20’si oranında hesaplanan 80.971,50 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 30.369,94 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 7.197,93 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 23.172,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 31.733,60 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 2.711,39 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 162,25 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 154,40 TL yargılama gideri ile 7.197,93 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 7.383,73 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/06/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 7.197,93 TL
Karar Harcı : 30.369,94 TL
Noksan Harç : 23.172,01 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 914,30 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 162,25 TL