Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/141 E. 2021/199 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/141
KARAR NO : 2021/199

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 12/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında 19.04.2012 tarihli yetkili sigorta acenteliği sözleşmesinin süresiz olarak imzalandığını, iş bu sözleşmeye kapsamında yetkili sigorta acentesi olarak faaliyetlerine başlayan müvekkili şirketin aracılık hizmetlerinden dolayı başlangıçta ödenen kara araçları (kasko)/kara araçları sorumluluk trafik branşları komisyon oranı %17 iken, 04.02.2016 tarihinde hiçbir haklı gerekçe söz konusu olmaksızın %12’ye 24.01.2017 tarihinde ise %7’ye düşürülmek sureti ile öncelikle komisyon primi kaybı yaratılarak sözleşmenin sona erdirilmesi yönünde ekonomik baskı uygulandığını, taraflar arasında acentelik sözleşmesinin komisyonlar başlıklı 11. maddesinin c bendinde her ne kadar “… acente, şirket tarafından komisyonlar üzerinde yapılabilecek değişiklikleri şimdiden kabul eder …”’ hükmü mevcut ise de gerek haksız işlem şartları kapsamında tek taraflı düzenlenmiş bu hüküm geçerli olmaması gerekse aynı konuda faaliyet gösteren acentelerden sadece sözleşmeleri sona erdirilmek istenenle ekonomik baskı kapsamında uygulanan komisyon oran indirimleri haksız ve kötü niyetli acentelik ilkelerine uymayan yaklaşım nedeni ile de geçerli kabul edilemez olduğunu, iş bu nedenle taraflarınca ikame edilen davada TTK’nın 122. maddesi kapsamında talep edilen portföy tazminatı yanı sıra 04.02.2016 tarihi itibarıyla yaratılan komisyon kayıp bedellerinin de istemler arasında olduğunu, davalı … Sigorta AŞ tarafından … 47. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 24. maddesi gereği ihtarname tebliğ tarihinden itibaren üç ayın bitiminde acentelik sözleşmesinin fesh olunacağı hususunun müvekkiline 31.05.2017 tarihinde tebliğ edildiğini ve acentelik sözleşmesi 31.08.2017 tarihi itibarıyla sona erdirilmiş olmakla beraber acentelik faaliyetlerinde bulunduğu ekranları 25.09.2017 tarihinde gerçekleştirilen fesih ilam sonrası kapatıldığını, bu süre içerisinde davacı taraf nam ve hesabına gerçekleştirilen sigorta aracılık hizmetlerine dair komisyon alacağının da ifa edilmediğini, tüm bu nedenlerden dolayı, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL portföy tazminatının 04.02.2016 tarihinden fesih tarihine kadar geçen süre açısından şimdilik 1.000,00 TL komisyon prim kaybı alacağının ve acentelik sözleşmesinin fesh edilmiş olmasına rağmen ekranların geç kapatılması dolayısı ile kesilen ve fakat komisyon prim alacağı ödenmeyen ve karşı taraf açısından sebepsiz zenginleşme yaratan 31.08.2017-25.09.2017 arası komisyon alacağının şimdilik 1.000,00 TL’sinin işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, tek taraflı sözleşmesi fesh edilen acentenin ticari itibar kaybı kapsamında uğradığı manevi zararın giderilmesi açısından 5.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafin her ne kadar sözleşmenin haksız bir şekilde fesih edildiğini iddia etse de iş bu iddianın gerçeği yansıtmadığını, zira taraflar arasında imzalanmış olan Acentelik Sözleşmesinin 24. maddesinin “Taraflardan her biri diğer tarafa taahhütlü bir mektupla üç ay evvelden haber vermek şartıyla sözleşmeyi her zaman yürürlükten kaldırabilir.” hükmünü içerdiğini, iş bu maddenin 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 121. maddesinde de uygun olarak düzenlendiğini, TTK’nın 121/1 fıkrasında “Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir.” hükmü amir olduğunu, görüldüğü üzere müvekkili şirket ile davacı taraf arasında akdedilen Acentelik Sözleşmesinin kanuna uygun olduğunun anlaşıldığını, portföy tazminatının dayanaksız olup koşullarının gerçekleşmediğini, portföy tazminatının eski TTK madde 134/2’nin geniş yorumlanması neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 25.12.1996 tarihli kararı ile tatbik sahası bulduğunu, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23 . maddesi 16. fikrası ile portföy tazminatı sigorta acenteleri yönünden sonrasında ise yeni TTK’nın 122. maddesi ile genel olarak tüm acenteler için denkleştirme talebinin yasal dayanağa kavuştuğunu, 5684 Sayılı Kanunun 23/16 maddesi “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerekiyorsa, sigorta acentesi sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedenle dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.” portföy tazminatı temelinde yatan acente sözleşme süresi içinde emeğini ortaya koyarak müvekkiline fiilen ekonomik değeri onun lehine artan bir müşteri çevresi sağlamışsa bir başka ifadeyle acentelik sözleşmesi bittikten sonra dahi, müvekkili acentenin sağladığı müşterilerden acente portföyüne göre önemli sayılabilecek bir kazanç elde ediyorsa, acenteye emeğinin karşılığı olmak üzere ve hakkaniyet gereği bir tazminat ödemesi yapılabileceğini, davacı tarafça düzenlenen poliçelerin karlı olup olmadığı poliçelerin yenilenip yenilenmediği müşterilerden önemli menfaat sağlayıp sağlamadığının tespiti ve hasar/prim oranlarının tespiti için gerekli görülmesi halinde şirket merkezinde incelemenin yapılmasını talep ettiklerini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
TALEP ARTIRIM/
Davacı vekili 23/09/2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile; dava dilekçesinde netice-i talep bölümündeki fazlaya dair haklar saklı tutularak 1.000,00 TL istemli komisyon prim kaybı alacağı taleplerini rapor kapsamında 42.820,86 TL arttırıldığını ve komisyon farkı alacağı taleplerinin 43.820,86 TL olarak tahsiline karar verilmesini, dava dilekçesinde netice-i talep bölümündeki fazlaya dair haklar saklı tutularak 1.000,00 TL istemli komisyon alacağı taleplerinin rapor kapsamında 4.738,14 TL arttırıldığını ve komisyon alacağı taleplerinin 5.738,14 TL olarak tahsiline karar verilmesini, iş bu alacaklarının yanı sıra dava dilekçesinde talep edilen manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiş ve harcı da aynı tarihte yatırılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Taraflar arasında akdedilen 19.04.2012 tarihli Yetkili Sigorta Acenteliği Sözleşmesi, davalı tarafından keşide edilen 04.02.2016 ve 24.01.2017 tarihli ihbarname, … 47.Noterliği … tarihli ve … yevmiye nolu acentelik sözleşme fesih bildirimi ve sunulu deliller incelenmiş, talimat mahkemesi aracılığıyla davacı şirket defterleri incelenerek rapor düzenlenmiş, mahkememizce davalı ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor aldırılmış ve deliller toplanmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasında Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 08/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; yukarıda yapılan inceleme değerlendirme ve hesaplamalarda; 2015-2016-2017 yılına ait defterinin açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, 2015-2016 yılına ait yevmiye defterlerin kapanış tasdiklerinin (görülmüştür onayının) yapıldığı, 2017 yılına ait yevmiye defterinin kapanış tasdikinin (görülmüştür onayının) yapılmadığı, yukarıdaki yasal düzenlemeler karşısında davacı şirket defterlerinin delil kudreti hususunda taktirin Mahkemeye ait olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında sözleşmeye dayalı ticari bir ilişkinin olduğu, taraflar arasındaki ticari faaliyetin 31.08.2017 tarihine kadar devam ettiği, davalı şirketin üç ay önceden bildirerek ticari faaliyeti sonlandırdığı ve davacı şirketin davalı … şirketinden 31.08.2017 tarihi itibariyle muavin kayıt hesaplarına göre bakiye 442,03 TL alacaklı olduğu, davacı şirketin bilirkişi incelemesine sunmuş olduğu yasal defter ve kayıtlan incelenmiş olup, defter kayıtları ve rejistrolara göre son beş yıllık dönemde davalı … Sigorta AŞ arasındaki sözleşmenin başlangıcı olan 19.04.2012 tarihi ile sözleşmenin fesih edildiği 31.08.2017 tarihi arasında brüt 2.629.282,49 TL – net 2.398.287,71 TL prim geliri elde ettiği, davacı şirketin son 5 yılda (altmış ayda) toplam 2.353.848,03 TL aylık ise 39.230,80 TL prim geliri elde ettiği, davacı şirketin dosya kapsamına ibraz etmiş olduğu Prodüksiyon İcmali ve faturalara göre 2015 yılında kara araçları (kasko) komisyon oranının %15, kara araçları (trafik) komisyon oranının %17 olduğu, 2016 yılında kara araçları (kasko) komisyon oranının %15, kara araçları (trafik) komisyon oranının %12 ve daha altında olduğu, 2017 yılı Nisan ayında ise kara araçları (kasko) komisyon oranının %7, kara araçları (trafik) komisyon oranının %12 olduğu, 2015 yılına göre 2016 yılında ve 2017 yılında alınan primlerde artışlar olduğu halde komisyon oranlarında ciddi düşüşler olduğu, davacı “… Ltd. Şti.” ile davalı “… Sigorta AŞ” arasında düzenlenen “Yetkili Sigorta Acenteliği Sözleşmesi” nin 24. maddesine istinaden “üç ay evvelinden haber vermek şartıyla” sigorta şirketinin sözleşmeyi feshedilebileceğinin belirtildiği, bu bilgiler doğrultusunda 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununun 23. Maddesinin; (16) “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa sigorta acentesi sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer” doğrultusunda tazminat talep edebilmektedir ancak ,(18) Türk Ticaret Kanununun acentelere ilişkin hükümleri “sigorta acenteleri hakkında da uygulanır.” şeklinde ifade edildiği, bu kanun maddeleri ve Türk Ticaret Kanununun 122. maddesine göre davacının tazminat hakkı kazanıp kazanmadığının belirlenmesi hususunun Mahkeme takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Sözleşme Alanında Uzman Bilirkişi Doç. … ve Finans Konusunda Uzman Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası ile davalı şirket ticari defter kayıtlarının vs. tetkiki neticesinde nihai takdiri ve bilcümle hukuki tavsifi 6100 Sayılı HMK’nın md. 266/c.2 ve md. 279/4 ahkamıyla 6754 Sayılı Kanun’un md. 3/3 hükmü gereği tamamen Mahkemeye ait olmak üzere mali tetkikata nazaran taraflar arasında akdedilen 19.04.2012 tarihli Acentelik Sözleşmesinin olduğu, davalı … Sigorta AŞ tarafından keşide edilen … 47. Noterliğinin …tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı acenteye; Acentelik Sözleşmesinin 24. maddesi zikredilmek suretiyle fesih edildiğinin, ihtarname tebliğ tarihini izleyen üçüncü ayın bitiminde sözleşmenin sona ereceğinin bildirilmiş olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre; davacı acentenin son beş yılı kapsayan 2013-2017 yılları içerisinde toplam 250.949,84 TL komisyon geliri hak etmiş olduğu, davacı acentenin denkleştirme talebi Mahkemece kabul edilebilir görüldüğü takdirde davacı yanın denkleştirme bedeli olarak 50.189,97 TL talep edebileceğinin hesaplandığı, yine davacı istemlerinin Mahkemece yerinde görülmesi kaydıyla değerlendirilmek üzere; net prim üzerinden hesaplanan Trafik Komisyon Oranının 18.02.2016 tarihinden itibaren tanzim edilen poliçelerde yapılan değişikliğe göre 2016 yılı için toplam 16.775,11 TL komisyon farkı olduğunun 2017 yılı için toplam 27.045,75 TL komisyon farkı olduğunun hesaplandığı, net prim üzerinden hesaplanan Kasko Komisyon Oranının 03.04.2017 tarihinden itibaren tanzim edilen poliçelerde yapılan değişikliğe göre toplam 5.738,14 TL komisyon farkı olduğunun hesaplandığı belirtilmiştir.
Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan, sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini haksız surette feshettiğinden bahisle denkleştirme tazminatı, komisyon prim kaybı alacağı, komisyon alacağı ve de manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının, komisyon oranlarının haksız ve tek taraflı indirimine bağlı komisyon prim kaybı ve eksik komisyon prim alacağı talebi bakımından yapılan değerlendirmede; taraflar arasında akdedilen 19.04.2012 tarihli Yetkili Sigorta Acenteliği Sözleşmesi 11.maddesinde KOMİSYONLAR başlığı ile düzenleme bulunduğu, b) bendinde “ŞİRKET, iş bu sözleşme ekinde belirlenmemiş bulunan komisyon ve ek komisyonlar ile ilgili esasları ACENTE’ ye ayrıca duyurur.” ve de c) bendinde “ACENTE , ŞİRKET tarafından komisyonlar üzerinde yapılabilecek değişiklikleri şimdiden kabul eder.” hükümlerinin yer aldığı ve tarafların tacir oldukları anlaşılmaktadır.Davacının sigortaclık hizmetlerinde faaliyet gösteren bir ticari şirket olduğu da nazara alınarak sözleşmenin 11. Maddesinde bahsedilen maddelerinin geçerli olduğu gibi, davacıya komisyon oran değişiklikliklerinin bildirildiği ve de davacının bu değişkliklere itiraz etmeyetek benimseyip, uyguladığı da nazara alınarak davacının, komisyon oranlarının haksız ve tek taraflı indirimine bağlı komisyon prim kaybı ve eksik komisyon prim alacağı talepleri yerinde görülmemiştir.(Komisyon talebine ilişkin benzer yönde T.C. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi 2019/2876 esas, 2020/3326 karar sayılı ve 30/06/2020 tarihli kararı)
Denkleştirme tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır.Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez.
Davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisi sigorta acenteliği ilişkisidir. Bu nedenle tarafların hak ve yükümlülüklerinin ve davacı acentenin denkleştirme tazminatı talebinin öncelikle özel kanun niteliğindeki 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu m.23’e göre bu kanunda hüküm bulunmaması halinde m. 23/son hükmünün atfı nedeniyle genel hüküm niteliğindeki 6102 sayılı TTK’da acentelik ilişkisinin düzenlendiği m.102-123’e göre çözülmesi gerekir.
Taraflar arasında akdedilen 19.04.2012 tarihli Yetkili Sigorta Acenteliği Sözleşmesindeki FESHİN SONUÇLARI c) bendinde yer alan “ACENTE’nin bu sözleşmenin yürürlükten kaldırılması nedeniyle ŞİRKET’ den tazminat,masraf,portföy hakkı, elde edilmeyen kar veya diğer herhangi isim altında alacak ve hak talebine hakkı olmayacaktır.” düzenlemesi 6102 sayılı TTK 122/4 maddesi uyarınca denkşleştirme isteminde önceden vazgeçilemez hükmü karşısında denkleştirme (portföy) tazminatı yönünden geçerli olmayan bir düzenleme yaptıkları anlaşılmaktadır.
Öte yandan davacının sözleşmeyi haklı sebeple feshettiği belirlenememekle birlikte, 3 aylık ihbar süresinin de denkleştirme tazminatını tek başına engellemeyeceği söylenebilir.
Ancak, mahkememizce gerekçeli ve denetime açık olduğu değerlendirilerek genel olarak itibar edilen 21.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, müvekkil davalının, davacı acentenin bulduğu müşteriler sayesinde sözleşme sonrası önemli menfaatler elde ettiği belirlenemediği gibi acentenin, sigorta şirketinden kalan portföyü olmadığından kaybı olmadığı anlaşılmıştır.Ayrıca acente tarafından düzenlenen poliçeler neticesinde elde ettiği menfaat nazara alınarak poliçelerin büyük bir kısmının trafik sigortalarına ilişkin olduğu, ikinci sırada da kasko sigortaları olduğu anlaşılmaktadır.Bu iki tür poliçeler serbest tarife nedeniyle o gün için en düşük fiyat veren sigorta şirketinden yapılması istendiğinden, trafik ve kasko sigortalarında, sigorta şirketi yönünden acentede yıllar içinde devamlılık gösterip portföy oluşturması söz konusu olmadığı değerlendirilmiş ve bu kapsamda davacı acentenin portföy tazminatı taleplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, sözleşmenin tek taraflı feshedilmiş olması her durumda karşı taraf için manevi tazminat takdirini gerektiren bir durum olarak değerlendirilemeyeceğinden manevi tazminata ilişkin talebin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının 136,62 TL peşin harç ile 1.007,19 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 1.084,51 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red olunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 6.496,71 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 136,62 TL
Islah Harcı : 1.007,19
Karar Harcı : 59,30 TL
Bakiye Harç : 1.084,51 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.595,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.400,00 TL
Posta Giderleri : 137,50 TL