Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/724 E. 2020/558 K. 08.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/724
KARAR NO : 2020/558

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 10/08/2017
KARAR TARİHİ : 08/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. A.Ş.’ nin davaya konu alacaklarının, müvekkili …A.Ş. İle aralarında imzalanmış olan alacak temlik sözleşmesi gereğince … A.Ş.ye devir ve temlik edildiğini, temlik veren … A.Ş.ile davalılardan… Tic. Ltd. Şti. Arasında 22/01/2013 tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı … ile 22/01/2013 tarihli faktoring sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçluların borcun ödenmesinde temerrüde düşmesi üzerine davalılara ihtarname gönderilerek hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini ancak borçlular tarafından verilen süre içerisinde borç ödenmediğini, bunun üzerine borçlu aleyhine … 26. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yasal takip işlemleri başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu tüm bu nedenlerle davalıların itirazının iptalini, davalılar aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
İcra dosyası, temlik beyanı, faktoring sözleşmesi, ihtarname, davalıya ilişkin nüfus kayıt örneği celp edilerek incelenmiş, faktoring konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmış rapor alınmış, deliller toplanmıştır.
… 26. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası incelendiğinde, davacıya temlik eden … A.Ş tarafından 22.01.2013 tarihli sözleşme kapsamında 50.000,00TL asıl alacak ve 843,84 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 50.843,84 TL alacağın tahsili için asıl borçlu… Tic.Ltd.Şti. ve de kefil …’ ya karşı ilamsız icra takibi yaptığı, davalı …’ nın süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı alacaklının İİK 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Dava, faktoring sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsilini sağlamak amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bankacı Bilirkişi … 08/07/2019 tarihli raporunda; davacı Faktoring şirketi ile davalı asıl borçlu arasında 22/01/2013 tarihinde akdedilen … Faktoring sözleşmesine istinaden yapılan faktoring işlemlerinden dolayı davacının; 16/08/2013 takip tarihi itibariyle tüm davalılardan 48.955,00 TL asıl alacak, 762,20 TL birikmiş faiz, 38,11 TL BSMV olmak üzere toplam 49.755,31 TL alacaklı olduğunu, davacının asıl alacak olarak belirlenen 48.955,00 TL lik alacağına, 16/08/2013 tarihinden itibaren; 3095 sayılı yasanın 2 maddesi kapsamında; reeskont faiz oranları nispetinde ve değişen oranlarda faiz talep edebileceğini, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar asıl borçlu …Tic.Ltd.Şti.’ ye karşı da dava açılmış ise de; itirazın iptali davasının görülmesi için öncelikle icra takibine süresinde yapılmış bir itirazın varlığının gerektiği, oysa ki ödeme emrinin borçlu şirkete 21.08.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın, borçlunun 7 günlük itiraz süresinden sonra 29.08.2013 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, süresinden sonra yapılan itiraz nedeni ile icra takibinin durmayacağı, bu nedenle bu borçlu yönünden takibin kesinleştiği, kesinleşen takibe karşı itirazın iptali davası açılamayacağı, zira böyle bir durumda alacaklının hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın 6100 sayılı HMK’nın 114. maddesindeki dava şartları arasında sayılmış olup aynı Kanunun 115. maddesine göre mahkemenin dava şartlarını yargılamanın her aşamasında gözetmek zorunda olduğu anlaşılmakla, davalı şirket … Dış Tic. Ltd. Şti. nin süresinde yapılmış bir itirazı olmadığından bu şart yokluğu nedeniyle bu davacı bakımından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacının davalı …’ya karşı açtığı davada ise; 22.01.2013 tarihli sözleşme incelendiğinde davalı …’ nın asıl borçlu şirket lehine 500.000TL miktarla müteselsil kefil olduğu görülmüş, ancak sözleşme tarihinde evli olduğu anlaşılan davalı eşinin rızasının bulunmadığı, kefil olan davalının şirket ortak ve yetkilisi olduğu anlaşılmaktadır.
Kefalete ilişkin 6098 sayılı yeni Türk Borçlar yasasındaki 6455 sayılı yasa ile değişik 584. Maddesi “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(EKLENMİŞ FIKRA RGT: 11.04.2013 RG NO: 28615 KANUN NO: 6455/77)
Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükümlerini içermektedir.
Somut olayda kredi sözleşmesinin 6098 Sayılı TBK’nın yürürlük tarihinden sonra yapıldığı ve kefalet tarihinde kefil davacının evli olduğu anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı TBK’nın 584.maddesi 3.fıkranın yürürlük tarihi 11.04.2013 olup, sözleşme tarihi ise 22.01.2013 tarihi olmakla sözleşme tarihinde yürürlükte olmayan kanun maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.Bu itibarla sözleşmedeki kefalete ilişkin eş rızası bulunmadığından kefilin kefaletinin geçerli olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.(Benzer yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2018/2921 esas, 2019/4998 karar sayılı 01/07/2019 tarihli kararı)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davalı şirket …Tic. Ltd. Şti. nin süresinde yapılmış bir itiraz olmadığından bu şart yokluğu nedeniyle bu davacı bakımından DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Davacının davalı …’ya karşı açtığı davasının REDDİNE,
Davacı harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına,
Davalı …Tic. Ltd. Şti. lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı … Ltd. Şti. Ye verilmesine,
Davalı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 7.409,70 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/12/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)