Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1097 E. 2020/433 K. 09.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1097 Esas
KARAR NO : 2020/433

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalıdan 26.02.2018 tarihli iade faturasından kaynaklı alacağı bulunduğunu, faturadaki malların müvekkili şirket tarafından iade edilmiş olduğunu, davalının iade faturası üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının asılsız olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde düzenlenen diğer faturalardaki mevcut imzalarında dava konusu fatura üzerindeki imzalarla aynı olduğunu ve diğer faturalar için herhangi bir itiraz bulunmadığını, bu faturaların davalı tarafça ödendiğini, alacağın tahsili amacı ile … 37.İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, açıklanan nedenlerle davalı itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … ithalatı ve satışı yaptığını, aynı zamanda Türkiye’ deki puro üreticisi olan …. A.Ş. nin kurucu ortağı olduğunu, davacı firmanın müvekkilinin ve ortağı olduğu şirketin … bayilerinden biri iken firma politikalarına aykırı olarak diğer bayilerin bölgelerine satış yapması ve sair davranışları sebebiyle bayilik ilişkisinin müvekkili ve adı geçen firma tarafından sona erdirilmiş olduğunu ve davacının 25.01.2018 tarihinde müvekkilini 31.01.2018 tarihinde … A.Ş. yi yazılı olarak ibra ettiğini, ibra işleminden bir ay kadar sonra davacı firma yetkilisinin müvekkilini arayarak ellerinde kalan bir kısım ürünü satamadıklarını/satmak istemediklerini ve iade etmek istediklerini ifade ettiğini, müvekkilinin de ürünleri göndermeleri halinde bedelini ödeyeceğini belirttiğini, davaya konu 26.02.2018 tarih … no.lu 14.806,70 TL bedelli iade faturasına konu ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin defalarca davacı şirket ile irtibat kurduğunu en son … 16. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ürünlerin iadesinin talep edildiğini, davaya konu fatura altındaki teslim eden-teslim alan imzalarının aynı el mahsulü gibi görünen altında isim bulunmayan ve aynı şekle havi imzalar olduğunu, açıklanan nedenlerle; davanın reddine, davacı aleyhine % 20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.67’de düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen … 37. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı/ alacaklının, davalı/ borçlu aleyhine 19/10/2018 tarihinde, ilamsız yolla 26.02.2018 tarihli … no.lu 14.806,70 TL tutarlı faturaya dayalı olarak, 14.806,70 TL-fatura alacağı ile 1.245,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.052,59-TL’lik alacağa asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/ borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmektedir.
İhtilaf, davacı takip alacaklısının, davalıdan takip sebebi itibarıyla alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti, iade faturasına konu malların davalıya iade edilip edilmediği konularından kaynaklanmakta olup, ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için alacağın var olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti için bu kişilerin defter ve belgelerinin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Bu kapsamda muhasebe/ finans uzmanı mali müşavir bilirkişi …’dan alınan 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı tarafından davalı aleyhine yapılan takip sebebinin 26.02.2018 tarihli … no.lu 14.806,70 TL tutarlı fatura olduğu, Huzurdaki İtirazın İptali davasına konu icra takibinin, davacı şirket tarafından 19.10.2018 tarihinde … 37. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine;
14.806,70 TL Asıl Alacak
1.245,89 TL İşlemiş Faiz olmak üzere
16.052,59 TL üzerinden icra takibi yapılmış olduğu ve takip talebi üzerinde takibin dayanağı olarak; “ 26.02.2018 tarihli … no.lu 14.806,70 TL tutarlı Fatura ” gösterildiği ve takip ve davaya konu fatura altında teslim eden-teslim alan kısmında isim yazılı olmadığı, mevcut imzaların her iki tarafta benzer şekilde olduğu tespit olunmuştur.
Davalı şirket tarafından cevap dilekçesi ekinde dosyaya sunulan belgelerin tetkikinde;
a) Davalı şirket tarafından keşide edilen … 16. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya; iadesi kararlaştırılmış olan ürünlerin iade edilmediği ve tanzim edilen fatura altındaki teslim eden-teslim alan imzalarının aynı el mahsulü olduğu, faturaya konu ürünlerin tam, eksiksiz ve iyi durumda taraflarına iade edilmesinin talep edilmiş olduğu görülmektedir. Söz konusu ihtarnamenin tebliğ mazbatasına göre; davacı şirkete 17.10.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından incelemeye ibraz edilen ticari defter kayıtlarının tetkikinde, taraflar arasındaki dava konusu ticari faaliyete ilişkin bilgilerinin incelenmesinde:
a) Davalı şirket ile olan ticari münasebetini, Verilen Sipariş Avansları hesabında 159.01.009 no.lu hesap kodu altında takip etmekte olduğu,
b) Davalı şirket adına tanzim edilen iade faturalarını bu hesabın borcuna kaydetmiş olduğu, davalı şirket tarafından iade edilen çekleri bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu,
c) Takip talebine konu 14.806,70-TL tutarlı fatura kaydının mevcut olduğu tespit edilmiştir.
Buna göre davacı şirketin kendi ticari defterlerinde, takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 14.806,70-TL alacaklı durumda olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirket tarafından incelemeye ibraz edilen ticari defter kayıtlarının tetkikinde, taraflar arasındaki dava konusu ticari faaliyete ilişkin bilgilerin incelenmesinde ise;
a) Davacı şirket ile olan ticari münasebetini …no.lu hesap kodu altında takip etmekte olduğu,
b) Dava konusu iade faturasına ilişkin ise Alınan Sipariş Avansları hesabında 340.P02 no.lu hesap kodu altında takip etmekte olduğu,
c) Davacı şirket tarafından tanzim edilen 26.02.2018 tarihli …no.lu 14.806,70 TL tutarlı faturayı 01.03.2018 tarihinde bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu ve karşı hesap olarak Ticari Mallar hesabına giriş yapılmış olduğu,
d) Davacıya ait hesap bakiyesinin takip tarihi itibariyle 14.806,70 TL Alacak bakiyesi verdiği tespit edilmiştir.
Buna göre davalı şirket kendi ticari defterlerinde, takip tarihi itibarıyla davacı şirkete 14.806,70 TL borçlu durumdadır.
Taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde; icra takibine konu edilen 26.02.2018 tarih … no.lu 14.806,70-TL tutarlı İade Faturasının, taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, bir başka ifade ile; faturanın davalı şirketin kabulünde olduğu tespit edilmiştir.
Ancak davalı şirket, iade faturasına konu edilen ürünlerin davacı tarafından teslim ve iade edilmemiş olduğunu, fatura üzerindeki teslim eden-teslim alan imzalarının aynı el mahsulü imzalar olduğunu beyan ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacı şirket tarafından tanzim edilen diğer iade faturaları incelemeye sunulduğu bunların incelenmesi sonucu taraflar arasındaki ticari faaliyette iade işlemlerinin uygulanmakta olduğu anlaşıldığı, davacı şirket tarafından tanzim edilmiş olan takip talebine konu faturanın davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, buna göre davacının takip tarihi itibarıyla davalıdan 14.806,70-TL tutarlı fatura alacağını talep edebileceği, faturaya konu edilen ürünlerin davalıya iade edilip edilmediği hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, Taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davacı şirket tarafından tanzim edilen diğer iade faturaları incelendiğinde, ticari faaliyette iade işlemlerinin uygulanmakta olduğu, Taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarında icra takibine konu edilen 26.02.2018 tarih … no.lu 14.806,70 TL tutarlı İade Faturasının, taraf şirketlerin ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, bir başka ifade ile; faturanın davalı şirketin kabulünde olduğu ancak davalı şirket, iade faturasına konu edilen ürünlerin davacı tarafından teslim ve iade edilmemiş olduğunu, fatura üzerindeki teslim eden-teslim alan imzalarının aynı el mahsulü olduğunu beyan etmiş olduğu, faturaya konu edilen ürünlerin davalıya iade edildiğine dair dosyaya sunulan irsaliyeli faturada bilirkişi incelemesi sırasında da davacı yanın muhasebecisinin irsaliyeli fatura üzerindeki teslim alan teslim eden imzalarının her ikisinin de kendisine ait olduğunu beyan ettiği mahkememizce de yapılan tespitte imzaların aynı olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari hayatın olağan durumlarından biri satın alınan malın bir süre sonra çeşitli nedenlerle satıcıya iade edilmesinin mümkün olduğu, mükellefler arasında iade edilen mallara ilişkin belge düzenine dair vergi hukukumuzda doğrudan bir düzenleme yapılmadığı, böyle olmakla beraber gerek vergi idaresinin konuya ilişkin muktezalarından gerekse mükelleflerce uzun zamandır benimsenmiş uygulamalardan, mükellefler arası mal iadelerinde “iade faturası” düzenlendiği bilinmekte olduğu, iade faturası esas itibariyle bir fatura olmadığı, bir faturanın karşı tarafça tamamen veya kısmen kabul edilmemesi veya satılan malların herhangi bir sebeple tamamen veya kısmen iade edilmesi halinde, alıcı tarafından hazırlanan ve söz konusu asıl faturanın kısmen veya tamamen kabul edilmediğini veya malın iadesini göstermek üzere hazırlanarak söz konusu işlemlerin muhasebeleştirilmesini sağlayan belgeye uygulamada iade faturası denilmekte olduğu Davacının düzenlediği iade faturası olarak tanımlanan ve içinde davalının davacıya sattığı emtia bedeli olan faturanın davalı tarafından itiraza uğramadan defterlerine kaydedilmesi ve TK.’ nın 21/2.maddesine göre davalının iade faturasının içeriğini kabul etmiş olması anlamında olmasına karşın, bir satım ilişkisinde satıcının malın miktarını ve alıcıya teslimini, karşı tarafta yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorunda olduğu gibi, sevk irsaliyesindeki teslimatın (malın iadesinin) davalıya yapıldığının davacı tarafça ispatı gerekli olup, bu husus tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konamamış ve irsaliyeli fatura üzerindeki teslim alan ve teslim eden imzalarının aynı olduğu davacı muhasebecisi tarafından bilirkişi incelemesi sırasında beyan edilmiş ve mahkememizce de imzaların aynı olduğu açıkça anlaşılabilmektedir. İade faturasından kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda Somut olayda karşılıklı edim yükleyen ticari satış sözleşmelerinde davacı alıcı, iade edilen malın teslim edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Tek başına iade faturası düzenlenmesi yeterli olmayıp, iade faturası içeriği malın da iadesi gerekmesine karşın davacının malın davalı yana iade edildiğini ispat edememiş olduğu görülmektedir.
Bu kapsamda takip sebebi itibarıyla yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan gerekçelerle davacının davalıdan alacaklı olduğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın esastan REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 193,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 139,48 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı mahkememiz gerekçeli kararının HMK 345 maddesi gereğince taraflara tebliği tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine dilekçe verilmek ve istinaf başvuru ve karar harçları ile istinaf gider avansının tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesince incelenebilmesi için tarafların istinaf yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 193,88 TL
Karar Harcı : 54,40 TL
Bakiye Harç : 139,48 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.400,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 00,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 800,00 TL
Posta Giderleri : 427,00 TL