Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/91 E. 2018/641 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/91 Esas
KARAR NO : 2018/641 Karar

DAVA :İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 12/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ticaret A.Ş. ile müvekkili banka bünyesinde birleşen …bank A.Ş. arasında imzalanan GKS’ye istinaden kredi kullandırıldığını, davalının da bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, firmaya verilen ve takipte deposu talep edilen 50,00 TL mer’i mektubun takipten sonra 02/10/2013 tarihinde çıkışının gerçekleştiğini, ancak risk çıkış tarihine kadar komisyonların ödenmemesi üzerine … 13. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile hesapların kat edilerek komisyonların ödenmesi ve mektup bedelinin depo edilmesinin istendiğini, ancak borç ödenmediğinden … 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı sonucu takibin durduğunu, davalının mektup ve komisyonlarından müteselsilen sorumlu olduğunu, nakit borç ve mektup bedelinin takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramadığını, fon alacaklarının 20 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu beyanla ilgili icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, mahkemelerin bu yönde kararlarının bulunduğunu ve Yargıtay’dan geçerek onandığını beyanla davanın reddine, takibin iptaline, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava İİK 67 maddesi kapsamında açılan itirazın iptali davasıdır.
.. 13. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası getirtilmiş olup, incelenmesinde; … Bankası A.Ş.’nin dava dışı … Dış Tic. A.Ş. İle davalı …’a karşı 1.161,15 TL asıl alacak, 3.054,38 TL faiz, 210,78 TL BSMV olmak üzere toplam 4.426,31 TL nakit alacak ile 50,00 TL gayrinakit alacağın depo talebiyle ilamsız icra takibi başlattığı, davalı tarafından süresinde takip borcuna itiraz edildiği, davacı tarafın yasal süresi içerisinde işbu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Dava konusu tazminat alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususu ihtilaflıdır.
4389 sayılı 23.06.1999 tarih ve 23734 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 12.12.2003 günlü, 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle eklenen Ek 3. maddesine göre, “bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ve bu kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır. Fon alacakları ve bu kanuna göre Hazine alacağı sayılan alacaklar bakımından bu sürenin başlangıcı fon tarafından ödeme yapılmasına veya yapılacak olmasına sebebiyet veren kişilerin fiillerinin gerçekleştiği tarihten itibaren başlar.”
01.11.2005 tarih ve 35983 Mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 141. maddesine göre “Bu Kanundan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır.”
Aynı yasanın 168/A maddesine göre, “bu kanunun geçici maddelerindeki düzenlemeler hariç olmak üzere, 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile ek ve değişiklikleri yürürlükten kaldırılmıştır.”
Aynı yasanın geçici 16. maddesine göre (Anayasa Mahkemesince iptal edilmeden önceki hali ile) “ Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir. “
Anayasa Mahkemesi’nin 2014/85 Esas 2014/103 Karar sayılı 04.06.2014 tarihli kararı ile 5411 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesindeki “zaman aşımı ve “ sözcüklerinin iptaline karar verilmiş, karar 12.09.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
01.07.2012 tarihinden önce yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125. maddesinde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her alacağın on yıllık zamanaşımına tabi olduğu belirtilmektedir. Aynı hüküm, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde de yer almaktadır. Buna göre, olağan zamanaşımı süresi on yıl olup kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça tüm borç ilişkilerinde zamanaşımı süresi on yıl olarak uygulanmaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler değerlendirildiğinde, Anayasa Mahkemesi’nin 04.06.2014 tarih ve 2014/85 Esas 2014/103 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5411 sayılı Kanun’un 168. maddesiyle yürürlükten kaldırılan 18.06.1999 tarihli 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun ilk hâlinde ayrıksı bir hüküm öngörülmediğinden anılan Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarında da zamanaşımı süresi on yıl olarak uygulanmıştır. Ancak 12.12.2003 tarih ve 5020 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddeyle, söz konusu Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıl olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla, 4389 sayılı Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde on yıl olan zamanaşımı süresi, 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinden itibaren yirmi yıl olmuştur.
01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesinde de mülga 4389 sayılı Kanun’un Ek 3. maddesine benzer bir hükme yer verilmektedir. Buna göre, 5411 sayılı Kanun’dan kaynaklanan Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olması kurala bağlanmaktadır.
Öte yandan, 5411 sayılı Kanun’un itiraz konusu geçici 16. maddesinde, “Bu Kanun ile Fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir.” hükmü getirilerek 141. maddede öngörülen yirmi yıllık zamanaşımı süresinin geçmişe etkili olması sağlanmaktadır. Zamanaşımına ilişkin hükmün geçmişe etkili olması gerçek geriye yürümeyi ifade etmektedir. Dolayısıyla Geçici 16.madde ile getirilen hüküm 01.11.2005 tarihinden önce dolmuş olan zamanaşımı sürelerini canlandırmaktadır.
Anayasa Mahkemesince iptal edilen 5411 sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihte zamanaşımının dolup dolmadığı tespit edilirken mülga 4389 sayılı Kanun’a eklenen Ek 3. maddenin de göz önünde tutulması zorunludur. Zira Fon alacaklarında zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu kuralı, ilk kez 01.11.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Kanun’un 141. maddesiyle değil, mülga 4389 sayılı Kanun’a eklenen ve 26.12.2003 tarihinde yürürlüğe giren ek 3. maddeyle getirilmiştir. Söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği 26.12.2003 tarihinde henüz on yılını doldurmamış tüm Fon alacaklarına ilişkin zamanaşımı süresi yirmi yıla uzadığından, bu alacaklar yönünden zamanaşımı süresinin bitmiş olduğundan söz edilemez.
Somut olayda davaya konu kredi sözleşmesinin 28/10/1992 tarihinde akdedildiği, hesabın ise 11/11/1993 tarihinde kat edildiği, yani 4389 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önceki dönemde gerçekleşmiş olup ayrık bir düzenleme bulunmadığından 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresine tabi olduğu, 10 yıllık zamanaşımı süresinin 11.11.2003 tarihinde, yani 5020 sayılı Kanun’un 27.maddesi ile 4389 sayılı yasa ile eklenen Ek 3.maddenin yürürlüğe girdiği 23/12/2003 tarihinden önce dolmuş olduğu, zaman aşımını durduran veya kesen herhangi bir neden bulunmadığı anlaşılmakla davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen nakdi alacak miktarı üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL nispi vekalet ücreti ile reddedilen gayrinakdi alacak yönünden hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücreti toplamı 4.360,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararıın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 12/06/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 0,00 TL
Karar Harcı : 0,00 TL
Bakiye Harç : 0,00 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.095,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri : 61,00 TL