Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1201 E. 2020/171 K. 11.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1201 Esas
KARAR NO:2020/171

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:05/03/2014
KARAR TARİHİ:11/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; davalı şirket tarafından alacağın tahsili için dava dışı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. hakkında …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında başlatılan takipte talimatla uygulanan ihtiyati haciz ile müvekkili şirkete ait olan 1 adet makinanın haczedilip mahalde bırakıldığı, müvekkili şirketle dava dışı şirketin sicil adreslerinin ve ortaklarının tamamen farklı olduğu, yapılan bu haksız haciz sonrasında taraflarında …. icra hukuk mahkemesinin … sayılı dosyası ile davalı ve dava dışı borçlu hakkında istihkak davası açıldığı, istihkak davası devam ederken mahçuz makinanın 04.02.2008 tarihinde davalı tarafça muhafaza altına alındığı, müvekkili şirketin borç ve borçlu ile hiçbir ilgisi olmadığı halde haczedilen makinasını kullanamadığı, makinasının çalışmasına bağlı olan ve müşterilerine verdiği taahhütlerini yerine getiremediği, ticari itibarının sarsıldığı, istihkak davalarının kabul edilip haczin kaldırıldığı, ancak icra müdürlüğünce 11.01.2013 tarihinde yapılan işlemde ne yedieminin ne de makinanın yerinde bulunamadığı ve davalı tarafça haczolunan makinanın haciz tarihinde takdir edilen kıymetinin taraflarına ödendiği, ancak bu miktarın toplam zararlarını karşılamaktan uzak olduğu, müvekkili şirketin mağdur edilip üretim ve kar kaybı yaşadığı, davalının haksız eylemi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zararlarının doğduğu iddia edilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000-TL’nin makinanın ellerinden çıktığı tarih olan 04.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesiyle ve özetle; kanunun belirsiz alacak davası açılabilmesi için aradığı şartların işbu davada mevcut olmadığını, müvekkilinin …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasının borçlusu dava dışı … arasında …. Noterliğince düzenlenen 10.03.2006 tarihli … sayılı ticari işletme rehni sözleşmesi kapsamında işbu dava konusu makine de dahil olmak üzere borçluya ait menkul mallar üzerinde müvekkili lehine rehin tesis edildiğini, bu sözleşmeye rağmen … ile … San.ve Tic. Ltd. Şti.arasında muvazaalı olarak ticari işletme rehni kapsamındaki menkul mallardan olan … kodlu ve … seri nolu makinenin 14.12.2006 tarihinde satışının gerçekleştirildiğini, 1447 sayılı Ticari İşletme Rehni Kanununun rehin hakkının üçüncü şahıslara karşı ileri sürülmesi başlığını taşıyan 9.maddesi ve devamı maddelerinde, işletme rehnine dahil münferit unsurların alacaklının muvafakati ile üçüncü şahıslara devredilebileceği veya üzerinde ayni hak tesis edilebileceği hüküm altına alındığını, anılan hüküm gereği davacının üzerinde hak iddia ettiği ve haczedilmesi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını belirttiği makineyi muvazaalı olarak elinde bulundurduğu ve müvekkili şirketin lehine tesis edilen ticari işletme rehni kapsamında makinenin muhafazasını gerçekleştirdiğinin açık olduğunu, muvazaalı olarak dava konusu makineyi elinde bulundurmasına rağmen …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile istihkak iddiasında bulunan davacının açmış olduğu istihkak davasında, mezkur makineyi haciz tarihinden önce …’den satın aldığını ve makinenin kendi mülkiyetinde olduğunu iddia ettiğini, ancak istihkak iddiası ile beraber davacının açtığı istihkak davasında mahkemeden söz konusu makinenin satışına engel olmak ve bu sayede zararını azaltmak amacıyla ihtiyati tedbir yoluyla takibin talikini talep edebileceğini, davacının 2004 sayılı İİK.nun 97.maddesi gereği takibin talikini talep edebilecekken ve mahkemece takibin talikine karar verilerek takip durdurulabilecekken bu yönde işlem yapmayıp uğradığını iddia ettiği zarara kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini belirterek davanın dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, nihayetinde hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, haksız haciz nedeniyle ( davalı şirketin dava dışı … San ve Dış Tic. Ltd Şti hakkında başlattığı icra takibi sırasında davacı şirkete ait bir makinanın haczedilerek davalı şirket tarafından muhafaza altına alındığı ve davacı şirketin açmış olduğu istihkak davasının başarıya ulaşmasından da anlaşılacağı üzere bu haczin haksız ve yersiz olduğuna dayanılarak) uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
Davalı şirket tarafından dava dışı … Sanayi ve Dış Tic. Ltd. Şti aleyhine başlatılan icra takip dosyasında, talimatla uygulanan ihtiyati haciz işlemi sırasında davacı şirkete ait 1 adet makina üzerinde borçlunun sicil adresi ve ortaklarının tamamının farklı olmasına rağmen haksız olarak haciz uygulandığı iddiası, açılan istikak davası sırasında makinanın 04/02/2008 sırasında muhafaza altına alınması ve istihkak davalarının kabul edilmesine karşın makinanın temin edilemediğinden haciz tarihindeki takdir edilen kıymetinin taraflara ödendiğini, bu ödemenin davacının zararlarını tamamen karşılamadığı iddiası ile karşılanmayan bu zarara ilişkin bakiye tazminatının 04/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili talep edilmektedir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinden; takip alacaklısı Erişim Finans Faktoring Hiz. A.Ş. tarafından borçlular … aleyhine 15.04.2007 keşide tarihli 34.250,00-YTL bedelli çekin tahsili amacıyla …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı kararıyla ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş ve talebin kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine geçilip, haciz işlemleri yapılmıştır.
…. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının tetkikinden; davacılar … San.ve Tic. Ltd.Şti. ile …. …. Ltd.Şti. vekili tarafından davalı …Ş. aleyhine 23.07.2007 tarihinde istihkak davası açıldığı, mahkemece 28.03.2012 tarihinde davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/13077 Esas 2014/3799 Karar sayılı 18.03.2014 tarihli ilamıyla kabul kararın ayrıntılı gerekçelerle bozulduğu, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda işlemden kaldırma nedeniyle 04.06.2015 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin … E. … K. sayılı dosyasında;
“ …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında dava dışı şirketler arasında gerçekleşen icra takibi ve …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş ihtiyati haciz kararıyla 08.06.2007 tarihinde söz konusu makinenin haczedildiği, dava dışı borçlu ile 10.03.2006 tarihinde sonra 14.12.2006 tarihli satış sözleşmesiyle devralan davacının …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile istihkak iddiasında bulunduğu, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile 28.03.2012 tarihinde istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, Yargıtay incelemesi sonucu hükmün bozulması sonucu yeniden esasa alındığı, takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu suretle istihkak iddiasının ispatlanamadığı, her ne kadar bilirkişi raporunda aksine görüş sunulmuş ise de; davalının yasal haciz hakkını kullanırken söz konusu makinenin bu süreçte kullanılmamasından ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı anlaşılmakla…” gerekçesi ile davayı reddetmiş olduğu, işbu karara karşı davacının istinaf başvurusu sonrası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2017/1497 E. 2018/173 K. Sayılı ilamı ile uyuşmazlığın her iki tarafın tacir olması ve ticari işletmesinden kaynaklanmasından dolayı Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın usule ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜNE karar verilerek görev nedeni ile mahkemenin kararının kaldırılmasına kesin olarak hükmedildiği, işbu kaldırma kararı doğrultusunda …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/04/2018 tarih ve … E. ,… K. sayılı dosyasında mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir. Sonrasında …. Asliye Ticaret Mahkemeleri kararları sonrası dosya 19/12/2018 tarihinde mahkememize tevzi edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan delillere, taraf vekillerinin beyanlarına, incelenen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına, ıslah dilekçesine ve tüm dosya kapsamına göre; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında dava dışı şirketler arasında gerçekleşen icra takibi ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş ihtiyati haciz kararıyla 08.06.2007 tarihinde söz konusu makinenin haczedildiği, dava dışı borçlu ile 10.03.2006 tarihinde sonra 14.12.2006 tarihli satış sözleşmesiyle devralan davacının …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosya ile istihkak iddiasında bulunduğu, …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile 28.03.2012 tarihinde istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verildiği, Yargıtay incelemesi sonucu hükmün ayrıntılı gerekçelerle bozulması sonucu yeniden esasa alındığı, davaca tarafça önce işlemden kaldırılan sonrasında, 3 ay yasal süre içinde taraflarca yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, Huzurdaki tazminat davasının dayanağı ve davacı tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile ikame olunan istihkak davasında verilen kabul karar sonrası, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/13077 E. Ve 2014/3799 K. sayılı ayrıntılı gerekçeli bozma ilamında ; “…. her ne kadar Yerel Mahkeme tarafından davacılar ile borçluların iki ayrı kuruluş olduğu, hacizli makinenin borcun doğumundan ve hacizden önce borçlu tarafından davacı …’e satıldığı, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı ve mülkiyet karinesinin de davacılar yararına olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmişse de, TAKİP KONUSU ÇEKİN BORÇLU İLE İMZALANAN 10.03.2006 TARİHLİ TİCARİ İŞLETME REHİN SÖZLEŞMESİNİN TEMİNATI OLARAK VERİLDİĞİNİNİN SABİT OLDUĞU, DAVA KONU MAKİNELERİN DAVACI TARAFINDAN SATIN ALINDIĞINA İLİŞKİN FATURA TARİHLERİNİN İSE, BORCUN DOĞUMUNDAN SONRA OLDUĞU, YAPILAN BÖYLE BİR SATIŞIN İŞYERİ DEVRİ NİTELİĞİNDE OLDUĞU, BU KAPSAMDA İŞYERİ DEVRİNİN İİK.NUN 44. MADDESİNE UYGUN OLARAK YAPILDIĞININ İSPAT EDİLEMEDİĞİ, AYRICA BK.M.179 (TBK.M.202) MADDESİ GEREĞİNCE İŞYERİNİ DEVİR ALAN DAVACININ DEVRALDIĞI İŞLETMENİN BORÇLARINDAN SORUMLU OLDUĞU VE BU NEDENLERLE DE DAVACI … VE DİĞER DAVALI BAKIMINDAN DAVANIN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ” gerekçesine dayandığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2014 tarihli 2014/15950 E. Ve 2014/13971 K. sayılı ilamı ile davacının karar düzeltme gerekçelerinin yerinde görülmediğinden ve talebin reddine karar verilmiştir. Davacının isitihkak iddiasına ilişkin Yargıtay tarafından verilen bozma ilamı gereği yerel mahkemede istihkak iddiasının reddine ilişkin karar verileceği bozma ilamında verilen kararın isabetli olduğu sabit iken davacı tarafından davanın takip edilmeyerek dosyanın işlemden kaldırılmasının ardından 3 aylık yasal süre içinde taraflarca yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
“Hukuka uygunluk sebebinden somut olaya uygulayacağımız ana kural, kamu yetkisinin kullanılmasıdır. Kamu hukukundan doğan bir yetkinin, ilgili memur veya kamu görevlisi veya bir mahkeme tarafından kanuni şart ve sınırlar içersinde kullanılması hukuka aykırılık teşkil etmez. Örneğin yetkili bir kamu tüzel kişisi tarafından bir kimsenin taşınmaz malının kamulaştırılması, polisin bir zanlıyı yakalaması, mahkemenin açılan dava hakkına karar vermesi, borçlunun mallarının haczedilmesi, tehlike arz eden ve yıkılmaya yüz tutmuş binanın Belediye tarafından yıktırılması hallerinde hukuka aykırılık yoktur” (Prof.Dr.Fikret Eren Borçlar Hukuku Genel Hükümleri Cilt:1 6.Bası S.584 vd). “
Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 202. maddesinde işletmenin devri müessesesi düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur.
Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.
İşyeri devir sözleşmesi kanunda öngörülen şekilde yapılmaması halinde hükümsüz olacaktır. Ancak, doktrin ve uygulamada (YHGK. 11/03/1953 E.2/K.9) şekle uyulmadan yapılan sözleşmenin hükümsüzlüğünün, tarafların rızalarıyla ifa edilmesinden sonra ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması sayıldığından, malvarlığı veya ticari işletmeninin aktiflerini devralmış bulunan kimse artık alacaklılara karşı, devir sözleşmesinin hükümsüzlüğünü ileri süremeyecektir. Alacaklı devralanın sözleşmenin şekilsizlik yüzünden muteber olmadığı itirazına karşı, hakkın kötüye kullanıldığı savunmasında bulunması bile, hakim resen göz önüde bulundurup, devralanı malvarlığının veya ticari işletmenin borçlarından sorumlu tutabilecektir (Dr. Kevork, Acemoğlu Borçlar Kanunu’nun 179. maddesine Göre Malvarlığı veya Ticari İşletmenin Devri (Doçentlik Tezi), İstanbul, s:65).
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının dayanağı ve davacı tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı istihkak davasında verilen karar sonrası, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/13077 E. Ve 2014/3799 K. sayılı bozma ilamında da ayrıntılı gerekçelerle belirtildiği üzere;
Takip dayanağı çekin 15.04.2007 tarihli olduğu ve 10.03.2006 tarihli Ticari İşletme Rehin Sözleşmesi’nin teminatı olarak verildiği göz önüne alındığında, işbu çekin vadeli ödeme aracı olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı … Ltd. Şti. Hacizli makinenin borçlu ….Ltd. Şti’nden alındığını belirtmiş ve bu yönde faturalar ibraz etmiştir. Sunulan 14/07/2007 tarihli 3 adet fatura ile borçlu şirkette ait makinelerin büyük kısmı davacı şirkete satılmıştır. Belirtilen tarih borcun doğumundan sonra olup yapılan bu satışın iş yeri devri niteliğinde olduğu sabittir. İş yeri devrinin TBK 202 m ve İİK 44. m. koşullarına uygun olarak yapılmadığı da sabittir. TBK 202 m. koşullarına uygun bildirim ve ilan duyurma yükümlülüğü de yerine getirilmediğinden 202/2 maddedeki öngörülen sürenin işlemeye başlamayacak ve iş yerini devralan davacının devir aldığı işletmenin borçlarından devralanla birlikte müteselsilen sorumludur. İş yeri devrinin hükümsüzlüğünün davalıya karşı ileri sürülemeyeceği ve yapılan işlemin Yargıtay 17. H.D.’nin yukarıda belirtilen kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere iş yeri devrinin varlığı mahkememizce de kabul edilmekle asıl borçlu ile birlikte davacının da müteselsil sorumlu ve bu sorumluluk nedeniyle de davalının davacıdan talep etme hakkının bulunduğu, ortada haksız bir haciz olmadığı ve davalının yasal haciz hakkını kullanırken söz konusu makinenin bu süreçte kullanılmamasından ve meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağı (buna rağmen davalı tarafça 40.000-TL makinenin kıymet takdiri kapsamında davacı tarafa ödeme yapıldığı da) anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 24,30 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 30,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.517,59 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili (tahsilde tekerrür olmamak kaydı) ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır