Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/839 E. 2018/1351 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/839 Esas
KARAR NO : 2018/1351 Karar

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 01/03/2017 başlangıç tarihli, 12 ay süreli, … ve … abone numaralı Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 1. maddesi gereğince sabit birim fiyatın 0,1865 TL/kwh olarak kararlaştırıldığını, daval tarafından 12/04/2017 tarihinde gönderilen e-mail ile 01/07/2017 tarihinden itibaren birim fiyatın revize edileceğinin ve bu teklifin kabul edilmemesi halinde başka bir tedarikçiden enerji alınmasını ve 31/05/2017 itibariyle sözleşmenin feshedilmiş sayılacağının bildirildiğini, bunun üzerine … 1. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tek taraflı fiyat değişikliğine itiraz edildiğini, davalı tarafından verilen cevabi ihtarnamede 01/07/2017 tarihinden itibaren elektrik tedarik edilmeyeceğinin bildirildiğini, sözleşmenin süresinden önce feshedilmiş olması sebebiyle yeni tedarikçi ile imzalanan sözleşmede birim fiyatın 0,190854 TL/ kwh olduğunu, buna göre müvekkili şirketin 01/07/2017 – 01/03/2018 tarihleri arasındaki süre içerisinde zarara uğradığını beyanla, davalının tek taraflı fiyat artırımı nedeniyle 01/07/2017 ile sözleşme bitim süresi olan 01/03/2018 tarihine kadar oluşan zarar tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin her bir faturanın ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmesinin imzalanmasından sonra dolar kurunda meydana gelen olağanüstü artışın elektrik piyasasındaki koşulları olumsuz etkilemesi nedeniyle birim fiyatın revize edilmesi zorunluluğu doğduğunu, bunun üzerine sözleşmenin 7. maddesinin j fıkrası hükmüne uygun olarak davacıya 12/04/2017 tarihinde bilgilendirme yazısı gönderildiğini, davacı şirket yetkilisi tarafından gönderilen 28/04/2017 tarihli e-posta ile revize fiyat teklifinin uygun bulunmadığı ve yeni tedarikçi ile sözleşme imzalanacağının beyan edildiğini, buna göre tarafların mutabakatı ile sözleşmenin 31/05/2017 tarihi itibariyle feshedilmiş olduğunu, davacının 28/04/2017 tarihli ihtarnamesine karşılık cevaben … 18. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, sözleşmenin 7. maddesi gereğince müvekkili şirketin söz konusu artışları yansıtma hakkını kullandığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 125/3 maddesi ve 213/1 maddesi kapsamında davalının sözleşmeden kaynaklanan borcunu ifa etmemesi nedeniyle davacının uğradığı zararı tazmin davasıdır.
Davacı, davalı ile aralarında 01/03/2017 başlangıç tarihli ve 12 ay süreli … ve … abone nolu Elektrik Satış Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile davalı tarafından davacıya satışı taahhüt edilen elektrik enerjisi birim fiyatının 0,1865 TL/kwh olarak tespit edildiğini, ancak davalının 12/04/2017 tarihinde davacıya gönderdiği e-mail ile elektrik birim satış fiyatını revize ettiğini bildirdiğini, 01/07/2017 tarihinden itibaren enerjinin ancak revize edilen yeni fiyat üzerinden sağlanabileceğini, revize fiyatın kabul edilmemesi halinde sözleşmenin 31/05/2017 tarihi itibariyle feshedilmiş olacağı ve başka tedarikçiden enerji temini yoluna gidilmesinin önerilmesi üzerine davacının … 1. Noterliği’nin …tarih – … yevmiye nolu evrak üzerinden keşide ettiği ihtarname ile tek taraflı fiyat değişikliğini kabul etmediğini bildirdiğini, sözleşmenin bu haliyle feshi nedeniyle başka tedarikçilerle yapılacak sözleşme ile enerji temini halinde oluşacak zararın davalıdan tahsilinin talep edileceğinin bildirildiğini ve … 18. Noterliği’nin …tarih – … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 01/07/2017 tarihinden itibaren davalıdan enerji temin edilmeyeceği hususunun bildirildiğini, davalıyla akdedilen sözleşmenin bu şekliyle sona ermesinden sonra üçüncü kişi yeni tedarikçi ile sözleşme imzalandığını ve bu sözleşme gereği 01/07/2017 tarihinden itibaren elektrik enerjisini 0,190854 TL/ kwh üzerinden almak zorunda kaldıklarını, her iki fiyat farkı üzerinden 01/07/2017 – 01/03/2018 tarihleri arası oluşan farkın zararlarının teşkil ettiğini, bu zarara mahsuben şimdilik 20.000,00 TL’nin her bir faturanın ödenme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline talep ettiği görülmektedir.
Davalı ise, sözleşmenin imzalanmasına müteakip dolar kurunda meydana gelen olağanüstü artışın elektrik piyasasındaki koşulları olumsuz etkilemesi nedeniyle sözleşme fiyatının revize edilmesi zorunluluğunun doğduğunu, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmenin 7-j fıkrasının “Tedarikçi işbu sözleşmenin kurulmasından sonraki bir tarihte meydana gelecek mücbir sebeplerden ve diğer sebeplerden dolayı üretim, kaynak veya tedarik maliyetlerinde gelebilecek artışları müşterinin satış fiyatına aynen yansıtma hakkına sahiptir” şeklindeki hükmü kapsamında davacıya 12/04/2017 tarihinde gönderilen yazı ile revize fiyatı kabul etme veya yeni bir tedarikçi ile anlaşma önerisinde bulunulduğunu, ancak davacının revize fiyatı kabul etmeyerek yeni bir tedarikçi ile anlaşma seçeneğini uygulamaya geçirdiğini ve bu hususu 31/05/2017 tarihi itibariyle kendilerine bildirdiğini, bu nedenle sözleşmenin tarafların karşılıklı mutabakatı ile sona erdiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
İhtilaf, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davalı tarafından davacıya 1 yıl süreyle temini taahhüt edilen elektrik enerjisi bakımından sözleşme ile öngörülen 0,1865 TL/kwh birim fiyat bedelinin davalı tarafından sözleşmenin 7-j maddesindeki düzenleme kapsamında değiştirme hakkına sahip olup olmadığı, sahip olmaması halinde davacının yeni bir tedarikçi ile sözleşme yapması halinde sona eren sözleşme ile davacının yaptığı yeni sözleşme ile öngörülen fiyatlar arasındaki fark nedeniyle davacının zarar talep edebilme hakkına sahip olup olmadığı noktalarında toplanmakta olup revizenin haklı nedenle yapıldığını ispat yükü davalı tarafta ve meydana gelen zararın miktarını ispat yükü ise davacı tarafta olup zararın miktarını tespit HMK m. 266 kapsamında özel veya teknik bilgiyi gerektirdiğinden tarafların talebi veya resen bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle çözülmesi gerekmektedir.
Bu doğrultuda muhasebe finans bilirkişisi Nükhet Bağdatoğlu ve elektrik mühendisi Mustafa Kürşat Tezcan’dan alınan 31/08/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; taraflar arasında 01/03/2017 tarihinde 12 ay süreli olarak akdedilen sözleşme ile davalının davacıya 0,1865 TL/ kwh sabit birim fiyatı üzerinden enerji sağlama taahhüdü altına girdiği, davalının davacıya 12/04/2017 tarihinde gönderdiği teklif ile fiyatı %1 şeklinde revize etme zorunluluğu doğduğunu bildirdiği, ancak davacının davalıya 28/04/2017 tarihinde gönderdiği cevabi ihtarname ile revize teklifi kabul etmediği, akabinde üçüncü kişilerle yeni tedarik sözleşmesi imzaladığı, her iki sözleşmedeki birim fiyat farkları nedeniyle davacının fazladan 204.296,18 TL fazladan ödeme yapmış olduğu, fazladan yapılan ödemeden dolayı dava tarihi itibariyle davacının ayrıca 252,86 TL faiz talep edebileceği tespit edilmiştir.
Taraf itirazları doğrultusunda muhasebe finans bilirkişisi … ve elektrik mühendisi …’dan alınan 28/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile; bilirkişilerin kök rapordaki kanaatlerinde değişiklik yapılmayacağını bildirmiş oldukları görülmektedir.
Taraflar arasında 01/03/2017 tarihinde 12 ay süreli olarak akdedilen sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin giriş sayfasında yer alan 1 maddesi ile bu sözleşme ile 01/03/2017 tarihinden 12 ay süreyle 0,1865 kr/ kwh sabit fiyat üzerinden enerji sağlama taahhüdünde bulunduğu, ancak sözleşmenin 7.j maddesinin “Tedarikçi işbu sözleşmenin kurulmasından sonraki bir tarihte meydana gelecek mücbir sebeplerden ve diğer sebeplerden dolayı üretim, kaynak veya tedarik maliyetlerinde meydana gelebilecek artışları müşterinin satış fiyatına aynen yansıtma hakkına sahiptir. Aynı şekilde, işbu sözleşmenin kurulmasından sonraki bir tarihte enerji piyasalarında faaliyet gösteren kamu kuruluşları ve resmi makamlarca yapılacak düzeltmeler EPDK tarafından düzenlenen ilgili perakende satış tarifesinde doğrudan ya da dolaylı olarak tedarikçilerin aleyhine yapılacak düzeltmeler EPDK tarafından düzenlenen ilgili perakende satış fiyatı tarifesinde doğrudan ya da dolaylı olarak tedarikçilerin aleyhine yapılacak değişiklikler, yeni hukuki düzenlemeler, mahkeme kararları, doğabilecek vergi veya fonlar nedeniyle tedarikçi aleyhine bir durum oluşması halinde tedarikçinin ilgili bedelleri müşteriden tahsil etme hakkı mevcuttur. Tedarikçi, PMUM’un uyguladığı düzeltme kalemleri, PMUM fiyatları, kendisine PMUM tarafından fatura edilen diğer her türlü bedel ve / veya …, … ve dağıtım şirketi tarifelerinde meydana gelen değişiklikler nedeniyle meydana gelebilecek artışları müşteriye yansıtıp fatura edebilir.” şeklindeki hükmü ile de sözleşme ile sabitlenen fiyat şartına aykırı bir şekilde fiyatın mücbir sebep dahil sözleşmenin 7.j maddesi kapsamındaki sebepler ile revize edilebileceği hak ve yetkilerinin öngörüldüğü görülmektedir.
Çelişkili gibi görünen durumun 6098 sayılı TBK.nun 20 v.d. maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında yapılacak denetim ile çözülmesi gerekmektedir. Bu kapsamda genel işlem koşulları, “Bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri” olarak tanımlanmış olup koşulların, sözleşme metninde veya ekinde yer alması, kapsamı, yazı türü ve şekli, nitelendirmede önem taşımadığı gibi, genel işlem koşulu niteliğindeki bir sözleşme hükmünün tartışılarak kabul edildiğine ilişkin kayıtlar, tek başına, onları genel işlem koşulu olmaktan çıkarmamaktadır. (bkz. m. 20) Genel işlem koşu niteliğindeki bir hükmün yaptırımı yazılmamış olmadır. Dolayısı ile karşı tarafın menfaatine aykırı olan ve genel işlem koşulu niteliğindeki bir sözleşme hükmü ancak ve ancak sözleşmesinin yapılması sırasında koşulların aleyhe olduğu kişiye koşulların varlığı ve içeriği hakkında açıkça bilgi verildiği ve aleyhe olanın aleyhe olan bu hükümlerin içeriğini öğrendiği ve öğrenmesine imkan sağlandığı ve buna rağmen aleyhine olanın koşulları kabul ettiğinin ispat edilmesi halinde genel koşul niteliğindeki sözleşme hükmünün geçerli olacağı aksi halde yazılmamış olduğu (bkz. m. 21) sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini koruyacağı (bkz. m. 22) açıkça hükme bağlanmıştır.
Yargıtay 11. HD.sinin 20.01.2018 tarih 2016/13088 E. ve 2018/563 K. sayılı kararında; “…818 sayılı BK.’ da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır. …Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığını hangi tarafın ispat etmesi gerektiğine ilişkin TBK da açık bir düzenleme olmamakla birlikte, 6502 sayılı TK 5/3 maddesinden yola çıkılarak, önceden ve çok sayıda kullanmak amacıyla hazırlanmış belirli bölümleri boş olan ve sonradan doldurulan sözleşme hükümlerinin kural olarak müzakere edilmemiş olduğu, aksinin sözleşmeyi hazırlayan tarafça ispat edilmesi gerektiği kabul edilmeli, gerektiğinde bu konuda ticari ve eposta yazışmaları, fakslar, sözleşme taslaklı vs. ispat vasıtalarından yararlanılmalıdır. …” şeklindeki içtihadı ile de bu denetimin hem tacirler hem de tüketiciler bakımından yapılabilecek olduğu bazı yerleri boş ve sonradan doldurulacak sözleşmelerde aleyhe olan genel işlem koşulu niteliğindeki hükmün aleyha olan ile müzakere edildiğinin ve buna rağmen aleyhe olanın kabul ettiğinin ispat yününün sözlemeyi hazırlayan tarafta olduğunun içtihat edildiği görülmektedir.
Bu kapsamda somut olaya bakıldığında sözleşmenin 1 maddesindeki sabitlenen birim fiyatın elle yazılmış olduğu, buna karşılık 7.j maddesinin matbu şekilde basılmış sözleşme hükmü olması nedeniyle esas itibariyle TBK m.20 anlamında genel işlemi koşulu niteliğinde bir hüküm olduğu ve 7.j maddesinin varlığının ve sözleşmenin 1 maddesine aykırı olarak aleyhe olan içeriğinin davacı tarafından kabul edildiğinin de dosya kapsamıyla ispat edilememiş olması karşısında sözleşmenin 7.j maddesinin yazılmamış olduğunu ve sözleşme ile sağlanan enerji bedelinin sözleşmenin 1. maddesinde el yazısı ile yazıldığı şekliyle sabitlenmiş ücret olduğunu kabul etmek gerekmiştir.
Bilirkişi raporuyla da sözleşmenin 1. maddesinde öngörülen ve sabitlenmiş fiyat ile bu sözleşmenin davalının sözleşmeye aykırı sabit eylemleri nedeniyle feshi üzerine davacının daha yüksek bir fiyat ile geriye kalan süre içerisinde elde ettiği enerji itibariyle 204.296,18 TL fazladan ödeme yapmış olduğu tespit edilmiş olmakla 6098 sayılı yasanın 125/2-3 maddesi kapsamında davalının sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle davacının 204.296,18 TL zararının oluştuğu görülmektedir.
Davacı tarafın 10/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 20.000,00 TL olan müdeabbih değerini 184.296,18 TL arttırması ve davacının davalıyı davadan önce dava konusu alacak bakımından temerrüde düşürmemiş olması karşısında davanın kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 25/09/2017 tarihinden itibaren 184.296,18 TL’nin ise ıslah tarihi olan 10/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde düzenlenen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
20.000,00 TL tazminatın dava tarihi olan 25/09/2017 tarihinden itibaren 184.296,18 TL’nin ise ıslah tarihi olan 10/09/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesinde düzenlenen avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 13.955,47 TL nispi karar harcının, 341,55 TL peşin harç ve 3.147,50 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan kalan 10.466,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 18.207,77 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.370,50 TL yargılama gideri ile 341,55 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 3.147,50 TL ıslah harcı ve 4,60 TL vekalet harcı toplamı 4.895,55 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 26/12/2018

Katip
e-imza

Hakim
e-imza

Harç/Masraf Dökümü
Peşin Harç : 341,55 TL
Karar Harcı : 13.955,47 TL
Islah Harcı : 3.147,55 TL
Noksan Harç : 10.466,42 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.410,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 1.200,00 TL
Posta Giderleri : 170,50 TL