Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/889 E. 2020/505 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/889
KARAR NO : 2020/505

DAVA : Tazminat (Sigorta kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketinde kasko sigortası bulunan müvekkili şirketin 03.08.2015 tarihinde satın almış olduğu … plakalı aracın 09.10.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda hasarlandığını ve 12.10.2015 tarihinde hasarın davalı … şirketine ihbar edilmiş olduğunu, davalı … şirketinin aracın tam hasar (pert total) işleminin yapılması gerektiğini bildirdiğini ve müvekkili şirkete araç için sovtaj dahil 39.502,00 TL teklif ettiğini, müvekkili şirketin teklif edilen meblağa itiraz ettiğini ve revize edilmesi gerektiğini davalı … şirketinden talep etmiş olduğunu, davalı … şirketinin ise revize teklifine cevap vermediğini ve müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, ilk tescili 03.08.2015 tarihinde müvekkili şirket adına yapılmış ve tescil tarihinden itibaren 1 ay içerisinde 07.08.2015 tarihinde kasko sigortası yapılmış olan aracın davalı … tarafından düzenlenen kasko poliçesi gereğince tam hasar (pert total) işleminin yapılması gereken müvekkili şirket aracının aynı marka ve modelin yoksa bir üst model yılında “0 (sıfır) km” aracın teslim satış fiyatının ödenmesi gerektiğini, buna rağmen davalı … şirketinin aracın 2. el eşdeğer fiyatını dahi teklif etmediğini, davalı … şirketinin müvekkili şirkete yapmış olduğu fiyat teklifinde aracın alınan priminin 1.133,00 TL ve alınması gereken primin 2.000,00 TL olduğunu belirttiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davacı müvekkili şirkete davalı … tarafından ödenmesi gereken bedelin tespitinin yapılmasını ve bu bedele dava tarihinden itibaren en yüksek banka faizinin uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu riziko sonrasında yapılan inceleme ve araştırmalar sonucunda aracın pert total (tam hasarlı) olduğu ve sigorta eksperi tarafından oluşturulan rapor kapsamında aracın rayiç değerinin 55.000,00 TL olarak müvekkili sigorta şirketi tarafından kabul edildiğini ve bunun üzerinden gerekli işlemlerin yapılmış olduğunu, ekspertiz incelemesi sırasında internet ortamında yapılan araştırmada davacı şirketin araç kiralama şirketi ve araç sürücüsünün de davacı şirket çalışanı olduğunun tespit edildiğini ve bu doğrultuda müvekkili şirketçe belirlenen rayiç değer üzerinden kasko sigortası genel şartları ve poliçe özel şartları gereği “alınan primle alınması gereken prim arasındaki oran” dikkate alınarak proporsiyon uygulandığını, ödenmesi gereken hasar tazminatının bu şekilde tespit edildiğini ve davacı şirkete teklif edildiğini, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde poliçede “eskisi yerine yenisi” klozunun da bulunduğu belirtilmiş ise de aracın kiralık araç olarak kullanıldığı durumlarda bu klozun geçerli olmayacağı da poliçede belirtildiğinden yine poliçe şartları gereği bu klozun uygulanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle alınan primle alınması gereken prim arasındaki orana göre hasar tazminatından (pert olduğu için rayiç değerden) indirim yapıldığını ve nihai olarak ödenmesi gereken tazminatın tespit edildiğini, söz konusu aracın müvekkili sigorta şirketi tarafından …/Kiraya Verilen Araç olarak sigorta edilmediğini, davacı tarafından beyan edilen şekli ile sigorta edildiğini, dava konusu poliçede aracın … olarak kullanıldığı yazmadığı gibi aracın bu şekilde kullanılması halinde doğacak sonuçlar da sigorta sözleşmesini tevsik eden poliçede açıkça yazılmış olduğunu, söz konusu aracın kiralandığı müvekkili şirkete beyan edilmiş olsa idi müvekkili şirketin davacı ile sigorta sözleşmesi akdederken daha fazla prim talep edeceğinin sabit olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından yapılan işlemlerin hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı sair hususlar hakkındaki beyan haklarının saklı kalması kaydıyla cevaplarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH DİLEKÇESİ/
Davacı vekili 14/05/2019 tarihli dilekçesiyle 10.000,00 TL tazminat talebini 74.500,00 TL’ye artırdığını beyan etmiş ve buna ilişkin harcı da 14.06.2019 tarihinde ikmal ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, davalıya kasko poliçesiyle sigortalı bulunan aracın karıştığı trafik kazası sonucu uğradığı hasarın tazminine ilişkin kısmi alacak davasıdır.
Davacı yanca sunulu kasko poliçesi sureti, kaza tespit tutanağı sureti, davacı şirkete ait … plaka sayılı araç ruhsat sureti ve diğer evraklar incelenmiş, davalı … şirketinden kasko poliçesi ve hasar dosyası celp edilmiş, dava dışı …Tic.A.Ş yazı cevapları dosya içine alınmış, … T.A.O’ ya yazılan müzekkere uyarınca … plaka sayılı araç üzerinde rehin bulunmadığı anlaşılmış, araca ilişkin tescil kaydı celp edilmiş konusunda uzman bilirkişilerden rapor ve ek rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Sigorta konusunda uzman bilirkişi … tarafından düzenlenen 14/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hukuki ve nihai karar tamamen Mahkemeye ait olmak üzere dava konusu kasko poliçesinde mevcut klozlar doğrultusunda, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapmış olduğu inceleme sonucunda dava konusu somut olayda, … Bankası T.A.O. … Şubesi’ne müzekkere yazılması ve “herhangi bir şarta bağlı olmaksızın, sigorta tazminatının davacı sigortalıya ödenmesine açıkça rıza gösterildiğine ilişkin muvafakatinin olup olmadığı” hususunun sorulması gerektiği, davacı şirkete ait … plakalı aracın kaza sırasında kiralık araç olarak kullanıldığı iddiasının soyut iddialar ile değil somut ve kesin deliller ile ispatlanması gerektiği ve dolayısıyla mevcut belgelere istinaden dava konusu aracın kaza sırasında kiralık araç olarak kullanılmadığı ve …’nun da geçerli olduğu, davalı … vekili tarafından … plakalı aracın kaza sırasında kiralık araç olarak kullanıldığı iddiasını ispatlayacak somut ve kesin deliller dava dosyasına ibraz edilmediğinden aracın kaza tarihindeki “0 (sıfır) km” aracın anahtar teslim satış fiyatının ödenmesi gerektiği, … plakalı aracın kaza tarihindeki “0 (sıfır) km” aracın anahtar teslim satış fiyatının … A.Ş.’nin Ekim 2015 ayına ait fiyat listesine göre 74.500,00 TL olduğunun tespit edildiği, davacı malik şirketin talep edebileceği gerçek zarar miktarının 74.500,00 TL olduğu, hasarlı haldeki aracın davalı … şirketine bırakılmak suretiyle davalı … şirketinin aracın sıfır (0) satış (anahtar teslim) bedeli olan 74,500,00 TL’sini tamamen davacı malik şirkete ödemesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 06/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hukuki ve nihai karar tamamen Mahkemeye ait olmak üzere; Kasko Sigortası Genel ve Özel Şartları ile poliçedeki Eskisi Yerine Yenisi Klozu gereğince taraf vekillerinin itirazlarının tek tek değerlendirilmesi sonucunda dava konusu somut olayda davacı vekili tarafından kaza tarihindeki gerçek zarar miktarı talep edilmesi gerekir iken kaza tarihinden tam 3 yıl sonraki 2018 yılındaki araç fiyatlarını talep etmesinin kesinlikle kabul edilmesinin mümkün olmadığı, … A.Ş.’ne ait kaza tarihinden 4 gün sonraki 13.10.2015 tarihli … marka hususi/ binek araçların 01 Ekim – 31 Ekim 2015 tarihleri arasındaki Fiyat Listesi’ne göre, dava konusu aracın sıfır (0) satış (anahtar teslim) bedelinin 74.500,00 TL olduğu, davacı vekilinin iddiasına göre davacı şirketin kendi işleri için kullanıldığı iddia edilen dava konusu kasko sigortalı … plakalı aracın 09.10.2015 tarihli kaza sırasında kiralık araç olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunun somut ve kesin deliller ile ispatlanması açısından davacı şirketin Araç Kiralama Sözleşmeleri, Kira Ödeme Makbuzları ile tüm ticari kayıtları ve vergi kayıtları üzerinde Mahkeme tarafından atanacak bir Mali Müşavir Bilirkişi tarafından inceleme yaptırılması hususundaki hukuki ve nihai kararın tamamen Mahkemeye ait olduğu, Mahkemece dava konusu … plakalı aracın kaza sırasında kiralık araç olarak kullanılmadığının kabul edilmesi halinde davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının aracın kaza tarihindeki “0 (sıfır) km” aracın anahtar teslim satış fiyatı olan 74.500,00 TL olduğu, Mahkemece dava konusu … plakalı aracın kaza sırasında kiralık araç olarak kullanıldığının tespit kabul edilmesi halinde ise davacının talep edebileceği gerçek zarar miktarının 50.407,50 TL olduğu görüş ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 03.08.2015 tarihinde satın almış olduğu … plakalı aracına ilişkin olarak davalı … Şirketinde Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile “Genişletilmiş Kasko” poliçesi yaptırdığı, 09.10.2017 tarihinde … üzerinde … Yol Ayrımının 100 mt gerisinde bir trafik kazasına karıştığı, davacı şirket dava dilekçesinde kaza tarihi olan 09.10.2017 tarihinde şirketin sigortalı çalışanı …’un sevk ve idaresinde kazanın olduğunu beyan ettiği, bila tarihli ve 03.11.2017 tarihinde Mahkemeye ibraz ettiği dilekçesinde şirketin kaza yapan sigortalı çalışanı … olduğunu belirttiği ve… adına kayıt işe giriş bildirgesi ve Hizmet Listesini ibraz ettiği, kaza tespit tutanağında ise; “…, …, …” isimli şahısların kazaya karıştığına dair tutanak imza altına alındığı, kaza tutanağında yer alan bu isimlerden sadece …’in şirket sigortalı çalışanı olarak ilgili dönem SGK hizmet listesinde 8. sırada yer aldığı tespit edildiği, diğer yandan KDV Kanunu’nun 30/b maddesi hükmüne göre faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçta kullandıktan binek otomobillerin alış belgelerinde gösteri Fen KDV hariç olmak üzere KDV mükelleflerinin binek otomobili alımında yüklendikleri KDV’nin indirimi mümkün bulunmadığı ve fakat davacı şirket yasal defterlerinde davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın KDV’sinin indirim konusu yapıldığı, rapor içerisinde belirtilen sebeplerle kazaya karışan aracın davacı şirket tarafından başka şirketlere kiralanmak üzere maksadı ile iktisap edildiği düşünüldüğü belirtilmiştir.
Denetime açık ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu değerlendirilen 06/02/2019 tarihli bilirkişi ek raporuna ve de 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının, davalıdan aralarındaki kasko poliçesi kapsamında 09/10/2015 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucu tam hasar alan … plakalı araç nedeniyle hasar bedeli talep hakkı olup olmadığı var ise miktarının tespiti hususundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle, sigortalı davacının ve de davalının tacir olduğu nazara alındığında mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamadan toplanan delillerden; davanın kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan hasar bedeli tazminat talebine ilişkin olup 09.10.2015 tarihinde trafik kazasının meydana geldiği, aracın kiralık araç olarak kullanıldığının 14/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile belirlendiği ve buna göre ödenmesi gerekli gerçek zarar miktarının da 50.407,50TL olduğu da 06.02.2019 tarihli bilirkişi raporu ile belirlenmiştir.Yine … plakalı araç sürücüsü …’ in B sınıfı ehliyete sahip olduğu ve kaza anından alkolsüz olduğu belirlenmiştir.Ayrıca davacı tarafın 12.10.2015 tarihinde davalı … şirketine bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır.
Ancak öte yandan dava dilekçesi incelendiğinde davanın belirsiz alacak olarak değil kısmi dava olarak açıldığı anlaşılmaktadır.Davalı yan ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definde bulunmakla, buna ilişkin açıklama yapmakta fayda vardır.
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat talepleri sigorta ettiren ile sigortacının tarafı olduğu sözleşmeye dayanmakta olup, bu davalar 6102 sayılı TTK.’nın 1420. maddesi gereğince 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Yine; Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları C.9. maddesine göre; “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün talepler iki yılda zaman aşımına uğrar” hükmü düzenlenmiştir.Ayrıca belirtmek gerekir ki; sözleşmeye dayanılarak açılan davalarda ceza zamanaşımı uygulanmaz.Kasko sigorta sözleşmelerinde sigortalı, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibren en geç beş gün içinde durumu sigortacıya bildirmek zorundadır (6762 sayılı TTK m.1292). Zamanaşımının başlangıcı, TTK 1292 ve 1299. maddelerine göre alacağın muaccel olduğu gün, yani sigortalının rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği günden itibaren başlayan beş günlük ihbar tarihinin son günüdür.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesi 2018/3457 esas, 2020/3686 karar sayılı 20/10/2020 tarihli ve de Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4497 esas, 2016/4393 karar sayılı 07.04.2016 tarihli kararları)
Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 154. maddesi;
“Aşağıdaki durumlarda zamanaşımı kesilir:
1. Borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa, icra takibinde bulunmuşsa ya da iflas masasına başvurmuşsa.” ve de 156.maddesi de
” Zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar.
Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Dava öncesi davacı tarafından davalı … şirketine başvurulmuş ve de davacı … tarafından e-mail olarak davacıya belge ile bildirim yapılarak 55.000TL rayiç değerde mutabık kaldıklarını ve aracın hasarlı halinin şirkete (davacıda kalması halinde) bırakılması halinde 39.502TL ödeme yapılacağının kabul edildiği anlaşılmaktadır.Zaten bu husus taraflar arasında uyuşmazlık konusu da değildir.
Yani 6098 sayılı TBK’nın 154/1. maddesine göre, borçlu borcu ikrar etmişse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmuşsa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse zamanaşımı kesilir. Ve yine 6098 sayılı TBK’nın 156. Maddesine göre, zamanaşımının kesilmesiyle, yeni bir süre işlemeye başlar. Borç bir senetle ikrar edilmiş veya bir mahkeme ya da hakem kararına bağlanmış ise, yeni süre her zaman on yıldır.
Taraflar arasında da borcun 39.502,00 TL miktarla kabul edildiğine dair mutabakat belgesi vardır.Ve belge senet hükmünde olduğuna göre; 6098 sayılı TBK’nun 156/2 maddesine göre yeni süre her zaman 10 yıldır kaidesi karşısında borcun kabul edilen miktarının zamanaşımına uğradığını kabul etmek mümkün görülmemiştir.Mutabakat belgesinin mail ile yapılmış olması sonucu değiştirmeyip ortada yazılı bir belge bulunmakta olup bu belge bir senet hükmündedir.Senet ile borç ikrarı karşısında dava konusu alacağın kabul edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin TBK’nun 156/2 maddesi uyarınca 10 yıl olarak kabul edilmesi gerekmektedir.(Benzer yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2017/395 esas, 2017/378 karar ve 06/07/2017 tarihli kararı)
Yukarıda izah edilen sebeplerle davacının davasının kısmen kabulü ile; toplam 39.502,00 TL’nin 10.000,00 TL’sine dava tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren ve de 29.502,00 TL’sine de ıslah tarihi olan 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve fazlaya dair istemin zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE; toplam 39.502,00 TL’nin 10.000,00 TL’sine dava tarihi olan 08/10/2017 tarihinden itibaren ve de 29.502,00 TL’sine de ıslah tarihi olan 14/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya dair istemin zaman aşımı nedeniyle REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.698,38 TL nispi karar harcının 341,55 TL peşin harç ile 1.101,50 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 1.255,33 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.925,30 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.249,70 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 780,40 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 413,79 TL yargılama gideri ile 341,55 TL peşin harç, 1.101,50 TL ıslah harcı ve 31,40 TL başvuru harcı toplamı 1.888,24 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderinden davanın kabul red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 328,84 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı ve davalı tarafından yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 341,55 TL
Islah Harcı : 1.101,50 TL
Karar Harcı : 2.698,38 TL
Noksan Harç : 1.255,33 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.710,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 700,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.300,00 TL
Posta Giderleri : 180,40 TL