Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/995 E. 2019/925 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/995
KARAR NO : 2019/925

DAVA : TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirket bünyesinde 23/06/2014 tarihinde başlamış olduğu görevinden kendi rızası ile 05/09/2016 tarihinde vermiş olduğu istifa beyanına istinaden ihbar öneli sonu olan 24/10/2016 tarihinde ayrıldığını, davalı tarafından Çıkış Mülakat Formunda istifa nedeni olarak ‘Yurtdışına yabancı dil eğitimi almak için gittiği, bu nedenle işten ayrıldığı, dil eğitimi bitince tekrar müvekkili şirket ile çalışmak istediğini’ beyan ettiğini, davalının çalışma dönemi içinde müvekkilinin iş sırlarına gizli bilgilerine yakından vakıf olduğu için iş ilişkisi sona erdikten sonra bu tarz bilgileri kullanarak müvekkili aleyhine hareket etmesini engellemek adına İş Sözleşmesine Rekabet Yasağını içeren bir düzenleme eklendiğini ve davalı tarafça bunun onaylandığını, taraflar arasında akdedilen İş Sözleşmesinin 8. maddesi ile Rekabet Yasağı düzenlendiğini, davalının 2 yıllık yasak süresi dolmadan müvekkilinin ticari rakibi konumunda olan … şirketinde işe girdiğinin öğrenildiğini, Rekabet Yasağının ihlali nedeniyle fazlaya dair haklarının saklı tutularak davalının 6 aylık brüt maaş tutarının (2016 Eylül ayı brüt maaşı 6.607,82 TL X 6 = 39.645,00 TL) cezai şart olarak talep edildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı 39.645,00 TL’nin davalıdan tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette 20/12/2010 tarihinde çalışmaya başladığını ve 29/02/2012 tarihinde işten çıkışı verilerek 05/03/2012 tarihinden 20/06/2013 tarihine kadar davacı şirkete verdiği hizmet karşılığı serbest meslek makbuzu kestiğini, daha sonra 23/06/2014 tarihinde bordrolu olarak işe girdiğini ve yabancı dil eğitimi almak üzere kendi isteğiyle istifa ettiğini, Avustralya’da İngilizce dil eğitimi alarak geri döndüğünü, müvekkilinin öncelikle davacı eski iş yerine başlamak için görüşmelerde bulunduğunu, ancak işe alınmayınca iş arayışına girdiğini ve 14/01/2017 tarihinde iş başı yaptığını, taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin maddenin incelendiğinde; TBK 445/1 maddesi gereği ‘Rekabet Yasağının Konu Bakımından Sınırlanması’ koşulunun ihlal edildiğini ve haksız rekabet şartının geçersiz olduğunun anlaşıldığını, davacı şirketin çok geniş bir alanda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin serbest muhasebeci mali müşavir olduğunu ve hayatını mesleğini ifa ederek kazandığını, müvekkilinin pozisyonu gereği davacı şirketin müşteri çevresi veya işleri hakkında bilgi sahibi olmadığını, edindiği bilgilerin davacı şirketi önemli bir zarara uğratma ihtimali bulunmadığını, müvekkilinin davacı şirkette muhasebe şefi olarak halihazırda çalıştığı iş yerinde ise raporlama ve kontrol kıdemli uzman olarak çalıştığını, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddini, davanın kabulü yönünde hüküm kurulacaksa cezai şartın 3/4’den az olmamak kaydıyla indirilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında, taraflarca gösterilen deliller toplanmış, iş sözleşmesi, SGK yazı cevabı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevapları incelenmiş, taraf tanıkları dinlenmiş ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı şirket ile dava dışı şirketlerin iştigal alanlarının aynı olduğu anlaşılmakla davacı şirket ana sözleşmesine ayrıca gerek olmadığı değerlendirilmiştir.
Haksız Rekabet Uzmanı … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 25/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası ile davacı şirkete ait ticari defter kayıtları ve davalı vekili tarafından incelemeye sunulan belgelerin tetkiki sonucunda taraflar arasında imzalanan İş Sözleşmesinin davacı şirket tarafından işveren sıfatıyla davalı … tarafından çalışan sıfatıyla imzalanmış olduğu, işe başlama tarihinin 23/06/2014 olduğu, görev unvanının outsourcing/şef olduğu, davacı şirkete ait SGK İşe Giriş Bildirgesinde davalının 23/06/2014 tarihinde işe başlamış olduğu, SGK İşten Ayrılış Bildirgesinde davalının 24/10/2016 tarihinde işten ayrılmış olduğu, İş Sözleşmesinin 8. maddesi ile; çalışanın kendi isteğiyle veya işverenin haklı ya da geçerli sebeple feshi ile sona ermesini müteakip 2 yıl süre ile kısmen dahi olsa çalışamayacağının belirlenmiş olduğu, taraflar arasındaki Rekabet Yasağı Sözleşmesi’nin geçerli olduğu, davalı …’ın Ağustos 2017 döneminde 18 gün ve Eylül 2017 döneminde 29 gün olarak Yetkin … AŞ firmasında çalışmış olduğu, Eylül 2017 döneminde 1 gün Akis Bağımsız Denetim ve … AŞ firmasında çalışmış olduğu, KPMG Bağımsız Denetim ve … AŞ firmasında 01 Ekim 2017 tarihinde işe başlamış ve 25 Ocak 2019 tarihinde işten ayrılmış olduğu, davalı eyleminin rekabet yasağını ihlal ettiği, davacı şirket bünyesinde 23/06/2014 – 24/10/2016 tarihleri arasında çalışan davalı …’ın en son aldığı aylık brüt maaşının 6.607,82 TL olduğu, buna göre İş Sözleşmesinin 8. maddesi ile belirlenen 6 aylık brüt ücret tutarındaki cezai şart bedelinin (6.607,82 x 6=) 39.646,92 TL olarak hesaplandığı, cezai şartın mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 23/06/2014 tarihinde iş akdi düzenlendiği, bu sözleşmenin 8. maddesi uyarınca rekabet yasağı kararlaştırıldığı ve rekabet yasağına aykırılığın müeyyidesinin saptandığı; davalı tarafından iş akdinin 05/09/2016 tarihli istifa dilekçesi ile 24/10/2016 tarihinde sonlandırıldığı, davalının bilahare dava dışı/3.kişiler Ağustos 2017 döneminde 18 gün ve Eylül 2017 döneminde 29 gün olarak Yetkin … AŞ firmasında çalışmış olduğu, Eylül 2017 döneminde 1 gün Akis Bağımsız Denetim ve … AŞ firmasında çalışmış olduğu, KPMG Bağımsız Denetim ve … AŞ firmasında 01 Ekim 2017 tarihinde işe başlamış ve 25 Ocak 2019 tarihinde işten ayrılmış olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, dava dışı şirketlerde çalışmaya başlaması nedeniyle; taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesini ihlal edip etmediği; bu kapsamda sözleşmedeki cezai şart koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması noktalarında toplanmaktadır.
Kural olarak; 6098 sayılı TBK.nun. 444. ve 445.maddeleri uyarınca, işverenin yer, zaman ve işlerin türü bakımından hakkaniyete aykırı olmamak koşulu ile işçisi ile diğer koşullarda ayrı bulunmak koşulu ile rekabet yasağı sözleşmesi imzalamasında hukuka aykırılık bulunmadığı; süre bakımından ise 2 yılı aşmayan rekabet yasağının hukuka uygun olarak görülmesi gerektiği; kaldı ki TBK.m. 445/2 gereğince rekabet yasağının süresi uzun olsa dahi hakim, aşırı nitelikteki rekabet yasağı koşullarını serbestçe değerlendirerek hakkaniyete uygun biçimde kapsam ve süre bakımından sınırlandırabilecektir.
Davalının davacı şirket nezdinde; 23/06/2014-24/10/2016 tarihleri arasında outsourcing/şef olarak çalışması sırasında işyerinin müşteri portföyü ile ilgili bilgilere erişim imkanı elde ettiği, davacı şirketin davalıya yönelik rekabet yasağı getirmekte haklı menfaati olduğu değerlendirilmiştir.Zira Borçlar Kanunu’nun ilgili hükmünde işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin olması rekabet yasağı bakımından yeterli görülmüştür.
Öte yandan TBK 420 maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağı belirtilmiş ise de Yargıtay 11. HD 2017/3977 E 2019/990 K 11.02.2019 T’li ve yine aynı Dairenin 2018/3000 E 2019/4468 K 17.06.2019 T.’ li emsal kararlarında da işaret edildiği üzere, taraflar arasındaki sözleşmenin hem hizmet ilişkisinin devamı sürecinde geçerli olan bir hizmet sözleşmesini, hem de hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra da yükümlülükler öngören bir rekabet etmeme sözleşmesini ihtiva ettiğinin kabulü ile hizmet sözleşmelerinde sadece işçi aleyhine konulan cezai şart hükümlerinin geçersiz olduğunu hüküm altına alan TBK’nın 420. maddesinin, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında yer alan rekabet etmeme sözleşmesine de uygulanması söz konusu olmayacaktır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi 2018/1311 esas, 2019/1298 karar sayılı kararı)
Taraflar arasında düzenlenen, dava konusu iş sözleşmesinde öngörülen rekabet yasağına dair 8. maddede rekabet yasağı faaliyet alanı ve yer yönünden sınırlarının belirlendiği kaldı ki TBK.nun. 445/2.maddesi uyarınca, süre ve coğrafi alan ile faaliyet alanı bakımından rekabet yasağının sınırlanmasında hakime takdir/uyarlama yetkisi verildiği, taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin yasal unsurları aykırılığı bulunmadığından davacının, davalı aleyhine iş bu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının da bulunduğu görülmekle; davalının, davacıya ödemesi gereken hizmet akdinin 8. Maddesinde bulunan en son aylık brüt ücretinin (6) katına tekabül eden tutarın [6.607,82TL x6=] 39.646,92 TL olarak hesaplandığı; TBK.m.182-(3) maddesi uyarınca, taraflarca kararlaştırılan cezai şartın mahkememizce fahiş nitelikte bulunduğu kabul ve takdir edilmekle; cezai şartın davalı tarafından alınan en son aylık brüt ücretin 1/3′ ü olarak kabulünün taraflar arasındaki menfaatler dengesine/hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edilerek; davacı tarafından, davalı aleyhine açılan iş bu davanın sübut bulduğundan kısmen kabulü ile [6.607,82TL x6= 39.646,92 TL/3=] 13.215,64 TL ve taleple bağlı kalınarak 13.215,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin [bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün resen tenkis edildiği de dikkate alınarak] istemlerin reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
13.215,00 TL cezai şart alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin ( bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümünün tenkis edildiği de dikkate alınarak) istemin reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 902,72 TL nispi karar harcının peşin yatırılan 677,04 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 225,68 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.735,30 TL yargılama gideri ile 677,04 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 2.443,74 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de dava değeri üzerinden mahkememizce bakiye cezai şart alacağının fazlaya ilişkin bölümün resen tenkis edildiği dikkate alınarak davalı yararına karşı vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 677,04 TL
Karar Harcı : 902,72 TL
Noksan Harç : 225,68 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.845,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 200,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti :1.600,00 TL
Posta Giderleri (Davacı): 135,30 TL