Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/801 E. 2018/1365 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/801
KARAR NO : 2018/1365

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin rödevansçı olarak işletme hakkına sahip olduğu … İlçesi … Mevkiinde bulunan … numaralı maden ruhsat sahalarının … Bölgesi … ile kısmen çakışması nedeniyle bu alanlarda müvekkili şirketin madencilik faaliyetinin kısıtlandığını, 3213 sayılı Maden Kanunun 7. maddesi gereğince… Genel Md. atadığı heyetler tarafından müvekkili şirketi bölgede yaptığı yatırım giderleri ve stoklarının tespit edildiğini, müvekkilinin üretimini tamamladığı kumu stokladığı, stoklanan bu madenlerin şirketin resmi envanterine kaydedilerek her yıl bakanlığa verilen faaliyet raporlarında yer aldığı gibi müvekkili tarafından da beyan edildiğini ve bu beyanın doğruluğunun… Genel Md. tarafından mahallinde tespit edildiğini, müvekkiline ait kumun bir kısmının satıldığını, bir kısmının proje alanı dışına taşındığını, bir kısmının ise Ulaştırma Bakanlığının kumun üstündeki tesisleri zamanında kaldırmaması sonucu mücbir sebeple stok alanından çıkarılamadığını, … Genel Md. tarafından müvekkiline bu stokların sahadan alınması için 18 ay süre verildiğini, ancak bakanlık tarafından tesisler zamanında teslim alınmadığından stokların taşınmasının mümkün olmadığını, bu nedenle ek süre istendiğini, bakanlığın tesislerini almasının beklendiği aşamada mülkiyeti müvekkiline ait bulunan stok halindeki kum maliyetinin müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında davalılar tarafından alınıp götürüldüğünü, bu konuda … 34. Noterliğinden … tarihli ihtarının gönderilerek faaliyetin durdurulmasının istendiğini, aynı zamanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına da yazılı olarak bildirildiğini ve bakanlık tarafından müvekkiline verilen cevapta ruhsat sahibine ait olan stokların yüklenici tarafından kullanılmasına müsaade edilmemesi gerektiğinin belirtildiğini, davalılar tarafından müvekkiline ait olan 889.592 ton kum madeninin stoklardan taşındığını, bu durumun … Kaymakamlığına bildirildiğini ve yapılan tetkik sonucu … Jandarma Komutanlığı tarafından 03/02/2015 tarihinde kum stoğunun taşındığı alana gelinerek kumların davalılara ait olan iş makineleri ve kamyonlarla başka bir bölgeye götürüldüğü, ancak bahse konu arazinin … Kömür Ocaklarına ait olup olmadığının tespit edilemediğine ilişkin tutanak tutulduğunu, davalılar tarafından işletme hakkı müvekkiline ait olan S1350 ruhsatlı sahada 562.351 ton, S722 ruhsatlı saha 327.241 ton olmak üzere toplam 889.592 ton kumun 14/09/2005 tarihinden itibaren ve sonrasında alınarak götürüldüğü ve müvekkilinin bu şekilde zarara uğratıldığını belirterek tonu 6.5 TL’den hesaplanmak ve Devlet hakkının tenzilinden sonra kalan 5.666.701,04 TL maddi zararın avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar … İnşaat, … İnşaat, … İnşaat, … İnşaat ve … İnşaat vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … İnşaat A.Ş.’nin, … Havalimanı İnşaatı Adi Ortaklığı ortaklarından olmadığı, zira hisse devir işlemlerinin gerçekleştirildiği ve … A.Ş’nin adi ortaklığa dahil olduğunu, bu nedenle … İnşaat A.Ş hakkındaki davanın husumetten reddi ile … Havacılık ve İnşaat A.Ş’nin davaya dahil edilmesi gerektiğini, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı, Haberleşme Bakanı ve Kalkınma Bakanı tarafından imzalanan 18.07.2013 tarihli 14 nolu kurul kararında, davacının, kumun çıkarıldığı ruhsat sahasında mevcut üretime hazır stoğunu … projesinin gerçekleştirilmesi amacıyla yer teslimi yapılıncaya ve fiziki inşaat çalışmaları başlayıncaya kadar geçecek süre içerisinden almasına karar verildiğini, bu kararın ardından yaklaşık 2 yıl sonra 05.05.2015 tarihinde … Genel Müdürlüğü tarafından … projesinin gerçekleştirileceği alanın yer teslimin yapıldığını bu süreçte davacının hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın üretime hazır kum stoğunu alandan aldığını, yer teslim tutanağında açıkça teslime engel herhangi bir hususun kalmadığından bahisle ifadesine yer verildiğini ve bu saha bütünüyle 05.05.2015 tarihinde inşaat çalışmalarının başlatılması için herhangi bir şart yada koşul belirtilmeden … İşletmesi A.Ş’ye teslim edildiğini, yer teslim tarihinden sonra bu alanda davacının herhangi bir hakkının kalmadığını, ancak davacının hukuka aykırı olarak şantiyeyi terketmediğini, ilgili kurumlara bu konuda yazılar yazılarak yer teslimi yapılan sahadan davacının zorla çıkarıldığını belirterek haksız olan davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … İşletmesi A.Ş vekilince ayrı olarak sunulan cevap dilekçesinde yukarıda içeriği özetlenen dilekçedeki hususlar tekrar edilerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Tarafların dayandıkları tüm deliller, ilgili idareler tarafından alınan kararlar, yapılan yazışmalar celp edilip incelenmiş, dosya üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi raporu alınmış, ayrıca … 14. ATM’nin … E. sayılı dosyası ile davacı tarafından muhtelif idare mahkemelerinde açılan dava dosyalarının birer sureti getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplanmıştır.
… 14. ATM’nin … E. sayılı dosyası incelendiğinde; taraflarının bizim dosyamızdaki taraflarla aynı olduğu ve davacının 8 adet faturaya dayalı olarak alacağının tahsilini teminen davalılara karşı yaptığı icra takibine vaki itirazın iptalini istediği, fatura içeriklerinin kum madeni satışına ilişkin olduğu, dosyanın derdest bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından muhtelif idare mahkemelerinde tam yargı ve iptal davalarının açıldığı anlaşılmıştır.
… 7. İdare Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında; davacının, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Ulaştırma ve Habercilik Bakanlığına karşı 31.12.2015 tarihinde, S 1350 ve S 722 sayılı maden işletme alanlarını redövansçı olarak çalıştırdığı ve bu alanda bulunan tesislerin yerinden kaldırılmasına yönelik taahhüt ve yükümlülüklerin zamanında ve olması gerektiği şekilde yerine getirilmemesi nedeniyle stokların tesislerin altında ve etki alanında kalan kısmının alınamadığı ve yapılması gereken ödemelerinde gerçekleştirilmediği iddiasıyla her iki ruhsat sahasından alınamayan 889.592 ton kum karşılığı tutarında meydana gelen zararın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL’sinin tazmini istemi yönünde dava açıldığı ve mahkemece 2017/1369 K. sayılı 22.06.2017 tarihli kararla davanın feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurulduğu ve kararın 27.08.2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bulunan bilirkişi raporunda, davacının davalılardan 5.782.349,36 TL miktarında olan zararını talep edebileceği açıklanmıştır.
Mahkememizce, rapordaki açıklamalara ve varılan neticeye itibar edilmesi mümkün görülmemiştir.
İş bu dava açılırken … Tic. A.Ş davalı olarak gösterilmiş ise de, … Adi Ortaklığı adına ortaklar arasında yer verilen bu davalının adi ortaklıkta ortak olarak yer almadığı, zira hisse devriyle bu şirket yerine … İnşaat A.Ş’nin ortaklığa dahil edildiği, bu hususun sicil kayıtlarından açıkça anlaşıldığı ve davalı vekilince … İnşaat A.Ş’nin davaya dahil edilmesinin talep edildiği, davacı vekilince de aynı yönde talepte bulunulduğu dikkate alındığında HMK. 124. maddesinde, bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızasıyla mümkün olduğu ya da dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliğinin mahkemece resen yapılabileceği şeklinde düzenleme bulunduğu, adi ortaklar arasında yer alan… A.Ş’nin davaya dahil edilmesi yönünde davacının açık rızası bulunduğu gibi esasında bu durumun maddi yanılgıdan kaynaklandığının da dosya içeriğiyle sabit olması karşısında … İnşaat A.Ş iş bu davaya dahil edilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, işletme hakkına sahip olduğu maden ruhsat sahasında bulunan ve mülkiyeti davacıya ait olduğu iddia edilen kum stoğunun davalılar tarafından haksız olarak alınması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı taraf, … ilçesi … mevkiinde işletme hakkına sahip olduğu S 1350 ve S 722 numaralı maden ruhsat sahalarının bir kısmının … İnşaat alanıyla çakıştığını, bu nedenle kurul tarafından alandaki faaliyetinin kısıtlandığını, ancak bu sahada mevcut bulunan kum stoklarının şirket envanterinde yer aldığı gibi … bildiriminin yapılarak her yıl bakanlığa sunulan faaliyet raporlarında da belirtildiğini, stokların alınması için verilen süre içinde tüm kum madeninin alınamadığını, zira Ulaştırma Bakanlığına ait tesislerin zamanında kaldırılmadığını, bu arada 14.09.2015 tarihinden itibaren davalılar tarafından davacıya ait kum stoğunun haksız olarak alındığını, bu nedenle zarara uğradığını ve tazmini gerektiğini ileri sürmektedir.
Davalılar ise, davacının rödevansçı veya ruhsat sahibi olduğu alanın … İnşaatı Projesi alanıyla çakışması nedeniyle üç bakan tarafından alınan 18.07.2013 tarihli 14 sayılı kararla, davacının çakışan bu alandaki faaliyetinin kısıtlandığı ancak yer teslimi yapılıncaya kadar alandaki kum stoklarını alması için kendisine süre tanındığı, 05.05.2015 tarihinde … İşletmesi tarafından teslime engel bir durum olmadığı belirtilerek inşaat sahasının davalılara teslim edildiğini, artık bu tarihten sonra davacının ilgili alanda bir hakkının kalmadığını ve stokların davalılar tarafından alındığı iddiasının doğru olmadığı gerekçesiyle davanın reddini savunmuşlardır.
Davacı şirketin … ilçesi … mevkiinde bulunan S 1350 ve S 722 numaralı maden sahasında rödevansçı veya ruhsat sahibi olarak maden işletme hakkına sahip olduğu, bu maden ruhsat sahasının bir kısmının … Projesinin gerçekleştirileceği alanla çakışması nedeniyle 3213 Sayılı Maden Kanunundaki düzenleme çerçevesinde üç bakan tarafından 18.07.2013 tarihli 14 sayılı karar alınarak davacının çakışan alandaki faaliyetinin kısıtlandığı anlaşılmıştır.
Davacılar ve dava dışı başka şirketlerin uhdesinde bulunan işletme ruhsat sahaları da belirtilmek suretiyle anılan kararda ”……… Bu ruhsat sahalarının … Havalimanı Projesi lehinde işlem yapılmasında kamu yararı görüldüğü, yatırımın gerçekleşmesi halinde maden işletme faaliyetinin yapılamaz hale geleceğinden çakışmalı olan ruhsat sahalarının bu alandaki faaliyetlerinin kısıtlanmasına, yer teslimi yapılıncaya ve fiziki inşaat çalışmalar başlayıncaya kadar geçecek süre içinde çakışmalı alandaki üretime hazır cevherlerin alınmasına, şantiye / ekipmanların bu süre içinde tahliye edilmesine, ayrıca … Projesine ait koruma alanı dışında kalan maden sahalarında faaliyetlerin bu aşamada devam etmesine ……… faaliyeti kısıtlanacak yeni maden sahalarının olması durumunda yeniden kurul kararı alınmasına ……. 3213 Sayılı Maden Kanununun 7. maddesi kapsamında karar verildi.” denilmiştir.
Bu kurul kararı çerçevesinde davacının ve diğer maden ruhsat sahibi şirketlerin yatırım giderlerinin de ödendiği anlaşılmaktadır.
Havalimanı inşaatının yapılacağı alan 05.05.2015 tarihinde davalılara teslim edilmiştir ve bu konuda … İşletmesi genel müdürü ve genel müdür yardımcısının imzasını taşıyan 05.05.2015 tarihli tutanağın düzenlendiği ve tutulan tutanakta ”yer teslimine engel bir hususun kalmadığı” ifadesine yer verildiği ve başkaca bir koşul belirtilmeksizin … A.Ş’ye alanın teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin ruhsat sahibi veya rödovansçı olarak işletme hakkına sahip olduğu ve kısıtlamaya tabi tutulan alanlardaki maden stoklarını alması bakımından yer teslimi yapılıncaya kadar süre verildiği anlaşılmaktadır.
Kısıtlama kararı 18.07.2013 tarihli olup yer teslimi 2 yıl sonra 05.05.2015 tarihinde yapılmıştır. Yer teslimine ilişkin karar, idari nitelikte bir karar olup, artık bu kararın alınmasından sonra davacının anılan yerde herhangi bir faaliyette bulunması mümkün görülmemektedir. Her ne kadar davacı taraf, Ulaştırma Bakanlığına ait tesislerin kaldırılmaması nedeniyle yer teslimine kadar geçen sürede maden stoklarının tamamının alınamadığını ve sonrasında stokların davalılar tarafından alındığını ileri sürerek uğradığını iddia ettiği zararın davalılarca tazmini gerektiğini belirtmiş ise de, belirtilen sahada Ulaştırma Bakanlığının tesislerini kaldırmaması işleminde davalıların bir dahli bulunmadığı gibi faaliyetin kısıtlanmasına ilişkin kararda açıkça kum stoklarının alınması için yer teslimine kadar süre tanındığı, 18.07.2013 tarihli kısıtlama kararının da idari bir karar olup, iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruyacağı ve karar içeriğine göre işlem yapılmasının zorunlu olduğu, yer tesliminin yapılmasına ilişkin 05.05.2015 tarihli kararın da idari nitelikte bulunduğu ve yer teslimine ilişkin bu kararla birlikte artık davacıların ilgili saha ile bir bağlantılarının kalmadığı, idarenin eylemi veya kararı nedeniyle uğranılan bir zarar var idiyse bu hususun idare mahkemelerinde açılabilecek iptal veya tam yargı davasına konu olabileceği kabul edilmiştir.
Davalılar idari bir karar ile anılan sahada inşaat çalışmalarını başlatmışlardır. İdari karara dayalı olarak alanda faaliyet gösteren davalılara karşı artık zarar iddiası ileri sürülemez. Davacının muhatabı idare olmalıdır. Bu nedenle davalılara husumetin düşmeyeceği açıktır.
Davacı taraf davada yer tesliminin yapılmasından sonraki bir tarih olan 14.09.2015 tarihi ve sonrasında davalılarca alandan kum alındığını ve bu şekilde zarara uğradığını belirtmiş olmakla yukarıda izah edildiği üzere davacının ilgili alanla irtibatının idari bir tasarrufla ortadan kaldırıldığı ve aynı idari kararla anılan sahanın davalılara teslim edildiği, dolayısıyla idari işlem ya da eylem nedeniyle kumun davacı tarafından alınamaması durumunun ortaya çıktığı ve bu sebeple uğranılan zararın ancak idari yargıda dava konusu yapılabileceği, davalılara karşı zarara yönelik tazminat davası açılmasının mümkün bulunmadığı, davalılara husumet yöneltilemeyeceği kanaatine varılmakla, davanın bu nedenle reddi gerektiği kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın pasif husumet yokluğu-usulden REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 96.773,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 96.737,19 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalılar ve dahili davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar ve dahili davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı … Tic A.Ş. tarafından yapılan toplam 92,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı … A.Ş’ye verilmesine,
Dahili davalı … İnşaat A.Ş. tarafından yapılan toplam 14,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile dahili davalı … İnşaat A.Ş.ye verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilleri Av. …, Av. … ile davalılar vekili Av. …’in yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.27/12/2018

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 96.773,09 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 96.737,19 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 6.492,50 TL

Davalı … Tic A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Dahili davalı … İnşaat A.Ş. Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 6.000,00 TL
Posta Giderleri : 409,20 TL