Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/2 E. 2021/61 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/2 Esas
KARAR NO : 2021/61 Karar

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 15.11.2014 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşme ile sözleşmedeki hüküm ve şartlar çerçevesinde … Limited Şriketindeki davalı borçluya ait hisselerin tamamının müvekkiline devredildiğini, sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin yükümlülüklerine tam olarak yerine getirdiğini ancak davalı borçlunun hisselerini müvekkiline devretmeye yanaşmadığını, müvekkili tarafından hisse devri için ödenen 100.000,00 USD’nin de davalı tarafından iade edilmemesi üzerine … 24. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu tarafından, başlatılan takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, bu nedenle … 24. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki kötüniyetli itirazın iptaline, icra takibinin talep edilen miktar ve temerrüt faiz oranı üzerinden devamına, karşı tarafın haksız itirazı sebebiyle itiraz edilen kısma ilişkin alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin mali durumunun taraflar arasındaki hisse devir sözleşmesinin imzalandığı zamanda iyi olmadığını ve sözleşmede belirtilen miktarın ancak müvekkilinin yeni iş yapması ile mümkün olacağının davacı yanca bilindiğini, müvekkilinin bu süreçte davacıya defalarca iş götürdüğünü, birlikte çalışma teklif ettiğini, mail attığını, aradığını ancak borcunu yapılacak işlerle ödeyebileceğini söylediğini, davacının hiçbir şekilde müvekkili ile irtibat kurmadığını, yaptığı teklifleri değerlendirmediğini, müvekkili kötü niyetli olsaydı kontratın yapıldığı hafta 900.000,00 USD’nin davacının şahsi hesabına ödeme yapmayacağını, müvekkilinin kurucu ortağı olduğu firmanın ticari itibarının zedelenmemesi için hiçbir hukuki girişimde bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, yine davanın haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, İİK m.67 kapsamında itirazın iptali davasıdır.
Dava dosyasına celp edilen … 24. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının, davalı/ borçlu aleyhine 11/03/2016 tarihinde ilamsız yolla … 26. Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine dayalı olarak, 100.000,00 USD asıl alacak, 608,22 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 100.608,22 USD’nin takip tarihinden itibaren asıl alacağa devlet bankalarınca USD cinsinden uygulanan faiz üzerinden işleyecek yıllık %6 faizi ile birlikte tahsilini talep etttiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine davalı/ borçlunun süresinde olarak borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmesi neticesinde icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve süresinde olarak işbu itirazın iptali davasının açılmış olduğu görülmüştür.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı ihtarname, ihtarnamede bahsedilen sözleşme ve ilgisi nedeniyle banka kayıtlarının incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür.
Davacı …, davalı … ve üçüncü kişiler … ve … Ltd. Şti arasında 15/11/2014 tarihinde hisse devir anlaşması başlıklı sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 1. maddesi ile sözleşme amacının “İş bu anlaşmanın amacı; …’nin şirket bünyesindeki %48’lik hissesini bir diğer hissedar …’e 17/11/2014 tarihli hisse devir sözleşmesiyle devretmesi üzerine şirketin pasiflerinin aktiflerinden fazla olması ve zararda olması nedeniyle …’nin …’e yapacağı ödemeyi ve şartlarını düzenler.” şeklinde ifade edildiği ve sözleşmenin 2.5 maddesinin “Şirket hisselerinin devri iş bu protokolde yazılı 900.000,00 USD (Dokuz yüzbin amerikan doları) nakitin … tarafından …’e ödeneceği tarih olan 17/11/2014 tarihinde gerçekleştirilecektir. Bakiye kalan 100.000,00 USD (Yüzbin amerikan doları) bedel ise tüm banka kefaletlerinin … tarafından kaldırılması tarihinde ödenecektir.” şeklindeki hükmü ile de davalının davacıya ödemesi gereken paranın ve ödemenin bağlı bulunduğu şartın kararlaştırılmış olduğu görülmektedir.
Dava dosyasında örneği bulunan ve davacının davalı aleyhine … 26. Noterliği’nin… tarih ve … yevmiye numaralı evrakı üzerinden keşide ettiği ihtarname ile davacının taraflar arasında akdedilmiş olan 15/11/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin 2.5 maddesinde öngörülen 100.000,00 USD’nin 7 gün içinde ödenmesi konusunda ihtarda bulunulduğu ve bu ihtarın 02/02/2016 tarihinde muhatap olan davalı …’ye tebliğ edilmiş olduğu görülmektedir.
Mahkememizin 28/11/2018 tarih ve 2 nolu ara kararı ile taraflara 15/11/2014 tarihinden önce davalının hangi bankalarla akdedilen kredi sözleşmesi nedeniyle dava dışı … Ltd. Şti lehine kefalet taahhüdünde bulunduğu konusunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesi üzerine, davacı taraf 12/12/2018 tarihli yazılı beyan dilekçesi ile davalının … Bankası … Şubesi (TL:… ve USD: …) ve … Bankası … Şube (TL: … ve USD: …) nolu hesaplar üzerinden kullanılmış olan krediye kefaletlerinin bulunduğunun beyan edilmesi üzerine ilgili bankalara yazılan yazı neticesinde … Bankası A.Ş’nin … tarih ve … sayılı, … Bankası’nın … tarih … sayılı cevabi yazıları ile dava dışı … Şti tarafından kullandırılan genel kredi sözleşmeleri nedeniyle davalı …’nin kefalet sorumluluğunun devam ettiği bildirilmiştir.
Emekli banka müdürü bilirkişi …’dan alınan 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporu ile; bankalar ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bu kredi sözleşmeleri nedeniyle davalı …’nin kefil sıfatıyla imza attığı ve ancak takip dayanağı 14/11/2014 tarihli hisse devir sözleşmesinin 2.5 maddesi ile anlaşmaya varıldığı gibi davalı …’nin kefalet nedeniyle bankalara karşı olan sorumluluğunun sona erdirilmediği ve bu nedenle davacı alacağının talep edilebilir hale gelmediği tespit edilmiştir.
… Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Dr. … ile Emekli banka müdürü bilirkişi …’dan alınan 12/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporu ile; tüm dosya kapsamı, daha önce alınmış olan bilirkişi raporu ve ilgili bankaların kayıtları üzerinde yapılmış olan inceleme neticesinde davalının kefaletten kaynaklanan sorumluluğunun devam ettiği ve bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olmadığı tespit edilmiştir.
Takip dosyası, dava dosyası, alınmış olan bilirkişi raporları, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile keşide edilen ihtarname ile ilgili bankalardan alınmış olan cevabi yazılar hep birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya protokol ile üstlenmiş olduğu ve takibe konu 100.000,00 USD borcun sözleşme ile davalının kefaletinin sonlandırılması şartına bağlandığı ve dosya kapsamı ile davacı tarafın bu şartın gerçekleştiğini ispat edemediği ve bu nedenle de davalının kefalet sorumluluğunun hala devam ettiği, karşılıklı borçları ihtiva eden sözleşmelerde 6098 sayılı TBK m.97 kapsamında ifayı talep eden alacaklının öncelikle kendi borcunu ifa etmiş olması gerektiği aksi halde karşı edim borcunun ifasını talep etme hakkı olmadığı, bu kapsamda somut olaya bakıldığında davacının protokolden kaynaklanan kefaleti sona erdirmeye yönelik kendi borcunu ifa etmediği anlaşıldığından takibe ve davaya konu karşı edim borcu olan 100.000,00 USD’nin ödenmesini talep etme hakkı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu karar harcının, peşin yatırılan 3.365,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.306,55 TL harcın kararın kesinleşmesi halinde davacıya iadesine,
Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 28.852,34 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza

Harç/ Masraf Dökümü
Peşin Harç : 3.365,85 TL
Karar Harcı : 59,30 TL
Noksan Harç : 3.306,55 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 4.290,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 0,00 TL

Yargılama Gideri Detayları
Bilirkişi Ücreti : 3.000,00 TL
Posta Giderleri : 229,70 TL