Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1198 E. 2019/302 K. 10.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1198 Esas
KARAR NO : 2019/302 Karar

DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16.09.2004 tarihinde nüfus cüzdanının işyerinden çalındığını, davalı banka tarafından müvekkilinin kimliğini kullanarak kendisini … olarak tanıtan 3. kişilere çek karnesi ve kredi kartı düzenleyerek verdiğini, müvekkilinin kendisi adına işlemler yapan kişiler hakkında şikayetçi olduğunu ve müvekkili hakkında icra takipleri yapıldığını, karşılıksız çek keşide etmekten dolayı hakkında davaların açıldığını, müvekkilinin kendisini savunmada ve aklamada çaresiz kaldığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalı bankanın ağır kusurlu olduğunu, bankanın yasa gereği gerekli araştırmaları yapmadığını, davacı müvekkilinin … Bankası … Şubesince onaylanan kredinin ödenmediğini, uğranılan maddi zararın ispatının güç olduğunu, müvekkilinin birçok yerde yargılandığını belirterek 30.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 80.000 TL’nin çek karnesinin düzenlendiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın hesap açılışı ve çek karnesi verilmesi sırasında gerekli basiret ve itinayı gösterdiğini, …’un müvekkili bankanın Merter Şubesinde hesap açılmasını talep ettiğini, bankanın hesap açılmasında gerekli tüm belgeleri tam ve eksiksiz olarak alındığını, çek karnesi verilmesinde de evrakların kontrol edildiğini, sahte kimlikle hesap açıp bu hesaplara yatan paranın ödeme işlemlerini gerçekleştiren banka çalışanlarının ve bankanın sahte kimlik nedeniyle sorumlu tutulmaması gerektiğini, tüm belgelerin tam olduğunu, müvekkilinin üzerine düşenleri yerine getirdiğini, sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalı bankanın çalıntı nüfus cüzdanı ile başvuran kişiye çek karnesi ve kredi kartı düzenlemesi nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizin 03/11/2014 tarih 2014/894 Esas ve 2014/178 Karar sayılı kararıyla ” Davacı ve davalı vekilince davaya ilişkin tüm delil ve belgeleri dosyaya sunulmuştur.
… C. Başsavcılğının … Soruşturma nolu iddianamesinin incelenmesinde mağdurun …, şüphelinin … olduğu ve suçun resmi evrakta sahtecilik, dolandırıcılık olduğu, şüphelinin …bank … Şubesinden hesap açtırarak çek koçanı aldığı, şüpheli hakkında birçok dava açılıp bu davalarda mağdurun ifade vermek zorunda kaldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut belgelerden davacı hakkında davalar açıldığı ve davacı ile ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açmakla yasaklanmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı, kusurlu olduğu talep edilen maddi zararın HMK’nun 6. maddesi gereğince ispata muhtaç olduğu, manevi zararın takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
Davacı ve davalı vekili beyanları, dosyaya sunulan deliller ile mahkememizce yapılan inceleme sonrası ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı bankanın davacının kimliği kullanarak kendisini … olarak anılan kişiye çek karnesi ve kredi kartı vermesi nedeniyle davacı birçok icra takiplerine maruz kalıp hakkında davalar açılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, dosyaya sunulan sunulan tüm belgelerden davacı hakkında karşılıksız çek keşide etmekten dolayı davanın açılıp davacı ile ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açmakla yasaklanmasına yer olmadığına karar verildiği, ayrıca davacının kimliğini kullanan kişi hakkında da davanın açıldığı, Mahkememizce yapılan incelemeden de davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığının ve kusurlu olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar bilirkişi raporunda maddi tazminat talebinin ispatlanması gerektiği belirtilmiş ise de TBK’nın 29. maddesinde kusurlu ve hukuka aykrıı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu belirtilmekle davalı bankanın işlemlerinde kusurlu olduğunu, BK’nun 50. maddesinde zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunun belirtilip 2. fıkrada da uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememe halinde hakimin olayların akışını ve zarar görenin aldığı önlemlerde gözönüne alınarak zararın miktarının hakkaniyete uygun olarak belirleneceğinin belirtildiği, olaya göre sosyal ve ekonomik olgularda değerlendirilerek tazminatın belirlenebileceği ve davalı bankanın kusurlu olduğu dosyadaki belgelere göre maddi tazminat ve TBK’nun 58. maddesinde kişilik hakkının zedelenmesinden zarar görenin uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödeneceğinin belirtilip dosya içeriğindeki belgelerden davacının şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarar gördüğü kanaatine varılarak tarafların sosyal ve ekonomik durumları itibariyle davacı tarafından hakkında açılan davalar nedeniyle her türlü yol gideri ve diğer giderler yönünden 10.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın uygun olacağı kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile “1-Davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.707,75 TL nispi karar harcından peşin yatırılan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 341,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesinin 10. Maddesi gereğince hükmolunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.500,00 TL makdu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesinin 10. Maddesi gereğince hükmolunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.800,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesinin 10. Maddesi gereğince red olunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı vekili lehine karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesinin 10. Maddesi gereğince red olunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.150,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 3.317,25 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesap olunan 1.036,64 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,” şeklindeki hüküm tesis edilmiştir.
Kararın taraf vekillerinde temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuku Dairesi’nin 11/05/2016 tairh, 2015/15383 Esas ve 2016/5339 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararı ” 2- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı tarafça dava dilekçesinde hükmedilecek tazminatın çek karnesinin düzenlendiği tarihten itibaren yasal faiziyle tahsili talep edilmesine rağmen, mahkemece faiz istemi konusunda herhangi bir karar verilmemesi doğru olmamış, bu nedenle kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Ayrıca, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 10/2 madde ve fıkrasında “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” hükmü düzenlendiğinden, anılan husus nazara alınmaksızın hüküm fıkrasının 6. bendinde reddedilen manevi tazminat yönünden davacı vekili lehine belirlenen ücreti aşan şekilde davalı vekili lehine vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle de davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası mahkememizin 2018/1198 Esas sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davanın yargılamasına 10/04/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar ile usul ve esas açısından yasaya uygun olan bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamıyla başkaca araştırılacak husus olmadığından bozma ilamı doğrultusunda mahkememizin 03/11/2014 tarih 2014/894 Esas ve 2014/178 Kararıyla hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın 17/06/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, mahkememizin 03/11/2014 tarih 2014/894 Esas ve 2014/178 Karar sayılı kararının 6 nolu hüküm fıkrasında davalı lehine hükmedilen 4.150,00 TL vekalet üceretinin 1.800,00 TL olarak tespiti ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Mahkememizin 03/11/2014 tarih 2014/894 Esas ve 2014/178 Kararıyla hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminatın 17/06/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle yürütülmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Mahkememizin 03/11/2014 tarih 2014/894 Esas ve 2014/178 Karar sayılı kararının 6 nolu hüküm fıkrasında davalı lehine hükmedilen 4.150,00 TL vekalet üceretinin 1.800,00 TL olarak tespiti ile davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Diğer hususlarda bozma olmadığından yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.707,75 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 1.366,20 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 341,55 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır