Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/72 E. 2018/189 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/72
KARAR NO : 2018/189

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 02/12/2015
KARAR TARİHİ : 01/03/2018

İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1163 Esas, 2016/585 Karar sayılı 08/10/20016 tarihli kararıyla davanın görev yönünden reddine ve karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın İstanbul 1 veya 2 nolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine ilişkin kararının kesinleşmesi üzerine süresi içinde verilen gönderme kararı dilekçesi ile tevzien mahkememize gelen dosyanın görülen açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un TMSF’ye devredilen … Bank Yönetim Kurulu üyesi olduğunu, bankanın Yönetim Kurulu başkanı ve üyeleri hakkında kanuna aykırı işlemleriyle bankanın zararına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle BDDK ve Fon Kurulu kararlarına istinaden mahkememizin … Esas sayılı dosyasında şahsi iflas davası açıldığını ve yapılan yargılama sonunda 17/07/2012 tarihli kararla ” … hakkında açılan davanın kabulü ile 25.233.532,77 TL’nin 22/12/1999 tarihinden iflas tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda işleyecek yasal faizle sınırlı olmak üzere şahsi iflasına karar verildiğini kararın 12/05/2014 tarihinde kesinleştiğini, iflas işlemlerinin fon tarafından 2012/2 sayılı dosya üzerinden yürütüldüğünü, 2. alacaklılar toplantısının yapıldığını, müflisin mal varlığı araştırması sırasında … Hastaneler Grubuna yazı yazılarak …’un kurumlarında çalışıp çalışmadığının, hangi tarihten itibaren çalıştığının ve ne kadar ücret aldığının bildirilmesinin istendiğini, davalı … Yatırım A.Ş. tarafından gönderilen yazı cevabında …’un 06/03/2012 tarihinden itibaren şirkette danışman olarak görev yapmakta iken 17/09/2012 tarihli yönetim kurulu kararıyla genel müdür olarak atandığı, bu göreviyle ilgili henüz bir sözleşmenin yapılmadığı, danışmanlık hizmeti süresinde avans olarak 218.999,90 TL ödeme yapıldığı, 06/08/2012 tarihi itibariyle 6.000 TL ücret ile SGK girişinin yapıldığının bildirildiği, …’a avans olarak ödenen bu bedelin iflas idaresine gönderilmesinin istendiği, bu kez davalılar tarafından verilen cevapta danışmanlık hizmeti kapsamında ödenen bedelin yönetim kurulu başkanlığı ve genel müdür sıfatıyla almış olduğu görev nedeniyle şirketin 2012 yılı sonunda oluşacak temettü primine istinaden avans olarak verildiğinin bildirildiğini, TMSF tarafından buna dayanarak kararların gönderilmesinin istendiğini, bu kez davalılar tarafından farklı cevap verildiğini, yazı cevaplarındaki bu çelişkiler nedeniyle müflis …’un görüşmeye çağrıldığını ve davalı şirketlerin kayıtlarında mali müşavir vasıtasıyla inceleme yaptırılmasının talep edildiğini, … Yeminli Mali Müşavir A.Ş’den rapor alındığını, bu raporda avans iadesinin ve geri ödeme kayıtlarının gerçek, somut ve ticari icaplara ve ispatlara uygun olmadığı belirtildiğinden, …’un müflis olması nedeniyle kendisine yapılan muvazalı ödemelerin tespiti ve müflisin geçimini sağlayacak tutarı aşan ve masa mal varlığına dahil olması gereken miktarın tespiti ile şimdilik 1.000 TL7nin davalılardan tahsili gerektiğini, müflisin mal varlıkları nerede olursa olsun bir masa teşkil edip alacakların ödenmesine tahsis edilmesi gerektiğini, müflisin ve davalı şirketlerin masa karşı muvazalı ve hileli hareket ettiklerini, danışmanlık sözleşmesinin kanunun aradığı şartları taşımadığını, iflastan sonra yönetim kurulu üyeliği yapamayacağını belirterek HPMK 107 maddesi gereğince müflise diğer davalılar tarafından yapılan muvazalı ödemelerin ve şimdilik 1.000 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar …. Sağlık Yatırım Holding A.Ş. ve …. Hastaneleri Sağlık A.Ş. vekillerince süresinde bir cevap dilekçesi sunulmamakla birlikte yargılama sırasındaki beyanlarında, davalı …. husumetin düşmeyeceği, bu davalı bakımından husumetten, diğer davalı yönünden de esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
ISLAH /
Davacı vekili 10/01/2018 tarihli dilekçesi ile 1.000 TL’lik talebini 335,668.83 TL’ye yükseltmiş ve bu bedeli davalılardan tahsilini talep etmiş, ayrıca davalılardan … Sağlık Yatırım A.Ş’nin HMK 124/3 maddesi gereğince maddi hata sonucu ünvanının bu şekilde yazıldığını, doğru ünvanının … Sağlık Hizmetleri A.Ş. olduğunu belirterek adı geçen davalının … Sağlık Hizmetleri A.Ş. olarak değiştirilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava, İİK 184 ve 191 maddelerine dayalı olarak açılan masa mal varlığına dahil olması gereken bedellerin muvazalı işlemlerle masadan kaçırıldığı iddiasıyla müflise yapılan ödemelerin tespiti ile davalılardan tahsili istemine ilişkindir,
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1163 Esas, 2016/585 Karar sayılı kararıyla 5411 sayılı yasanın 142.maddesi gereğince bu davaya bakma görevinin İstanbul 1 veya 2 nolu Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya bu şekilde mahkememize intikal etmiştir.
5411 sayılı yasanın 142.maddesi uyarınca “Fon, Fon Bankaları ve Faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından muamele merkezi veya ikametgahı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlar hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul 1 ve 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı””Fon, Fon Bankaları ve Faailiyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından muamele merkezi veya ikametgahı İstanbul ili sınırları içinde olan kişiler aleyhine açılacak hukuk davaları ile borçlar hakkında açılacak iflas davalarına İstanbul 1 ve 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından bakılacağı” açıktır.
Somut olayda, … hakkında iflas kararı verilmesinden sonra başka şirketlerde çalıştığı ve bu şirketlerden elde ettiği maaş dışında kalan bedellerin masa mal varlığına dahil olması gerektiği, davalılarca muvazalı işlem yapılarak masadan mal kaçırıldığı iddiasıyla bu bedellerin tespiti ve davalılardan tahsili istenmektedir.
Davanın niteliğine göre 5411 sayılı yasanın 142.maddesinde ifade edilen ve İstanbul 1 veya 2 numaralı Asliye ticaret Mahkemesinde görülmesi gereken davalardan olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim anılan yasa gereğince Bankacılık Yasasından kaynaklanan davaların 1 ve 2 nolu Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, huzurdaki davanın Bankacılık Yasasından kaynaklanan bir dava olmadığı, İİK’nun 184, 191 ve 192 maddelerinde iflas masasına verilen görev ve yetkiler çerçevesinde masa mal varlığının oluşturulması ve korunması nedeniyle açılan bir dava olduğu, bu düzenlemelerle birlikte TBK ‘nun muvazaya ilişkin hükümlerinin de değerlendirilerek somut olaya uygulanması gerektiği, 5411 sayılı Yasanın olayda uygulama yerinin dahi olmadığı görülmektedir.
Mahkememizin 2011/168 Esas, 2012/147 Karar sayılı 17/07/2017 tarihli kararıyla Bankacılık Yasası çerçevesinde davalı …’un … Bank Yönetim Kurulu üyesi olması nedeniyle bankaya verdiği zarar bakımından 5411 sayılı Yasa ve 4389 Yasa hükümleri çerçevesinde şahsen iflasına karar verildiği, kararın 12/05/2014 tarihinde kesinleştiği ve yine Bankacılık Yasası uyarınca iflas tasfiyesinin TMSF tarafından yürütüldüğü ve huzurdaki davacının da TMSF tarafından oluşturulan İflas İdaresi olduğu anlaşılmaktadır. Şahsi iflas nedeniyle iflas tasfiyesinin Bankacılık Yasası uyarınca Fon tarafından yürütülmesi ve Fonun oluşturduğu İflas İdaresi tarafından dava açılmış olmasının bu davanın Banka Mahkemelerinde görülmesi için yeterli olarak kabul edilemeyeceği, 5411 sayılı Yasanın 142.maddesi gereğince Banka Mahkemelerinin görevli olabilmesi için Fon, Fon Bankası ya da Faaliyet izni kaldırılan bankaların iflas ve tasfiye idareleri tarafından açılan bir dava olması gerektiği, huzurdaki davadaki davacının dahi bu tanımlamaya uymadığı, zira davacının Fon yada Fon Bankası veya TMSF’ye devredilen bir bankanın iflas ve tasfiye idaresi olmadığı, davacının, Yönetim Kurulu üyesinin şahsi iflasının tasfiyesinin gerçekleştirilmesi amacıyla oluşturulan iflas idaresi olduğu, bir an için iflas idaresinin fon tarafından oluşturulması nedeniyle davacının fon olduğu kabul edilse dahi davanın niteliği ve içeriğinin Bankacılık Yasasından kaynaklanmasının zorunluğu olduğu, somut olayda bu şartın olmadığının görüldüğü, zira davanın Bankacılık Yasasından kaynaklanan bir dava olmadığı anlaşıldığından iş bu davaya bakma görevinin mahkememize ait olmadığı kabul edilmiştir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere davanın Bankacılık Yasasından kaynaklanın bir dava olmayıp İİK ve TBK’nun muvazaya ilişkin hükümlerini dayalı olarak açılan tespit ve tahsil davası olduğu, bu durumda davanın genel mahkemelerce görülmesi gerektiği, masa mal varlığına dahil olması gerektiği iddia olunan paranın, müflisin Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Müdür sıfatıyla veya danışmanlık hizmet sözleşmesi kapsamında elde ettiği bir bedel olmasının sonuca veya mahkemenin görevine bir etkisinin olmadığı, davanın TTK 4.maddesinde tanımlanan nispi veya mutlak ticari davalardan bulunmadığı, zira mutlak ticari dava olması için ihtilafa uygulanacak hükümlerin TTK’da yer alması gerektiği veya ihtilafın TTK’da düzenlenen hükümler çerçevesinde çözümlenmesinin zorunluğu olduğu, bunun dışında davanın nispi ticari dava olarakta kabul edilemeyeceği, nitekim bir davanın nispi ticari dava olabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerektiği, iki koşulun aynı anda oluşmasının zorunlu olduğu, sadece tarafların tacir olmasının veya sadece ihtilafın ticari işten kaynaklanmasının yeterli olmadığı, somut olay bakımından, huzurdaki davanın nispi ticari davaya ilişkin koşulları taşıdığından da söz edilemeyeceği anlaşılmakla bu davaya bakma görevinin ticaret mahkemesine ait olmayıp Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu kabul edilmiştir.
HMK 114. Maddesinde; Mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceğinin açıklandığı, iş bu davanın mahkememizin görev alanında bulunmayıp, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu kanaatine varılarak, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın dava şartı-görev yönünden REDDİNE,
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Karar kesinleştiğinde talep halinde dosyanın İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalılar … ve … Sağlık Yatırımları Holding A.Ş vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.01/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …