Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/306 E. 2022/104 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/306 Esas
KARAR NO : 2022/104 Karar

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’nın … Ltd. Şti’nin tek ortağı olarak “…” adresinde restorant işlettiğini, davalı …’nın restorantın %67 hissesi karşılığı 200.000,00 TL ödeme taahhüdünde bulunduğunu ancak bu dönemde davalı …’nın problemleri olması nedeniyle %67 hissenin …’a devredildiğini, taraflar arasında yapılan sözleşme ile inşaat masraflarının yaklaşık 200.000,00 TL olacağının hesaplandığını, bu masrafların ortaklar arasında payları oranında paylaştırılacak olduğunu, bu şekilde şirket işleyişine bir süre devam edildiğini ve bu kapsamda davacının payına düşen miktarda dahil olmak üzere belli ödemeler yapıldığını ancak daha sonra bankalar nezdindeki kredi ve pos işlemlerinde davacının sicil nedeniyle problemler çıkması nedeniyle ve diğer ortakların bu durumdan rahatsız olmaları nedeniyle ve işletme önündeki engellerin üstesinden gelinebilmesi için davacının %33 hisse payını da göstermelik olarak …’a 26/09/2016 tarihinde devrettiğini ancak hisse bedellerinin kendisine ödenmediğini, bunun üzerine tarafların 26/09/2016 tarihinde yeniden bir araya gelerek yapılan devrin göstermelik olduğu konusunda mutabakata vardığını ve ortaklık yapısının daha önceki sözleşmede belirtildiği gibi devam etmek üzere mutabakata varıldığını ve ancak süreç içerisinde davalılar tarafından davacının pasifize edilerek borçlarının reddedildiğini ancak yapılacak inceleme neticesinde resmiyetteki belgelerden öte ortaklığın %33’lük hissesinin davacıya ait olduğunun tespit edilecek olduğunu ve bu nedenle de bu miktar pay bedelinin davacıya ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL’nin davalılardan ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalı …’nın şirketin muhasebe işleri ile ilgilendiğini bu nedenle husumeti olmadığından davanın pasif husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca şirket pay devirlerinin noterden yapıldığını ve bütün bedelin noter huzurunda ödendiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan sermaye borcunun ödenmesi davasıdır.
İhtilaf, taraflar arasında yapılan harici protokoller nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı varsa miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Davaya dayanak protokoller kapsamında yürütülen ilişki kapsamında davacının davalılardan alacaklı olup olmadığının tespiti için protokol örnekleri ile taraf defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiğinden ve ancak defter ve belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişi tespit ettirmesi mümkündür.
SMM bilirkişi …’dan alınan 29/05/2018 tarihli bilirkişi raporu ile; dava dışı …Ltd. Şti’nin defter ve belgelerinin usulüne uygun olarak düzenlendiği, taraflar arasında yapılan protokoller kapsamında yapılan ödemeler ve masraflara ilişkin belgeler sunulduğunda ek rapor düzenlenebileceği tespit edilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan 08/02/2019 tarihli ek rapor ile; davacının %67 payını 200.000,00 TL karşılığında inşaata harcanmak üzere devrettiği, bakiye alacağın 120.500,00 TL olduğu, davacının yapmış bulunduğu hesap hareketlerine göre fiili harcamalar göz önüne alındığında davacının davalılardan talep edebileceği miktarın 149.305,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan 26/11/2019 tarihli ikinci ek rapor ile; davalı tarafından 09/06/2016 tarihinden başlamak üzere 29/10/2016 tarihine kadar harcamalar yapıldığı, bu harcamalar mahsup edildiğinde davacının davalılardan 138.403,00 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Bu bilirkişiden alınan raporların taraflar arasındaki ilişkinin doğru tespit edilmemiş olması ve elde edilen sonuçların hüküm kurmaya yeterli olmaması karşısında bu kez ticaret hukuku …’dan alınan 12/11/2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davalı …’nın herhangi bir borç üstlenmediği nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı ile davalı … arasında TTK m.595 kapsamında limited şirket pay devir sözleşmelerinin usulüne uygun olarak akdedildiği, taraflar arasında düzenlenen düzenlenen harici pay devir protokollerinin geçerli olduğu kabul edilmediğinden öncelikle sahtelik iddiasının çözülmesi gerektiği, sahtelik ihtilafı giderildiği takdirde harici protokol nedeniyle davalı …’ın 200.000,00 TL ödeme taahhüt etmiş olması nedeniyle bu miktardan 11.500,00 TL’nin ödendiği kabul edilmiş olduğundan davalının ilk devir nedeniyle 138.403,00 TL bakiye borcu kaldığı, ancak pay devir sözleşmelerinin noterde yapılmış olması ve pay devir bedelinin alındığının beyan edilmiş olması karşısında alacağın mevcut olmadığı tespit edilmiştir.
Davacının pay devrini yaptığı … ticaret Sicil Müdürlüğü’nde …sicil numarası ile kayıtlı …Ltd. Şti’nin … 26. Noterliği’nin … – … yevmiye numaralı evrak üzerinden düzenlenen şirket ana sözleşmesi ile 10.000,00 TL nominal sermaye ve her biri 25,00 TL nominal değerli 400 paydan oluşacak şekilde davacı … tarafından tek ortaklı olarak kurulduğu, sonra davacı …’nın … 16. Noterliği’nin … tarih – … yevmiye numaralı evrakı üzerinden düzenlenen pay devir sözleşmesi ile şirketteki 268 (6.700,00 TL nominal sermaye payına karşyılık gelen) payını davalı …’a devrettiği ve noter huzurunda satış bedelini tahsil ettiğini beyan ettiği, akabinde … 16. Noterliği’nin … tarih – … yevmiye numaralı evrakı üzerinden düzenlenen pay devir sözleşmesi ile şirketteki 132 (3.300,00 TL nominal sermaye payına karşyılık gelen) payını yine davalı …’a devrettiği ve noter huzurunda satış bedelini tahsil ettiğini beyan ettiği, bu kere davalı …’ın ise … 16. Noterliği’nin… tarih – … yevmiye numaralı evrakı üzerinden düzenlenen pay devir sözleşmesi ile şirketteki 400 (10.000,00 TL nominal sermaye payına karşyılık gelen) payını yine davalı Erkan Altınışık’a devrettiği ve noter huzurunda satış bedelini tahsil ettiğini beyan ettiği görülmektedir.
Davacı …, … ve …’nın arasında akdedilen ve tarafların imzasına havi 13/06/2016 tarihli adi yazılı sözleşmenin “13/06/2016 tarihinde …, …, … bir araya gelerek aşağıda bulunan kararları imza altına almışlardır, 1) … adresinde bulunan … Şirketinin %100 hisse sahibi (…) …’dan %67 hisse karşılığını 200.000,00 TL tutar ödemeyi taahhüt eden …’a devretmiştir, 2)13/06/2016 tarihine kadar 11.500,00 TL’si ödenmiştir, inşaatta kullanılacak tahmini 200.000,00 TL tutarın hissesi oranı dahilinde düşüldükten sonra kalan meblağın ödenmesi, aylık kar üzerinden %50’si şirkete sermaye olarak saklanması koşuluyla %50’si …’ya borç bitene kadar ödenecektir.” şeklindeki içeriği ile davalı … tarafından adi ortaklığa 200.000,00 TL sermaye konması karşılığında pay devrinin yapıldığı görülmektedir.
Davacı …, … ve … arasında …Şirketi başlıklı belgeye konu ve mahkememizin … numaralı kasasına alınan ve tarafların imzasına havi 29/09/2016 tarihli ” Toplantıya katılanlar, …, …, …, konu: Ortaklık yapısı 29/09/2016 Ortaklık …adresinde bulunan …Şirketine ait faaliyet başladıktan sonra anılan şirket adresi başka bir adrese taşınmadığı sürece şirketin tüm borçlarını ödedikten sonra faaliyet karının (brüt satışlardan, satılan mamul maliyeti, sabit giderler ve vergiler düşüldükten sonraki tutardır) %33 oranda yukarıda bahsi geçen kişilere dağıtılacaktır. Ortaklık yapısı: …: %33, …: %34, …:%33, 1)Her ayın 5’de toplantı yapılarak bir önceki aya ait kar/zarar muhasebe tarafından ortaklara sunulacaktır, 2) Şirket kar elde ederse, ortaklar kar üzerinden ihtiyaç da bulunacakları tutarları tüm ortakların rızası ile verebilecektir, 3)Şirket ortaklarından … 10-11-12/2016 dönemlerinde aylık 2.000,00 TL maaş alacaktır. 4)Şirket ortaklarından … 10-11-12/2016 dönemlerinde aylık 1.500,00 TL maaş alacaktır. 5)Şirket ortaklarından … 10-11-12/2016 dönemlerinde aylık 1.500,00 TL maaş alacaktır. 6) Şirket ortaklarından …’ya 28/09/2016 tarihinde 4.000,00 TL, 28/10/2016 tarihinde 4.000,00 TL, 28/11/2016 tarihinde yaklaşık 4.000,00 TL ödenecektir… İmza” şeklindeki karar ile de ortaklıktaki payların ve karın paylaşımına yönelik karar alındığı görülmektedir.
Dava dosyasına celp edilen ve noterde düzenlenen pay devir sözleşmeleri ile taraflar arasında 13/06/2016 ve 29/09/2016 tarihinde yapılan harici protokollerin aynı tarihte yapılmış olması karşısında her ikisinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda davalının pay devir sözleşmesi nedeniyle davacıya herhangi bir borcu olmadığı ve ancak davalı …’ın adi ortaklık şeklinde işletilecek olan restoranta 200.000,00 TL sermaye koyma taahhüdünde bulunduğu görülmektedir.
Türk Hukuku’nda adi ortaklık ilişkisinde ortaklardan birinin sermaye koyma borcunu yerine getirmemesi halinde ne gibi bir müeyyidenin uygulanacağı hakkında yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Yargıtay, adi ortaklık sözleşmesinin karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olmadığını ve bu nedenle karşılıklı borç içeren sözleşmelere ilişkin ödemezlik def’i (TBK m.96) ile karşılıklı borç içeren sözleşmelere ilişkin temerrüt hükümlerinin (TBK m.118 v.b, 123 v.b) adi ortaklık sözleşmesine uygulanamayacağı, ancak haklı sebeplerden dolayı ortaklığın feshinin (TBK m.639, bent7) talep edilebileceği kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Genel Esaslar, Ankara, 2020, Adalet Yayınevi, Tamamen Güncellenmiş Ve Genişletilmiş 6. Baskı, s.27)
Tüm dosya kapsamı ve taraflar arasında düzenlenmiş olan harici protokoller ile davaya konu edilen 200.000,00 TL paranın davacıya ödenmesi taahhüt edilen bir borç olmak yerine davacı ile davalı arasında adi ortaklık şeklinde işletilmesine karar verilen ortaklığa konması gereken sermaye olduğu anlaşıldığından davacının bu paradan kaynaklanan bakiyenin kendisine ödenmesini talep etme hakkı olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının, 341,55 TL peşin harç ve 3.890,47 TL ıslah harcı toplamı 4.232,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.151,32 TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 17.098,29 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Dair, Taraf vekilleri ve asillerin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 09/02/2022

Katip …

Hakim …

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 341,55 TL
Islah Harcı : 3.890,47 TL
Karar Harcı : 80,70 TL
Bakiye Harç : 4.151,32 TL
Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 2.743,00 TL
Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL
Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 2.100,00 TL
Posta Giderleri : 165,40 TL