Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/343 E. 2019/330 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/343
KARAR NO : 2019/330

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın hissedarı olduğu dava dışı … Ltd. Şti’de sahibi olduğu hisseleri, davalı …’ye devretmek üzere taraflar arasında 15/07/2007 tarihli protokolün yapıldığı, bu çerçevede hisselerin …’ye devredildiği, ancak davalı … ve diğer davalı …’nin protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediklerini,zira devraldıkları hisselere karşılık müvekkillerinin banka borçlarını kapatmayı üstlendiklerini, daha sonra iki ayrı protokolün daha imzalandığını, son olarak imzalanan 23/04/2008 tarihli protokol ile taraflar arasındaki ihtilafın nihai bir protokole bağlandığını ve davalıların ilk protokolde bahsedildiği üzere şirket hisselerine karşılık bankalar nezdinde kapatılmasına karar verilen tüm borçlarını müteselsilen kapatmayı taahhüt ettikleri, protokolde ödenecek borçların belirtildiği, davalılar tarafından ödemelerin yapılmaması nedeniyle müvekkillerine ait taşınmaz ve taşınır malların cebri icra yoluyla satışının yapıldığı gibi nakit ödemelerde yapmak zorunda kaldıklarını, protokole konu kredi miktarları ve davalıların üzerine düşen ödeme miktarları tam olarak yazılmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğini belirterek 15/07/2007 tarihli, 06/03/2008 ve 23/04/2008 tarihli üç adet protokol hükümleri çerçevesinde yapılan protokol çerçevesinde davalılar tarafından ödenmesi gereken kredi borçlarının davalılar tarafından ödenmemesi nedeniyle müvekkili tarafından yapılan nakit ödemelerin tespiti ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte, ayrıca cebri icra yoluyla satılan taşınmazların satış tarihi itibariyle değerlerinin ayrı ayrı tespiti ile şimdilik 812.000,00TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA /
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, daha önceden dava konusu ve sebepleri aynı olan davayı … 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasında açtığını, mahkemece davanın yetki yönünden reddedildiğini, davacı tarafından kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde dosyanın yetkisizlik kararıyla gönderilmesine karar verilen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini teminen talepte bulunmadıkları, bu nedenle mahkemece 14/11/2016 tarihinde 2016/559 K sayılı ek kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinden … ile davacı …’ın irtibata geçtiğini ve müvekkilinin hulus ve saffetinden faydalanarak 1.300.000 USD borç para aldığını ve bu parayı geri ödeyemediğini, bunun üzerine bu borca karşılık hissedarı oldukları dava dışı … Ltd. Şti’ndeki hisselerini devretmeyi vaat ettiklerini ve şirketin … ili, … ilçesinde yakın zamanda benzin istasyonu açacağını ve … A.Ş’den intifa bedeli adı altında 2 milyon USD’den fazla bir ödeme alacaklarını ve bu para ile hem müvekkillerine olan borçlarını ödeyebileceklerini hem de bankaya olan borçlarını kapatabileceklerini, müvekkilinin de davacılara borç olarak verdiği 1.300.000 USD’yi tahsil edebilmek amacıyla hisse devrine ilişkin sözleşmeyi kabul etmek zorunda kaldığını, devamında diğer protokolleri akdedildiğini ve protokolde bahsedildiği üzere akaryakıt istasyonu için … A.Ş.’nin şirkete 2 milyon USD hibe tutarını ödemediğini ve bu ödemenin yapılmamasının nedeninin davacının … A.Ş.’ye karşı yükümlülüklerini getirmemeleri olduğunu ve protokolün 7. maddesinde taraflarca protokole uyulmaması halinde davacı …’ın müvekkili …’ye devrettiği şirket hisselerinin hisseyi devreden …’ı iade edileceği ve hisse devrinin geçersiz hale geleceğinin belirtildiğini, dolayısıyla edimler yerine getirilemediğinden protokolün geçersiz olup, herkesin eski konumuna kavuştuğunu, davacıya hisseleri iade etme konusundaki irade beyanının … 6. Noterliğinin … tarihli ihtarnamesiyle iletildiğini, ancak davacılar tarafından kabul görmediğini, hali hazırda şirket hisselerini devretmeye hazır olduklarını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE /
Davacının dayandığı 15/07/2007, 06/03/2008 ve 23/04/2008 tarihli protokoller, hisse devrine ilişkin noterden yapılan sözleşme, dava dışı … Ltd. Şti’nin sicil kayıtları, icra dosyaları, taşınmazların tapu kayıtları, araçların trafik kayıtları ihtarnameler, … 7. ATM’nin … E sayılı dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınmıştır.
Dava, hisse devir sözleşmesine göre davalıların sözleşmesel edimlerini yerine getirmedikleri iddiasıyla uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava dışı … Ltd. Şti’nin hissedarlarından olan davacı …’ın, bu şirketteki 100.000,00 TL kıymetindeki hisselerinden 50.000 TL’lik kısmını … 6. Noterliğinin … tarihli devir sözleşmesiyle davalı …’ye devrettiği, bu devre ilişkin ortaklar kurulu kararı alındığı, Kadıköy 22. Noterliğinden onaylı 07/06/2006 tarihli ortaklar kurulu kararının sicile tescil edildiği ve 14/06/2006 tarihli sicil gazetesinde ilan edildiği, geri kalan 50.000 TL’ değerindeki hisselerini de … 6. Noterliğinden … tarihli hisse devir sözleşmesi ile yine davalı …’ye devrettiği ve bu devre ilişkin … 22. Noterliğinden onaylı … tarihli ortaklar kurulu kararının alındığı, kararın sicile tescil edilip 06/08/2007 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği tespit edilmiştir. Bu hisse devirleri ile birlikte davacı … ile davalı … arasında 15/07/2007 tarihli protokolün akdedildiği ve bu protokolde davacı … ile dava dışı iki kişini tanık olarak imzasının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu protokolde kredi numaraları ve isimleri belirtilmiş olan … Bankası … Şubesindeki kredi borçları ve faizlerinin hisseleri devralan … tarafından ödenmesi karşılığında …’ın hisselerini …’ye devredeceği kararlaştırılmıştır. Daha sonra davalı … ile dava dışı … arasında 06/03/2008 tarihli protokol akdedilmiştir ve daha sonra davacı … ile davalı … arasında 21/04/2008 tarihli protokolün akdedildiği anlaşılmıştır ve en son davalılar ile dava dışı iki ayrı kişi ve davacılar arasında 23/04/2008 tarihli ek protokolün akdedildiği görülmektedir. Ek protokolde, daha önce akdedilen 15/07/2007 ve 06/03/2008 tarihli protokollere ek olarak bu protokolün akdedildiği ifade edilerek ve yine bir kısım şartlarda açıklanmak suretiyle hisse devrenin karşılığında davalılar tarafından … Bankası … Şubesinde olan kredi borçlarının ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Davacılar tarafından, davacı …’ın dava dışı … Ltd. Şti’ndeki hisselerini davalı …’ye devretmesi karşılığında, … Bankası … Şubesi nezdindeki kredi borçlarının davalılar tarafından ödeneceğinin taahhüt edilmesine rağmen bu edimin yerine getirilmemesi nedeniyle kredi borçlarının ödenmesi amacıyla cebri icra yoluyla taşınır ve taşınmaz malların satışının yapıldığı, ayrıca bir kısım nakit ödemelerin de gerçekleştirildiği ve bu şekilde zarara uğranıldığı ileri sürülerek bu zararın tazmini gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalılar tarafından ise, davacı …’ın hisselerinin davalı …’ye devrine ilişkin protokol içerikleri kabul edilmekle birlikte, protokolün akdedilmesine neden olan ve dava dışı … A.Ş: tarafından … A.Ş.’ye ödenmesi gereken iki milyon USD hibe ödemesinin davacıların kusuru nedeniyle yapılmadığı, bu nedenle davalılar tarafından kredi borçlarının kapatılamadığı ve protokol içeriğine göre, protokole ilişkin hükümlerin ihlal edilmesi halinde hisse devrinin geçersiz olacağının ve davalı … nezdindeki şirket hisselerinin davacı …’a iade edileceğinin kararlaştırıldığı, bu gereğin yerine getirilmesini teminen davacı tarafa bildirim yapılmasına rağmen davacı tarafından kabul edilmediğini belirterek haksız davanın reddi savunulmuştur.
Tarafların iddia ve savunması, sunulan delillere göre taraflar arasındaki ihtilafın, limited şirket hisse devri sözleşmesinden kaynaklandığı, davacılardan birisinin şirket hisselerini devretmesi karşılığında davalıların, banka borçlarını ödemeyi taahhüt ettikleri ve hisse devri sözleşmesinde karşılıklı edimlerin bu şekilde tanımlandığı anlaşılmaktadır.
HMK 14/2.maddesinde ” Özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin adresinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” denilmiştir.
Hisse devrine konu dava dışı … Ltd. Şti’nin sicil kaydına göre adresinin … olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda HMK 14/2 maddesi dikkate alınarak bu davaya bakma konusunda Maltepe ilçesinin yargı yetkisi bakımından bağlı olduğu İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu, HMK 114.maddesinde, kesin yetkinin dava şartları arasında sayıldığı, HMK 115.maddesi uyarınca dava şartlarının her aşamada mahkemece gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla, davanın kesin yetki-dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Her ne kadar 23/04/2008 tarihli ek protokolde, ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmış ise de, kesin yetkinin bulunduğu hallerde yetki sözleşmesinin yapılmasının sonuca bir etkisinin olamayacağı, başka bir deyişle yetkisi kesin olan bir mahkemenin, taraflar arasında akdedilen bir yetki sözleşmesi veya sözleşmeye konulan yetki şartıyla ortadan kaldırılamayacağı açık olduğundan anılan düzenlemeye itibar edilmesi mümkün görülmemiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kesin yetki-dava şartı yokluğundan REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde talep halinde İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine,
HMK 331.maddesi uyarınca yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin görevli mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, davacılar vekili Av. … ile davalılar vekili Av. …’nın yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı.18/04/2019

BAŞKAN …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
ÜYE …
¸e-imzalıdır
KATİP …
¸e-imzalıdır