Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/693 E. 2021/30 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/693
KARAR NO : 2021/30

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 31/07/2017
KARAR TARİHİ : 21/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin kurucusu olduğunu, şirketi fînansal yönden güçlendirmek ve yeni iş imkanları yaratmak amacıyla hisse devri ve ortaklık sözleşmesi ile …’ı 11.04.2013 tarihinde %40 hissedar olarak şirket ortaklığına dahil edildiği, ortaklığın hisse satış yoluyla değil, …’nin sermaye artışı ve paranın sermaye olarak şirkete konulması suretiyle yapıldığını, yeni ortakla aynı amaçla şirket hisselerinin bu kez % 62’sini sermaye artırım yoluyla … A.Ş’ye devredildiği, hisse devrilerinden kendi adına hiçbir bedel ve kazanç temin edilmediği, … A Ş’nin edindiği hisseleri akabinde …’a devrettiği, böylece şirketin % 62.97’sinin …’ın eline geçtiği, iyi niyetle yapılan devirler ile halihazırda bugün itibariyle diğer akrabalarla beraber % 37.10’unun hissedar haline gelindiği, şirket yönetiminden uzaklaştırıldığı, şirket defter, belge ve kayıtlarına muttali olmadığını, şirketin her sene ciddi tutarlarda zarar etmeye başladığı, hatta türlü muhasebe işlemleri ile şirkete borçlu hale getirildiğini, en son olarak da şirketin içinin tamamen boşaltılarak % 37.10 orandaki hissenin de tamamen anlamsız hale getirilmek istendiği, şirket yönetim kurulunun almış olduğu 20.08.2015 tarihli kararı ile şirketin sahip olduğu tüm markaların …’ın sahip olduğu … Ltd Şti’ye devredilmesinin öngörüldüğü, söz konusu İşlem tamamen şirket içinin boşaltılması, değersizleştirilmesi ve mevcut kalen hisselerin de değerinin ortadan kaldırılarak telafi edilemez zarara uğratılmasına neden olacağı, şirket … satan bir şirket olduğu, şirketin en önemli değeri markası olduğu, marka olmadan bu şirketin bir değer izafi edemeyeceği, nitekim şirketin her hangi bir üretim tesisi bulunmadığı, fason üretilen mallan kendi markası altında (tümü kiralık olan) mağazalarında sattığı, diğer bir deyişle sattığı ürüne değer katan yegane şeyin şirketin markaları olduğu, bu markalar olmadan şirketin her hangi bir değerinin de bulunmadığı, markaların şirket bünyesinden çıkarılması (Devredilmesi), şirket değerinin yok olmasına herhangi bir değerinin kalmamasına, böylelikle eldeki hisselerin değerinin de ortadan kalkmasına neden olacağı, marka devrini öngören söz konusu yönetim kurulu kararının geçersiz sayılmasına, bu kararın sunulduğu ve tüm hükümlerine muhalefet şerhi konulan (Marka devirleriyle ilgili yönetim kurulu tarafından yapılması gereken açıklamaların yapılmadığı, şirket mal varlığının maruz bırakıldığı son derece şaibeli muamelelere karşı her hangi bir açıklama getirilmemiş olan) şirket genel kurulunun ve kurulda alınan kararların iptali, Herry yönetiminin şahsı ve şirket aleyhine yaptığı tasarruflardan korunmak amacıyla (şirket defter, belge ve kayıtlarının getirtilip incelenmesinden sonra) şirket yönetiminin ihtiyati tedbir ile kayyuma devredilmesi de dahil tedbirlerin alınmasının talep edildiği, davalı şirket yönetim kurulunun 20.08.2015 tarihli kararının geçersizliğine, davalı şirketin 16.09.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında da bu yönde alınan tüm kararların iptaline, haklarının korunması ve şirket bekası için şirket yönetiminin ihtiyati tedbir ile kayyıma teslimine, yargılama giderleri ile avukat tutulması halinde vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartı bulunmadığından öncelikle bu yönüyle esasa geçilmeksizin davanın reddi gerektiği, davacının, müvekkili şirketin 20.08.2015 tarihli yönetim kurulu kararının geçersizliği ile 16.09.2015 tarihli genel kararının tüm kararlarının geçersiz ve iptaline hükmedilmesinin talep edildiği, ancak, aynı gerekçelerle ve aynı dilekçe ile daha önceden … 15. ATM … Esas sayılı dosyasında bu iddialarda bulunulduğu, ilgili mahkemenin 18.07.2017 tarih … karan ile hükme bağlandığı, HMK’nın 114 maddesi gereğince dava şartı nedeniyle davanın usul yönünden reddi gerektiği, açılan dava süresinde açılmadığından reddi gerektiği, genel kurul tarihinden itibaren 3 ay geçtikten sonra açılan davanın tahkikat aşamasına geçilmeden süreden reddolunması zorunluluğu olduğu, işbu dava konusunun davacı tarafından müvekkili şirketin yönetim kurulunun 20.08.2015 tarihli ve 16.09.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin 2 yıl geçtikten sonra açılan davanın görülmesi hukuken mümkün olmadığı, bu yönüyle de usul yönünden davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği, her ne kadar açılan davada 20.08.2015 tarihli yönetim kurulunda alınan şirket markalarının devrine yönelik kararın geçersizliği talebinde bulunulmuş ise de yönetim kararlarının iptali yönünde dava açılmasına ilişkin TTK düzenlenmiş bir hüküm bulunmadığı, her ne kadar TTK 391 maddesinde batıl yönetim kurulu kararları hakkında düzenleme yapılmışsa da esas yönünden açıklanacak nedenlerle iptali talep edilen 20.08.2015 tarihli kararın bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın bu yönüyle usul yönünden reddi gerektiği, davacı 16.09.2015 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların iptali talep edilmişse de sadece gündemin 8. maddesine İlişkin şerh koyan davacının diğer alınan kararlarla ilgili olarak TTK 446/I-a maddesinde düzenlenen şerh unsuru bulunmayan maddelere ilişkin davacının iptalini talep etme hakkı bulunmadığından davanın bu yönüyle de usul yönünden reddi gerektiği, davacı şirketi kendisinin kurduğunu şirketin aile şirketi olduğunu, şirketi finansal açıdan daha da güçlendirmek ve yeni iş imkanları bulma amacıyla müvekkili şirket ortaklarından …’ın ortak edildiği iddiasında bulunmuşsa da …’ın ortak olduğu ve sonradan … A.Ş’nin döneminde 2014 yılı içinde müvekkili şirkete kendi borçlarından uzak ve çoğunlukla davacının diğer şirketlerine usulsüz olarak verilen kefaletler nedeniyle hacizler gelmeye başladığı, Mart 2014’de şirket hesaplarına …bank tarafından bloke konulduğu ve sebebinin davacının kendi şirketi olan … Tic Ltd Sti’nin …bank … Şubesi ile yapılan GKS’ne verilen süresiz müteselsil kefaletten kaynaklandığı, söz konusu GKS’i gereğince kullanılan 6.000.000 USD kredi olduğu, kredi bakiyesinin 3.000.000 USD kaldığı ve borçlu şirketin bu krediyi ödeme imkanı bulunmadığı, ödenen taksitlerin de müvekkilin ortağı olduğu şirketten alınan paralarla ödendiğinin anlaşıldığı, davacı iddialarının aksine 20.08.2015 tarihli yönetim kurulu kararıyla alınan markaların devri yönündeki karar tamamen ticari ve mali zorunluluklar neticesinde ve hukuka ve hakkaniyete uygun, müvekkili şirketin mali ve ticari devamlılığına hizmet amaçlı bir karar olup batıl olmadığı, geçersizliği iddiasına itibar edilemeyeceği, davacı tarafından 16.09.2015 tarihli olağan genel kurul kararlarından sadece bu yöndeki karara muhalefet şerhi konulduğundan bu yöndeki haksız ve mesnetsiz asılsız iddialarına da itibar edilmesinin de mümkün olmadığı, kesin hüküm bulunan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle, süresinde açılmamış olan davanın süre yönünden, TTK düzenlemelerine aykırı olarak açılan davanın usul yönünden, iptali talep edilen genel kurul maddelerinin uygulamalarının geri bırakılması yönündeki tüm tedbir talebinin reddine, şirket yönetim kurulunun 20.08.2015 tarihli kararının hukuka uygun olduğu karşısında bu yöndeki talebin reddine, dava konusu genel kurul gündem maddelerinin hukuka ve yasal düzenlemelere uygun olduğunun kabulü ile davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi savunmuştur.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava, anonim şirkete ait markaların devrine ilişkin yönetim kurulu kararı ile marka devrine ilişkin genel kurul kararının hükümsüz olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.
…nin batıl olduğu iddia edilen 20.08.2015 tarihli yönetim kurulu kararı”… şirketimiz adına kayıtlı aşağıda dökümü yapılan markaların ekonomik değerleri tespit edilerek tespit edilen bu değerlerin … Ltd. Şti.’ne olan borcumuzdan mahsup edilerek anılan markaların … Ltd. Şti.’ne devredilmesine, bu hususun yapılacak ilk genel kurulda ortakların bilgisine sunulmasına…” şeklinde olup, iptali istenen 16.09.2015 tarihli (2014 yılı olağan genel kurul toplantısı) genel kurul toplantı tutanağının 8. maddesi ise ”… şirketimiz adına kayıtlı aşağıda dökümü yapılan markaların ekonomik değerleri tespit edilerek tespit edilen bu değerlerin … Ltd. Şti.’ne olan borcumuzdan mahsup edilerek anılan markaların … Ltd. Şti.’ne devredilmesine, yönetim kurulumuzun 20.08.2015 tarih 2015/18 sayılı kararıyla karar verilmiş olduğu bu hususun yapılacak ilk genel kurulda ortakların bilgisine sunuldu” şeklinde olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının pay sahibi olduğu anonim şirkete ait markaların devrinin TTK. m.408/2-f kapsamında önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ayrıca fason üretim yapan anonim şirketin markalarının devrine ilişkin kararın şirketin fesih ve tasfiyesi kararı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, yönetim kurulunun bu yönde aldığı kararın batıl olup olmadığı, genel kurulda markaların devrine ilişkin karar alınıp alınmadığı ve alınmış ise bu yönde alınan kararın batıl olup olmadığı ve iptali koşullarının bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmıştır.
Yönetim kurulu kararında, devri öngörülen markalar haricinde … adına kayıtlı marka bulunup bulunmadığı sorulmuş, Türk Patent Marka Kurumu cevabi yazılarından şirket adına kayıtlı başka marka bulunmadığı anlaşılmış olup bu konuda ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu hususlarda tanzim ettirilen 16.07.2018 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle; raporun mali inceleme, tespit ve değerlendirmeler bölümlerinde yapılan detaylı inceleme, tespit ve değerlendirmelerin, davalı … A.Ş’nin incelenen 2013, 2014 ve 2015 yılı Ticari defter kayıtlar, bilanço, gelir tablosu, mizan kayıtlan üzerindeki incelemede, şirketin faaliyetini, kaynaklan (Öz kaynak ve yabancı kaynak) , varlıkları, satış hacmi ile şirketin borçlu olduğu … A.Ş arasındaki borç ilişkisi detaylı olarak incelendiği, yapılan incelemede de şirketin üretim tesisi olmadığı, davalı şirket sahip olduğu markalarla kadın giyim ve aksesuarlarının 1992 yılından beri yaygın (47 adet) perakende satış mağazası ve İnternet üzerinden satış yapan online mağaza ile geniş bir tanınırlığı olduğu, sahip olunan markaların ekonomik değerlerinin tespiti gerektiği, her ne kadar markaların ekonomik değerlerinin şirketin markalarının devredildiği … A.Ş’ye olan borçlardan az olamayacağı değerlendirilmekle birlikte işbu markaların ekonomik değerlerinin tespitinin heyetimiz uzmanlık konusu olmadığı, markalar konusunda ekonomik değer tespiti hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafından, davalı şirket yönetim Kurulunun 20.08.2015 tarihli kararının geçersizliğine, davalı şirketin 16.09.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında da bu yönde alınan tüm kararların iptaline karar verilmesinin talep edildiği, 16.09.2015 tarihli genel kurul toplantısında markaların devrine ilişkin hiçbir karar alınmadığı, sadece 20.08.2015 tarih ve 2015/18 sayılı yönetim kurulu karan hakkında bilgi verildiği, diğer bir ifade ile yönetim kurulu kararının genel kurula katılan pay sahiplerine/temsilcilerine bildirildiği, bu itibarla davalı şirketin markalarının devri hakkında iptal karan verilebilecek veya butlanına ya da yokluğuna karar verilebilecek bir genel kurul karan bulunmadığı, 20.08.2015 tarih 2015/18 sayılı “Marka Devri” konulu yönetim kurulu kararında adı geçen bir kısım markaların hangi işaretlere ait olduğu hususunun tespit edilemediği, davalı … AŞ’ye ait bir kısım markaların pay sahibi …Tic. AŞ’ye devredilmiş olduğu, 2015/18 sayılı yönetim kurulu kararlarında adı geçen markalar dışında davalı AŞ’ye ait marka kalıp kalmadığı hususunun anlaşılamadığı, davacı … San tarafından 25.12.2017 tarihli dilekçe ile beyan edilen ve … AŞ’ye ait olduğu belirtilen …, …, …, …, … markalarının … AŞ’ye ait olduğu tespit edilmiş olması karşısında, Davalı … AŞ’ye ait markanın kalmadığı ve adına tescilli tüm markaların … AŞ’ye devredildiği intibaının doğduğu, ancak bu hususun davalı şirketten veya Türk Patent ve Marka Kurumundan sorulabileceği, davalı … AŞ’nin yönetim kurulunun, şirketin faaliyetlerini sonlandıracak ve dolayısıyla tasfiyesi anlamını taşıyacak şekilde bir karar almasının mümkün olmadığı, davalı … AŞ’nin hayatiyetini devam ettirmesi bakımından zorunlu malvarlığının (tüm/ çoğunluk markalarının) devrinin şirketin tasfiyesi anlamına geleceği ve bu konuda yönetim kurulunun karar alma yetkisinin bulunmadığı, bunun ancak şirket TTK m.529/1-d uyarınca alınacak bir genel kurul karan ile mümkün olduğu, 2015/18 sayılı ve 20.08.2015 tarihli marka devrine ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğu ve hüküm ifade etmediği yönünde kanaat ve görüş bildirildiği , 09.12.2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda ise; davalının ulaşılabilen 2013, 2014, 2015 yılı kayıtlan incelenebildiği, şirket hissedarları arasındaki ihtilaflar nedeniyle şirketin fason üretimi ve perakende mağaza satışlarının durduğu, şayet mevcut olan mağazaların faaliyetlerine devam etmesi halinde, gerek sektörde, gerekse Türkiye’nin genel ekonomik seyri nazara alındığında, genel büyüme, karlılık, ve diğer ekonomik göstergeler de nazara alınarak 2016 -2020 yıllan arasında muhtemel ciro üzerinden hareketle değer tespiti yapıldığı, cirodan hareketle oluşacak değerin belirlenmesi yöntemine göre yapılan hesaplamaya göre, davalı şirketin dava konusu marka tescillerinin güncel değerinin 16,587.957.00 TL’si olarak hesap edildiği, ancak söz konusu hesaplama yönteminde çok sayıda sübjektif değişkenlerin olduğu, gelecekteki büyüme oram, iskonto oranı, marka hakkı bedeli oranındaki tahminlerin, bir çok faktöre göre değişkenlik gösterebileceği ve bu durumun yukarı ve aşağı yönde büyük farklara neden olabileceği, davalı şirketin tespiti istenen marka tescillerinin güncel piyasa değerinin 16,587,957.00 TL’si olarak dikkate alınması hususunda sonuç olarak başlangıçta davalı … AŞ’ye ait olduğu belirtilen … asıl ibareli tüm markaların … AŞ’ye devrolduğu, ciro üzerinden hesaplanan davalı şirkete ait markaların piyasa değerinin 16,587.957,00 TL olabileceği hesaplandığı, davalı şirketin envanterinde kayıtlı hiçbir sabit kıymeti olmadığı, üretimim tamamen fason olarak dış atölyelere yaptırdığı, satış mağazalarının da tamamının kiracı durumunda olduğu hususları ve yapılan marka değerlemesi de dikkate alındığında, devre konu markaların şirketin mal varlığının önemli bir bölümünü oluşturduğu yönünde kanaat ve görüş bildirildiği görülmüştür.
TTK’daki yeniliklerden biri de, genel kurul kararlarında olduğu gibi, yönetim kurulunun da batıl (geçersiz) kararlarının açık olarak tek tek sayılmış olmasıdır. TTK m. 391 hükmüne göre; «yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenilebilir. Özellikle;
a) Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b) Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c) Paysahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlâl eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan veya güçleştiren,
d) Diğer organların devredilemez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır».
Genel kurulun devredilemez yetkileri m. 408/2 hükmünde açıkça sayılmıştır. Ancak Yasada, genel kurul hazırlıklarının ve kararların icrasının yönetim kuruluna ait olduğu öngörülmektedir (TTK m. 409; 418). Genel kurulun devredilemeyen ve feragat edilemeyen yetkileri şunlardır;
1. Esas sözleşmesinin değiştirilmesi (m. 421).
2. Yönetim kurulu ve denetçilerin seçimi, görev sürelerinin ve ücretlerinin belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları (408/2 b).
3. Denetçilerin seçimi, kanunda öngörülen haller haricinde görevden alınmaları (m. 408/2 c).
4. Yılsonu finansal tablolarına, YK’nın yıllık raporuna, yıllık kâr üzerinden tasarrufa, kâr ile kazanç paylarının tespitine, yedek akçenin sermayeye veya kâra katılması dâhil, kullanılmasına dair kararların alınması (m.408/2 d).
5. Kanunda öngörülen istisnalar dışında şirketin feshi (m.408/e).
TTK m. 408/2 hükmünden genel kurulun devredilemez yetkilerinin sayılanlarla sınırlı olmadığı, TTK’nın başka maddelerinde de bu nitelikte yetkileri bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, genel kurulun devredilemez nitelikteki diğer yetkileri şunlardır:
6. Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı (TTK m. 408/2 f)
7. Birleşme (TTK m.151/1a), bölünme (TTK m. 173) ve tür değiştirme (TTK m. 189) hakkında karar vermek.
8. Şirketin kendi paylarını iktisap edebilmesi veya rehin olarak kabul olunabilmesi için yönetim kuruluna yetki vermek (TTK m.379/2).
9. Kanunda ve esas sözleşmede saklı tutulan konular hakkında karar almak.
Açıklanan genel ilkeler kapsamında; fason üretim yapan, üretim tesisi bulunmayan …nin marka haklarının devrini öngören kararın, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışı ve şirketin fesih ve tasfiyesi olarak değerlendirilmesi gerektiği, şirketin feshi ile önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin karar alma yetkisinin genel kurula ait olduğu ve bu yetkilerin devredilemez nitelikte olduğu anlaşılmakla …ne ait markaların devrine ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine, 16.09.2015 tarihli genel kurulda markaların devrine ilişkin alınmış bir karar bulunmadığından ve iptal istemine ilişkin 8. maddede yalnızca yönetim kurulu kararının ortakların bilgisine sunulduğu anlaşılmakla toplantı tutanağının 8.maddesinin iptali isteminin reddine ve dava yalnızca yönetim kurulu ve genel kurul kararlarının iptali-batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin olup marka hakkının tescili-iptali talebi bulunmadığından davalı pay sahibine husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla …’a yönelik davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
-Davalı …’a yönelik davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
-Davalı … A.Ş’nin 20.08.2015 tarihli 2015/18 sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine,
-Davalı … Tic. A.Ş’nin 16.09.2015 tarihli toplantısında marka devrine ilişkin alınmış bir karar olmadığından 16.09.2015 tarihli genel kurul toplantı tutanağının 8. Maddesinin iptali/batıl olduğunun tespiti talebinin reddine,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan harçlar tarifesine göre tahsil edilmesi gereken harç 59,30 TL olduğundan peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 27,90 TL’nin davalıdan …Tic. A.Ş’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan ve mahsubuna karar verilen 31,40 TL başvuru harcı ile 31,40 TL peşin harç olmak üzere 62,80 TL’nin davalılardan … Tic. A.Ş’den alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafı 586,35 TL bilirkişi masrafı 3.100,00 TL, toplam 3.686,35 TL yargılama giderinin kabul oranına göre 1/2’si olan 1.843,17 TL’sinin davalı … Tic. A.Ş’den alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinden yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … Tic. A.Ş’den alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı … Tic. A.Ş kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden husumet yönünden red nedeniyle hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,
8-Gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davacı asil …’nın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/01/2021

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …