Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1136 E. 2019/339 K. 22.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1136 Esas
KARAR NO : 2019/339

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcunun geri ödenmemesi üzerine borçlulara ihtarname keşide edilerek hesaplarının katedildiğini, ihtarnameden sonuç alınmaması üzerine … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalıların takibe, borca faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davalıların toplam 265.674,00.TL miktarın % 180 faiz oranı ile yapılmış olan takibe itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 40 ‘dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın 10 yılık zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin borcunun olmadığını, takibe konu alacağın asıl kredi borçlusu şirket tarafından ödenmiş bulunduğunu, müvekkilinin sözleşmede kefil olarak yer aldığından takibe konu borçtan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine ve kötüniyetle açılan takip dolayısıyla % 40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı tarafa borcu bulunmadığını, genel kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil olduğu hususunun el yazısı ile yazılmadığı ve tarihin atılmadığını bu nedenle kefaletin geçersiz olduğunu, dava konusu borç miktarı ve faiz oranının yasalara aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davaya konu alacağın kaynağı l8.08.1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesidir.
Davaya esas icra dosyası, genel kredi sözleşmesi, kat ihtarı, hesap ekstreleri ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, dosya ve banka kayıtları üzerinde uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmış, 14.03.2014 havaleli rapor yanlara tebliğ edilmiş ve tüm deliller toplanmıştır.
Yargılama sırasında davacı banka işbu dosyadaki alacağını … 48. Noterliği’nin … tarihli temliknamesi ile … A.Ş’ye temlik etmiştir. Temlik alan varlık şirketinin davacı sıfatını kazandığı anlaşılmış ve vekili tarafından usulüne uygun vekaletname dosyaya ibraz edilmiştir.
Dava dosyasına celp edilen … 33. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Temlik eden takip alacaklısı bankanın, davalılar/borçlular aleyhine 30.10.2012 tarihinde ilamsız yolla, takibe dayanak l8.08.1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve ihtarname nedeniyle 252.999,00-TL asıl alacak, 12.650,00-TL BSMV ile 25,00-TL masraf olmak üzere toplam 265.674,00- TL’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek % 180 faizi ile birlikte tahsilini talep etttiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalıların/borçluların süresinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce 11/12/2013 tarih, 2013/380 E. ve 2015/96 K. sayılı karar ile ” Davacı alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki def’i 06.03.2014 tarihli oturumda ( takip konusu alacağın 23.03.2000’de hesabın katedildiği ve alacağın Fon alacağı olması nedeniyle 20 yıllık süreye tabi olduğu gözetilerek) reddedilmiştir. Davalılardan …’in alacak konusu sözleşmede kefil olup ihtarnamenin tebliğ olunamadığı anlaşılmaktadır; bu durumda temerrüdün takip tarihi olması asıldır. Diğer davalı için 25.03.2000’de ihtarnamenin tebellüğü sabit olmakla 29.03.2000’de temerrüt gerçekleşmiştir. Sözleşmede (md.39) temerrüt faizi en yüksek faiz oranına 30 ilave ile bulunacak tutar olacağından bilirkişi raporunda tesbit edilen orana itibar edilmiştir. Dosyaya alınan 14.03.2014 havaleli bilirkişi raporu açık, gerekçeli olmakla hükme esas alınmıştır. Borçlu davalıların temerrüt tarihleri farklı olmakla bu şekilde yapılan hesaplama değerlendirilerek hüküm oluşturulmuştur. Davalı … vekili temerrüde düşürülmeyen müvekkili yönünden faiz talep edilemeyeceği hususunda rapora itiraz etmiş ise de hesabın kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında oluşan akdi faizle hesabın katı tarihindeki alacak kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak belirlenip buna temerrüt faizi uygulanacağından bilirkişi raporundaki sonuca itibar edilmiştir. Alacağın likit olduğu açık olmakla; faiz alacağı bakımından icra inkar tazminatı istenmesi mümkün görülmüş faiz alacağı üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatına hükmedilmek gerekmiştir. Tüm bu gerekçelerle davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile davanın kabulü ile; davalıların … 33. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin borçlu/davalı … yönünden 26.000-TL faiz olacak şekilde, diğer davalı/borçlu … yönünden 252.999-TL faiz ,12.650-TL BSMV 25,00.TL masraf olmak üzere toplam 265.674-TL alacak üzerinden devamına, takipten itibaren faiz talebinin reddine, Likidite koşulu bulunduğundan faiz alacağının % 20 si olan 50.599,00.TL icra inkar tazminatının (davalı borçlu … yönünden sorumluluk 5.200,00.TL olmak üzere) davalılardan tahsiline, 18.148-TL harcın (davalı … 1.776-TL ile sorumlu olmak üzere )davalılardan müteselsilen alınmasına, toplam 191.TL tebligat, 400-TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 591-TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, Davacı vekille temsil olunduğundan (davalı …’in 3.120-TL dan sorumlu olmak üzere) 20.579,94-TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
Davacı ve Davalı … vekillerince mahkememiz kararı aleyhine temyiz kanun yoluna başvurulması neticesinde, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 23/11/2016 tarih, 2016/2151 Esas ve 2016/15047 Karar sayılı ilamı ile ” 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm ve davalı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin vekalet ücreti yönünden temyizine gelince, dava davalı … yönünden kısmen kabul kısmen red ile sonuçlandığından ve davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken, bu yönde karar verilmemiş olması doğru olmamış, mahkeme kararının bu yönden bozulması gerekmiştir.
(1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm ve davalı … vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte acıklanan nedenlerle hükmün davalı … yararına BOZULMASINA” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine mahkememizin 2018/1136 E. sayılı dosyası üzerinden kayıt gören davada 01/04/2019 tarihinde verilen ara kararı ile; bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, Davalılardan … bakımından karar kesinleştiğinden, bu davalı hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, Davalılardan … bakımından ise, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2151 E. 2016/15047 K. sayılı bozma ilamında belirtilen işbu davalı lehine hükmedilmesi gereken red vekalet ücreti dışındaki tüm kısımlar kesinleştiğinden, bu davalı lehine bozma ilamında hükmedilmesi gerektiği belirtilen red vekalet ücreti dışında yeniden karar verilmesine yer olmadığı kanaatiyle, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2151 E. 2016/15047 K. sayılı bozma ilamı gereğince, davalı … bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile sonuçlandığından ve bu davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen kısım üzerinden hesaplanan red vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçeleri yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere;
1-)Davalı … bakımından karar kesinleştiğinden, bu davalı hakkında yeniden HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-)Davalı … bakımından ise, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2151 E. 2016/15047 K. sayılı bozma ilamında belirtilen işbu davalı lehine hükmedilmesi gereken red vekalet ücreti dışındaki tüm kısımlar kesinleştiğinden, bu davalı lehine bozma ilamında hükmedilmesi gerektiği belirtilen vekalet ücreti dışında yeniden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-)Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/2151 E. 2016/15047 K. sayılı bozma ilamı gereğince, davalı … bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile sonuçlanması ve işbu davalının kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle reddedilen 239.674-TL üzerinden 20.330,44-TL red vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
4-)Davacı harçtan muaf olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-)Taraflarca bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair mahkememiz kararı taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, Yargıtay İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların temyiz yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 20/05/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır