Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/104 E. 2023/647 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/104
KARAR NO : 2023/647

DAVA : Tazminat (Yetkili Servis Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yetkili Servis Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı şirket/sahibi …’ın … markalarının …’daki tek yetkili servisi olarak hizmet verdiği; söz konusu yetkili servislik sözleşmelerinin 20/09/2006 tarihine kadar birer yıllık süreler halinde yapılıp yenilendiği: 2006 tarihinden itibaren ise sözleşmenin üst limiti 5 yıl olan sözleşme süresi haline getirildiği; daha önceki sözleşmelerde bulunan deneme sürelerinin daha sonraki yıllarda yenilenen sözleşmelerden kaldırıldığı; davacı şirketin …’nın tek yetkili servisi olduğu, tarafların 01/02/2017 tarihinde yeniden bir araya geldiği ve 3 yıllık bir sözleşme daha imzaladıkları, sonrasında … 31. Noterliğinin … tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile yetkili servis sözleşmesinin feshedildiğinin bildirildiği; söz konusu ihtarname ile TMK Madde 2’de belirtilen dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edildiği ayrıca “aleyhe yorum ilkesi”nin ihlal edildiği; çünkü tarafların gerçek iradesinin sözleşmenin 1 yıl değil 5 yıl süreli olduğu sözleşme esas alındığında taraflara yüklenen yükümlülüklerin 1 yıllık süre kapsamında olmadığı; bu hususun ticari hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, davacı şirketin 26 yıl boyunca Türkiye’de en başarılı yetkili servisi olarak markanın itibarını artırdığı, davacınım şahsi telefonları dahi “consenter” ile BSH merkeze bağlanmış ve yönetilmiş olduğu, bu nedenle 2001 yılı itibariyle davacı şirkete denkleştirme tazminatı ödenmesi gerektiği, davacı şirketin sözleşmenin sona ermesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, tazminat miktarının ise TTK 122/2 gereğince beş yılda davalı şirket tarafından davacı müvekkile ödenen garanti dahil işçilik, montaj, nakliye, prim gibi yıllık ödeme ve varsa diğer ödemelerin ortalamasını aşmayacak şekilde, mahkemece gerektiğinde bilirkişi heyetinden ek rapor da alınarak hesaplanması gerektiği öne sürülerek davacı şirketin uğradığı zararlar için şimdilik 50.000,00 TL maddi zarara davacı taraf yetkili servis olarak kalmaya devam etse idi sözleşmeye göre 4 yılda elde edeceği garanti dahil işçilik, montaj, nakliye ve primden oluşacak gelir kaybı nedeniyle şimdilik 50.000.00TL yoksun kalınan kâra, yine TTK m.122’ve göre şimdilik 50.000.00 TL denkleştirme tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesine özetle, davalı şirketin …’nin Türkiye’deki iştiraki olduğu davacı tarafın, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye sürekli aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmenin feshedilmesinde davacı tarafın etkili olduğu, davacı tarafa 19/01/2018 tarihinde … 31. Noterliğinin … yevmiye sayısı ile gönderilen bir ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmenin hangi haklı sebeplerle feshedildiğinin davacıya bildirildiği, usulsüzlükler yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği: usulsüz kesilen fişler üzerinde haksız kazanç işlemi yapıldığı, davalı şirket tarafından resen yapılan bir inceleme neticesinde, davacı tarafından 01/01/2015 ile 31/03/2016 tarihleri arasında düzenlenen 305 fişte daha usulsüzlük yapıldığı tüketiciden kaynaklanan hataları dahi davalı şirketin garanti dahilinde verdiği haklar kapsamına girmesini sağladığı, bu sebeple davalı şirketi zarara uğrattığı, yapılan tüm tespitler uyarınca 03/11/2016 tarihinde akdedilen protokol uyarınca davacıya 11.037 TL tutarında para cezası kesildiği, davalı şirkete 15/12/2016 tarihinde yapılan bir ziyarette piyasa ürünü yedek parçaların tüketici onarımlarında kullanılmak üzere eski tüketici cihazlarından sökülmüş yedek parçaların, farklı marka aksesuarlar ve manyetik kireç kırıcıların tespit edildiği, ayrıca davacının hurda deposunda yüzün üzerinde Çin malı kompresör tespit edilerek tutanak altına alındığı, davacının bu tür usulsüzlüklere devam etme ihtimali dikkate alınarak 01/02/2017 tarihinde yalnızca bir yıl süreli bir sözleşme imzalandığı, davalı şirket tarafından sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiği öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmektedir. Ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedilmesine rağmen davacı şirketin davalı şirket tarafından üretilen ve servis hizmeti verilen ürünlerin logolarını, hukuka aykırı biçimde kullanmaya devam ettiği sözleşme haklı biçimde feshedilmiş olduğu halde, servis yetkisi devam ediyormuş izlenimi yaratmaya devam ettiği öne sürülerek davacı şirketin bu ürünleri kullanmasının haksız olduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan malların imhasına karar verilmesi savunmuştur.
(Karşı davanın TEFRİKİ ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş ve tefrik edilen dosya mahkememizin 2023/703 Esas sırasına kaydedilmiştir.)
Sözleşmenin haksız olarak feshedilip edilmediği ve bu kapsamda yapılacak tespit neticesinde varsa davacının oluşan maddi zararı ve miktarının tespiti ile denkleştirme tazminatı talepleri konusunda rapor düzenlenmesi için görevlendirilen bilirkişiler …ve … tarafından sunulan 12.03.2019 tarihli raporda; Davacı ile davalı arasında, en son 01.02.2017 tarihli “… A.Ş. Beyaz Eşya Yetkili Servis Sözleşmesi” adıyla bir sözleşmenin kurulmuş olduğu, ne var ki davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin daha öncelere dayanmış olduğu, örneğin dava dosyasında mübrez 20.09.2011 tarihli sözleşmenin, yine 20.09.2006 tarihli sözleşmenin bu durumu ortaya koyduğu, Taraflar arasındaki 01.02.2017 tarihli. sözleşmenin davalı … A.Ş. … 31. Noterliğinin …tarih ve … sayılı bildirimiyle/ fesih beyanıyla sona erdirildiği, Taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıllık dönemde önceden bildirmek koşuluyla sona erdirileceğinin kararlaştırıldığı, davalının sözleşmedeki bu hükme (D maddesine) dayanarak sözleşmeyi feshettiği, sözleşmenin D. Süre ve Yenileme başlıklı maddesinin “Bu sözleşme aşağıda belirtilen tarihte imzalanıp, yürürlüğe girmesinden itibaren 1 yıl için geçerlidir. Taraflardan biri Sözleşmenin bitiminden en az bir ay öncesinden, Sözleşmeyi fesih arzusunu diğerine Noter aracılığı ile bildirmediği takdirde, Sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzamış olur. Ancak İşbu Sözleşme, her koşulda 5 (Beş) sene sonunda hiçbir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erecektir. Taraflar dilerlerse anılan beş yılın sonunda veni, ayrı bir sözleşme akdedeceklerdir.” Şeklinde düzenlenmiş olduğu,01.02.2017 tarihli yeni sözleşme kurulurken, eski sözleşme dönemine ait ve davalının bilgisinde olan hususların/borca aykırı davranışların, yeni sözleşme döneminde fesih sebebi olarak gösterilemeyeceği, aksi bir davranışın çelişkili davranış yasağına aykırılık; dürüstlük kuralına aykırılık oluşturacağı. (yeni sözleşme döneminde de davalı tarafından davacıya atfı kabil borca aykırı davranışlara ilişkin çeşitli belgeler sunulmuşsa da), kaldı ki davalının sözleşmeyi bu sebeplere istinaden değil de 01.02.2017 tarihli sözleşmenin D maddesine göre feshettiğinin anlaşıldığı,Nihai takdir mahkemeye ait olmak üzere, davalının D maddesi uyarınca kendisine tanınan hak doğrultusunda sözleşmeyi sona erdirmesinin haksız fesih olarak değerlendirilemeyeceğinin düşünüldüğü, Davalının fesihte kusuru olmadığından bahisle davacının denkleştirme tazminatı dışında kalan taleplerinin kabul edilemeyeceğinin düşünüldüğü, Davacının denkleştirme tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında ise TTK md. 122 hükmü de göz önünde bulundurulacak olduğunda, feshin davacının kusurlu davranışlarına değil de sözleşmenin D maddesindeki ihbar süresine uyulmak suretiyle yapıldığı dikkate alındığında, davacıya atfedilen bir kusur nedeniyle yapılmadığından bahisle, sözleşmenin feshinde acenteye / yetkili servise kusur atfedilmiyorsa bu durumda acentenin / yetkili servisin denkleştirme tazminatı talebinde bulunabileceği, Ne var ki sayın Mahkemece, hemen yukarıda c bendindeki yaklaşım kabul edilmeyip. yapılan feshin D maddesi uyarınca değil de davacının kusurlu davranışlarının sonucunda gerçekleşen bir fesih olduğu neticesine varılacak olursa bu durumda acentenin denkleştirme tazminatı talebinde bulunamayacağı sonucuna varılabileceği, Heyetimiz finansman uzmanının yaptığı inceleme ve değerlendirmelerde (beş) yıllık faaliyet karının ortalamasının 136.867,61 TL olarak dönem net karının 51.850,28 TL olarak belirlendiği, nihai takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, net kar ortalaması olan 51.850,.28 TL’nin denkleştirme tazminatı talebine esas alınabileceği, yine TTK md. 122’de öngörüldüğü üzere hakimin hakkaniyete göre bir indirimde bulunup bulunmamasının takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tarafların kök rapora itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişiler tarafından düzenlenen 28.08.2019 tarihli ek raporda;… 12.03.2019 tarihli kök raporlarımızdaki tespit, değerlendirme ve kanaatlerin korunduğu, bu konuda bazı ek açıklamalara yer vermenin isabetli olacağının düşünüldüğü, bu meyanda, davacının, 01.02.2017 tarihli sözleşme maddelerinin TBK md.20-25 maddeleri karşısındaki geçersizlik iddialarının Yargıtay’ın bu tür uyuşmazlıklarda benimsediği anlaşılan “basiretli tacir” kavramı çerçevesinde çözüldüğü, bu kapsamda Sözleşmenin D maddesinde yer alan hükmün tarafların bilgisi dahilinde imzalanan bir hüküm olduğu basiretli tacir olarak, sözleşmenin bir yılın sonunda bayilik veren tarafından sona erdirilebileceği riski bilinerek imzalandığı kanaatinin hasıl olduğu, yine sözleşmenin K 2 hükmünde yer alan sebeplerin taraflarca fesih sebebi olarak kararlaştırıldığı, sözleşmedeki fesih sebeplerinin varlığı durumunda sözleşmenin derhal fesih edilmesinin TBK md.20 ile 25 uyarınca geçersiz olup olmadığı noktasında nihai takdirin Sayın mahkemede olduğu, ne var ki dava dosyasından anlaşıldığı üzere, davalının derhal fesihte bulunmadığı, 186 Kasım 2017 tarihli fesih beyanında, sözleşmenin derhal değil 01.02.2018 tarihinde sona ereceğinin bildirildiği,01.02.2017 tarihli yeni sözleşme -döneminde de davalı tarafından davacıya atfı kabil borca aykırı davranışlara ilişkin çeşitli belgeler sunulmuşsa da davalının fesih beyanında fesih gerekçesi olarak bu hususlara değinmediği sözleşmeyi Süre ve Yenileme başlıklı D bendine göre feshetmiş olduğunun anlaşıldığı, Bu konuda kök raporumuzun 2.numaralı maddesinin c ve d bentlerinde belirtildiği üzere, Davacının denkleştirme tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında ise TTK md. 122 hükmü de göz önünde bulundurulacak olduğunda, feshin, davacının kusurlu davranışlarına değil de sözleşmenin D maddesindeki ihbar süresine uyulmak suretiyle yapıldığı dikkate alındığında, davacıya atfedilen bir kusur nedeniyle yapılmadığından bahisle, sözleşmenin feshinde acenteye/yetkili servise kusur atfedilmiyorsa bu durumda acentenin/yetkili servisin denkleştirme tazminatı talebinde bulunulabileceği,Ne var ki sayın Mahkemece, hemen yukarıda c bendindeki yaklaşım kabul edilmeyip, yapılan feshin D maddesi uyarınca değil de davacının kusurlu davranışlarının sonucunda gerçekleşen bir fesih olduğu neticesine varılacak olursa bu durumda acentenin denkleştirme tazminatı talebinde bulunamayacağı sonucuna varılabileceği,… yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 18.09.2019 tarihli duruşma ara kararı kapsamında dosya önceki heyette yer alan mali bilirkişi …’e tevdi edilerek davacının talep ettiği zarar kalemlerinin tek tek ele alınması suretiyle davacının bu konuda bir zararı olup olmadığı varsa miktarı konusunda ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, 11.10.2019 tarihli ek raporda özetle; Sözleşmenin devamı umularak yapılan yatırım bedellerinin, kullanılan krediler sebebiyle uğranılan zararların, çalışan personelin sözleşmelerinin davalı sebebiyle feshinden kaynaklanan zararların ve her türlü diğer zararların tazmini için şimdilik 50.000,00 TL maddi zarar talebine ilişkin olarak; …A.Ş.’den kullanılan … numaralı krediden dolayı davacının 1.107,00 TL gidere maruz kaldığı; … A.Ş.’den kullanılan … numaralı krediden dolayı davacının 2.940,66 TL gidere maruz kaldığı: …A.Ş.’den … kullanılan … numaralı krediden dolayı davacının 15.873,29 TL gidere maruz kaldığı:… A.Ş.’den kullanılan … numaralı krediden dolayı davacının 115,81 TL gidere maruz kaldığı: … TAO’dan kullanılan krediden dolayı davacının 253.014,35 TL gidere maruz kaldığı; tüm bu giderlerin zarar olarak değerlendirilmesi, zarar olarak değerlendirilecek olursa zarardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı hususlarında takdirin münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; … Sosyal Güvenlik Merkezi’nin … tarihli yazısı ile davacı şirkete ait istenen belgeler dosyaya sunulmuş olup tazminat ile ilgili belgelerin işyeri ve Bölge Çalışma Müdürlüğünden istenilmesi gerektiği bildirilmişse de dava dosyasına intikal eden başkaca bir belge bulunmadığı; davacı şirket çalışanlarına /varsa) ödenmiş tazminatlardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı hususlarında takdirin münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; Davacı şirket yetkili servis olarak çalışmaya devam etse idi sözleşmeye öre kalan 4 yılda elde edeceği garanti dahili işçilik, montaj, nakliye ve primden oluşan gelir kaybı nedeniyle yoksun kalınan kâr talebine ilişkin olarak; Davacı şirketin kârlarının önceki 5 yılın ortalaması şeklinde seyredeceği varsayımı altında mahrum kalınan yıllık kâr tutarının 51.850,28 TL olacağı; mahrum kalınan kârdan davalı tarafın sorumlu tutulup tutulmayacağı, sorumlu tutulması durumunda ise hangi süre için sorumlu tutulacağı hususlarında takdirin münhasıran Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; TTK m. 122’ye göre denkleştirme tazminatı talebine ilişkin olarak; Taraflar arasındaki dava konusu Beyaz Eşya Yetkili Servis Sözleşmesi’nin, acentelik sözleşmesi ya da tek satıcılık ile benzer tekel hakkı veren sürekli edimli bir sözleşme olmamasından dolayı davacının davalıdan denkleştirme tazminatı talep etmeye hak kazanmasının mümkün görülmediği; Sayın Mahkemenin farklı kanaatte olması durumunda TTK m. 122/2 gereğince “acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon ve diğer ödemeler ortalamasını” aşamayacağından 51.850,28 TL tazminata hükmedilebileceği, yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 25.12.2019 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar gereğince farklı bir mali müşavir bilirkişiye ( …’na) tevdi edilerek önceki raporlardaki hususlarda değerlendirilmek suretiyle davacının dava konusu zarar kalemleri bakımından rapor alınmasına karar verildiği ve bilirkişi … tarafından sunulan 01.06.2020 tarihli raporda özetle,
Taraf şirketler arasında 20.09.2006 tarihli 20.09.2011 tarihli ve 02.02.2012 tarihli Beyaz Eşya Yetkili Servis Sözleşmesi imzalanmış olduğu, Sözleşmenin Süre ve Yenileme Başlıklı D Maddesinin ”Bu sözleşme aşağıda belirtilen tarihte imzalanıp, yürürlüğe girmesinden itibaren 1 yıl için geçerlidir. Taraflardan biri sözleşmenin bitiminden en az bir ay öncesinden sözleşmeye feshi arzusunu diğerine Noter aracılığı ile bildirmediği takdirde, sözleşme aynı şartlarda bir yıl uzatılmış olur. Ancak işin sözleşmede her koşulda 5 sene sonunda hiçbir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erecektir. Taraflar dilerlerse anılan beş yılın sonunda yeni aynı bir sözleşme akdedeceklerdir” şeklinde olduğu, Davalı şirket tarafından keşide edilen … 31. Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı şirkete 01.02.2017 tarihinde imzalanan sözleşmenin D maddesi gereği 01.02.2018 tarihinde sona erdiğinin ihtar edilmiş olduğu, Davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme feshinin haksız olduğundan bahisle, uğradığı zararların, sözleşmenin devamı umularak yapılan yatırım bedellerinin, kullanılan krediler sebebiyle uğranılan zararların, çalışan personel sözleşmelerinin davalı sebebiyle feshinden kaynaklanan zararların ve her türlü diğer zararların tazmini için şimdilik 50.000,00 TL maddi zararın, yetkili servis olarak çalışmaya devam etse idi sözleşmeye göre kalan 4 yılda elde edeceği garanti dahili işçilik, montaj, nakliye ve primden oluşan gelir kaybı nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL yoksun kalınan karın TTK. m. 122’ye göre şimdilik 50.000,00 TL denkleştirme tazminatının temerrüt tarihi olan 01.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmekte olduğu, Dosyaya celp edilen belgelere göre, davcı şirketin kullanmış olduğu kredilere ilişkin toplam (98.881,94 + 140.648,88 + 15.873,29 + 2.633,48 + 750,00 =) 259.477,59 TL kredi masrafı oluştuğunun hesaplandığı, söz konusu kredi masraflarının zarar olarak değerlendirilmesi ve bu zardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı hususunun sayın mahkemenin takdirinde olduğu, 25.07.2018 tarihli Turkcell’den gelen cevap yazısında; davacı şirket adına kayıtlı … numaralı hattın aktif durumda olduğu ve yazıda belirtilen 39.000,00 TL + KDV cayma bedelinin firmaya ait herhangi bir faturaya yansıtılmadığının tespit edildiğinin bildirildiği, Davalı çalışan personel sözleşmelerin davalı sebebiyle feshinden kaynaklanan zarar talebine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir veriye rastlanılmadığı, Davacı şirketin tüm faaliyetlerinden elde edilen beş yıllık ortalama 136.867,61 TL faaliyet karının % 5,23 oranında olduğu, davalıya yapılan satışlardan elde edilen 5 yıllık gelir toplamı ortalamasının 2.025.659,87 TL hesaplandığı, Davacının 5 yıllık ortalama 2.025.659,87 TL satış gelirine %5,23 faaliyet karı oranı uygulandığında; yıllık bazda (2.025.659,87 X % 5,23 =) 105.942,00 TL kar elde edebileceği, aylık bazda ise (105.942,00 / 12 =) 8.828,50 TL kar elde edebileceğinin hesaplandığı, Davacı talebi olan; taraflar arasındaki sözleşmenin devam etmesi durumunda, sözleşmeye göre kalan 4 yılda elde edebileceği gelir kaybına istinaden (105.942,00 X 4 =) 423.768,00 TL kar elde edebileceğinin hesaplandığı, Taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde 5 yıllık faaliyet karı ortalaması olan 105.942,00 TL tutarın denkleştirme tazminatı olarak talep edilebileceği, yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 17.06.2020 tarihli duruşmasında alınan 2 nolu ara karar gereğince dosyanın aynı bilirkişiye tevdi ile yetkili servis faaliyeti sonucu 5 yıllık ortalama kar olarak bulunan 136.867,61 TL’nin 105.942,00 TL’ye indirilmesi hususunun anlaşılır, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bir şekilde izahı ve ileri sürülmesi halinde taraf itirazları da değerlendirilmek suretiyle konusunda ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi … tarafından sunulan 06.07.2020 tarihli ek raporda özetle, “Davacı şirketin tüm ticari faaliyetinden elde edilen 5 yıllık ortalama 2.614.954,92 TL Net Satışlar içerisinde, davalıya yapılan satışlardan elde edilen 5 yıllık satış geliri ortalaması olarak hesaplanan 2.025.659,87 TL tutarı yer almaktadır. Davacı şirketin tüm ticari faaliyeti çerçevesinde 5 yıllık ortalama 2.614.954,92 TL Net Satışlarından elde edilen ortalama Faaliyet Karı 136.867,61 TL olarak hesaplanmıştır. Davacının tüm ticari faaliyetinden elde ettiği brüt satış kârından faaliyet giderlerinin düşülmesi neticesinde elde edilen faaliyet kârı oranı % 5,23 olarak hesaplanmıştır. Davacının 5 yıllık ortalama 2.025.659,87 TL satış gelirine % 5,23 faaliyet kar oranı uygulandığında ise; yıllık bazda(2.025.659,87 X %5,23 =)105.942,00 TL kar elde edebileceği, Aylık bazda ise (105.942,00/12 =) 8.828,50 TL kâr elde edebileceği hesaplanmaktadır. Davacı talebi olan; taraflar arasındaki sözleşmenin devam etmesi durumunda, sözleşmeye göre kalan 4 yılda elde edebileceği gelir kaybına istinaden (105.942,00 X 4 = ) 423.768,00 TL kâr elde edebileceği hesaplanmaktadır. Taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde 5 yıllık faaliyet kârı ortalaması olarak hesaplanan 105.942,00 TL denkleştirme tazminat tutarı olmaktadır.” şeklinde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 18.11.2020 tarihli duruşmasında alınan 2 nolu ara karar gereğince dosyanın Borçlar hukuku alanında uzman bilirkişi … ile ve mali bilirkişi …’na tevdi edilerek taraf itirazları değerlendirilmek suretiyle denkleştirme tazminatı bakımından ek rapor ve davacı vekilinin 1 nolu ara kararı doğrultusunda beyanları nazara alınmak suretiyle uğranılan zarar ve kar kaybı bakımından ek rapor ve karşı dava bakımından da rapor alınmasına, dosyanın mahkememizce re’sen seçilecek bilirkişiye tevdi ile dava (varsa karşı dava ve birleşen dava) dosyası itibariyle tarafların iddia ve savunmaları, usulüne uygun olarak dava dosyasına bildirilip ibraz edilen veya başka yerden getirtilen deliller ve icra dosyası ile tarafların defter ve belgeleri ile defter ve belgelerin uzantısı olması nedeniyle lüzumu halinde tarafların vergi dairesine bildirmiş oldukları BA/BS bildirimleri de incelenmek suretiyle, (Taraf defterleri incelenirken; tarafların TTK. m. 64/3 kapsamında lüzumlu defterleri tutup tutmadıkları, m. 64/5 gereği defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, m. 64/3 gereği defterlerin açılış kapanış tasdikine haiz olup olmadığı ve m. 64/1 gereği defter kayıtlarının dürüst resim ilkesine göre ticari işletmenin alacak ve borç kayıtlarını içerip içermediği ve defter kayıtlarının kendi içinde tutarlı olup olmadıkları nedeni ile defterlerin sahibi lehine delil olma özeliğine sahip olup olmadığı, her iki taraf defter kayıtları karşılaştırılmak suretiyle kayıtların birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, çelişki var ise sebebi ile taraf defterinde var olan kayıtların aksini gösteren kesin (yazılı) başka bir delil olup olmadığı, verilen süreye rağmen defterlerin ibrazından kaçınılıp kaçınılmadığı hususları nazara alınmak suretiyle) taraflar arasındaki temel ilişki belirlendikten sonra takip sebebi itibariyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı ve varsa miktarı konusunda rapor düzenlenmesi istenilmiş,06.04.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Denkleştirme tazminatına ilişkin koşulların gerçekleştiğinin kabulü durumunda, heyetimiz mali bilirkişisince yapılan hesaplamalar ve benimsenen yaklaşım çerçevesinde, taraflar arasındaki ticari faaliyet çerçevesinde 5 yıllık faaliyet kârı ortalaması olan 105.942.00 TL tutarı talep edilebilecektir. Davacının çalışan personel sözleşmelerinin davalı sebebiyle feshinden kaynaklanan zarar talebine ilişkin dosya kapsamında herhangi bir veriye rastlanılmamıştır. Yine heyetimiz mali bilirkişisinin değerlendirmeleri doğrultusunda, dosyaya celb edilen belgelere göre; davacı şirketin kullanmış olduğu kredilere ilişkin toplam (98.881,94+140.648,88+690,00+15.873,29+2.633,48+750,00 =) 259.477,59 TI. kredi masrafı oluştuğunun hesaplandığı, söz konusu işletme ve araç kredi masraflarının, davalı talebi üzerine davacı tarafından kullanıldığına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir veriye rastlanılmamış olduğu, söz konusu masrafların zarar olarak değerlendirilmesi ve bu zarardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı hususunun sayın Mahkemenin takdirinde olduğu ifade edilmelidir. Davacı talebi olan; taraflar atasındaki sözleşmenin devam etmesi durumunda, sözleşmeye göre kalan 4 yılda elde edebileceği gelir kaybına istinaden (105.942,00 X 4 =) 423.768,00 TT kâr elde edebileceğinin hesaplandığı, sayın mahkemece bu yönde bir kanaate ulaşılması halinde, davalı tarafından feshedilen sözleşme konusu iş için; aynı sektörde aynı şartlarla benzeri bir sözleşme kurabilmesi için gerekli olan makul sürenin belitlenmesi ve yoksun kalınan kâr için bu sürenin esas alınması gerekmektedir. Bu konuda görüş belirtebilecek, tarafların faaliyet gösterdiği sektörde uzman bir bilirkişi heyetimizde yer almadığından bu konuda görüş belirtmek mümkün olmamıştır. Davalının, karşı davasına konu talebinin, “üretilen ve servis hizmeti verilen ürünlerin logoların davacı/karşı davalı şirket tarafından kullanılmasının haksız olduğunun tespitine, haksız rekabetin men’ine, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve haksız rekabetin işlenmesine etkili olan imalatın imhası” yönünde olduğu, karşı dava yönünden talep edilen hususlarda, talepler arasında zararın hesaplanmasına ilişkin bir talep olmadığından nihai takdiri sayın Mahkemeye ait olmak üzere, heyetimiz mali bilirkişisince bu yönde bir hesaplama yapılması mümkün görülmemiştir. Davalı/karşı davacının 26 mart 2018 tarihli dilekçe ekinde, “Davacının müvekkilimiz Şirkete ait ürünlerin marka ve logolarını haksız biçimde kullandığına ilişkin deliller (EK 29)” başlığı altında açıklamada bulunduğu, ilgili belgelerden birinin 17.01.2018 tarihli … bayi ziyareti esnasında, servisin bastırmış olduğu kartvizitin tüketiciye verilmek üzere bayilere dağıtıldığı tarafıma bildirilmiştir.” içeriğini havi olduğu ve belgenin ekinde kartvizit fotoğraflarına ilişkin fotokopinin görüldüğü ve yine diğer belgenin 13.02.2018 tarihli beyaz eşya servis fişinin fotokopisinin olduğu, bu belgeler dışında bu tür bir kullanımın devam ettiği yönünde başka bir belgenin görülmediği…, yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 23.12.2021 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar gereğince son bilirkişi heyetine bayilik konusunda sektör bilirkişisi eklenerek davacının kâr kaybının makul süre dikkate alınarak hesaplanması, davalı itirazlarının değerlendirilmesi suretiyle rapor tanzim edilmesi için son bilirkişi heyetinden ek rapor bilirkişiler …, …, … tarafından sunulan 26.05.2022 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda özetle, sözleşmenin haksız olarak feshedildiği sonucuna varılması durumunda, davacı/karşı davalının makul süre içinde yetkili servis olarak faaliyette bulunup bulunamayacağının, şirketlerin ekonomik koşullardaki dalgalanmalar sebebiyle yetkili servis ağını sayısal olarak azaltma veya bizzat kendi personeli ile servis hizmeti vermeye başlamaları eğiliminde olup olmamaları gibi faktörlerin değerlendirilmesi ile belirlenebileceği; yetkili servis olarak faaliyette bulunulamayacağı kanaatinin oluşması durumunda özel servis hizmeti verilip verilemeyeceğinin tespiti ve özel servis hizmeti verilebileceğinin kabulü halinde yargı kararlarında varılan sonuç ile ortalama 12 aylık sürenin makul süre olarak kabul edilebileceği yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizin 09.01.2023 tarihli ara kararı gereğince … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak …adresinde, mahkememizce resen seçilen mali müşavir …, makine mühendisi …ve marka patent uzmanı … marifeti ile keşif icra edilerek işyerinin fiilen özel servis olarak kullanılıp kullanılmadığı, işyerinde … Anonim Şirketinin yetkili servisi olduğunu gösteren logoların kullanılıp kullanılmadığı hususunda ve işyerinin mevcut durumunun fotoğraflanıp rapora eklenmek suretiyle rapor düzenlenmesinin istenilmiş, bilirkişi heyeti 07.04.2023 tarihli raporda özetle, Tespit istenen … adresindeki Beyaz Eşya Servisinin, “Uzman Teknik” ünvanı ile… adına kayıtlı olduğu, Keşif yapılan iş yerinin fiilen özel servis olarak kullanıldığı,
İş yerinde …Şirketinin yetkili servislerinin kullandığı logoların (…) tabelada, dış camında ve müşteri kabul bölümünde kullanıldığı,
“Yetkili Servis” ibaresinin tabelada, camda, iç kısımlarda ve Servis Fişinde kullanılmadığı, “Beyaz Eşya Servisi” ibaresinin kullanıldığı görülmüştür. ” şeklinde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin 26.10.2023 tarihli duruşmasında karşı davanın TEFRİKİ ile mahkememizin başka bir esasına kaydedilmesine karar verilmiş ve tefrik edilen dosya mahkememizin 2023/703 Esas sırasına kaydedilmiş tefrik edilen talep konusunda görevli mahkemenin İstanbul Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varıldığından davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli İstanbul Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde
Dava, taraflar arasında akdedilen yetkili servis sözleşmesinin dürüstlük kuralına aykırı olarak feshedildiği iddiası ile uğranılan maddi zararın, yoksun kalınan kârın ve denkleştirme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı şirketin, … 31. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ve ” Şirketimiz ile 01.02.2017 tarihinde imzalamış olduğunuz yetkili servis sözleşmesi 01.02.2018 tarihinde sona ermiştir. Sözleşmemizin D maddesi hükmü gereği 01.02.2017 tarihinde imzalanan yetkili servis sözleşmesini devam ettirmek istemediğimizi ve sözü geçen anlaşmanın hitam tarihi olan 01.02.2018 tarihinde sona erdiğini ve yenilenmeyeceğini bildiririz…” şeklindeki bildirimle yetkili servis sözleşmesinin yenilenmeyeceğini davacı tarafa bildirdiği, davacı tarafından keşide edilen … 4. Noterliğinin … tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalıya “…. 31. Noterliği tarafından keşide edilen yetkili servis sözleşmesinin feshi konulu ihbarnamenin kabul edilmediği, feshin sözleşmeye, Türk Ticaret Kanunu Hükümlerine ve 26 yıllık fiili çalışma gerçeğine aykırı olduğu, ihbarnamede belirtilen sözleşmenin D maddesinin taraflara haksız fesih hakkı vermediği, sözleşmenin 01.02.2018 tarihinde sona ermesi halinde fesih nedeniyle doğmuş doğacak tüm zararların tazmini için yasıl hakların kullanılacağının ihtar edildiği, sözleşmenin yenilenmemesi üzerine davacı yetkili servis tarafından sözleşmenin dürüstlük kuralına aykırı şekilde feshedildiği gerekçesiyle fesih nedeniyle uğranılan maddi zararın, yoksun kalınan kârın ve denkleştirme tazminatının tahsili talepli iş bu davanın ikame edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 2001 yılından itibaren yetkili servis hizmeti verilmesine ilişkin devam eden ticari ilişkinin son olarak 01.02.2017 tarihli sözleşme ile düzenlendiği, 01.02.2017 tarihli “…A.Ş. BEYAZ EŞYA YETKİLİ SERVİS SÖZLEŞMESİ” başlıklı sözleşmenin “SÜRE VE YENİLEME” başlıklı D maddesinde “bu sözleşme aşağıda belirtilen tarihte imzalanıp yürürlüğe girmesinden itibaren 1 yıl için geçerlidir. Taraflardan biri sözleşmenin bitiminden en az 1 ay öncesinden sözleşmeyi fesih arzusunu diğerine noter aracılığı ile bildirmediği takdirde sözleşme aynı şartlarla 1 yıl uzatılmış olur. Ancak iş bu sözleşme her koşulda 5 sene sonunda hiçbir ihbara ve ihtara gerek kalmaksızın kendiliğinden sona erecektir. Taraflar dilerlerse anılan 5 yılın sonunda yeni, ayrı bir sözleşme akdedeceklerdir.” hususunun kararlaştırıldığı, sözleşmede davacıya tek satıcılık yetkisi verildiğine dair bir hükmün bulunmadığı, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamenin sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonra ve 1 yıllık sürenin dolmasından 1 aydan daha önce sözleşmenin D maddesinde belirtilen ihbar öneline uygun olarak gönderildiği, sözleşmenin her iki tarafına sürenin bitiminden belirli bir süre önce karşı tarafa bildirimde bulunmak ve önel tanımak suretiyle sözleşmeyi fesih hakkı verildiği, bu haliyle sözleşmenin feshi konusunda taraf menfaatlerinin dengelendiği ve bir taraf aleyhine olmak üzere hüküm getirilmediği, sözleşmenin belirsiz süreli hale geldiği kabul edilse dahi ihbar öneline dayalı fesih hakkının kullanılmasının sözleşmenin öneline ve dürüstlük kuralına aykırı bir yönünün bulunmadığı bununla birlikte davalı tarafından kullanılan fesih hakkının sırf davacıya zarar vermek amacıyla kullanıldığını sabit gösteren bir delilin de mevcut olmadığı bu sebeple davalının sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğu, feshin haksız ve kötü niyetle yapılmış bir fesih olduğunun ispat edilemediği kanaatine varılmakla davacının sözleşmenin haksız olarak feshedildiği, fesih hakkının kötüye kullanıldığı gerekçesiyle maddi zarar ve yoksun kalınan kâr istemlerinin emsal Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2020/1544 Esas 2023/431 Karar sayılı ilamı’nda belirtildiği şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı ayrıca TTK 122.maddesi kapsamında denkleştirme tazminatı talep etmektedir. Ancak bilirkişi incelemesi ve dosya ibraz edilen sözleşmenin tetkikinden, davacının davalı şirketin ismi ve sistemi altında servis sorunlarını yüklendiği, davacıya, davalı şirketin markalarının elektrikli ev aletlerinin satış öncesi, sırası ve satış sonrası teknik destek montaj, bakım ve onarım hizmeti ile elektrikli ev aletlerinin nakliyesini gerçekleştirmek üzere yetkili servisi kurma ve işletme hakkının ve sorumluluğunun verildiği ,yetkili servisin çalışma bölgesinin … olarak belirlendiği, sözleşme ile vekalet ya da tabiiyet ilişkisi yaratılmadığının, yetkili servisin bağımsız işletmeci sıfatıyla işi üstlendiğinin ve taraflar arasında acentelik, ticari vekillik şube ve benzeri iş ilişkisinin bulunmadığının sözleşmede açıkça kararlaştırıldığı, sözleşmenin bir bütün olarak yorumlanması neticesinde davacı şirketin davalı ürünlerine yetkili servis hizmeti vermeyi sözleşmeyle üstlendiği bu bakımdan taraflar arasında bir acentelik sözleşmesi veya tek satıcılık benzeri tekel hakkı veren sözleşme ilişkisi bulunmadığı bu sebeple davacının TTK 122.maddesi kapsamında denkleştirme tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varılmakla emsal Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2020/1204 Esas 2023/1091 Karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde davanın denkleştirme tazminatı talebi yönünden de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar tarifesine göre tahsili gereken harç 269,85 TL olduğundan 2.597,53 TL (35,90 TL + 2.561,63 TL) peşin harç ile 7.330,70 TL ıslah harcı toplamı 9.928,23 TL ‘den 269,85 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.658,38 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 11.921,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesap ve takdir edilen 80.096,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kalan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/10/2023

BAŞKAN

ÜYE

ÜYE

KATİP