Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/162 E. 2018/124 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/162 Esas
KARAR NO : 2018/124

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten elektrik satın aldığını, davalı şirketin 2014 Mart ila 2016 Nisan ayları da dahil olmak üzere haksız olarak müvekkilden faturalara kayıp kaçak bedelleri, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli nedeniyle sonradan arttırılmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL nin ödeme tarihlerinden itibaren merkez bankası avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini yargılama masrafları ve ücreti vekaletin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA/
Davalı vekilinin dava dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkili arasında imzalanan 01/03/2015 sözleşmenin 28.maddesi ve 1/03/2014 tarihli sözleşmenin 29.maddesinde ” bu sözleşmenin ve yürüklükteki ilgili mevzuatın uygulanmasından doğacak anlaşmazlıkların giderilmesinde yetkili organ İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleridir ” denildiği, iş bu nedenle huzurdaki davanın İstanbul Mahkemeleri yerine mahkememizde ikame edilmesi nedeniyle öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE/
Dava, taraflar arasındaki elektrik abonelik sözleşmesi kapsamında davalı şirket tarafından düzenlenen ve davacı tarafından ödenen faturalarda kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve perakende satış hizmeti bedeli adı altında yapılan tahsilatların haksız olduğu iddiasıyla ödendiği tarihten itibaren işleyecek anavs faiziyle birlikte iadesi istemine ilişkindir.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin Muhtelif Kararları ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 E. ve 2014/679 K gereğince EPDK’nın elektrik bedeli fiyatlandırma unsuru belirleme konusunda sınırsız yetki ve görevinin olmadığı, EPDK’ nın resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliği gereğince, elektrik enerjisi şirketlerinin abonelerden kayıp kaçak ve diğer adlar altında birtakım bedelleri tahsil etmesinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu tahsilatların yasal bir dayanağının olmadığı gerekçesiyle abonelerden kayıp kaçak, perakende satış hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedeline ilişkin tahsilatların abonelere iadesi gerektiği kabul edilmekteydi.
Dava 11/05/2016 tarihinde açılmış olup, yargılama sırasında 6446 sayılı yasayı değiştiren 6719 sayılı kanun 17/06/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/1.maddesinde, “Bu kanun kapsamında düzenlenen ve bir sonraki dönem uygulanması önerilen tarifeler, ilgili tüzel kişi tarafından kurulca belirlenen usul ve esaslara göre, tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içerecek şekilde hazırlanır ve onaylanmak üzere kurula sunulur. Kurul mevzuat çerçevesinde uygun bulmadığı tarife tekliflerinin revize edilmesini ister veya gerekmesi halinde resen revize ederek onaylar. İlgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifelere uymakla hükümlüdür. ”
17/3.maddesinde, ” Onaylanan tarifeler içinde söz konusu tüzel kişinin tarife konusu faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedelleri dışında piyasa faaliyetleriyle ilgili doğrudan ilişkili olmayan hiçbir unsur yer almaz. İletim ek ücreti bu hükmün istisnasını oluşturur.
17/6.maddesinde, kurulca düzenlemeye tabi tarife türleri şunlardır, denilmiş ve maddede; bağlantı, iletim, toptan satış, dağıtım, perakende satış, piyasa işletim, son kaynak tedarik tarifeleri tek tek sıralı bentlerde ayrı ayrı açıklanmıştır.
Anılan düzenleme incelendiğinde, dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma, iletim bedellerinin maliyet bedeli içerisinde bulunduğu ifade edilmiştir. 17/ç bendinde; dağıtım sistemi harcaması, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme bağlama hizmet maliyet, sayaç okuma maliyet, reaktif enerji maliyeti gibi dağıtım faaliyeti yürütülmesi kapsamındaki tüm maliyet ve hizmetleri karşılayacak bedellerin dağıtım tarifesini oluşturacağının açıklandığı görülmektedir.
6719 sayılı kanunun 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20.maddede, ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 17. maddesinde, elektrik enerjisi dağıtım şirketlerinin elektrik faturalarına yansıtacakları bedellerin, tarifelerin ne şekilde hazırlanacağı ve bu tarifelerin içerdiği unsurların ne olacağı açıkça hüküm altına alınmış ve dava konusu yapılan tüm bedellerin maliyet bedeli olduğu ve tarifeler içinde yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, yargılama sırasında yürürlüğe giren kanun ile dava konusu bedellerin yasal düzenleme içine alındığı kabul edilmelidir. Başka bir deyişle, daha önceden EPDK kararlarına ve tebliğe dayalı olarak yapılan tahsilatların kanuni düzenlemeye konu edildiği ve dayanağının yasal hale getirildiği görülmektedir.
Kanunun geçici 20.maddesinde de, geçmişe etkili bir düzenleme yapılarak kurul kararlarına uygun bir şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleriyle ilgili açılmış olan davalar hakkında da 17.maddenin uygulanması gerektiğine işaret edilmiş ve daha önce yapılan tahsilatlar da kanun kapsamına alınarak dayanağının yasa olduğu belirtilmiştir.
6446 sayılı yasada yapılan bu değişiklikler göz önüne alındığında huzurdaki davaya yargılama sırasında konu edilen ve haksız olarak tahsil edildiği ileri sürülen bedellerin artık yasal hale geldiği ve davanın dayanağının kalmadığı sonucuna varılmalıdır.
Kanunun 6719 sayılı yasanın 21.maddesi ile değişik 17/10.maddesinde; ” kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda, tüketici hakem heyetleriyle mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır.” denilmektedir. Buna göre, mahkemelerce sadece elektrik enerjisi dağıtım şirketleri tarafından yapılan tahsilatların EPDK tarafından çıkarılan tarifelere uygun olup olmadığı araştırmasının yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle 6446 sayılı kanunun 17. maddesinin 6719 sayılı kanunun 21. maddesiyle değiştirilerek, dava konusu olan tüm bedellerin maliyet bedeli olarak yasal düzenlemeye konu edildiği, aynı kanunun geçici 20. maddesi ile daha evvelden açılmış olan davalarda da 17. madde hükümlerinin uygulanmasının gerektiği işaret edildiği, kanunun 17/06/2016 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiği anlaşılmakla bu yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın konusunun kalmadığı sonucuna varılmıştır.
Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/2534 E. – 2017/3956 K.sayılı 28/03/2017 tarihli kararıyla, yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin davanın konusunun kalmadığı neticesini doğuracağı ifade edilmektedir, davanın açıldığı tarih itibarıyla haklı durumunda bulunan davacı tarafın yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi nedeniyle yargılama giderinden sorumlu tutulması mümkün değildir, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm yargılama sırasında yürürlüğe giren yasal değişikliğin sonucu olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalılardan tahsiline ancak, davacı yararına maktu vekalet ücretinin (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2017/2534 E. – 2017/3956 K. sayılı 28/03/2017 tarihli kararı) takdirine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
Davanın konusu kalmamakla esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 134,88 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 134,50 TL yargılama gideri ile 35,90 TL karar harcı, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı toplamı 203,90 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde başvurulması halinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı karar verildi. 13/02/2018

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

Harç / Masraf Dökümü
Peşin Harç : 170,78 TL
Karar Harcı : 35,90 TL
Bakiye Harç : 134,88 TL

Davacı Gider Avansı
Yatırılan Avans : 485,00 TL

Davalı Gider Avansı
Yatırılan Avans: 0,00 TL

Yargılama gideri detayları
Posta Giderleri : 134,50 TL