Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/449 E. 2020/615 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/449
KARAR NO : 2020/615

DAVA : ALACAK (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2017
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile dava dışı … Tİc. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını ve kredinin teminatı olarak … A.Ş. tarafından keşide edilen … … şubesine ait 15.07.2016 keşide tarihli … numaralı 150.764,00 TL bedelli ve 28.09.2016 keşide tarihli … numaralı 100.000,00 TL bedelli çeklerin teminata alındığını, faaliyeti durdurulan … A.Ş. ye ait çekler hakkında iş bu sebepten dolayı takas sisteminde işlem yapılamadığını, müvekkili bankaya ödeme yapılmadığını, bu sebeple keşideci davalının sebepsiz zenginleştiğini, açıklanan nedenlerle dava konusu çek bedellerinin keşide tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte TTK 732 vd. maddeleri gereğince müvekkili bankaya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davaya konu … numaralı 150.764,00 TL bedelli 15.07.2016 keşide tarihli çeki dava dışı … Ltd. Şti.’ye ve … numaralı 100.000,00 TL bedelli 28.09.2016 keşide tarihli çeki dava dışı … A.Ş.’ye keşide ettiğini, bu iki şirketin yönetim ve ortaklık yapısının aynı olduğunu, … Ltd. Şti. tarafından kredi teminatı olarak davacı bankaya teslim edildiğinin anlaşıldığını, davacı banka tarafından çeklerin yasal ibraz süresi içinde ilgili bankaya ve keşidesi müvekkiline TTK 730. maddesi gereğince herhangi bir protesto keşide edilmediği dikkate alındığında, söz konusu çeklerin yasal süresi içinde bankaya ibraz edilmemiş olarak değerlendirilmesi ve TTK hükümlerinden yararlanmaması gerektiğini, davacı bankanın TTK 732/1. madde hükümleri kapsamında yetkili hamil olmayacağını, dava dışı şirketlere müvekkili tarafından ödemeler yapıldığını ve müvekkili şirketin bu firmalardan alacaklı olduğunu, çeklerin bankaya ibraz edilmemesi sebebiyle müvekkili tarafında sebepsiz bir zenginleşme olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Çek suretleri, banka yazıları incelenmiş, dava dava dışı … Limited Şirketi ve … Şirket’ ine talep üzerine dava ihbar edilmiş, bankacı bilirkişiden rapor alınmış ve de davalı yan itirazı üzerine davalı ve dava dışı ihbar olunan şirketlerin ticari defter ve kayıtları incelenmesi amacıyla bilirkişi raporu aldırılmış ve deliller toplanmıştır.
Bankacı Bilirkişi … tarafından düzenlenen 08/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka vekilinin dava dilekçesinde iddia ettiği gibi çeklerin kredilerin teminatı olarak sunmuş olduğu dekontlarla belgelediği, dolayısıyla davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği TTK 732/1 Maddesi “Zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa bunlar poliçenin hamiline karşı onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar.” hükmüne dayalı olarak … Bankası A.Ş.’nin faaliyet izni hak ve yetkileri BDDK tarafından 22.07.2016 tarihinde kaldırıldığı dikkate alındığında çeklerin tahsil edilememesi neticesinde davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediğini takdirinin tamamen mahkemeye ait olduğu, Mahkeme tarafından davacının davalıdan alacaklı olduğuna karar verilmesi halinde çeklerin vadelerinden itibaren avans faizi talep edilebileceği belirtilmiştir.
Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 30/04/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dosyası ile davalı şirket ve dava dışı şirkete ait ticari defter kayıtlarının tetkiki sonucunda; nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere; dava konusu … Şubesine ait; … numaralı 15.07.2016 keşide tarihli 150.764,00 TL bedelli çekin davalı … A.Ş. tarafından dava dışı … Tic. Ltd. Şti. adına keşide edilmiş olduğu, … numaralı 28.09.2016 keşide tarihli 100.000,00 TL bedelli çekin davalı … A.Ş. tarafından dava dışı … A.Ş. adına keşide edilmiş olduğu, davalı şirket ile dava dışı …. Ltd. Şti. ve … A.Ş. arasında ticari münasebet olduğu, taraflar arasındaki ticari faaliyetin cari hesap ilişkisi çerçevesinde yürütüldüğü, davalı … A.Ş.’nin ticari defter kayıtlarına göre; dava dışı … Ltd. Şti. cari hesabında dava konusu çeklere ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davalı şirket tarafından keşide edilen dava konusu çeklerin dava dışı satıcı … A.Ş. cari hesabına istinaden; 07.03.2016 tarihinde 28.09.2016 keşide tarihli … numaralı 100.000,00 TL bedelli çekle ödeme yapılmış olduğu, 25.03.2016 tarihinde 15.07.2016 keşide tarihli … numaralı 150.764.00 TL bedelli çek ile ödeme yapılmış olduğu, dava dışı … Ltd. Şti.’nin ticari defter kayıtlarında; dava konusu çeklere ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, diğer dava dışı … A.Ş. tarafından ticari defter kayıtlarının incelenmeye sunulmadığı yönündeki tespitleri belirtilmiştir.
Dava 6102 sayılı yasanın 732. maddesi uyarınca açılan sebepsiz zenginleşme davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 818/1-m maddesinin yollamasıyla TTK 732. maddesinin çekler hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir.
TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hâmilin hakkı koruyucu işlemleri yapmamış olması yani müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Bunun yanında keşidecinin, muhatabın, kabul edenin, ikametgahlı poliçeyi ödeyecek olanın zenginleşmiş olması da gerekmektedir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hâmile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir (ÖZTAN, a.g.e., s. 911-926; BOZGEYİK Hayri, “Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme”, AÜEHFD, C. VII, S. 1-2, Haziran – 2003, s. 589 vd.).
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 818/1-e maddesinin yollamasıyla TTK 687. maddesinin çekler hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun def’iler başlıklı 687. maddesi poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremeyeceğini, ancak hamilin, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde def’ileri ileri sürebileceğini düzenlemiştir.
Davalı yan çeklerin kullandırılan bir kredinin teminatı olarak davacı tarafından teslim alındığını ve bu sebeple çeklerin rehin cirosu yoluyla davacı bankaya teslim edildiğini ve de poliçeye ait hükümlerin çekler hakkında da uygulanması mümkün hükümlerini düzenleyen TTK’nın 818 maddesinde rehin cirosu ile ilgili olan ve aynı kanunun 689 maddesine yapılmış bir atfın bulunmadığını ve TTK 689 madde hükmü gereğince rehin cirosu ile çeki devralan bankaya yapılan ciro tahsil cirosu hükmünde kabul edildiğini ve bu nedenle rehin cirosu ile çekle teslim alan davacı bankanın yetkili hamil olmayacağını savunmuş ise de; 6102 sayılı TTK’nın 689. maddesine uyarınca cironun rehin cirosu olarak kabul edilebilmesi için senet üzerinde “bedeli teminattır” “bedeli rehindir” ibaresini veya rehnetmeyi belirten diğer bir kaydı taşıması gerekmektedir.Dava konusu çekler üzerinde böyle bir kayıt bulunmadığı, ayrıca çek teslim tutanağında, dava dışı ihbar olunan … Ltd. Şti. tarafından; “….senetlerin vadelerinde Banka tarafından tahsil edilerek Banka nezdinde bulunan kredimden/kredilerimizden kaynaklanan her türlü borcuma/borçlarımıza mahsup edilmesini, çek/senet bedellerini borçlulardan elden tahsil etmeyeceğimi/etmeyeceğimizi, çek/senet bedellerinin elden tahsil edilmesi halinde tahsil edilen bedelleri derhal Banka’ya ödeyeceğimi/ödeyeceğimizi, aksi takdirde Kredi Genel Sözleşmesi gereği temerrüt hükümlerinin uygulanmasını kabul ve taahhüt ederim./ederiz.” şeklindeki imzalı beyanı nazara alınarak davacıya yapılan cironun temlik cirosu olduğu değerlendirilmiştir.(Benzer yönde Y11HD., 18.03.2015 tarih, 2015/2743 Esas, 2015/3734 Karar; Y19HD., 01.06.2015 tarih, 2014/10394 Esas, 2015/8019 Karar, … Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi … esas, … karar sayılı 23/11/2017 tarihli kararı ile Y19HD., 09.07.2020 tarih, 2019/407 Esas, 2020/1389 Karar sayılı kararları)
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında; davaya dayanak olan ve süresinde bankaya ibraz edilemeyen, 15.07.2016 ve 28.09.2016 keşide tarihli, sırasıyla … ve … seri nolu ve … Şubesi’ ne ait çeklerde davalı keşideci, davacı ise hamildir.Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere … Bankası A.Ş.’ nin faaliyet izni, hak ve yetkileri BDDK tarafından 22.07.2016 tarihinde kaldırıldığı anlaşılmıştır.6102 sy. TTK’nın 732. maddesi hükmü uyarınca açılan bu davada ispat yükü davalıdadır. Davalı, sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.TTK 687. maddesi uyarınca düzenleyen keşideci davalının kişisel defileri ciro yoluyla çeki alan davacıya karşı ileri süremeyeceği, yani şahsi def’ilerin ciro yolu ile hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülebilmesinin çekin iktisabında bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olması şartına bağlı olduğu, davalının çek bedellerini ödediğini, sebepsiz zenginleşme söz konusu olmadığını da ispat edememesi karşısında davanın kabulü ile 2 adet çek bedeli 250.764,00 TL nin, dava öncesi davalının temerrüde düşürüldüğü belirlenemediğinden 10/05/2017 dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
2 adet çek bedeli 250.764,00 TL nin 10/05/2017 dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 17.129,69 TL karar harcının peşin yatırılan 4.282,43 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 12.847,26 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 26.003,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 917,60 TL yargılama gideri ile 4.282,43 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 5.231,43 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider ve delil avanslarının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 22/12/2020

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç :4.282,43TL
Karar Harcı :17.129,69TL
Noksan Harç :12.847,26TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans :1.395,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 700,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti :1.300,00 TL
Posta Giderleri : 317,60 TL