Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1084 E. 2018/1182 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1084 Esas
KARAR NO : 2018/1182

DAVA : Hakem Tayini
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Hakem Tayini davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketler ile davalı arasında protokol ve tahkim başlıklı belge imzalanarak taraflar arasındaki 20.08.2016 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi kapsamındaki uyuşmazlıklarla ilgili olarak tahkim yargılamasına gidilmesine ve tahkim yargılamasının ne şekilde yürütüleceğine ilişkin esasların belirlendiğini, Tahkim Sözleşmesinin 2.2. Maddesinde ise hangi koşullar gerçekleştiği taktirde sözleşmenin yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, ilgili maddenin (iii) bendi uyarınca sözleşmenin 16.08.2018 tarihinde yürürlüğe girdiği, Tahkim Sözleşmesinin 2.10. maddesinde uyuşmazlığın müzakere yoluyla çözümü için öngörülen on beş günlük sürenin bitimini takiben davalının kendi hakemini seçerek müvekkillere bildireceği, tahkim yargılamasının üç hakem tarafından yapılacağı, bu bildirim üzerine davacı tarafça on beş gün içerisinde hakem bildirimi yapılacağı, on beş gün içerisinde iki hakem üçüncü hakemi seçemediği taktirde mahkemeye başvurulacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafça Doç. Dr. …, davalı tarafça da Prof. Dr. …’nun hakem olarak belirlendiği, ancak hakemlerin atanmasından itibaren on beş gün içerisinde üçüncü hakemin seçimi konusunda nihai karara varılamadığı, üçüncü hakemin seçilememesi nedeniyle hakem heyeti oluşturulamadığından tahkim yargılamasının yapılamadığı, tahkim yargılamasının yapılabilmesi için Tahkim Sözleşmesinin 2.10 maddesi uyarınca üçüncü hakemin mahkemece seçilmesinin talep edilmesi zorunluluğu doğduğu iddia edilerek taraflar arasında düzenlenen 20.06.2018 tarihli Protokol ve Tahkim Sözleşmesi uyarınca hakem heyeti oluşturularak tahkim yargılaması yapılabilmesi amacıyla şirket birleşme ve devir almaları, hisse devir sözleşmeleri ve tahkim konusunda uzman hukukçular arasından seçilecek bir kişinin üçüncü hakem olarak atanması talep ve dava edilmiştir.
CEVAP /
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacılar arasında 20.08.2016 tarihinde “…” ismiyle maruf eğitim kurumlarının sahibi bulunan şirkette davacıların sahip oldukları hisselerin müvekkil şirket tarafından satın alınmasıyla ilgili olarak bir Hisse Devir Sözleşmesi (“Sözleşme”) imzalandığı, sözleşmenin, Türk Borçlar Kanunu’nun özel ve genel hükümlerine tabi olup müvekkili şirketin iddia ve taleplerinin zemini ve çözüm merkezinin de esas olarak Borçlar Hukuku olduğu, zira ortada akdedilmiş bir sözleşme; sözleşme ile satışı yapılan mal; satılan malın (beklenen değerin altında ekonomik değere sahip olması, ekonomik yararlara ilişkin eksiklikler olması gibi nedenlerle) ayıplı çıkması; sözleşme kapsamında satıcıların verdikleri beyan ve tekeffüllerde eksiklik/yanlışlık olması, bir kısım hususların hiç beyan edilmemesi gibi durumların söz konusu olduğu, bu meyanda hakem heyeti tarafından yürütülecek tahkim yargılamasında esas olarak ayıp, satıcının sorumluluğu, alıcının hakları, tazminat ve takas gibi konuların ileri sürülecek ve değerlendirilecek olduğu, müvekkili şirket tarafından davacılara gönderilen Tahkime Konu İddia ve Talep Bildirimi’nden de anlaşılacağı gibi, 20.08.2016 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi akdedildiği, devralmanın da tamamlandığı, uyuşmazlığın esasının, hisse devir sözleşmesi ile satılan, müvekkil şirket tarafından devralınan malın ayıplı çıkması ve bu nedenle alıcının başta Türk Borçlar Kanunu olmak üzere mevzuatın kendisine tanıdığı hakları kullanmak istemesi, buna karşın satıcıların (yani, davacıların) bu iddia ve talepleri kabul etmemesi olduğu iddia edilerek Borçlar Hukuku alanında uzman bir hukukçunun üçüncü hakem olarak seçilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava, HMK 416 maddesi ve devamı maddeleri gereğince, taraflar arasında imzalanan 20.06.2018 tarihli “Protokol ve Tahkim Sözlemesi” kapsamında hakem heyeti oluşturulabilmesi için heyete dahil olacak üçüncü hakemin seçimi istemine ilişkindir.
HMK 416 maddesinde; “(1) Taraflar, hakem veya hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmakta serbesttir. Taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa hakem seçiminde aşağıdaki usul uygulanır:
a) Ancak gerçek kişiler hakem seçilebilir.
b) Tek hakem seçilecek ise ve taraflar hakem seçiminde anlaşamazlarsa hakem, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından seçilir.
c) Üç hakem seçilecek ise taraflardan her biri bir hakem seçer; bu şekilde seçilen iki hakem üçüncü hakemi belirler. Taraflardan biri, diğer tarafın bu yoldaki talebinin kendisine ulaşmasından itibaren bir ay içinde hakemini seçmezse veya tarafların seçtiği iki hakem seçilmelerinden sonraki bir ay içinde üçüncü hakemi belirlemezlerse, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından hakem seçimi yapılır. Üçüncü hakem, başkan olarak görev yapar.
ç) Üçten fazla hakem seçilecek ise son hakemi seçecek olan hakemler yukarıdaki bentte belirtilen usule göre taraflarca eşit sayıda belirlenir.
d) Hakemin birden fazla kişiden oluşması hâlinde en az birinin kendi alanında beş yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması şarttır.
(2) Hakemlerin seçim usulünü kararlaştırmış olmalarına rağmen;
a) Taraflardan biri sözleşmeye uymazsa,
b) Kararlaştırılmış olan usule göre tarafların veya taraflarca seçilen hakemlerin hakem seçimi konusunda birlikte karar vermeleri gerektiği hâlde, taraflar ya da hakemler bu konuda anlaşamazlarsa,
c) Hakem seçimi ile yetkilendirilen üçüncü kişi, kurum veya kuruluş, hakemi ya da hakem kurulunu seçmezse, hakem veya hakem kurulunun seçimi, taraflardan birinin talebi üzerine mahkeme tarafından yapılır. Mahkemenin, gerektiğinde tarafları dinledikten sonra bu fıkra hükümlerine göre verdiği kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. Mahkeme, hakem seçiminde tarafların sözleşmesini ve hakemlerin bağımsız ve tarafsız olması ilkelerini göz önünde bulundurur. Üçten fazla hakem seçilecek hâllerde de aynı usul uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 20.08.2016 tarihli Protokol ve Tahkim Sözleşmesi’nin 2.10 maddesinde “Tahkim yeri İstanbul’dur. Taraflar, tahkim yargılamasının 3 (üç) hakem tarafından yürütülmesine karar vermişlerdir. Ancak gerçek kişiler hakem atanabilir. Hakemlerin kendi alanında 5 (beş) yıl ve daha fazla kıdeme sahip bir hukukçu olması zorunludur. Buna göre yukarıda madde 2.5’de uyuşmazlığın müzakere yoluyla çözümü için öngörülen 15 (onbeş) günlük sürenin hitamını takiben 15 (onbeş) gün içinde … Yapı kendi hakemini seçecek ve bunu diğer tarafa bildirecektir. (Tahkim sürecinin başlaması için Madde 2.5’de belirtilen 15 (onbeş) günlük müzakere süresinin bitmiş olması ve bu süre sonunda tarafların imzaladıkları bir mutabakat metni olmaması yeterlidir, aynca müzakere yapılmadığına veya müzakerelerin olumlu sonuçlanmadığına ilişkin bir tutanak vb belge düzenlenmesi zorunlu değildir.) Bu bildirimin karşı tarafça alınmasını takiben 15 (onbeş) gün içinde diğer taraf da kendi hakemini seçerek bunu … Yapı’ya bildirecektir. Ardından karşı tarafça … Yapı’ya yapılan bildirimin … Yapı’ya ulaşmasını takiben 15 (onbeş) gün içinde taraflarca atanan 2 (iki) hakem üçüncü hakemi seçecek ve hakemler ilk toplantılarını yapacaklardır. Taraflarca seçilen iki hakemin söz konusu 15 (onbeş) günlük süre içinde üçüncü hakemin seçiminde mutabık kalamamaları durumunda tarafların birlikte veya herhangi birinin başvurusu üzerine üçüncü hakem mahkeme tarafından seçilecektir. Taraflarca süresi içinde seçilen üçüncü hakemin herhangi bir nedenle hakemlik görevini ifa edemeyeceğinin anlaşılması durumunda bu durumun öğrenilmesini takiben üçüncü hakem yine işbu fıkra hükümleri çerçevesinde taraflarca seçilecektir. Tarafların mutabık kalmalarına karşın ikinci turda seçilen yeni üçüncü hakemin de herhangi bir nedenle hakemlik görevini ifa edemeyeceğinin anlaşılması durumunda ise taraflar bu hususta başkaca karar alamayacak ve taraflardan birinin başvurusu üzerine üçüncü hakem mahkeme tarafından seçilecektir.” hükmü taraflar arasında imza altına alınmıştır.
HMK 410 maddesinde tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olacağı, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının Türkiye’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olacağının hükme bağlandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 2.10 maddesi gereğince Tahkim yerinin İstanbul olduğu ve mahkememizin yetkili bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan Tahkim Sözleşmesinin 2.10 maddesi gereğince, davacı tarafça Doç. Dr. …’ın, davalı tarafça da Prof. Dr. …’nun hakem olarak belirlendiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın üçüncü hakemin seçiminden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşme ve beyanlar kapsamında üçüncü hakemin mahkeme tarafından seçilmesinde bir ihtilaf bulunmadığı, dava koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından HMK 416 maddesi gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
Taraflar arasında düzenlenen 20.08.2016 tarihli Protokol ve Tahkim Sözleşmesi ile ilgili tahkime konu uyuşmazlığın çözümü yönünden sözleşmenin 2.10 maddesi ve HMK’nun 416. maddesi gereğince, davacı hakemi Doç. Dr. …, davalı hakemi Prof. Dr. … ile birlikte hakemlik görevini yürütmek üzere üçüncü hakem olarak Hukukçu … (TC:…)’ın seçilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcı peşin alınmış olmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Kararın taraf vekillerine ve davacı Hakemi Doç. Dr. …, davalı Hakemi Prof. Dr. … ve mahkememizce seçilen üçüncü Hakem …’a tebliğe çıkarılmasına,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
Davacı tarafça yapılan toplam 30,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 28/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Yazı İşleri Müdürü