Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1071 E. 2019/1108 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1071
KARAR NO : 2019/1108

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakanlar Kurulu Kararı ve Bankacılık Yasası uyarınca, temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi …’ye devredilen … A.Ş. … A.Ş., … A.Ş. ve … A.Ş.,ile satışa sunulması mümkün görülmeyen … T.A.Ş.’nin tm aktif ve pasifiyle … A.Ş. bünyesinde birleştirilmesine ilişkin … Yönetimi Kurulunun 26.01.2001 tarihli kararının olduğunu, aynı karar gereğince bankaların faaliyette bulunma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığını, … ile … arasında akdedilen 09/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesinde … A.Ş.’nin …’a devredildiğini, akabinde … A.Ş.’nin 11/02/2002 tarihinde … bünyesinde devren birleştirildiğini, daha sonra bankanın unvanının 07/07/2008’de … Bank A.Ş. olarak değiştirildiğini, … Bank A.Ş. bünyesinde devren birleştirilen bankalarda bulunan hesapların mevduat sahiplerinin bilgi ve talimat ve iradesi dışında offshore bankasına havale edildiği iddiasıyla … Bank A.Ş aleyhine davalar açıldığını, söz konusu davalarda mahkemelerce ilk önce ret kararları verildiğini, ancak daha sonra Yargıtay kararları doğrultusunda kabul kararları verilerek bu davaların banka aleyhine sonuçlandığını, anılan mahkeme kararlarına konu alacakların icra dosyalarında … Bank A.Ş. tarafından ödendiğini ancak sonrasında … ile … arasında akdedilen hisse devir sözleşmesi uyarınca tazmine konu edildiğini ve … tarafından bankaya ihtirazi kayıtla ödemelerin yapıldığını, müvekkili Fon tarafından davalı bankaya ihtirazı kayıtlı yapılan bu ödemelerin iadesi için muhtelif icra takipleri yapıldığını ve ilk yapılan takibe bağlı olarak açılan itirazın iptali davasının mahkememizin 2013/205 E sayılı dosyasında görüldüğünü, davanın reddedildiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesince kararın bozulması üzerine yeni esasının 2016/1152 olduğunu, yapılan yargılama sonucunda ret kararı verildiğini ve dosyanın Yargıtay’da bulunduğunu, … ile … arasında yapılan hisse devir sözleşmesi hükümleri gereğince müvekkili Fon’un offshore ödemelerinden sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceğini, sözleşme hükümlerinin bir bütün halinde yorumlanması halinde bu sonucu varılacağını, hisse devir sözleşmesi hükümlerinin bugünkü şartlarda değerlendirilmesi durumunda Fon aleyhine sonuçlar doğurduğunun anlaşılacağını, TBK’nun 18 maddesi ve TMK’nun 2. maddesi çerçevesinde sözleşmenin değerlendirilmesi gerektiğini, tarafların iradesinin tüm hal ve şartlar dikkate alınarak dürüstlük kuralına göre anlamlandırılmasının zorunlu olduğunu, bu sebeple 01/01/2017-19/03/2018 tarihleri arasında ihtirazi kayıtla davalıya ödenen bedellerden talimatı olmayanlar hariç tutularak hesaplanan 48.117.559,17 TL ana para alacağı ve 3.418.791,61 TL işlemiş avans faiziyle birlikte toplam 51.536.350,85 TL alacağın tahsili amacıyla … 28. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla davalıya karşı yapılan icra takibine itiraz edildiğini, itirazın haksız olması nedeniyle anılan icra dosyasındaki itirazın iptaline ve takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin 2013/205 E sayılı dosyasında huzurdaki bu dava ile konusu bire bir aynı olan davanın görülerek reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesince bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken bu gereğin yerine getirilmeyip eksik incelemeyle karar verildiği gerekçesiyle bozulduğunu, dosyanın 2016/1152 Esasını aldığını ve bozma kararı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırıldığını ve alınan rapor doğrultusunda davanın reddedildiğini ve dosyanın temyiz incelemesinde olduğunu, aynı nedene dayalı olarak yapılan takiplere itirazın iptali istemiyle … 2. ATM’nin …, … ve … E sayılı dosyalarında açılan davaların bulunduğunu, anılan mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda da tüm davaların reddedildiğini ve dosyaların istinaf incelemesinde olduğunu, davacı ile … arasında akdedilen 09.08.2001 tarihli sözleşme adından da açıkça anlaşılacağı üzere, bir hisse devir sözleşmesi olduğunu, bu hususun 09.08.2001 tarihli Hisse devir sözleşmesinin “Sözleşmenin Konusu” başlığını taşıyan 2. maddesinde hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak bir şekilde ifade edildiğini, hisse devir sözleşmesinin imza tarihi (09.08.2001) itibarı ile BDDK-… tek kurum olarak bankaları denetleyen, gerektiğinde hisselerine el koyan, gerektiğinde hisselerinin bir kısmını ya da tamamını satan özerk bir kurum olduğunu, … kanundan kaynaklanan bu yetkilerini kullanarak … A.Ş. nin hisselerinin tamamını …’a sattığını, bu satışla … A.Ş. nin hisseleri bir başka ifade ile sahipliğinin …’a geçtiğini, BDDK-… sözleşmede satıcı sorumluluğu ile sattığı bankanın iş ve işlemlerinden kaynaklanacak her türlü hukuki ve mali sorumluluğu üstlenerek birtakım taahhütlerde bulunduğunu, 09.08.2001 tarihinde akdedilen Hisse Devir Sözleşmesi bankanın satışı amacıyla hisse senetlerinin %100’ünün devri (…) niteliğinde yapılmış geçerli ve kanuna uygun bir sözleşme olduğunu, … ile … arasındaki Hisse Devir Sözleşmesi gereğince tamamıyla … nin borçlu konumunda bulunduğu senelerce Mahkemeler nezdinde hem “borcu üstlenen” hem de davada müvekkil Bankanın adının şeklen yer aldığını kabul ettiğinden Müvekkil Bankanın bizzat vekaletini almak suretiyle davaları … vekillerinin takip ettiğini, mahkeme kararı neticesinde hükmedilen bedellerin müvekkili banka tarafından ödendiğini, daha sonra Fon tarafından bu bedellerin müvekkiline ödenmiş olduğunu, davaların yoğun şekilde kaybedilmeye başlanması ve yönetimlerdeki değişiklikler üzerine müvekkili bankaya ödeme yapılırken ihtirazi kayıt konulmaya başlandığını, müvekkili bankanın … ile … arasında akdedilen 09.08.2001 tarihli sözleşmenin asli tarafı olmadığından kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenle davanın öncelikle usulden, olmadığı taktirde esastan reddiyle alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Mahkememizin 2016/1152 E. 2018/136 K. sayılı dosyasında sunulan delillerin bu davadaki delilleri oluşturduğu anlaşıldığından, anılan dosyanın bir sureti mahkememizin iş bu dosyasının içine alınmıştır.
Davaya esas … 28. İcra Dairesinin … E sayılı dosyası incelendiğinde, davacı … tarafından 48.117.559,17 TL asıl, 3.418.791,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 51.536.350,85 TL alacağın tahsili amacıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava, … ödemelerinin davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/1152 E sayılı dosyasında ki dava konusunun huzurdaki bu dava ile aynı olduğu, zira dayanılan nedenlerin aynı bulunduğu, sadece icra takibine konu olan alacağın farklı olduğu, bu hususunda, davalıya farklı tarihlerde yapılan offshore ödemelerinin icra takibine konu edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında icra takibine konu edilen miktar yönünden bir uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacının daha önceden Fon’a devredilen … A.Ş. ile ilgili olarak … hesaplarına aktarılan mevduatlar nedeniyle mahkeme kararları doğrultusunda davalı banka tarafından yapılan ödemelerin, davacı Fon tarafından davalıya ihtirazi kayıtla ödenmesinden sonra, hisse devir sözleşmesi çerçevesinde bu ödemelerin davalıdan istenebilir olup olmadığı konusundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 2016/1152 E sayılı dosyasında, 2013/205 E-319 K sayılı kararla davanın reddedildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 25/05/2015 tarihli ilamıyla bozulduğu ve bozma kararında dava konusu alacakların devredilen veya devredilmediği iddia edilen aktiflerle ilgili olup olmadığı konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınıp hisse devir sözleşmesi çerçevesinde delillerin hep birlikte değerlendirilmesi gerektiğine işaret edildiği, bozma kararına uyularak bilirkişi incelemesinin yaptırıldığı ve anılan raporda, ” … ile … arasında 09/08/2001 tarihinde akdedilen hisse devir sözleşmesiyle bankanın hisselerinin tamamının … Grubuna devredildiği, daha sonra …’ın ortaklık yapısının değiştiği ve 18/06/2007 tarihinde … ‘ye devredildiği, hisse devir sözleşmesinin 6. maddesinde, …’nin sorumluluğunun belirtildiği ve anılan bu maddede, … A.Ş. ile bünyesinde birleştirilen diğer bankaların devir tarihinden önceki tarihlerde gerçekleştirilen işlemlerle ilgili olduğu, banka müşterileri tarafından açılan davalar ile banka yöneticilerinin mevzuata aykırı eylemleri sonucu bankanın 3.kişilere karşı sorumlu olabileceği haller nedeniyle … kurumuna ve bankanın maruz kalabileceği hertürlü zararla ilgili olarak …’nin sorumluluğu ve yükümlülüğü üstlendiği, bankanın … kurumuna devredilmesi aşamasında bilanço bütünlüğüyle devredilmediği, yaklaşık 6 milyarlık bilançonun 4.3 milyarlık kısmının …’nin bünyesinde olan bankalara devredildiği, …’a devredilen bilanço büyüklüğünün 2.013.412.000,00 TL olarak belirlendiği, devredilen bilançoda yeni bir yükümlülük ve taahhüt kalemlerinin de yer aldığı, nazım hesaplarının 0 bakiye arz ettiği ve bu nazım hesaplardaki bakiyenin … hesaplarında kaldığı, yeniden belirlenen yükümlülük ve taahhüt kalemleri içinde … mevduat hesaplarının yer almadığı, … hesaplarının devre konu edilmediği, hisse devir sözleşmesi kapsamında satış sürecinde bağımsız denetim firması … tarafından devir tarihi itibariyle mali durum tespit raporunun düzenlendiği ve sözleşmenin taraflarına teslim edildiği, taraflarca bu rapora itiraz edilmediği ” yönünde tespitin yapıldığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki bu davada, yukarıda içeriği özetlenen dava dosyasında dayanılan nedenlerin aynı olması ve ihtilafın halli için hisse devir sözleşmesine esas devir bilançosundaki kalemlerin değerlendirilmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasının gerekmesi ve mahkememizin 2016/1152 E. sayılı dosyasında bu konuda ayrıntılı inceleme yapılarak rapor alınması karşısında usul ekonomisi de gözetilerek artık yeniden aynı konuda inceleme yaptırılmasına gerek görülmemiş, anılan dosyadaki rapor dosyamız içine alınmıştır. Nitekim, anılan dosyada mahkememizce verilen 2016/1152 E -2018/136 K sayılı 15/02/2018 tarihli kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2249 E 2019/4543 K sayılı 30/09/2019 tarihli ilamıyla onandığı, dosyanın karar düzeltme aşamasında bulunduğu anlaşılmıştır.
… Bankası, … A.Ş, … A.Ş ve … A.Ş. … Bankası … A.Ş.’nin 22.12.1999 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin 4389 Sayılı Yasanın 14/3-4. maddesi uyarınca, …’ye devredildiği ve 4389 Sayılı Yasanın 14/5-a-b bentleri gereğince bankaların ödenmiş sermayeleri tutarındaki zararlarının fon tarafından devralındığı, aynı tutardaki karşılıkları ilgili bankalara ödenerek hisselerinin tamamının fon adına kayıt ve tescil edildiği anlaşılmıştır.
Fon Yönetim Kurulunun 26.01.2001 tarihli kararı doğrultusunda … A.Ş yönetim kurulunun 15.02.2001 tarihli kararıyla Yaşarbank, … ve … ve … A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleri ile … A.Ş bünyesinde devren birleştirildiği, fon yönetim kurulunun 16.02.2001 tarihli kararı üzerine BDDK’nın 17.02.2001 tarihli kararı doğrultusunda … A.Ş bünyesinde birleşen bankaların 4389 Sayılı Yasanın 14. maddesi çerçevesinde mevduat kabul etme ve bankacılık yapma izinlerinin kaldırıldığı, BDDK’nın 17.04.2001 tarihli, fon yönetim kurulunun 18.04.2001 tarihli kararlarıyla daha önce fona devredilen … A.Ş’nin de tüm aktif ve pasifiyle … A.Ş bünyesinde birleştirme işlemleri gerçekleştirildiği görülmektedir.
Birleşme sonrası … A.Ş’nin bilanço büyüklüğü 2,5 milyar TL’ye ulaşmıştır. Çözümleme faaliyetleri sonucunda … yönetim kurulunun 31.07.2001 tarihli kararı ve 08.08.2001 tarihli kararlarıyla … A.Ş’nin hisse senetlerinin 13.08.2001 tarihine kadar …’a satılmasına karar verildiği anlaşılmış ve buna göre davacı … ile … arasında 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalanarak … A.Ş’nin hisselerinin tamamının …’a satışı konusunda anlaşmaya varılmıştır.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra hisselerin fiili devir işlemleri 10.08.2001 tarihinde tamamlanmıştır. … tarafından … A.Ş ve … Bank A.Ş’nin, … Bank A.Ş nezdinde birleşmesiyle ilgili olarak BDDK’dan izin alınmış ve 11.02.2002 tarihinde birleşme işlemi tamamlanmış, daha sonra … kurumu tarafından … Bank A.Ş’nin … Grubuna satıldığı ve bankanın 07.07.2008 tarihinde … Bank A.Ş adını aldığı tespit edilmiştir.
… ile … arasında … A.Ş’nin hisselerinin satışıyla ilgili 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmede bankalar yasası çerçevesinde %100 hissesi …’ye intikal eden ve 6 bankanın birleştirilmesi sonucunda oluşturulan … A.Ş’nin sermayesini teşkil eden ve her biri 1.000 TL nominal değerli toplam 133.400.000.000 adet hissenin … tarafından …’a satışı ve devrinin kararlaştırıldığı ve anılan tarih itibariyle bankanın ödenmiş sermayesinin 133.400.000.000.000 TL olduğu belirlenmiştir.
Hisse devir sözleşmesinin 4.7. maddesinde, devre konu bankanın mevduatının üzerinde herhangi bir takyidatın olmadığı, bankanın asli borçlu, kefil, garantör ya da benzeri ad altında herhangi bir gerçek ya da tüzel kişiye tahakkuk etmiş veya ödenmemiş başka borcu veya yükümlülüğünün bulunmadığı, 4.15. maddesinde, …… yasal defterlerine intikal ettirilmemiş veya kaydedilmemiş herhangi bir borcunun, alacağının, taahhüt ya da yükümlülüğünün bulunduğu konusunda herhangi bir tespitin bulunmadığı, 4.28. maddesinde, bankanın mali tablolara yansıtılanlar dışında üzerinde önemli olumsuz etki oluşturmuş veya oluşturması beklenen herhangi bir yükümlülük altına girmediği, 4.29. maddesinde de, …’nin bankanın …’a, bu satışa ilişkin yazılı olarak açıklamadığı, bankanın mali durumunda varlıklarında, niteliğinde, aktif veya pasifinde olumsuz etkiye yol açabilecek önemli bir durumun bulunmadığı ifadelerine yer verildiği görülmektedir.
Hisse devir sözleşmesinin V-IV maddesinin taahhütler başlığı altında düzenlendiği ve 6.13. maddesinde, dava, takip, soruşturma veya benzeri ihtilaflar sonucu ortaya çıkacak risklerle ilgili olarak sorumluluk çerçevesinin çizildiği görülmektedir.
Anılan maddede,
Bankanın devir tarihinden önceki döneme ait olmak kaydıyla,
Bankanın veya bankaya devredilen diğer bankaların …’ye devrinden önceki ortakları tarafından açılmış ve açılabilecek davalar,
Banka ve bankaya devredilen diğer bankaların müşterileri tarafından açılmış ve açılabilecek davalar,
Banka ve bankaya devredilen diğer bankaların yöneticilerinin ilgili eylem ve işlemlerinde mevzuata uymamaları nedeniyle bankanın 3. kişilere karşı sorumlu olabileceği hallerden doğacak tüm yükümlülükten ve bunlara ilişkin olarak mahkemelere intikal etmiş bulunan dava, takip ve benzeri işlemlerin sonuçlarından masraflarda dahil olmak üzere … sorumludur.
Banka bu dava, takip ve talepleri …’ye 5 gün içinde bildirecek ve bu tür davaları HMK. uyarınca …’ye ihbar edecektir. Banka ihbar tarihine kadar dava ve takipleri iyiniyetle yürütecektir. Banka alacaklıları tarafından devir tarihi öncesi döneme ilişkin açılmış bulunan veya açılabilecek olan davalar ve bankanın devrini ilgilendirecek şekilde devir sonrasında çıkarılabilecek her türlü yasanın makable şamil hükümlerinden doğabilecek sorumluluklar yukarıda belirtilen hükümlere tabi olacaktır. … bu hususlardaki sorumluluğunu peşinen kabul eder…..
Bankanın devir tarihinde özkaynağı her şartta 0 değerine eşit olarak alınması esastır. Bu çerçevede bankanın ödenmiş sermayesi 133.4 trilyon ve devralınan dönem zararı ise 133.4 trilyon olacaktır.
Bankanın devir tarihinden önce doğmuş ancak halen ödenmemiş veya ertelenmiş veya yurtiçinde veya yurtdışında (… dahil) ortaklık ilişkisi içinde bulunsun ya da bulunmasın özel veya tüzel 3. şahıslara yapmış olduğu her türlü işlemlerden, bankacılık faaliyetlerinden veya arizi ticari faaliyetlerinden doğan veya herhangi bir mali yükümlülüğe konu olmayacağı düşüncesiyle özellikle …’ye devredilen önce banka tarafından gerçekleştirilmiş bazı işlemlere bağlı olarak doğabilecek her türlü vergi resim, harç ve fon vb. mükellefiyetleri ile bunlara ilişkin ceza ve faiz gibi ilave yükümlülüklerin tahakkukundan itibaren mevzuatın öngördüğü tarihe kadar ödenmesi mükellefiyeti … tarafından yerine getirilecektir… denildiği,
Sözleşmenin 8. maddesinde ise, … ………………. bankanın devir tarihinden önceki bankacılık işlemleri nedeniyle oluşmuş bir senede-belgeye dayalı olmak şartıyla …’ın-Bankanın karşılaşabileceği her türlü zararı ve ödemeleri tazmin etmeyi taahhüt eder….. şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı …’nin, önceki yıllardan beri muhtelif mahkemelerde devam eden … davaları ile ilgili olarak aldığı kararları ve fiili uygulamaları dikkate alındığında; …’nin 06.05.2002 tarihli kararında özetle; ”……. … davalarında öncelikle bilirkişi raporunun beklenmesi ve raporun aleyhe tespit ve sonuç içermesi halinde bu dosyaların konusunu teşkil eden borç ya da taahhütlerin üstlenilmesine……..” denildiği, buna göre …’nin … davalarından kaynaklanan borç ve taahhütleri taraflar arasında akdedilen hisse devir sözleşmesinin 6. maddesinde tanımlanan taahhütler kapsamında olduğunun kabul edildiği görülmektedir. Aynı şekilde … tarafından alınan 09.10.2003 tarihli kararda açıkça, fona devredilen ve … A.Ş bünyesinde devren birleştirilen bankalar yönünden bu birleştirmeden sonra 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi ve külli halefiyet prensipleri çerçevesinde … Bank A.Ş ile devren birleştirilen … A.Ş ve diğer birleşen bankalar ile ilgili olarak … Bank A.Ş adına açılarak Fona ihbar edilen ve … A.Ş ile birlikte Fona husumet yöneltilen kredi dışı dava ve takiplerin aynı kurum avukatı tarafından … A.Ş ve Fon vekaletnameleri birlikte kullanılarak takip edilmesi ve ihbar nedeniyle Fon tarafından takibi gereken davalarda temsilci sıfatıyla hareket edilmesi dava ve takiplerin konusunu oluşturan borç ve taahhütlerin gerekli görüldüğü takdirde Fon tarafından üstlenilmesi hususunda Hukuk Dairesi Başkanlığına yetki verilmesine denildiği, bu çerçevede … davalarının görüldüğü mahkemelerde …’nin borcu üstlendiğine ilişkin beyan dilekçelerini ibraz ettiği ve buna göre mahkemelerce … davalarındaki tahsil hükmünün Fon aleyhine kurulduğu ve anılan dosyaların temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
… Hukuk İşleri Dairesi Başkanlığının 09.02.2012 tarihli yazısında, hisse devir sözleşmesinde Sümerbankın devir öncesi döneme ait işlemleri nedeniyle oluşacak yükümlülüklerden Fonun sorumlu olacağının, …mevduatı ile ilgili olarak hesap sahibi bazındaki … hesapların …’a devredilen 10.08.2001 tarihli … bilançosunda yer almasının mümkün olmadığı, davalara konu hesaplarla ilgili olarak … mudilerinden toplanan paraların bulunduğu hesaplarla ilgili olarak …’a bir varlık devrinin yapılmadığının ifade edildiği, buna göre Fon tarafından, hisse devir sözleşmesi çerçevesinde devirden önceki işlemlerden oluşan yükümlülüklerden ve bu kapsamda bulunan off shoreden kaynaklı borçlardan Fonun sorumlu olduğunun, bu hususta sözleşmenin diğer tarafı olan …’a garanti ve taahhüt verildiğinin açıkça ifade edilerek bu hususun kabul edildiği görülmektedir.
… A.Ş çatısı alında aktif ve pasifleriyle daha önce … tarafından el konulan bankaların birleştirilmesinden sonra … ile … arasında 09.08.2001 tarihli hisse devir sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmeyle … A.Ş’nin hisseleri 50.000,00 TL gibi bir bedelle devir tarihindeki özkaynağı 0 olacak şekilde … grubuna devredildiği, … A.Ş tarafından … unvanlı bağımsız denetim firmasından 10.08.2001 tarihli mali durum tespit raporu alındığı, alınan raporun …, … Kurumu ile … A.Ş’ye sunulacağı konusunda anlaşma yapıldığı, buna göre bağımsız denetim firmasının …, … ve … A.Ş tarafından yetkilendirildiği, raporda ifade edildiği üzere, denetimin … A.Ş’nin 10.08.2001 tarihli bilançosu üzerinden yapıldığı, … ile … tarafından imzalanan sözleşme gereği 10.08.2001 tarihli devir mizanında yer alan bakiyelerin banka tarafından ayrıştırılarak bazılarının …’ye ya da …’nin belirlediği başka kurumlara devredilmesi, bazılarının da … A.Ş bünyesinde bırakılması amacıyla hazırlanan ayrıştırılmış mali tabloların analizi, detaylı test ve incelemelere dayandırıldığı ve raporun …’nin de bilgisine sunulduğu, anılan rapora … tarafından herhangi bir itirazın ileri sürülmediği, dolayısıyla tarafların rapor içeriği konusunda iradelerinin uyuştuğu sonucuna varılmıştır. Raporda … kurumuna devredilecek bilançonun yapısı ve rakamsal boyutuna ilişkin aktif hesaplarla ilgili olarak bilanço büyüklüğünün 6.300.292,00 TL olduğu, bilançonun en önemli aktif kaleminin menkul değerler cüzdanı olup, 10.08.2001 tarihi itibariyle bakiyesinin 2.909.218,00 TL miktarında bulunup menkul değerler cüzdanından sonra aktifin içinde 1.764.437 TL tutar ile bağlı menkul kıymetler, 1.135.041 TL ile faiz, gelir ve reeskont hesabının yer aldığı ve hisse devir sözleşmesi kapsamında taraflar arasında bilanço kalemleri ve tutarları arasında uzlaşmanın sağlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda ifade edildiği üzere … A.Ş’nin devre esas bilançosunun aktif toplamının 6.300.292,00 TL, devralınan bilançonun aktif toplamının ise 2.013.412 TL olduğu buna göre devre esas alınan bilançonun 4.286.615,00 TL’lik kısmının … Kurumu tarafından devralınmadığı, devre konu edilmeyen bu miktarın önemli bir kısmının … A.Ş ile … A.Ş’ye devredildiği, anılan bu bankaların …’ye devredilen bankalardan olduğu, hisse devir sözleşmesi hükümlerine göre … A.Ş’nin devir öncesi ve sonrasında oluşan bilançosunun pasifi yönünden yapılan değerlendirmede ise, … A.Ş’nin 10.08.2001 tarihi itibariyle bilanço pasifinin büyüklüğünün 6.300.292,00 TL olduğu, … Kurumu tarafından devralınan bilanço pasif toplamının ise 2.013.412 TL miktarında bulunduğu, dolayısıyla pasifleri toplamı 4.286.615,00 TL’lik kısmının … kurumu tarafından devralınmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre … A.Ş’nin bilanço büyüklüğünün üçte birinin …’a devredildiği görülmektedir.
Devir öncesi … A.Ş’nin toplam mevduat yükümlülüğünün 4.710.715,00 TL olduğu ve bu mevduat hesabının 1.984.062,00 TL’lik kısmının … kurumuna devredildiği ve …’a devredilen bilanço yapısı içinde pasif kalemlerdeki offshore mevduat hesaplarının bulunmadığı tespit edilmiştir. Mevduat hesapları ve nazım hesapları içinde … hesapları içinde bir yükümlülüğün … devredilmediği … bünyesinde bırakıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca bağımsız denetim firması tarafından düzenlenen mali durum tespit raporunun 157. sayfasında, ”hukuki işlemler ve davalar” başlıklı açıklamaların dayanağının bankanın hukuk müşavirliğinden alınan bilgilerin oluşturduğu ve açıklamanın devamında, banka yönetimimin … ile … kurumu arasında imzalanan sözleşmeye göre bütün hukuki dava ve işlemlere ait risklerin … tarafından üstlenildiğini bildirdiği hususunun ifade edildiği ve … kurumuna yapılacak bilanço kalemlerinin bu esaslar çerçevesinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Hisse devir sözleşmesinde, bankanın bilançosuyla ilgili olarak, bankanın herhangi bir gerçek ve tüzel kişiye tahakkuk etmiş ve ödenmemiş bir borcunun bulunmadığı, bankanın yasal defterlerine intikal ettirilmemiş ya da kayıtlara yansıtılmamış herhangi bir borcunun taahhüdünün ve yükümlülüğünün olmadığı, mali tablolara yansıtılanlar dışında banka üzerinde olumsuz etki oluşturmuş veya oluşturması beklenen herhangi bir yükümlülük altına girmediği, …’nin bankanın …’a bu satışa ilişkin yazılı olarak açıklamadığı veya bankanın mali durumunda varlıklarında niteliğinde aktif veya pasifinde olumsuz etkiye yol açabilecek önemli bir durumun bulunmadığı yönünde …’nin garantisinin bulunduğu, …’nin kendi içbünyesindeki yazışmalardan özellikle 09.02.2012 tarihli yazısı içeriğinde, offshore mevduat hesaplarının … Kurumuna devredilen 10.08.2001 tarihli … A.Ş bilançosunda yer almasının mümkün olmadığının açıklandığı, bu durumda … tarafından offshore mudilerinden toplanan paraların bulunduğu hesaplarla ilgili olarak …’a bir varlık devrinin yapılmadığının anlaşıldığı, hisse devir sözleşmesinin 6.13. maddesinde …’nin sorumluluğunun ne olacağının açıklandığı, buna göre, öncelikle bankanın 3. kişilere karşı sorumlu olması ve … Kurumu ile bankanın maruz kalabileceği her türlü talepte bulunulmasının sorumluluğunun sınırını oluşturduğu, bankanın 3. kişilere karşı sorumluluğu, … A.Ş ve … A.Ş’ye devredilen … ve … A.Ş gibi diğer bankaların yöneticilerinin mevzuata aykırı eylem ve işlemleri nedeniyle ve gerek müşteriler gerekse banka yöneticilerinin mevzuata aykırı eylemlerinden dolayı oluşan zararların tazmini amacıyla … Kurumu ve bankadan talepte bulunulması halinde ortaya çıkacak yükümlülükten …’nin sorumlu olduğunun anlaşıldığı, devredilen bilanço içinde … mevduat kalemlerinin yer almadığı, devir bilançosu içinde veya nazım hesaplarda … mevduatıyla ilgili olarak herhangi bir devir işleminin yapıldığına ya da … mevduat yükümlülüğünü içeren nazım hesapları içinde herhangi bir yükümlülük ya da taahhüt kaleminin bulunduğuna dair herhangi bir bulguya rastlanılmadığı, bu nedenle … Bank kurumuna devredilen … A.Ş’nin devir bilançosunda … mevduattan kaynaklanan herhangi bir borç yükümlülüğünün olmadığı, … kurumunun devir öncesi dönemde gerçekleşen … mevduatlara ilişkin bir sorumluluk üstlenmediği, hisse devir sözleşmesi, bağımsız denetim raporu içeriği ve …’nin geçmiş yıllardaki uygulamalar dikkate alındığında … mevduata ilişkin yükümlülüklerin … tarafından üstlendiği sonucuna varılmıştır.
… ile … kurumu arasında 09.08.2001 tarihinde hisse devir sözleşmesinin imzalandığı, aynı tarihte banka hisselerinin tamamının … Kurumuna devredildiği, daha sonra … Bank A.Ş’nin ortaklık yapısının değiştiği ve bankanın 18.06.2007 tarihinde … Bank N.V.’ye devredildiğini, hisse devir sözleşmesinin 6. maddesinde …’nin sorumluluğunun belirlendiği, bu sorumluluğunun … A.Ş ve bünyesinde birleştirilen bankaların devir tarihinden önceki dönemlerde gerçekleştirilen işlemleriyle ilgili olduğu, bankanın … kurumuna devredilmesi aşamasında bilanço bütünlüğü ile devredilmediği, yaklaşık 6 milyar TL’lik bilançonun 4.3 milyar TL’lik kısmının … bünyesinde olan bankalara devredildiği, … Kurumuna devredilen bilanço büyüklüğünün 2.013.412 bin TL olarak belirlendiği, nazım hesaplarındaki bakiyenin … bünyesinde kaldığı, yeniden belirlenen yükümlülük ve taahhüt kalemleri içinde … mevduat hesaplarının yer almadığı, … mevduat hesaplarının devre konu edilmediği, bağımsız denetim firması tarafından düzenlenen mali durum tespit raporuna … ve … Grubu tarafından herhangi bir itirazın ileri sürülmediği, tüm bu hususların anılan raporda yer aldığı, hisse devir sözleşmesinin 6.13. maddesi çerçevesinde açıkça …’nin devrolunan bankaların … mevduat hesaplarına ilişkin uygulamaları nedeniyle sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, anılan maddeye göre, banka müşterileri tarafından açılmış davalar, banka yöneticilerinin mevzuata aykırı eylemleri ve … ve bankanın maruz kaldığı her türlü taleplerden doğacak yükümlülüğün … tarafından üstlenileceğinin kabul edildiği ve bu çerçevede …’nin hareket ettiği ve fiili uygulamasının bu yönde olduğu, hisse devir sözleşmesi içeriği, …’nin karar ve uygulaması ve devir bilançosunda … mevduat hesaplarının …’a devredilmemesi ve bu yönde …’ın bir yükümlülüğünün bulunmayıp tüm sorumluluğun … tarafından üstlenilmesi nedeniyle artık iş bu davaya konu edilen ve … hesaplarından dolayı açılan davalar nedeniyle müşterilere (… davalarındaki davacılara) ödenen veya ödenecek olan bedelden davalının sorumlu olduğunun kabul edilemeyeceği, zira aynı doğrultuda mahkememizce verilen 2016/1152 E. 2018/136 K sayılı, 15/02/2018 tarihli kararının Yargıtay 19. Hukuk Dairesince onandığı, onama kararının içeriği, … ile … kurumu arasında akdedilen 09/08/2001 tarihli hisse devir sözleşmesindeki hükümler, …’nin bu konuya ilişkin iç yazışmaları ve tüm dosya kapsamına göre davacının, mevduat sahiplerine yaptığı ödemeleri rücuen davalıdan tahsili yönünde yaptığı icra takibinde haklı olmadığı, davalının itirazının yerinde bulunduğu sonucuna varılmakla davanın reddi gerektiği kabul edilmiştir.
… tarafından yapılan icra takibinin kötüniyetli olduğundan sözedilemeyeceği gibi 5411 Sayılı Yasanın 138. maddesindeki amir hükmü çerçevesinde davalının icra inkar tazminatı isteminin kabulü mümkün görülmemiş, bu yöndeki talebin de reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davalının istediği icra inkar tazminat talebinin de REDDİNE,
Davacı … Bankacılık Yasasının 140. maddesi gereğince harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı … Bank A.Ş. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 580.563,50 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Bank A.Ş.’ye verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/12/2019

BAŞKAN
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
ÜYE
¸e-imzalıdır
KATİP
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 0,00 TL
Karar Harcı : 0,00 TL
Noksan Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 200,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 186,50 TL