Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/269 E. 2020/232 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/269
KARAR NO: 2020/232

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:16/03/2017
KARAR TARİHİ:30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş.’nin büyük ortağı … A.Ş. tarafından bu şirketin hesaplarının … tarafından incelenmesi talep edildiğini, bu konu ile ilgili olarak … tarafından yapılan inceleme sonucunda tanzim ettiği özel inceleme raporlarında şirketin muhasebesinden sorumlu Görevli … ve … tarafından şirket hesaplarının suistimal edilmesi suretiyle kendi menfaatlerine ve şirket zararına iş ve işlemler yapıldığının anlaşıldığını, özel inceleme raporu uyarınca müvekkil şirketle gerçekte herhangi bir ticari ilişkisi bulunmamasına rağmen …. ve Tic. Ltd. Şti.’ye 4.996,00 TL ödeme yapıldığının görüldüğünü, bunun üzerine ….Noterliğinin 19/01/2017 tarih ve 01105 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderildiğini ve herhangi bir mal ve hizmet alımı yapılmadığı halde davalının hesabına gönderilen 4.996,00 TL’nin kendi şirket hesabına iade edilmesi istendiğini, ödemenin yapılmaması üzerine davalı şirket hakkında ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatılarak 4.996,00 TL’nin ödenmesinin talep edildiğini, davalı hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirketle mal ve hizmet alımı olmamasına rağmen müvekkili şirket hesaplarından kendisine 4.996,00 TL ödeme yapılan davalı şirketin sebepsiz olarak zenginleştiğini ve bu tutarın müvekkili şirkete iade yükümlülüğü altında olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı toplanacak delillerin ışığında fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalması kaydıyla davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takip tutarı üzerinden takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça davacı şirket muhasebesinde görevli dava dışı 3. şahıslar olan … ve … isimli şahısların şirket hesaplarını suistimal ettikleri kendi menfaatlerine hareket ettikleri ve şirket zararına işlem yaptıkları beyan edildiğini, oysa basiretli tacir gibi hareket etmeyen davacının muhasebede istihdam ettiği kişileri ve şirket adına yaptıkları alım satım işlemlerini ve ödemeleri kontrol etme, denetleme yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunduğunu, eğer ki davacının çalışanlarından kaynaklı bir zarar iddiası var ise bu taleplerini dava dışı iş bu 3. şahıslara yöneltmesi gerektiğini, hal böyleyken iyi niyetli davalı müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden husumet itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça 09.01.2014 tarihli faturaya istinaden davalı müvekkili şirkete 10.01.2014 tarihinde 4.996,00 TL havale yoluyla ödeme yapıldığını ve karşılığında ise mal alındığını, davacının 10.01.2014 tarihinde banka havalesi yoluyla ödeme yaptığı gözetildiğinde 3 yıl önceki ticari işe istinaden açılan davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenle davalı müvekkili şirketin borcunun olmadığına dair icra dosyasına yapmış olduğu itirazın da haklı ve hukuka uygun olduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin tüm talep dava ve şikayet haklarının saklı kalması kaydıyla davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddini, davacının haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibinde vaki itirazın iptali ile takibin devamına ilişkindir.
Davacının bildirdiği delil ve belgeler toplanmış, icra dosyası dosya içerisine alınmış, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların sunduğu ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle alınan bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş, deliller toplanmıştır.
….İcraDairesi … esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, davacının davalıya karşı “19.01.2017 tarihli ihtarname, 18/01/2017 tarihli özel inceleme raporu, müvekkil şirket defter ve kayıtları” açıklamalı 4.996,00 TL alacağını tahsili amacıyla icra takibi yaptığı, davalının süresi içinde borca itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu, davacı alacaklının davanın takibin devamını sağlamak amacıyla İİK 67. maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü süre içinde bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Mali Müşavir Bilirkişisi … tarafından düzenlenen 03/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı tarafından ibraz edilen ticari defter, belgeler ve dosya münderecatmın incelenmesi neticesinde; yanlar tarafından ibraz edilen 2014 ve 2016 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin yanların lehine delil niteliğinin Mahkememiz takdirlerinde olduğu, davacı tarafından, davalıya 10.01.2014 tarihinde 4.996,00 TL banka havalesi ile ödeme yapıldığı, bu ödemenin her iki yan ticari defter kayıtlarından da tespit edildiği, davacı ticari defter kayıtlarına 31.03.2014 tarihinde davalıdan 4.996,00 TL bedelli, fiktif olduğu sabit olan bir fatura girişi yapılarak, davalı cari borcunun sıfırlandığı, davacının almış olduğu Özel Amaçlı YMM raporunda bu faturanın fıktif olduğunu tespit ettiği ve ödenen 4.996,00 TL’nin tekrar davalı borcuna işlediği, dolayısıyla ticari defterlerinde icra takip tarihinde davacının davalıdan 4.996,00 TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinde ise, davacıya ait ayrıca bir hesap tutulmayıp, müşterilerin tamamına yapılan satış ve tahsilatların havuz hesap şeklinde işlendiği, bu nedenle cari hesap olarak herhangi bir tespit yapılamayıp, işlem bazında yapılan incelemelerde, davalının davacıdan 4.996,00 TL banka havalesi girişi yaptığı, karşılığında ise 09.01.2014 tarihli 5.985,00 TL bedelli fatura düzenlendiği, fatura muhteviyatındaki büyük eşyaların teslim ve montajına ilişkin sunulan servis formlarında müşteri olarak davacı değil, davacı çalışanı … ismi olduğu, fotokopi servis formlarında herhangi bir teslim imzası görülmediği, faturadaki küçük ev eşyalarının teslimine ilişkin ise herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, neticede; davacının davalıya 4.996,00 TL ödeme yaptığı, ancak karşılığında herhangi bir mal teslim almadığının sabit olduğu, ancak bunda davalı kusurunun olup olmadığı ve davacının alacak talebinin uygun olup olmadığının takdirini yapılan tespitler ışığında Mahkememizde olduğu, sonuç ve kanaatlerine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Davalı zamanaşımı definde bulunmuş ise de; davacı şirket tarafından davalıya gönderilen parayı 2017 yılında düzenlenen özel inceleme raporu ile öğrendiği anlaşılmakla 6098 sayılı TBK 82. maddesi uyarınca zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; taraflar tacir olup, davacı şirket tarafından kendi hesaplarında … aracılığı ile denetim yapılmak suretiyle şirket nezdinde dava dışı … ve … tarafından yapılan usulsüzlüklerin tespit edildiği davalıya yapılan ödemelerinde bu usulsüzlükler içerisinde yer aldığı davacı firma kayıtlarında yapılan ödemenin kayıtlı olduğu ancak söz konusu faturaların davacı firma kayıtlarına fiktif olarak kaydedilmiş olduğu dava dışı … ve …’ın şirkette herhangi bir imza yetkilerinin olmadığı belirtilmiş ise de bahsi geçen faturanın davacı şirket adına düzenlendiği anlaşılmaktadır.Ve zaten davacı şirket tarafından davalıya dava konusu tutar kadar ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı şirket ile davalı arasında davacı şirket çalışanının davalıdan şirket adına mal alımı yaptığı ve bu hizmetin davacı şirket adına alındığı düzenlenen fatura karşılığında davacı şirket tarafından davalıya ödemede bulunduğu göz önüne alındığında davalının sebepsiz zenginleşmesinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının davalıdan ödemiş olduğu mal ve hizmet bedelini iade istemesi hukuken mümkün olmadığı ancak şirketin zarara sokan şirket çalışanı dava dışı …’den talep edebileceği göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının REDDİNE
Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL maktu karar harcının peşin yatırılan 60,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5,94 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 Sayılı HMK’nın 345/1 maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 30/06/2020
Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)