Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/660 E. 2019/671 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/660
KARAR NO : 2019/671

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya bağlı garaj ve otobüs iç ve dış temizlik işlerini hizmet alım sözleşmesi kapsamında yüklendiğini ve işi bitirdiğini, söz konusu sözleşme kapsamında müvekkili tarafından idareye verilen faturalardan ve hak edişlerden haksız kesintiler yapıldığını, 26/5/2008 tarihli ve 26887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5763 sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 24 üncü maddesi ile, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 81 inci maddesinin birinci fıkrasına, (ı) bendi eklenmiş olup sözkonusu bendde; “Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır.” ibaresinin bulunduğunu, müvekkilinin şartlara haiz olduğundan dava dışı SGK’ya ödenecek olan primlerin %5 lik kısmından teşvik olarak yararlandığını ve eksik prim ödediğini, ancak davalı idari 01.10.2008-28.02.2011 devresinde müvekkilinin yararlandığı %5 prim indirimine tekabül eden tutarı hak edişlerinden keserek veya faturadan düşürmek veya toplu olarak tahsil etmek suretiyle eksik ödeme yaparak uyuşmazlık çıkardığını, idarenin bu işleme dayanak olarak 25.10.2008 tarihli Kamu İhale Genel Tebliği’ni gerekçe gösterdiğini ancak söz konusu tebliğin Kamu İhale Kurumu tarafından çıkarıldığını, oysa söz konusu teşvik ve indirim ile ilgili Kamu İhale Kurumu’nun düzenleme yetkisi olmayıp, düzenleme yetkisi 5510 sayılı yasanın 80/ı bendi gereği, SGK, Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı’na ait bulunduğunu, işverenler tarafından davalı idare gibi kurumlara kamu ihale yasası kapsamında yüklenilen işler nedeniyle yapılan hizmet bedelinden kesinti yapılması veya kesintinin faturadan düşürülmesi veya sonradan yükleniciden tahsil edilmesinin yasaya aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle 37.957,68 TL nin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsilini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla masraf ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın içerik itibariyle idari yargının görev alanına girdiğini, davaya konu kesintinin Kamu İhale Genel Tebliğine dayandığını, davacının tebliğin yasaya ve hukuka aykırı olduğu iddiasını dile getireceği yargı yolunun idari yargı yolu olduğunu bu sebeple davanın öncelikle yargı yolu/görevsizlikle usulden reddi gerektiğini, müvekkili idarenin işleminin kamu ihale genel tebliğine dayanmakta olduğunu, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğunu, söz konusu prim indirimi uygulamasının 01/03/2011 de ortadan kaldırıldığını, bu tarihten önce yapılan kesintilerin hukuka uygun olarak yapıldığını, davacının talep ettiği kesintilerin de 01/03/2011 tarihinden önce yapıldığını bu yönüyle müvekkili idarenin işleminin tamamen hukuka uygun olduğunu ve davacının talep hakkının bulunmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, taraflarca imzalanan sözleşme uyarınca da yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğunu, taraflar arasında münakit sözleşmede davacının yapılacak kesintileri kabul etmediğini, davacının sebepsiz zenginleşmeye neden olacak iddia ve taleplerin kabul edilemez olduğunu, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
… müzekkere cevabı, mevcut hakediş evrakları, … 7.Asliye Hukuk Mahkemesi … esas, … karar sayılı 04.04.2017 tarihli kararı ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2017/2237 esas, 2017/1798 karra sayılı 16.11.2017 tarihli kararı, 15.01.2007-16.01.2008-12.06.2008-02.04.2009-07.11.2008-13.04.2010 tarihli Hizmet Alımları Tip Sözleşmeleri, Açık İhale Usulü İle İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Tip İdari Şartnameleri, Teknik Şartnameler, Pazarlık Usulü İle İhale Edilen Hizmet Alımlarında Uygulanacak Tip İdari Şartnameleri ve diğer dayanılan deliller celp edilip incelenmiş, mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmıştır.
… 7.Asliye Hukuk Mahkemesi … esas, … karar sayılı 04.04.2017 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verildiği, davalı vekilinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi 2017/2237 esas, 2017/1798 karar sayılı 16.11.2017 tarihli kararı ile … 7.Asliye Hukuk Mahkemesi … esas, … karar sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve 12.01.2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Bülent Berki raporunda özetle; davacı ile davalı arasında ihale sözleşmesi mevcut olduğu, davalının davacıya yapmış olduğu hak ediş ödemelerinden 37.957,68 TL, %5 prim teşvik kesintisinden davalı idarenin yararlanmış olduğu, davacının, davalıdan dava tarihi itibariyle 37.957,68 TL SGK %5 prim teşvik kesintisinden dolayı alacağı olduğu, bu tutara dava tarihi itibariyle faiz yürütülmesi gerektiği, tarafların vekalet ücreti, mahkeme masrafları ve diğer benzeri taleplerinin mahkemenin takdiri içinde kaldığı, hukuki tavsif ve değerlendirme ve takdir münhasıran mahkemenin yetkisinde olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi raporu dosya içeğine uygun ve denetime elverişli bulunduğundan hüküm kurmaya yeterli görülmüştür.
Dava, 5510 sayılı Yasa’nın 81/1-i maddesi uyarınca hakedişlerden %5 oranında yapılan kesinti için alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, uyuşmazlığın niteliği itibariyle TBK.nun 146.maddesinde (BK.125.madde) belirtilen 10 yıllık zamanaşımına tabii olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı yanın tüzel kişiliğe sahip olması ve sözleşmelerin taraflar arasında olması nazara alınarak husumet itirazı da yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, 5510 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin özel sektöre teşvik verilmesi amacıyla yapıldığı, yasal düzenlemeye rağmen Kamu İhale Genel Tebliğine dayanılarak davacı hak edişlerinden kesinti yapılmasının mümkün olmadığı, çünkü burada hazinenin sağladığı bir indirim söz konusu olduğu değerlendirilmiştir.Bu işlem ne sözleşmede geçen fiyat farkı talebidir ne de idareden alacağı sözleşme bedeline ek bir taleptir. Sadece sigorta ödemelerinde, devletin sağladığı ek bir katkıdır. Sigorta primlerini ödemeyi üstlenmiş olan yüklenici, kendi sorumluluğunu yerine getirirken ve bu arada devletin sağladığı bu katkıdan yararlanırken, bunun idareye geçirilmesi yerinde değildir.Çünkü davacının sağladığı bu katkı nedeniyle, davalı idarenin sorumluluğu kalmamıştır.Tüm bu hususlar değerlendirilerek davacının hakedişlerinden yapıldığı sabit olan kesintiler toplam miktarı olan 37.957,68 TL.nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Benzer yönde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi 2018/1125 esas, 2019/1230 karar, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi 2018/574 esas, 2019/1036 karar sayılı kararları)
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın KABULÜNE,
37.957,68 TL alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.592,89 TL nispi karar harcının peşin yatırılan 648,23 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 1.944,66 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.525,34 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 725,20 TL yargılama gideri ile 648,23 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı toplamı 1.409,43 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 10/09/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 648,23 TL
Karar Harcı : 2.592,89 TL
Noksan Harç : 1.944,66 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 795,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 100,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 600,00 TL
Posta Giderleri (Davacı) :104,50 TL
Posta Giderleri (Davalı) : 20,70