Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/350 E. 2018/705 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/350
KARAR NO : 2018/705

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/04/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette pay sahibi olduğunu, şirket hissedarı müvekkilinin babası …’nın 15/08/2015 tarihinde vefat ettiğini, … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … tereke sayılı dosyasında, murisin şirketteki hak ve alacaklarıyla ilgili yazı yazıldığını, pay defterine göre murisin 55.760 adet pay sahibi olduğunun bildirildiğini, tereke dosyasında … Sulh Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucunda …bank … şubesinde bulunan kiralık kasanın açtırıldığını ve toplam 150.000 TL nominal bedelli davalı şirkete ait hamiline yazılı hisse senetleri çıktığını ve bu senetlerin toplam sermayenin %50’sine tekabül ettiğini, bankanın kasa ziyaret defterine göre murisin en son 31/01/2014 tarihinde kasayı ziyaret ettiğinin tespit edildiğini buna göre şirkete ait 150.000 TL nominal bedelli ve şirketin %50 hissesine tekabül eden hisselerin 31/01/2014 tarihinden önce varlığının anlaşıldığını dolayısıyla davalı şirketin 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetvelinde yer alan şirket ortaklık yapısının gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını belirterek, davalı şirketin 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yok hükmünde olduğu anlaşıldığından bu genel kurulda alınan tüm kararların iptaline, şirkete kayyum atanmasına ve TTK 439. maddesi gereğince şirkete özel denetçi tayin edilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket ortaklarından …’nın 15/08/2015 tarihinde vefatı üzerine mirasının çocukları …, … ve davacı …’ye kaldığını, murisin vasiyetnameyle davacıya %20, diğer çocuklarına ise de %40’ar oranında olacak şekilde mirasın taksim ettiğini öğrenildiğini, bunun üzerine davacı tarafından açılan vasiyetnamenin iptali ve tapu iptal tescil davalarının ret ile sonuçlandığını, murisin terekesine tereke idare memuru atandığını ve 15/06/2016 tarihli genel kurulda tereke temsilcisinin de oy kullandığını, bu genel kurul kararının iptali için … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında açılan davanın ret ile sonuçlandığını, şirketin pay defterinin gerçeği yansıttığını, şirket sermayesinin 300.000 TL olup hamiline yazılı hisse senetlerinin yönetim kurulu üyesi … ve vefat eden …’ya diğer ortaklara verilmek üzere teslim edildiğini davacının babası muris …’nın banka kasasından şirkete ait hisselerin tam olarak yarısı olan 150.000 TL tutarlı payların çıktığını davacı ile babası arasındaki ilişki nedeniyle 31/01/2014 tarihinden önce hisseleri babasına saklaması için teslim etmesinin bir öneminin olmadığını zaten yapılan genel kurullara tüm pay sahiplerinin eksiksiz olarak ve pay defterindeki oranlarla katıldıklarını ve hiç bir pay sahibinin diğerinin payına itiraz etmediğini, pay defterlerinin gerçek pay durumunu yansıtmakta olup, genel kurullarda da bu payların aynen belirtildiğini davanın haksız olup reddini gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Dava konusu genel kurul tutanağı, hazirun cetveli, … 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/794 E. 2017/107 K. sayılı kararı ve dosyası içeriği … 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/28 tereke sayılı dosyası, davalı şirketin sicil dosyası ve dayanılan tüm deliller celp edilip incelenmiş uzman bilirkişiler vasıtasıyla inceleme yaptırılarak rapor alınmış deliller toplanmıştır.
Dosyada mevcut bulunan 20/04/2018 tarihli raporda özetle; davaya konu iddianın, genel kurul kararının iptali nedeni olabileceği, yokluğuna sebep olamayacağı, davanın 07/04/2017’de açıldığı buna göre TTK 445. maddesinde ön görülen üç aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, dava konusu 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğuna sebebiyet verecek her hangi bir hususa rastlanmadığı, bu genel kurula bizzat muris …’nın da katıldığı ve tüm pay sahiplerinin temsil edildiği, pay sahipleri hakkına veya pay oranına, oy hakkına veya miktarına bir itirazın olmadığı, …ya ait banka kasasında hamiline yazılı hisse senedi bulunmasıyla ilgili olarak hisse senetlerinin yönetim kurulu üyesinin banka kasasında bulunması, mevcut pay sahiplerine henüz hisse senetlerinin teslim edilmemiş olması ve hisse senetlerini üçüncü kişiler elinde bulunmaması karşısında, genel kurul toplantısı yapıldığı tarihte pay sahiplerine henüz hisse senedi teslim edilmemiş olduğu ve genel kurula katılan kişilerin pay sahipleri konusunda TTK 415. maddesi çerçevesinde hukuka aykırı bir durum olmadığı açıklanmıştır.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı ve kayıtların incelenmesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime olanaklı bulunmuş, bu nedenle hükme esas alınmıştır.
Dava, TTK 445. maddesi ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan genel kurul kararı iptali davasıdır.
Davacı taraf, dava konusu olan 19/06/2014 tarihli genel kurulun gerçek pay sahiplerini yansıtmadığını iddiasıyla yok hükmünde olduğunu ileri sürerek iptalini talep etmektedir.
TTK 447. maddesinde genel kurul kararlarının butlanı düzenlenmiştir.
Genel kurul kararlarının yokluğunun, menfaati olan herkes tarafından ve süreye bağlı olmaksızın ileri sürülmesi mümkündür.
TTK 446. maddesinde iptal davası açabilecek kişiler açıklanmış olup, toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten ya da toplantıda hazır olsun ya da olmasın, oy kullanmış olsun ya da olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılması yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılarak oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararı alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, dava açma hak ve yetkilerinin bulunduğu ifade edilmiştir.
Davacı taraf, 19/06/2014 tarihli genel kurula katılan ve oy kullanan kişilerin pay sahipliği ve dolayısıyla oy haklarının gerçeğe uygun olmaması nedeniyle genel kurulun yok hükmünde olduğunu ileri sürmüştür.
Dava konusu 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli incelendiğinde, davacının bu genel kurul toplantısına pay sahibi sıfatıyla katıldığı ve oy kullandığı, murisi …’nın toplantıya pay sahibi sıfatıyla katıldığı ve oy kullandığı, kararların tamamının oy birliğiyle alındığı anlaşılmıştır. Buna göre dava konusu genel kurulda davacının bizzat kendisi ve murisi … ve diğer hiç bir pay sahibinin genel kuruldaki pay sahipliği hakkına ve pay oranına itiraz etmediği görülmektedir. Esasında davacının iddiası çerçevesinde genel kurula katılan kişilerin pay sahibi olmaması ya da tutanakta yer alan pay sahipliğinin gerçeği yansıtmadığı iddiasının TTK 446/1-b bendinde iptal sebebi olarak düzenlendiği açıktır. Bu durumda genel kurul toplantı tutanağındaki pay sahipliğinin gerçeği yansıtmadığı iddiası, TTK 447. maddesinde düzenlenen butlan nedeni olarak kabul edilemeyecektir. Bu iddianın gerçekliğinin tespiti halinde varılacak sonuç, kararın iptali yönünde olmalıdır.
TTK 445. maddesinde iptal davası için genel kurul toplantı tarihinden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Başka bir deyişle toplantı tarihinden itibaren 3 aylık süre içerisinde bu davanın açılması zorunludur. Dava konusu genel kurul 19/06/2014 tarihinde yapılmış, bu dava ise 07/04/2017 tarihinde yasal 3 aylık hak düşürücü süre aşıldıktan sonra açılmıştır. Bu durumda davanın süresinde olmadığı açıkça tespit edilmektedir.
Davacı tarafın 31/01/2014 tarihinden önce şirketin sermayesinin yarısına tekabül eden 150.000 TL nominal değerli hamiline yazılı hisse senetlerinin bulunduğu, bu nedenle toplantıdaki payların gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulunduğu görülse de bu hususun yukarıda izah edildiği üzere iptal nedeni olarak kabul edilmesi gerektiği, iptal davası yasal süresi geçildikten sonra davanın açıldığı, bunun dışında dava konusu 19/06/2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağında, ”şirket sermayesinin 300.000 TL olduğu ve 300.000 adet hamiline yazılı hisse senedine bölündüğü ve henüz hisse senedi ihraç edilmediği” ifadesinin bulunduğu, bu tarihten önce yapılan genel kurul tutanaklarında da aynı ifadelerin yer aldığı dolayısıyla hamiline yazılı hisse senetleri bastırılmış olmakla birlikte henüz pay sahiplerine teslim edilmediğini, teslim edilinceye kadar hisse senetlerinin yönetim kurulu üyeleri … ve … tarafından muhafaza edilmesi uygun görüldüğü salt bu hususun genel kurul toplantısındaki pay sahipliğine ilişkin kayıtların gerçeği yansıtmadığı iddiasının delili olamayacağı nitekim hisse senetlerinin banka kasasında bulunduğu, pay sahiplerine henüz teslim edilmediği, hisse senetlerini üçüncü kişiler elinde de bulunmaması nedeniyle dava konusu genel kurul toplantı tarihi itibarıyla henüz hisse senedinin ihraç edilmemiş olduğu, genel kurula katılan kişilerin pay sahipliği konusunda TTK 415. maddesi kapsamında hukuka aykırı bir durumun olmadığı da açıkça anlaşıldığından yerinde bulunmayan davanın reddi gerektiği kabul edilmiştir. Ayrıca genel kurul kararının iptali talebi dışında davacı tarafından şirkete kayyum tayin edilmesi istenmiş ise de, kayyumun hangi hallerde atanacağının TTK’da açıkça yer aldığı somut olay yönünden bu koşulların gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, şirketin yönetimin ayakta olduğu anlaşıldığından kayyum tayini isteminin de yerinde bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Bunun dışında davacı taraf 439. maddesi çerçevesinde özel denetçi tayini isteminde bulunmuşsa da; anılan maddede özel denetçi tayini için gerekli koşulların açıklandığı, öncelikle genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinin gerçekleşmesi gerektiği, hali hazırda bu koşulun da oluşmadığı dosya içeriğiyle sabit bulunduğundan bu yöndeki isteminde yerinde olmadığı sonucu varılmış davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 35,90 TL maktu karar harcından, peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan toplam 149,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nun yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.28/06/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 31,40 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Noksan Harç : 4,50 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 3.265,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 150,00 TL

Yargılama gideri detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 280,00 TL