Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1107 E. 2022/314 K. 25.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1107 Esas
KARAR NO : 2022/314

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2016 tarihinde müvekkillerin desteği, sürücü …, sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ili … İlçesinde tek taraflı kaza yaptığını, kaza neticesinde müvekkillerinin desteği, kamyon – tır şoförlüğüyle işiyle iştigal eden …’in hayatını kaybettiğini, dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma yürütülmüş olup, tek taraflı trafik kazası olması sebebiyle … Karar ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, … plakalı araç kaza tarihinde … numaralı poliçe ile davalı sigorta şirkete tarafından sigortalandığını, 28/07/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine, poliçe kapsamında sorumlu oldukları maddi tazminat bedelini ödemeleri için başvuruda bulunulmuş olup, davalı tarafça müvekkillerine kısmi ödeme yapıldığını, maddi tazminat hesaplaması yapılırken bu ödemenin de dikkate alınmasını talep ettiklerini, ancak yapılan ödeme ile davalı sigorta şirketi mevcut poliçeden kaynaklı sorumluluğunun tamamını yerine getirmemiş olduğundan davalı sigorta şirketinin poliçeden kaynaklı tazminat sorumluluğunun bakiye kısmının tahsili için iş bu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla , davacı eş … lehine 500,00 TL, davacı çocuk … lehine 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; 17/02/2016 tarihli trafik kazasına karıştığı bildirilen … plaka sayılı araç müvekkili şirkette … nolu poliçe ile 30/03/2015-2016 tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğu trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapıcak yargılamada şahısların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, 2918 sayılı KTK’nın 109.maddesi 1.fıkrasında “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” denilmekte olup aynı maddenin 2.fıkrasında “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmünün yer aldığını, aynı zamanda Borçlar Yasasının 72/1.maddesi de KTK 109.maddesinin 2.fıkrasına paralel bir hüküm içermekte olup “Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa bu zamanaşımı uygulanır” hükmünün yer aldığını, bundan dolayı zamanaşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının gelir durumunun SGK kayıtları, vergi levhası gibi somut delillerle kanıtlanması gerektiğini, dava konusu olayla ilgili olarak ceza soruşturma dosyasındaki tüm delillerin, ifade tutanaklarının, tanık beyanlarının ve nihayet bilirkişi raporunun temine gerektiğini, ancak hukuk mahkemesi, ceza mahkemesi bilirkişi raporu ile bağlı olamayacağından, kusura ilişkin incelemenin Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre re’sen yapılmasını talep ettiklerini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sgk’ya tabi olduğunun mahkemece tespit edilmesi gerektiğini, SGK kendi özel kanunlarına göre müvekkili şirkete rücu hakkının doğduğunu, müvekkili şirketin davacıların dışında SGK da aynı kazadan dolayı aynı rücu talepleriyle karşı karşıya kalmaması için bu konudaki araştırmaların re’sen yapılması gerektiğini, dolayısıyla davacının Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle dosyaya sunulan tüm delillerin tarafına tebliğine, gelir iddiasının somut verilerle ispatına, celp edilmesi gereken delillerin toplanmasına, herhalde haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalı sigorta şirketi nezdinde arabamı koru genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında davacıların murisinin vefat etmesi sonucunda açılmış 6098 Sayılı TBK m.53’de düzenlenen destekten yoksun kalma tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle, müteveffa bakımından desteğinin ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebinin, davacıların varsa bu zarar nedeniyle sigorta şirketinden istenebilir bakiye alacağının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, tazminat taleplerine ilişkin faizin başlangıç tarihinin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilmesi talebinin yerinde olup olmadığı konularından kaynaklanmaktadır.
Deliller toplanmış, taraflarca ibraz edilen deliller ile toplanılması talep edilen deliller celp edilip incelenmiştir. Dosya üzerinde mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, Tazminat Hesap Uzmanı Bilirkişi … tarafından hazırlanan 19.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; kusur durumu hususunda; dosyada kusur durumuna ilişkin teknik bilirkişi raporu mevcut olmadığı, 17.02.2016 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı ile SGK İnceleme ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16.01.2021 tarihli raporunda olayın meydana gelmesinde; davacıların murisi ve davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan … plakalı aracın müteveffa sürücüsü …’in’ %100 kusurlu olduğu belirtildiği, buna göre; davacıların murisi …’in %100 kusurlu olduğu duruma göre değerlendirme yapılacağı, hesaplama yöntemi hususunda; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 T. 2020/2598 E. 2021/34 K. sayılı kararında özetle; “…….Gerçek zarar hesabı özü itibarı ile varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birlik sağlanması açısından yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında Dairemizce de 2020 yılı Aralık ayı itibarı ile tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH-2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.…..davacının ve desteğin muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH-2010 yaşam tablosuna göre belirlenmesi suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak oluşan sonuca göre karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir” denilerek hüküm kurulduğu, yukarıda anılan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14.01.2021 T. 2020/2598 E. 2021/34 K. sayılı kararı dikkate alınarak; müteveffanın ve davacıların muhtemel bakiye ömürü TRH-2010 yaşam tablosu ile belirlenecek; ancak; davacıların maddi zararı %10 artış, %10 ıskontolu progressive rant yöntemine göre hesaplanacağı, kazalının yaşı, muhtemel bakiye ömürü ve sosyo-ekonomik durumu, 25.01.1985 doğumlu olan müteveffa 17.02.2016 vefat tarihi itibariyle (31) yaşında olup, TRH-2010 Erkek yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (44) yıl ve muhtemelen (75) yaşına kadar yaşayacağı, Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu itibarla müteveffanın aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek (60) yaşına kadar zarar gördüğü bakiye aktif devresi (29) yıl ve pasif devresi (15) yıl olduğu, hak sahipleri ve destek süreleri hususunda; dosyadaki nüfus kayıt örneğinden müteveffanın annesi Nefika Türkmen ve babası İlhan Türkmen halen hayatta olduğu anlaşılmaktadır. Müteveffa yaşasaydı, dava dışı anne-babasına da destek olacağından dava dışı anne-babanın destek süresi tespit edilerek destek payı ayırılması gerekecektir. Dava dışı baba sigortalı aracın işleteni olup, tazminat talep edebilmesi mümkün olmadığından dava dışı babaya sadece destek payı ayrılacak, ancak, tazminat hesabı yapılmayacağı, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 26.06.2012 tarih ve 2012/699 Esas, 2012/8158 K.sayılı kararında ve bu konudaki Yüksek Mahkemenin yerleşmiş içtihatlarında, erkek çocukları bakımından destek görebilme yaşları (18) yaş olarak kabul edilmekte, kız çocukları bakımından ise muhtemel evlenebileceği veya hizmet akdi ile çalışabileceği destek görebilme yaş sınırı (22) olarak kabul edildiği, TRH-2010 tablosuna göre hak sahiplerinin destek süreleri aşağıdaki gibi tespit edildiği, ¸
Paylar hususunda; müteveffanın kaza tarihinde (31) ve davacı eşinin (28) yaşında olduğu ve kaza tarihinde (1) çocukları olduğu dikkate alınarak kazandan (2) yıl sonra 2. Çocuklarının olabileceği kabul edilerek değerlendirme yapılacağı, 17. HD’ nin 2014/21429 E. 2016/11892 K. 26.12.2016 T. Kararında, 17. HD’ nin 2014/4903 E. 2016/532 K. 18.01.2016 T. ve 17. HD E. 2015/4747, K. 2017/11973, T. 21.12.2017 Kararlarında özetle; “desteğin bekar olduğu dönemde gelirinin yarısını anne-babasına, çocukları olduğu dönemlerde ise kendisine 2, eşine 2 anne, baba ve çocuklarına ise eşit olarak 1 pay ayrılmalıdır” denilerek hüküm kurulduğu,
Buna göre müteveffanın geliri aşağıdaki gibi davacı hak sahipleri arasında paylaştırılması gerektiği,¸
işlemiş aktif devre (bilinen dönem) kazançlarının tespiti hususunda; SGK İnceleme Raporundan müteveffanın kaza tarihindeki aylık brüt ücretinin brüt asgari ücret seviyesinde olduğu görülmüştür. Buna göre; evli ve 1 çocuklu çalışanlar iiçin uygulanan net asgari ücretler hesaba esas alınacağı,
17.02.2016-17.02.2022 arasındaki (6) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançları:¸
işleyecek aktif ve pasif devre kazançlarının tespiti hususunda; 17.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek devre sonuna kadar geçecek süre için Yargıtay 4., 9., 10., 17. ve 21. Hukuk Dairelerinin bu konudaki Yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak ortalama yıllık kazanç esasına göre değil, her yıl için ayrı-ayrı %10 Artış ve yine her yıl için ayrı ayrı %10 iskontolama esasına göre değerlendirme ve hesaplama yapılacağı, müteveffanın işleyecek aktif devre başındaki hesaba esas net aylık ücreti 4.253,40 TL ve hesaba esas aylık net işleyecek pasif devre kazancı 4.253,40 TL olduğuna göre müteveffanın; işleyecek aktif ve pasif devre hesabına esas yıllık net kazancı = 4.253,40 TL x 12 Ay = 51.040,80 TL olduğu,
23 Yıllık İşleyecek Aktif Devrenin Peşin Değeri:
¸
15 Yıllık İşleyecek Pasif Devrenin Peşin Değeri
¸
Maddi tazminatın hesabı hususunda; davacı hak sahiplerinin (6) yıllık işlemiş maddi zararları 17.02.2016-17.02.2022 tarihleri arası geçmiş yılları kapsamakta olup, Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarında belirtilen hususlar da nazara alınarak geçmiş yıllarda uğranılan işlemiş maddi zararların herhangi bir iskontoya tabi tutulması söz konusu olmadığından davacı hak sahiplerinin (6) yıllık işlemiş aktif devredeki maddi zararları iskontosuz olarak hesaplanacağı,
Davacı …’in (44) yıllık maddi zararı aşağıdaki gibidir.¸
Davacı …(20) yıllık maddi zararı aşağıdaki gibidir.¸
Dava dışı annenin (23) yıllık maddi zararı aşağıdaki gibidir.¸
İndirim gerektiren hususların değerlendirilmesi hususunda; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 Tarih ve 2011/17-787 E, 2012/92 K.Sayılı kararında belirtildiği üzere davalı tarafa sigortalı olan … plakalı aracın müteveffa sürücüsü … %100 kusurlu olsa bile; takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; destekten yoksun kalan davacı hak sahipleri zarar gören üçüncü kişi konumunda olduğu kabul edilerek davacı hak sahibi yönünden maddi tazminat hesabı yapıldığından, %100 kusura isabet eden maddi zarar tutarı davacılar yararına dikkate alınacağ, hak sahibi eş rapor tarihi itibarı ile (34) yaşında olup, AYİM tarafından yapılan araştırmada (34) yaşında dul bir kadın için yeniden evlenme şansı %17 olarak belirlenmiştir. AYİM araştırmasında 18 yaşın altında her bir çocuk için bu orandan %5 oranında eksiltme yapılması gerektiği de belirtilmektedir. Davacı eşin hesap tarihinde (18) yaşın altında 1 çocuğu olduğuna göre; (%17 – %5) = %12 olup, davacı eş yönünden hesaplanan maddi zarar tutarından %12 oranında yeniden evlenme şansı indirimi yapılacağı,… Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 09.10.2020 tarihli müzekkere cevabında davacı hak sahiplerine bağlanan gelirlerin rücuya tabi olmadığı belirtilmektedir. Ayrıca; HGK.31.01.1986,E.1985/9-853- K.1986/67 ve HGK.28.11.1979, E.1977/4-1110-K.1979/1395 kararlarında; “ölüm sigortasından bağlanan aylıklar için Kurum’un rücu hakkı bulunmadığından, işverenin veya üçüncü kişinin iki kez ödemede bulunması gibi bir durum söz konusu olmaz. Bu nedenle, ölüm sigortasından eş ve çocuklara bağlanan dul ve yetim aylıkları ile ana ve babaya bağlanan aylıklar, tazminattan indirilemez” denilmektedir. Bu durumda rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmadığı, dosyadaki ödeme makbuzundan ve hesap raporundan 24.08.2017 tarihinde davacı … için 155.103,10 TL davacı Ilgın için 27.389,79 TL ödendiği, dava dışı anne için ise 06.03.2019 tarihinde 30.126,23 TL ödendiği, davacı ve dava dışı hak sahiplerine yapılan ödemeler işlemiş faiziyle birlikte güncellenerek hesaplanan maddi zara tutarlarından tenzil edileceği,
…’ e yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı:
¸
…’ e yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı:¸
Dava dışı anneye yapılan ödemenin güncellenmiş tutarı:¸

Davacının nihai ve gerçek maddi zararı hususunda; davacı …’in nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibi olduğu,
…’in indirimsiz maddi zararı = 807.488,91 TL
Evlenme şansı indirimi = 96.898,67 TL
Evlenme şansı indirimi sonrası kalan tutar = 710.590,24 TL
Yapılan ödemenin güncel tutarı = 216.638,66 TL
…’in nihai ve gerçek maddi zarar ı= 493.951,58 TL
Davacı …’in nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibidir.
…’in indirimsiz maddi zararı = 108.558,49 TL
Yapılan ödemenin güncel tutarı = 38.256,41 TL
…’in nihai ve gerçek maddi zararı = 70.302,08 TL
Dava dışı annenin nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibidir.
Dava dışı annenin indirimsiz maddi zararı = 135.780,25 TL
Yapılan ödemenin güncel tutarı = 37.926,03 TL
Dava dışı annenin nihai ve gerçek maddi zararı = 97.854,22 TL
Ödemenin yeterli olup olmadığının incelenmesi hususunda; dosyadaki ödeme makbuzundan davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 24.08.2017 tarihinde davacı … için 155.103,10 TL davacı Ilgın için 27.389,79 TL ödendiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 30.04.2013 tarih ve 2012/3873 Esas, 2013/5911 K. Sayılı kararı ile 1110.2012 tarih ve 2011/13071 Esas, 2012/10944 K. sayılı kararında ve bu husustaki yerleşik içtihatlarında “Bu düzenlemeye göre açılan dava süresinde olup, mahkemece yapılacak iş, ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir” şeklinde olduğu, yukarıda güncel verilere göre yapılan incelemedeki hesap unsurları ödeme tarihindeki verilere göre de geçerli olup, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede de aynen esas alındığı, ödeme tarihindeki verilere göre incelemede sadece işlemiş ve işleyecek dönem süreleri ile işleyecek aktif dönem başındaki net ücret ile pasif dönem ücreti değişecek olup, ödeme tarihindeki ücret verileri hesaba esas alınacağı, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara 24.08.2017 tarihinde ödeme yapıldığına göre, ödeme tarihindeki verilere göre davacıların maddi zararının hesabı ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin maddi zararları karşılayıp-karşılamadığı tespiti hususunda “ÖZETLE” aşağıda olduğu, kazalının ödeme tarihindeki aktif dönem net ücreti 1.450,72 TL ve pasif dönem net ücreti 1.270,75 TL olduğu, ödeme tarihi itibarı işlemiş aktif dönem (1) yıl, işleyecek aktif dönem davacı eş yönünden (28); davacı çocuk yönünden (19) yıl ve dava dışı anne yönünden (22) yıldır. İşleyecek pasif dönem davacı eş yönünden (15) yıl olduğu, ödeme tarihindeki verilere göre hesaba esas kazançlar aşağıdaki gibi olduğu,
17.02.2016-17.02.2017 arasındaki (1) yıllık işlemiş aktif devredeki net kazançları:
¸ 19 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançlar = 1.450,72 TL x 12 x 19 yıl x 1,1000 x 0,9090 = 330.764,16 TL
22 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançlar = 1.450,72 TL x 12 x 28 yıl x 1,1000 x 0,9090 = 382.990,08 TL
28 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançlar = 1.450,72 TL x 12 x 28 yıl x 1,1000 x 0,9090 = 487.441,92 TL
15 yıllık işleyecek aktif devredeki kazançlar = 1.270,75 TLx 12 x 15 yıl x 1,1000 x 0,9090 = 228.735,00 TL olduğu,
Hak sahiplerinin “ödeme tarihindeki verilere göre” maddi zararı aşağıdaki gibidir:
¸¸
¸
Hak sahiplerinin “ödeme tarihindeki verilere göre” nihai ve gerçek maddi zararı aşağıdaki gibi olduğu:
Davacı … yönünden:
…’ nın indirimsiz maddi zararı = 273.131,94 TL
Evlenme şansı indirimi (273.131,94 TL x %24) = 65.551,67 TL
…’ nın nihai ve gerçek maddi zararı = 207.580,27 TL
Davacı …yönünden = 43.984,65 TL olduğu,
Dava dışı anne yönünden = 67.162,26 TL olduğu,
Hak sahiplerinin ödeme tarihindeki verilere göre maddi zararları toplamı 318.727,18 TL olup, 310.000,00-TL tutarındaki teminat limiti aştığı, bu nedenle, hak sahiplerinin ödeme tarihindeki verilere göre teminat limitiyle sınırlı olarak maddi zararları aşağıdaki gibi tespit edildiği, ¸
Davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğu tespit edilmiş olup, inceleme detayları aşağıdaki gibi olduğu, ¸
Teminat kapsamı, temerrüt tarihi ve faiz hususunda; … plakalı aracın, 05.11.2014 – 05.11.2015 vadeli ZMSS poliçesi ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalandığı, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.11.2012 tarih ve 2012/10718 Esas ve 2012/12169 K.Sayılı kararında ve Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.02.2012 Tarih ve 2011/17-787 E, 2012/92 K.Sayılı kararında; “ …araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve karayolları motorlu Araçlar Zorunlu mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile destekten yoksun kalan davacılar zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar vermek gerekir.” şeklinde hüküm kurulduğu,) kaza tarihi itibarı ile Hazine Müsteşarlığınca belirlenmiş olan ZMSS poliçe limitleri ölüm halinde 310.000,00-TL olmakla birlikte, hak sahiplerine yapılan toplam 212.619,12-TL ödeme neticesinde bakiye teminat limiti 97.380,88 TL olduğu, davacıların nihai ve gerçek maddi zararları toplamı 662.107,88 TL olup, 97.380,88 TL tutarındaki bakiye teminat limiti aşıldığından davalı sigorta şirketinin toplamda 97.380,88 TL olmak üzere her bir davacı hak sahibinin maddi zararından aşağıda garameten tespit edilen tutarlar kadar sorumlu olduğu, ¸
Temerrüt tarihi ve faiz hususunda; Karayolları Trafik Kanunun 99.maddesinde; “….MADDE 99- Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” dendiği, davalı sigorta şirketine ihtarname ve gerekli belgelerle birlikte dava öncesinde 31.07.2017 tarihinde ihtar edildiği dosyadaki teslim belgesinden anlaşılmaktadır. Buna göre; 31.07.2017 tarihinin 8 iş günü sonrası olan 11.08.2017 tarihi temerrüt başlangıcını teşkil edecektir. Faiz nev’i talep ile bağlı kalınarak yasal faiz olduğu, sonuç olarak ödeme tarihindeki verilere göre yapılan incelemede davacılara yapılan ödemelerin yetersiz olduğunun tespit edildiği, davacı …’in talep edebileceği maddi zararının 72.648,95 TL olduğu, davacı …’in talep edebileceği maddi zararının 10.339,82 TL olduğu, temerrüt başlangıcının 11.08.2017 tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile mahkememizce alınan aktüer bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmakla işbu rapora itibar edilerek; davalı sigorta şirketi nezdinde arabamı koru genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında davacılar murisinin vefat etmesi sonucunda açılmış destekten yoksun kalma tazminat davasında taraflar arasındaki ihtilaf, meydana gelen tek taraflı trafik kazası nedeniyle, Müteveffa bakımından desteklerinin ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebinin, davacıların varsa bu zarar nedeniyle sigorta şirketinden istenebilir bakiye alacağının olup olmadığı ve miktarının ne olduğu, tazminat taleplerine ilişkin faizin başlangıç tarihinin zararın meydana geldiği tarihten itibaren işletilmesi talebinin yerinde olup olmadığı konularından kaynaklanmaktadır. Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davalarında, davalı işleten ile davalı sigortacının sorumluluğu paralel olup 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu, davalı sürücünün sorumluluğu ise 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalı işleten ve sigortacıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Davacıların müteveffanın eşi ve çocuğu olması nedeniyle müteveffa yaşasa idi davacılara destek olacak olduğu, böylece desteklik durumunun var olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas davacının yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Bu kapsamda … CBS’ lığının … Soruşturma sayılı dosyasından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda tek taraflı meydana gelen kazada davacıların desteği sürücü dışında başka bir kişiye kusur atfedilmediği, kazanın müteveffanın kusuru neticesinde meydana geldiğinin tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, yine Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı’nın 16/09/2020 tarihli inceleme raporunda; trafik kazası tespit tutanağına göre sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve çekiciye bağlı … plakalı yarı römork ile seyir esnasınsa aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yolun sağ tarafından banket dışına çıkıp su kanalına ilerleyip tekrara yola girmek istediği esnada aracın devrilmesi ve takla atması ile orta refüj çelik bariyere çarparak tek taraflı ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 56/1A (şerit izleme ve değiştirme kuralına uymamak ) kuralını ihlal ettiği tespit edilmiş olup mahkememizce trafik kazasının oluşumunda müteveffanın % 100 oranında kusurlu olduğunun kabulü gerekmiştir. İşbu kusur oranı esas alınmak ve davacının dosya kapsamıyla subut bulan kazancı esas alınmak ve bu ücretin müteveffanın ve davacıların bakiye ömürleri boyunca progresif rant yöntemine göre hesap tarihindeki peşin ödeme değerleri tespit edilmek suretiyle davacı eşin 72.648,95-TL, diğer davalı çocuğun 10.339,82-TL nin davalıdan talebi mümkün tazminat miktarları olduğu ve davalı kuruma 31/07/2017 tarihinde başvurmuş olması ve davalının başvuru tarihinden 8 gün sonra yani 11/08/2017 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili dava dosyasına ibraz edilen 19/02/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile müdeabbih değeri davacı eş yönünden 72.648,85-TL , davacı çocuk için 10.339,82-TL olarak belirlenmiş ve işbu artırılan değer üzerinden tahsili talep edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, trafik kazası tespit tutanağı, kusur ve alınmış olan aktüer bilirkişi raporu ile davacıların desteği mütevvefanın tam kusurlu şekilde 17/02/2016 tarihinde tek taraflı kaza sonucu vefat etmiş olması nedeniyle davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kaldığının kabulü ile davacıların davasının kabulüne, davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile 72.648,95-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı anne …’ın yaşı küçük davacı … adına velayeten açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile 10.339,82-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … adına velisi olan …’e verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-)Davacıların davasının KABULÜNE,
2-)Davacı …’ın destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile 72.648,95-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Davacı anne …’ın yaşı küçük davacı … adına velayeten açmış olduğu destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulü ile 10.339,82-TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı … adına velisi olan …’e verilmesine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.668,96 TL nispi karar harcının, peşin yatırılan 35,90 TL harç ve 1.401,00 TL ıslah harcı toplamı 1.436,90 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 4.232,06 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 11.588,54 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 1.190,00 TL yargılama gideri ile 35,90 TL peşin harç, 1.401,00 TL ıslah harcı ve 35,90 TL başvuru harcı toplamı 2.662,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak ve istinaf başvurma ve karar harcı ile istinaf gider avansı yatırılmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenmesi için tarafların istinaf kanun yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 25/03/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 35,90 TL
Islah Harcı : 1.401,00 TL
Karar Harcı : 5.668,96 TL
Noksan Harç : 4.232,06 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.270,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.000,00 TL
Posta Giderleri : 190,00 TL