Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/540 E. 2018/664 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/540
KARAR NO : 2018/664

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ : 21/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 03/03/2016 tarihinde ürün tedarik sözleşmesi, 01/12/2016 tarihinde ek protokol-1 ve 09/02/2017 tarihinde de ek protokol-2 imzalandığını, bu sözleşme ve protokoller gereğince davalıya … Bankası A.Ş. … Şubesinin 20/06/2017 tarihli 100.000 TL bedelli, aynı tarihli 120.000 TL bedelli ve 18/07/2017 tarihli 40.000 TL bedelli, 60.000 TL bedelli, 80.000 TL bedelli olmak üzere toplam 400.000 TL miktarlı 5 adet çekin teslim edildiğini ancak bu çekler karşılığında davalı tarafından müvekkiline verilmesi gereken ürünlerin teslim edilmediğini, çeklerin bedelsiz kaldığınını belirterek 20/06/2017 tarihli 100.000 TL bedelli, aynı tarihli 120.000 TL bedelli ve 18/07/2017 tarihli 40.000 TL, 60.000 TL, 80.000 TL bedelli olmak üzere beş çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 03/03/2016 tarihli ürün tedarik sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek mahiyette 09/12/2017 tarihli ek protokol-2’nin imzalandığını, bu protokole göre, davacının, müvekkiline ait … markalı ürünlerin tamamının satışı hususunda 01/03/2017-01/09/2017 tarihleri arasında münhasıran tek yetkili olacağını, müvekkilinin her ay 12.000 adet ürünü ve her yeni tasarlanacak ürünü ilk kez …com’da satışa açtıktan sonra bu internet sitesindeki satış bedellerinden daha düşük olmamak kaydıyla yalnızca …com ve …com sitelerinde ve yurt dışında ticari faaliyetini devam ettiren internet sitelerinde satışa sunabileceğini, bu ürünleri eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim etmesi şartıyla dava konusu çeklerin davacı tarafından müvekkiline verileceğinin kararlaştırıldığı ve bu çekleri davacıdan teslim alındığını, protokolün 2.1. maddesinde, dava konusu çeklerin, sözleşmeye konu en az 120.000 adet ürünün eksiksiz ve ayıpsız olarak davacıya tesliminden önce bankaya ibraz edilemeyeceğinin belirtildiğini ve müvekkilinin her ay sözleşmeye uygun şekilde asgari 120.000 adet ürünü davacıya tedarik ettiğini, bu nedenle çeklerin vadesi geldiğinde bankaya ibraz edildiğini, davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, taraflar arasında protokol-3’ün de akdedildiğini ve protokol-2’de belirtilen ürünler dışında davacıya 2591 adet ürün teslim edildiğini ve bu ürünlere ilişkin 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL bedelli irsaliyeli faturanın davacıya tebliğ edildiğini, cari hesap ilişkisine göre, müvekkilinin davacıdan 146.018,89 TL alacaklı olduğunu, davacının hiç bir gerekçe öne sürmeden e-posta yoluyla kapatma kararı aldığını ve taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, müvekkili tarafından cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için … 7. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla davacıya karşı icra takibi yapıldığını davacının çeklerin bedelsiz kaldığını yönündeki iddiasının doğru olmadığın belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava konusu çeklerin bir örneği, işbu dava açıldıktan sonra davacı tarafından tespit istemiyle açılan … 15. Sulh hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyası, taraflar arasındaki mail yazışmaları, ihtarnanameler, faturalar ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş ve tüm dosya kapsamı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde uzman bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak rapor alınmış, deliller toplanmıştır.
Taraf defterlerinin incelenmesi sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki defter incelemesine ilişkin teknik tespitlere itibar edilmiş, hukuki değerlendirme ise mahkememizce yapılmıştır.
Dava, 5 adet çekin bedelsiz olduğu iddiasıyla İ.İ.K. 72. maddesine dayalı olarak yapılan menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasında akdedilen protokol ve sözleşme gereği, davalının teslim edeceği ürünler karşılığında davalıya 5 adet çekin teslim edildiğini ancak davalı tarafından ürünlerin verilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürmüş, davalı ise taraflar arasında akdedilen sözleşme ve protokolleri ve 5 adet çeki teslim aldığını kabul etmekle birlikte davacıya çekler karşılığı ürünlerin eksiksiz ve ayıpsız bir şekilde teslim edildiğini, çeklerin bedelsiz olmadığını davacının sözleşmeyi haksız bir şekilde feshettiği gibi cari hesaptan, davalının alacaklı olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasında sözleşme ve protokollerin varlığı, içeriği ve dava konusu çeklerin sözlşeme ve protokol çerçevesinde davalıya teslim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, dava konusu çeklerin karşılğında ürün verilip verilmediği ve buna göre çeklerin bedelsiz olup olmadığı noktasındadır.
Dosyada mevcut bulunan ve taraf defterlerini incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda; tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, ve 2016 yılı sonu itibarıyla davacının davalıdan 24.648,76 TL alacaklı olduğu, bu kaydın aynen davalı defterlerinde de yer aldığı buna göre 2016 yılı sonu itibarıyla her iki taraf defterlerinin birbirini teyit ettiği ve davacının bu alacağının 2017 yılına devrettiği dava konusu çeklerin 2017 yılında davalıya teslim edildiği, davalı şirketin davacıya 390.140,43 TL borçlu göründüğü, sonrasında davalı tarafından düzenlenen 2 adet faturanın kayıtlara alındığı ve davalının borcunun 366.773,95 TL’ye düştüğü devamında davalı tarafından düzenlenen 4 fatura ve davacının 3 ayrı iade faturası neticesinde davacı defterlerine göre, davalıdan 264.676,18 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde ise 11/05/2017 tarihine kadar davacı defterlerindeki kayıtların aynen yer aldığı, 11/05/2017 tarihi itibarıyla, davalının kendi defterlerine göre davacıdan 301.328,63 TL alacaklı olduğu, bu tarihten sonra yapılan işlemler neticesinde 2017 haziran sonu itibarıyla davalının davacı şirketten alacağının 146.018,89 TL miktarında bulunduğu, sonuç itibarıyla 30/06/2017 itibarıyla davacı kayıtlarında, davacının davalı şirketten 264.676,18 TL alacaklı olduğu, davalı kayıtlarında ise, davalının, davacı şirketten 146.018,89 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı buna göre taraf defterleri arasındaki farkın 410.615,07 TL miktarında bulunduğu, bu farkın nedeninin davacı tarafından tanzim edilen toplam 129.253,14 TL tutarında 9 adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından ve davalı kayıtlarında bulunan 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL tutarlı davalı faturasının, davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından bulunmamasından, davanın açıldığı 06/06/2017 tarihi itibarıyla ise taraf defterleri arasındaki farkın 372.247,91 TL miktarında bulunduğu bunun nedeninin ise davacı tarafından tanzim edilen 6 adet toplam 90.805,98 TL bedelli iade faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından ayrıca davalının 31/05/2017 tarihli 281.442,09 TL’lik faturasının davacı defterlerinde kayıtlı bulunmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
Yukarıda içeriği özetlenen bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; dava tarihi itibarıyla taraf defterleri arasındaki fark 372.247,91 TL miktarındadır. Ve bu farkın, davacı tarafından düzenlenen 16/05/2017 tarihli, sırasıyla 7.275,00 TL ve 23.925,00 TL bedelli, 31/05/2017 tarihli, sırasıyla 2.350,00 TL 2.165,18 TL, 52.376,76 TL ve 2.714,04 TL bedelli olmak üzere 16/05/2017 tarihli 2 adet, 31/05/2017 tarihli 4 adet olmak üzere toplam 6 adet ve 90.850,98 TL miktarlı davacı faturalarının, davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmaması, davalı tarafından düzenlenen 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL bedelli faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
İşbu dava menfi tespit davası olup, menfi tespit davalarında alacak ve borç durumu dava tarihi itibarıyla tespit edilir. Bu nedenle dava tarihi olan 06/062017 tarihi itibarıyla taraf defterleri arasındaki farkın kaynağı ortaya konulmuştur.
Tarafların ticari defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmuştur. Defterlerin sahibine yararına delil olarak kabul edilebilmesi için kayıtların dayanaklarıyla doğrulanması zorunludur. Buna göre davacının kendi defterinde kayıtlı olan ancak davalı tarafın defterlerinde kayıtlı bulunmayan toplam 90.850,98 TL bedelli hizmet faturalarının dayanaklarının sunulması başka bir deyişle hangi nedenle kesildiğinin belgelerle teyit edilmesi gerekmektedir. Bilirkişi incelemesi sırasında anılan faturalar dosyaya ibraz edilmemiş, mahkememizce davacı vekiline verilen süre içerisinde bu faturaların ibrazı sağlanmıştır. Ancak faturaların ekinde dayanak belgelerin olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda davacının düzenlediği ve davalı defterlerinde kayıtlı olmayan bu faturalara göre davacının alacaklı olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir. Bunun dışında dava tarihinde sonraki bir tarih olan 21/06/2017 tarihli davacı tarafından toplam 38.447,16 TL bedelli 3 ayrı iade faturası düzenlenmiştir. Bu faturaların da davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı görülmektedir. Davacı taraf iade faturalarını dosyaya verilen süre içerisinde ibraz etmiş ise de iade faturalarının içeriğindeki ürünlerin davalı tarafa iade edildiğine ilişkin sevk irsaliyesi veya başkaca bir belgenin sunulmadığı görülmektedir. Salt fatura düzenlenmesi alacağın varlığı için yeterli bulunmayıp, faturanın müstenidatının olması gerektiği, iade faturasındaki ürünlerin davalıya teslimine ilişkin bir belge sunulmadığından, davacının iade faturaları sebebiyle alacaklı olduğunun kabul edilemeyeceği neticesine varılmıştır.
Davalı tarafından düzenlenen 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL bedelli ürün tedarikine ilişkin faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı nitekim davacı tarafından … 45. Noterliğinin 16/06/2017 tarihli ihtarnamesiyle davalıya iade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, taraflar arasındaki sözleşmenin sonlandırıldığını ilişkin iradesini dava açıldıktan sonra 24/07/2017 tarihli maille davalı şirkete bildirmiştir ve bu bildirimde, şirketin 30/06/2017 tarihli itibarıyla operasyonu kapatma kararı aldığını belirttiği anlaşılmıştır.
Dava, 06/06/2017 tarihinde açılmış olup, tüm alacak ve borç ilişkisinin bu tarih itibarıyla tespitinin yapılmasının zorunlu olduğu, taraf defterleri arasındaki farkın iki nedeninin biri olan davacının 6 adet faturasının, (31/05/2017 tarihli 4 adet, 16/05/2017 tarihli 2 adet) davalı kayıtlarında bulunmadığı, davacının bu faturaları hangi nedenle düzenlediğini ortaya koyamadığı gibi dayanaklarını da dosyaya ibraz edemediği dolayısıyla 6 adet fatura nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunun kabul edilemeyeceği, taraf defterleri arasındaki farkın ikinci nedeni olan, davalı tarafından düzenlenen 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL bedelli irsaliyeli faturanın, davacı tarafından teslim alındığı nitekim fatura üzerinde davacı şirketin kaşesinin ve imzasının bulunduğu, buna göre fatura içeriği ürünleri de teslim aldığının kabulü gerektiği zira faturanın irsaliyeli fatura olduğu sonrasında defterlerine kaydetmeyip, bu dava açıldıktan sonra 16/06/2017 tarihli ihtarname ile faturanın bu davalıya iade edilmesinin neticeye bir etkisi olamayacağı zira fatura içeriği ürünlerin de davacı tarafından teslim alındığının açık olduğu, nitekim yine dava açıldıktan sonra anılan ürünlerin iadesi için 18/08/2017 tarihli iade faturasını düzenlediği ve 25/09/2017 tarihinde de … 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından tevdi mahalli tayini isteminde bulunduğu, mahkemece derdest bir dava olması nedeniyle bu talebin reddine karar verildiği, dolayısıyla davalının 31/05/2017 tarihli faturada belirtilen ürünlerin halen davacı nezdinde bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bu durumda usulüne uygun tutulan dayanak kayıtlarını doğrulayan davalı defterlerine itibar edilmesi gerekmiştir. Davalının defterlerine göre davacıya borcu bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2.6. maddesine göre, sözleşmede alıcı olarak tanımlanan davacının, tüketicilerin sözleşme konusu bir ürünü teslim aldıkları tarihten itibaren 30 gün içinde sebep göstermeksizin hasar görmemiş ve yeniden satışa hazır olacak şekilde iade hakları olduğunu kabul ettiği ve bu iade politikası nedeniyle davacının ürünleri tedarikçi olan davalı tarafından düzenlenen fatura tarihinden itibaren 60 gün içinde davalıya iade etme hakkının bulunduğu açıklanmıştır. Ne var ki davalının söz konusu ürünlerin tüketicilerce iade edildiğine ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi davacının sözleşmenin bu düzenlemesine göre iade hakkının olduğu kabul edildiğinde dahi davalının düzenlediği 31/05/2017 tarihli 281.442,28 TL bedelli 2591 adet ürüne ilişkin irsaliyeli fatura içeriği ürünlerin davacı tarafından, dava tarihinden ve sözleşmenin 2.6. Maddesindeki 60 günlük sürenin geçirilmesinden sonra 18/08/2017 tarihinde düzenlediği faturayla davalıya iade edilmek istendiği ancak davalı tarafından malların iade alınmadığı ve yine yargılama sırasında Eylül 2017 tarihinde bu ürünler için tevdii mahalli tayini isteminde bulunduğu, davacının taraflar arasındaki sözleşmeyi dava açtıktan sonra feshettiğini davalıya bildirdiği ve sözleşmenin fesih nedeni olarak da şirketin kapatma kararı aldığı gerekçesine dayanıldığı, bu durumun davalı tarafından sözleşmeye uygun olarak eksiksiz ve ayıpsız olarak teslim edilen ürünlerin iadesi için bir neden olarak kabul edilmeyeceği nitekim sözleşmede hangi hallerde ve hangi sürede ürünün iade edileceğinin açıklandığı, davanın açıldığı tarih itibarıyla davacı tarafın 31/05/2017 tarihli fatura içeriği ürünleri teslim aldığının açıkça anlaşıldığı zira irsaliyeli bu fatura üzerinde davacının kaşe ve imzasının bulunduğu gibi davacı tarafından iade edilmek istendiği anılan ürünlerin iade etme nedeninin tüketicilerin ürünleri iade etmesi veya eksik ya da ayıplı olduğuna ilişkin bulunmadığı, dava açıldıktan sonra davacı şirketin kapatma kararı almasının ve sözleşmeyi feshetmesinin, ürünlerin iadesi için haklı bir neden olamayacağı kanaatine varılmıştır.
İşbu dava, taraflar arasında davacı tarafından düzenlenerek davalıya verilen toplam 5 adet ve 400.000 TL bedelli çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı olarak açılan menfi tespit davası olup, dava konusu 5 adet çekin taraflar arasındaki ürün tedarik sözleşmesi ve protokoller çerçevesinde davalı tarafa teslim edildiği hususunun ihtilafsız olduğu, taraflar arasındaki cari hesabın bu sözleşmesel ilişkiden kaynaklandığı ve dava tarihi itibarıyla davacının cari hesaptan dolayı davalıya halen borçlu bulunduğu, çeklerin davalıya teslimine dayanak ürünlerin davalı tarafından davacıya sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiği, bu nedenle çeklerin bedelsiz kaldığından söz edilemeyeceği kanaatine varılmakla yerinde bulunmayan reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 6.831,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.795,10 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 29.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 42,60 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ve davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.21/06/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 6.831,00 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 6.795,10 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 1.665,00 TL
Teminat : 80.000,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 50,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 1500,00 TL
Posta Giderleri : 207,60 TL