Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/844 E. 2019/334 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/844
KARAR NO : 2019/334

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/03/2014
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Mahkememizin 2014/1065 E sayılı dosyasından 20/09/2017 tarihli kararla HMK 167.maddesi gereğince tefrik edilen ve yukarıdaki esasa kaydedilen Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emlak komisyonculuğu yaptığını, faaliyeti esnasında … firmasının … açılacak şubesi için uygun bir arazi aradığını haricen öğrendiğini ve bu çerçevede anılan firmanın Türkiye arazi geliştirme bölümü müdür yardımcısı … ile irtibat kurduğunu ve değişik tarihlerde yapılan toplantılar neticesinde … ile müvekkilinin imzasını taşıyan 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmelerinin imzalandığını, daha sonra üzerinde … Ltd. Şti’nin yer aldığı, …, … ve davalı …’e ait olan …- … yolu üzerindeki arazinin müvekkili tarafından davalı … -… firmasına önerilerek, fabrika binasında arazi sahipleri ve …’nun görüşmelerinin sağlandığını, daha sonra yine toplantıların yapıldığını, devam eden süreçte davalı … A.Ş. ve … Makine … A.Ş. ve diğer davalıların irtibatının kesildiğini ve yer gösterme belgesine konu taşınmaza ilişkin alış verişten vazgeçildiğinin belirtildiğini, … Makine …. A.Ş.ye ait Yenimahalle 42961 Ada 3 nolu Parselde yer alan başka bir arazinin malikleri … A.Ş. tarafından …’a satıldığı ve … firmasının da üst hakkı tesis ederek faaliyete başladığı, bu nedenle müvekkilinin aracılık hizmetinden kaynaklanan komisyon hizmetinin ödenmesi için değişik tarihlerde yazı ve ihtarnameler göndermesine rağmen dava konusu taşınmaz hakkında bir alış veriş veya kiralama yapılmadığı iddiasıyla müvekkiline ödeme yapılmadığını belirterek … kayim 42961 Ada 3 nolu Parselde kayıtlı, …, …, davalı …’in maliki iken …’a satılarak akabinde davalı …-… firmasına üst hakkı tesis edilen taşınmaza konu hukuki ilişkiler temelinde müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğu anda artırılmak üzere asgari 10.000 TL tazminatın, alım satım ilişkinin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
ISLAH/
Davacı vekili 26/10/2018 tarihli dilekçesiyle 10.000 TL olan talebini artırarak neticede 970.625,70 TL tazminatın işlem tarihi olan 25/08/2010’dan itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve artırdığı kısım yönünden harcı ikmal ederek makbuzu dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Islah dilekçesi davalı … ‘ye davacı vekilince tebliğe çıkarılmamış, diğer davalılara usulüne uygun tebliği sağlanmıştır.
SAVUNMA /
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı … Ltd. Şti ile aralarında akdedilen 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesinden kaynaklanan komisyon ücretine hak kazandığını iddia ettiği, müvekkili şirketin bu sözleşmede taraf olmadığından hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiğini, bunun dışında eski TTK 106. maddesi uyarınca bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle davanın zamanaşamı nedeniyle reddi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, esas yönünden de, müvekkili şirketin 2010 yılında kendi çalışmaları ile … ailesine ait … başka bir araziye ulaştığını ve aileyle doğrudan irtibata geçtiğini, ancak bu yerin … ailesine satıldığının öğrenildiğini, anılan kişilerle görüşülmesine rağmen arazinin satın alınamadığını, bu nedenle müvekkili şirket yararına üs hakkı tesis edildiğini, 2011 yılında davacının aracılık hizmetinden kaynaklanan komisyon bedelinin denmesi için … Ltd. Şti’ye başvurulduğunu, müvekkili yararına davacı tarafından sağlanan bir aracılık hizmeti olmadığından kendisine iletilen talebinde reddedildiğini belirterek haksız davanın esastan da reddini savunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacı ile … arasında imzalandığı belirtilen 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesine dayanıldığını, davacı tarafından 09/01/2011 tarihinde müvekkiline başvuru yapılarak komisyon alacağının istendiğini, eski TTK 106.maddesine göre bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkili ile davacı arasında imzalanan komisyon sözleşmesi olmadığını belirterek haksız olan davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ile …’e usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir savunmada bulunmadıkları görülmüştür.
TEFRİK/
Huzurdaki bu dava 25/03/2014 tarihinde davalılar …., … Ltd. Şti, … (yeni ünvanı: … A.Ş.), …, …, …, …, …, … ve …Tic. Ltd. Şti’ye karşı açıldığı ve mahkememizin 2014/1065 Esasına kaydedildiği anlaşılmıştır. Davalılardan … Ltd. Şti’nin yargılama sırasında iflas etmesi nedeniyle bu davalı hakkındaki dava 28/12/2016 tarihli celsede 2014/1065 E sayılı dosyadan tefrik edilmiştir. Haklarında tefrik kararı verilmeyen ve 2014/1065 E sayılı dosya üzerinden yargılamasına devam edilen …, … ve…aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında, davalılar …, … A.Ş. (Eski Ünvanı. … A.Ş.), … Ltd. Şti, …, … ve … hakkında açılan dava 20/09/2017 tarihinde 2014/1065 E sayılı dosyadan tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiştir. Mahkememizin 2014/1065 E sayılı dosyasında daha sonra haklarındaki dava takip edilmediğinden davalı … ve …’e karşı açılan dava huzurdaki bu dosyadan 18/04/2019 tarihli celsede tefrik edilmiştir ve mahkememizin 2019/221 E. sayısına kaydedilmiş ve 2019/482 K 16/05/2019 tarihli kararla davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm kurulmuştur.
Huzurdaki bu davada davalılar,… Ltd. Şti., … A.Ş. (Eski Ünvanı: … A.Ş.), … , … olup, iş bu dosyadan yargılama yapılarak neticeye ulaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davacı ile davalı … Ltd. Şti adına … arasında akdedilen 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesi, taraflar arasındaki yazışmalar, tapu kayıtları, davalı şirketlerin sicil kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tanıklar dinlenerek, bilirkişiden hesap yönünden rapor alınmış ve deliller toplanmıştır.
Dava, ticari tellallık sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir.
Aşağıda açıklanacağı üzere somut olayda eski TTK’nın uygulanması gerekmektedir.
6762 sayılı TTK’nın 100.maddesinde ticaret işleri tellallığı düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasında “taraflardan hiçbirine ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem yahut acenta gibi bir sıfatla daimi surette bağlı olmaksızın, ücret karşılığında, ticari işlere müteallik mukavelelerin akdi hususunda taraflar arasında aracılık yapmayı meslek edinen kimseye tellal denir.” şeklinde düzenleme yapılmış ve ticari tellal tanımlanmıştır.
Davacının, emlak komisyonculuğu hizmetini verdiği ve ticari tellal olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nitekim davacının dayandığı 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesinin … Ticaret Odası antetli olduğu ve davacı vekilince de, dava dilekçesinde ve yargılama sırasında sunulan beyan dilekçelerinde, davacının emlak komisyonculuğu hizmetini verdiğinin ifade edildiği, sözleşmeye konu işin de ticari iş niteliğinde bulunduğu, bu durumda davacının ticari tellal olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar zamanaşımı defini ileri sürmüşlerdir.
Davacının dayandığı 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesinin yapıldığı tarih itibariyle 6762 TTK yürürlüktedir. 01/07/2012 tarihinde 6102 sayılı TTK’nın yürürlüğe girdiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın Uygulanması ve Yürürlüğü Hakkındaki 6103 sayılı Kanunun 2.maddesinde,
a)”TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce meydana gelen olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise o kanun hükümleri uygulanır.
b)TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce gerçekleşmiş hukuki fiiller, bağlayıcılıkları ve hukuki sonuçları itibariyle, bu tarihten sonra dahi gerçekleştikleri tarihte yürürlükte bulunan kanuna tabidir.
c)TTK’nun yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara TTK hükümleri uygulanır”…
3) Bu kanunda kullanılan “eski hukuk” terimi, 6762 sayılı Kanunu ve bu kanun ile ilgili diğer mevzuatı ifade eder” denilmiştir.
Aynı kanunun zamanaşımına ilişkin 6. maddesinde ise, ” TTK’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir.” şekilde düzenleme yapılmıştır.
Bu düzenlemelere göre, somut olayda, 6762 sayılı eski TTK’nun zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
6762 sayılı TTK nın 106.maddesinde ticari tellalın ücret istemek hakkı ve zamanaşımı ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anılan maddede, “Muamele yapılınca veya mukavele bir şarta bağlıysa şart tahakkuk edince bordroyu vermiş olan tellal ücretini isteme hakkına haizdir.
Bu hak muamelenin yapıldığı günden itibaren bir yıl geçince müruruzamana uğrar. Eğer mukavele yapılmaz veya talik olunduğu şart tahakkuk etmezse, tellal, bu işteki teşebbüslerinden dolayı ücret isteyemez” denilmiştir.
Dava konusu olayda davacı ile davalı … Ltd. Şti adına … arasında 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşmenin konusunun, sözleşmede nitelikleri belirtilen 4 ayrı gayrimenkule ilişkin olarak taşınmaz maliki ile müşteri arasında imzalanacak sözleşme imkanının hazırlanması konusunda komisyoncunun görevlendirilmesi olduğu ve sözleşmede belirtilen taşınmazların, sözleşmenin imza tarihinden itibaren sonra her ne suretle olursa olsun müşteri adına ve üçüncü dereceye kadar akrabaları adına ve paydaşı olduğu veya temsil ettiği şirket veya kuruluşlar adına veya sair ilişkiler içinde bulunduğu kurum, eş, dost gibi üçüncü şahıslar adına satın alınması veya kiraya tutulması halinde tellaliye ücreti ödenmesi gerektiğinin belirtildiği, ancak sözleşmede ücretin miktarına ilişkin bir düzenlemenin olmadığı anlaşılmıştır.
818 Sayılı BK 404. Maddesi ve 6098 Sayılı TBK’nın 520/2. maddesine göre, gayrimenkul tellallığı sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekmekte olup, bu koşul, geçerlilik şartıdır.Başka bir deyişle,yazılı olarak yapılmayan gayrimenkul tellallık sözleşmesi geçerli bir sözleşme olarak kabul edilemeyecektir. 23/01/2007 tarihli sözleşme, davacı ile davalı … Ltd. Şti’i arasında aktedilmiştir.Diğer davalılar ile davacı arasında imzalanan başkaca bir sözleşme olmadığı gibi 23/01/2007 tarihli yer gösterme sözleşmesinde imzaları da bulunmamaktadır.O halde davalı … Ltd. dışındaki davalılar ile davacı arasında geçerli olarak kabul edilebilecek ticari tellalık sözleşmesi bulunmadığı açıktır.
Davacı taraf, bu sözleşmeye konu …, … İlçesi … Mahallesinde bulunan taşınmazın komisyoncunun devre dışı bırakılmak suretiyle maliki … Şirketi tarafından …’a satıldığı, daha sonra … firması yararına üst hakkının tesis edildiğini, bu nedenle sözleşmedeki hükümler doğrultusunda tellallık ücretinin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Koşullarının oluştuğu tespit edildiğinde 23/01/2007 tarihli sözleşmeye dayalı olarak tellaliye ücretinin davalı …. Ltd. Şti’den istenebileceği açıktır. Zira sözleşme, bu davalıyla akdedilmiştir. Tellallık ücretinin istenmesine esas teşkil eden işlemin, taşınmazın malikleri olan ve aralarında davalı …’in de bulunduğu kişilerce 23/08/2010 tarihinde 1/2’sinin …’a, 1/2’sinin …’a satışı, daha sonra 25/08/2010 tarihinde davalı … firması yararına üst hakkı tesisi olduğu anlaşılmış ve dosyaya celp edilen … ili, … ilçesi, … Mahallesi 42961 Ada, 3 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve satış ve üst hakkı tesisine ilişkin resmi senetler içeriğinden tespit edilmiştir.
Satış işlemi 23/08/2010, üst hakkı tesisi de 25/08/2010 tarihinde gerçekleştirilmiştir. TTK 106/2. maddesinde, zamanaşımı süresinin muamelinin yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı ve bir yıl olacağı belirtilmiştir. Muamelenin yapıldığı 23/08/2010 ve 25/08/2010 tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde davanın açılması zorunludur. Aksi halde alacak zamanaşımına uğrayacaktır. Huzurdaki bu dava 25/03/2014 tarihinde açılmış olup, muamelenin yapıldığı tarihten itibaren bir yıllık sürenin aşıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın açılmasından önce davacı tarafından, bir kısım davalılarla yapılan yazışmalar ve ihtarnameler ile tellallık ücretinin ödenmesinin talep edildiği anlaşılmışsa da, bu ödeme taleplerine ilişkin yazıların zamanaşımını kesen nedenlerden olamayacağı, sadece karşı tarafı temerrüde düşürmesi neticesini doğuracağı kabul edilmelidir.
818 sayılı Borçlar Kanunun 132. maddesinde zamanaşımının durması, 133.maddesinde de kesilmesine ilişkin sebepler gösterilmiştir. Buna paralel düzenleme yine 6098 sayılı TBK’nun 153 ve 154.maddelerinde bulunmaktadır. Anılan maddelere belirtilen durma ve kesilme nedenleri dikkate alındığında ödeme istemine ilişkin ihtar veya yazıların zamanaşımını kesen veya durduran nedenlerden olmadığı açıkça tespit edilebilmektedir. Bu durumda davaya dayanak teşkil eden tellallık sözleşmesinin tarafı olan … Ltd. Şti’ye karşı açılan davanın zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmalıdır. Bu davalı hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Diğer davalılar ile davacı arasında akdedilen bir sözleşme bulunmamaktadır.Bu nedenle davalılar … A.Ş., … ve …’e karşı tellaliye ücretinin tahsili istemine ilişkin bu davanın yöneltilmesi mümkün olmadığından,adı geçen davalılara karşı açılan davanın da pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği kabul edilmiştir. Nitekim HMK 114.maddesinde husumet dava şartları arasında sayılmış olup, HMK 115.maddesi uyarınca da dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardan olduğu dikkate alınarak davalı … Ltd. Şti’ye karşı açılan davanın zamanaşımı nedeniyle, diğer davalılara karşı açılan dava şartı-pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafından davalılar …, … , … A.Ş. aleyhine açılan davanın dava şartı-pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
Davacı tarafından davalı … LTD. ŞTİ.’ye karşı açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının, 170,80 peşin harç ile 16.575,86 TL ıslah harcı toplamı 16.746,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16.702,26 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalılar …, … , … A.Ş. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …, … , … A.Ş.’ye verilmesine,
Davalı … LTD. ŞTİ. Lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 52.775,03 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … TİC. LTD. ŞTİ.’ye verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekili Av. …, davacı asil … ile davalı … vekili Av. …, davalı … vekili Av. …’in yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/04/2019

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 170,80 TL
Islah Harcı : 16.575,86 TL
Karar Harcı : 44,40 TL
Bakiye Harç : 16.702,26 TL